Eşcinsellik (Homosexuality):
Erkeğin ve kadının kendi cinsinden kişilerle cinsel ilişki kurma eğilimi ve eylemidir. Eşcinselliğin çeşitli türleri ve sorunları tanımlanmıştır. Genel hekimlik uygulamasında eşcinsellik önemli bir sağlık sorunu değildir.
Hatta kimi toplumlarda artık eşcinsel evlenmelere bile izin verilerek bir sorun olmaktan çıkarma çabaları vardır. Gerçek eşcinsel için sorun toplumsal yargılar ve yasaklardır.
Ancak, eşcinsel eğilim ve eylemlerinden acı çeken, bunaltı duyan, benliğe yabancı eşcinselliği olan bir kişi hekime gelebilir ve yardım isteyebilir.
Ama kendi benliği içinde uzlaşmış, eşcinselliğe uyum yapmış bir kişi için hekimin yapabileceği fazla bir yardım yoktur (ego-sintonik eşcinsellik).
Açık eşcinselliği (overt homosexuality), gizli (latent) eşcinsellikten ayırt etmek gerekir. Açık eşcinsellikte kişi, eşcinsel duygu ve dürtülerinin bilincedir. Bu duygu ve dürtülerin doyurulmasını ister ve uygun eş bulunca cinsel eylemleri olur.
Bu eylemler kendisine haz verir. Belki toplumsal yargı ve baskılardan korkabilir, bunalabilir ve bunu kendisi için sorun olarak kabul edebilir. Ama bütün eylemlerinin bilincindedir ve cinsel yöneliminin nesnesi bellidir.
Bir başka deyimle eşcinsel dürtü duygu ve davranışlar benliğe uyumludur. Bu tür eşcinsellik çocuklukta yerleşen bir cinsel kimlik sapması olduğu ileri sürülmektedir.
Çocukluk ve ergenlik çağında bilinçli nitelik kazanan eşcinsel dürtü ve eğilimler ve belki deneyimler çoğu kişinin yaşamında olabilir. Fakat bunlar genellikle açık eşcinselliğin kişilikte yerleşmesine yol açacak denli güçlü değildirler.
Ergenlik ve delikanlılık çağı süresinde yavaş yavaş sönerler. Böylece bu deneyimler genel olarak birey için sorun olmazlar. Böyle bir durumda eşcinsellik söz konusu değildir. Genelde böyle durumlar gencin cinselliği tanıma çabaları olarak yorumlanmaktadır.
Kendilerini ağır biçimde suçlama eğilimi gösteren kimi kişilerde bu geçmiş yaşam olayları sürekli bir utanç ve suçluluk duygusu kaynağı olabilir. Bunlarda sorun, cinsel bir yetersizliğe bağlı olabileceği gibi, başka ruhsal bozukluklarla da ilgili olabilir.
Gizli (latent) eşcinsellik ise psikanalitik bir kavram olup tümden ayrı bir konudur. Bunda kişi, eşcinsel dürtü ve eğilimlerinin bilincinde değildir. Ama, sürekli olarak bu dürtüler benliği tehdit etmektedirler.
Benlik bunları kabul edemez; yani bu dürtüler hem bilinçdışı güçlü bir etkinlik taşırlar, hem de benliği yabancıdırlar (ego-distonik).
Böyle bir durumda kişi şöyle bir çatışma içindedir: Bir anda, bilinçdışı yasak ve kabul edilemeyen dürtü ve eğilimler; öbür yanda benliğin bunları bilinçten uzak tutma, bu dürtülerle savaşma gereksinimi.
Böyle bir çatışma içinde kalan benlik, kendisini değişik savunma düzenekleri ile savunur. Örneğin aşırı erkeklik çabaları, aşırı eşcinsellik düşmanlığı gibi.
Daha ağır türlerinde kişi, başkalarının kendisini eşcinselmiş gibi görecekleri korkusu ile eşcinsel olmadığını kanıtlamak istercesine aşırı davranışlara başvurabilir (reaksiyon-formasyon).
Psikodinamik psikiyatride paranoid sanrıların oluşunda bilinçdışı eşcinsel ve saldırgan dürtülerin önemi rol oynadığı kabul edilir (bastırma, inkar ve yansıtma savunmaları).
Karşıt cinsellik (Transsexualizm):
Erkeğin kendisini kadın, kadının kendisini erkek gibi algılaması ve kabul etmesidir. Bu duygunun çok küçük çocukluk yaşlarında başladığı ileri sürülmektedir ancak kökeni tam aydınlatılmamıştır.
