Cinsel Eğitimin Önemi

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
CİNSEL EĞİTİM


Cinsel eğitimin ve cinsel sorunların bilimsel olarak ele alınışı çok yenidir: Bu alanda 19. yüzyılın ikinci yarısında, ciddi araştırmalar ve çalışmalar başlamıştır. Araştırmacıların başında Freud, Magnus, Kraft-Ebbing, Ellis, Freud, Reich gelmektedir.

Ülkemizde ve başka ülkelerde yapılan araştırmalar gençlerin cinsellikle ilgili bilgileri genellikle arkadaşlarından, yaşdaşlarından, yayınlardan aldıklarını göstermiştir. Bu nedenle, ister erkek, ister kız olsun, gençlerin büyük çoğunluğu, ergenlik dönemine bilgisiz ve hazırlıksız girmekte, bu dönemi bilgiyle değil, duygusal tepkiyle yaşamaktadırlar. Cinsel eğitimi kişilik eğitiminden ayırmak, soyutlamak olanaksızdır. Ancak, çocuk ve gençlik çağlarında, kişilik eğitimine cinsellikle ilgili öğeler eklenerek gerçekleşebilir.

Dünya Sağlık örgütü, cinsel eğitimin okullarda, Avrupa'da, Almanya'da, Danimarka, İsveç gibi ülkelerde zorunlu den olduğunu; Bulgaristan, Fransa, İsveç, İtalya, Nonya, Yunanistan gibi ülkelerde yasal olarak kabul edilmiş olmasma karşın yaygın olarak uygulanmadığını; Türkiye’nin de içinde olduğu birçok ülkede yasak olmadığını ancak ailede, okulda, toplumda sağlıklı biçimde verilmediğini belirtmiştir,

Sağlıklı cinsel eğitimin olmaması, cinsellikle ilgili bütün durumlarda, olaylarda, sorunlarda çatışma yaratır. Sürekli ve durumluk kaygı düzeyini yükseltir.


Özcan Köknel, Kaygıdan Korkuya
 
Geri
Top