Çok ayrıntılı vaka öykülerinde, daha 2-3 yaşlarında belki de daha erken, çocuğun karşı cinsten davranışları benimsediği anlaşılmaktadır.
Kız çocuk kendini bir erkek olarak algılar ve giderek konuşması, yürümesi, devinimleri, düşünce ve duyguları, yani bütün benliği ile erkek gibi yetişir. Ancak biyolojik yapısı ile kızdır.
Plastik cerrahlara cinselliğini değiştirmek için başvuran kişilerden çok az bir kesimi gerçek transseksüel olabilir. Bunların arasında şizofrenikler, homoseksüeller daha çoktur.
Bu nedenle ameliyat kararını derinliğine bir kişilik incelemesi yapmadan vermemek gerekir. Ayrıca ameliyat kararı vermeden önce en az iki yıl, benimsemiş oldukları cinselliğe uygun biçimde yaşamaları, sorumluluk alabilmeleri de beklenmelidir.
Örneğin erkek olduğunu kabul eden ve ameliyat olmak isteyen bir dişi biyolojik yapısı olan bir kişinin, hiç olmazsa birkaç yıl erkek gibi giyinmesi, erkeksi işler görmesi, sorumluluklar alması ameliyattan bir koşul olarak ortaya konmalıdır.
Bugün için resmi kurumlarda cinsiyet değişimi için operasyonlar öncesinde ameliyata izin veren psikiyatri sağlık kurulu raporu istenmektedir.
Hermafrodizm ( intersex)
İnterseksde biyolojik yapıda bozukluk, doğuştan anormallik vardır. Örneğin, kız çocukta penise benzer iri bir klitoris, fakat aynı zamanda öbür kadına özgü cinsel organları az gelişmiş ya da gelişmiş olarak bulunur.
Ama, aile erkektir diyerek bir yanılgı ile çocuğu erkek olarak yatiştirebilir. Böyle bir çocuğu büyüdükten sonra ameliyat etmek çok örseleyici olabilir. Bu nedenle, interseks vakalarında erken tanı konması ve erken ameliyat yapılması neredeyse bir zorunluluktur.
Çocuğun henüz cinsel kimlik duygusu yerleşmeden, iki yaşından önce ameliyat edilmesi uygun olur.
Erkeğin ve kadının kendi cinsinden kişilerle cinsel ilişki kurma eğilimi ve eylemidir. Eşcinselliğin çeşitli türleri ve sorunları tanımlanmıştır. Genel hekimlik uygulamasında eşcinsellik önemli bir sağlık sorunu değildir.
Hatta kimi toplumlarda artık eşcinsel evlenmelere bile izin verilerek bir sorun olmaktan çıkarma çabaları vardır. Gerçek eşcinsel için sorun toplumsal yargılar ve yasaklardır.
Ancak, eşcinsel eğilim ve eylemlerinden acı çeken, bunaltı duyan, benliğe yabancı eşcinselliği olan bir kişi hekime gelebilir ve yardım isteyebilir.
Ama kendi benliği içinde uzlaşmış, eşcinselliğe uyum yapmış bir kişi için hekimin yapabileceği fazla bir yardım yoktur (ego-sintonik eşcinsellik).
Açık eşcinselliği (overt homosexuality), gizli (latent) eşcinsellikten ayırt etmek gerekir. Açık eşcinsellikte kişi, eşcinsel duygu ve dürtülerinin bilincedir. Bu duygu ve dürtülerin doyurulmasını ister ve uygun eş bulunca cinsel eylemleri olur.
Bu eylemler kendisine haz verir. Belki toplumsal yargı ve baskılardan korkabilir, bunalabilir ve bunu kendisi için sorun olarak kabul edebilir. Ama bütün eylemlerinin bilincindedir ve cinsel yöneliminin nesnesi bellidir.
Bir başka deyimle eşcinsel dürtü duygu ve davranışlar benliğe uyumludur. Bu tür eşcinsellik çocuklukta yerleşen bir cinsel kimlik sapması olduğu ileri sürülmektedir.
Çocukluk ve ergenlik çağında bilinçli nitelik kazanan eşcinsel dürtü ve eğilimler ve belki deneyimler çoğu kişinin yaşamında olabilir. Fakat bunlar genellikle açık eşcinselliğin kişilikte yerleşmesine yol açacak denli güçlü değildirler.
Ergenlik ve delikanlılık çağı süresinde yavaş yavaş sönerler. Böylece bu deneyimler genel olarak birey için sorun olmazlar. Böyle bir durumda eşcinsellik söz konusu değildir. Genelde böyle durumlar gencin cinselliği tanıma çabaları olarak yorumlanmaktadır.
Kendilerini ağır biçimde suçlama eğilimi gösteren kimi kişilerde bu geçmiş yaşam olayları sürekli bir utanç ve suçluluk duygusu kaynağı olabilir. Bunlarda sorun, cinsel bir yetersizliğe bağlı olabileceği gibi, başka ruhsal bozukluklarla da ilgili olabilir.
Gizli (latent) eşcinsellik ise psikanalitik bir kavram olup tümden ayrı bir konudur. Bunda kişi, eşcinsel dürtü ve eğilimlerinin bilincinde değildir. Ama, sürekli olarak bu dürtüler benliği tehdit etmektedirler.
Benlik bunları kabul edemez; yani bu dürtüler hem bilinçdışı güçlü bir etkinlik taşırlar, hem de benliği yabancıdırlar (ego-distonik).
Böyle bir durumda kişi şöyle bir çatışma içindedir: Bir anda, bilinçdışı yasak ve kabul edilemeyen dürtü ve eğilimler; öbür yanda benliğin bunları bilinçten uzak tutma, bu dürtülerle savaşma gereksinimi.
Böyle bir çatışma içinde kalan benlik, kendisini değişik savunma düzenekleri ile savunur. Örneğin aşırı erkeklik çabaları, aşırı eşcinsellik düşmanlığı gibi.
Daha ağır türlerinde kişi, başkalarının kendisini eşcinselmiş gibi görecekleri korkusu ile eşcinsel olmadığını kanıtlamak istercesine aşırı davranışlara başvurabilir (reaksiyon-formasyon).
Psikodinamik psikiyatride paranoid sanrıların oluşunda bilinçdışı eşcinsel ve saldırgan dürtülerin önemi rol oynadığı kabul edilir (bastırma, inkar ve yansıtma savunmaları).
Karşıt cinsellik (Transsexualizm):
Erkeğin kendisini kadın, kadının kendisini erkek gibi algılaması ve kabul etmesidir. Bu duygunun çok küçük çocukluk yaşlarında başladığı ileri sürülmektedir ancak kökeni tam aydınlatılmamıştır.
Çok ayrıntılı vaka öykülerinde, daha 2-3 yaşlarında belki de daha erken, çocuğun karşı cinsten davranışları benimsediği anlaşılmaktadır.
Kız çocuk kendini bir erkek olarak algılar ve giderek konuşması, yürümesi, devinimleri, düşünce ve duyguları, yani bütün benliği ile erkek gibi yetişir. Ancak biyolojik yapısı ile kızdır.
Plastik cerrahlara cinselliğini değiştirmek için başvuran kişilerden çok az bir kesimi gerçek transseksüel olabilir. Bunların arasında şizofrenikler, homoseksüeller daha çoktur.
Bu nedenle ameliyat kararını derinliğine bir kişilik incelemesi yapmadan vermemek gerekir. Ayrıca ameliyat kararı vermeden önce en az iki yıl, benimsemiş oldukları cinselliğe uygun biçimde yaşamaları, sorumluluk alabilmeleri de beklenmelidir.
Örneğin erkek olduğunu kabul eden ve ameliyat olmak isteyen bir dişi biyolojik yapısı olan bir kişinin, hiç olmazsa birkaç yıl erkek gibi giyinmesi, erkeksi işler görmesi, sorumluluklar alması ameliyattan bir koşul olarak ortaya konmalıdır.
Bugün için resmi kurumlarda cinsiyet değişimi için operasyonlar öncesinde ameliyata izin veren psikiyatri sağlık kurulu raporu istenmektedir.
Hermafrodizm ( intersex)
İnterseksde biyolojik yapıda bozukluk, doğuştan anormallik vardır. Örneğin, kız çocukta penise benzer iri bir klitoris, fakat aynı zamanda öbür kadına özgü cinsel organları az gelişmiş ya da gelişmiş olarak bulunur.
Ama, aile erkektir diyerek bir yanılgı ile çocuğu erkek olarak yatiştirebilir. Böyle bir çocuğu büyüdükten sonra ameliyat etmek çok örseleyici olabilir. Bu nedenle, interseks vakalarında erken tanı konması ve erken ameliyat yapılması neredeyse bir zorunluluktur.
Çocuğun henüz cinsel kimlik duygusu yerleşmeden, iki yaşından önce ameliyat edilmesi uygun olur.