Cinsellikte En Çok Merak Edilenler

arz-ı hal

şşşşştttttttt
Özel üye
Her kadın ve erkeğin cinsellikle ilgili merak ettiği ancak doktoruyla bire bir temasta bile sormaya çekindiği bazı sorular vardır.


1-Masturbasyon yapmak zararlı mı?

Masturbasyon, cinsellik içgüdüsünden kaynaklanan bir davranış olarak, ikili ilişkinin mümkün olmadığı durumlarda kadın ve erkek hemen her bireyin, ender ya da sık uyguladığı bir eylemdir. Bir okurun sorduğu gibi, "günlük yapılabilecek maksimum sayı" hakkında fikir vermek doğru değildir ve bilimsel olarak böyle bir bilgi de yoktur. Çok aşırı uygulandığında erkeklerde ve bazen de kadınlarda genital bölgenin cildinde tahriş oluşmasına neden olduğunu biliyoruz.

Erkeklerde masturbasyonda oluşan her boşalmayla birlikte bir sonraki menideki sperm sayısı azalır. Ancak bu kalıcı bir etki değildir, zira erkeklerde sperm hücreleri 60 ve hatta 70 yaşlarına kadar sürekli olarak üretilmeye devam eder. Yani masturbasyon "kısırlığa" neden olmaz. Bu, kadınlar için de geçerlidir.

Sanıldığının aksine, masturbasyon "güçsüz bırakan" bir olay da değildir, masturbasyon sonrası "yorgunluk" ve uykuya eğilim" orgazm esnasında beyinde artan morfin benzeri etki gösteren hormonların (bunlara endorfin adı verilir) "gevşetici", sakinleştirici ve "keyif verici" özellikleri nedeniyledir.

Masturbasyonda aşırıya kaçıldığının en önemli göstergelerinden biri, masturbasyonu gerçek cinsel ilişkiye tercih etmek ve toplumdan, sosyal aktivitelerden uzaklaşmaktır. Masturbasyon için harcanan efor ve süre yeni arkadaşlıklar edinmek için harcanmıyorsa, bu durumda masturbasyon beraberinde sosyal ve psikolojik sorunlar getirebilir. Bazı durumlarda "aşırı masturbasyon" aslında gizli kalmış bir sosyal fobinin de belirtisi olabilir. Böyle bir birey hayallerinde kurduğu ilişkileri gerçek hayatta kurmayı başaramaz ve bunun için efor sarfetmenin yersiz olduğunu düşünerek, toplumdan uzaklaşmasını açıklamak için kendince haklı nedenler bulur.

Özet olarak eğer masturbasyon sosyal yaşantınızı etkilemiyorsa, arkadaşlıklar kurmayı ve sürdürmeyi başarıyorsanız, video, dergi, internette ... siteleri gibi aktivitelere çok aşırı vakit harcadığınızı düşünmüyorsanız masturbasyonun size hiç bir zararı yoktur...
 
2- İdeal penis uzunluğu nedir?

İdeal penis uzunluğu diye bir kavram yoktur. Yapısal özelliklere bağlı olarak erkeklerin ereksiyon halindeki penis uzunlukları oldukça farklı olabilir. Penis uzunluğu boyla direkt olarak ilişkili olmakla beraber, her zaman uzunluğun boy uzunluğu ile doğru orantılı olması gerekmez. Irksal özelliklerin de penis uzunluğu ile direkt ilişkili olduğunu söylemek hatalı olabilir.

Dahası penis uzunluğu ile penisin işlevleri arasında da bir bağlantı yoktur. Penisin en önemli işlevi kadının gebe kalmasını sağlamak, diğer işlevi ise cinsellik içgüdüsünü tatmin etmektir. Bu iki işlevin yerine getirilmesi sperm sayı ve işlevlerinin yeterli olmasına, ereksiyon (sertleşme) olayının gerekli zamanlarda devreye girmesine, ereksiyonun yeterli süre sürdürülebilmesine ve nihayet orgazmın da doğru zamanda devreye girmesine bağlıdır. Bunların yerine getirilmesinde penis uzunluğunun önemli bir yeri olduğunu söylemek yanlış olur.

Ortalama bir erkeğin penis uzunluğunun ereksiyon halinde 16-17 cm. olduğu kabul edilmekle beraber bu, 12 cmden 22 cmye kadar değişebilir.

Kadınların orgazma ulaşmasının en önemli yolu klitoris adı verilen yapının uyarılmasıdır. Klitoris hemen vajina girişinde bulunan bir organ olarak cinsel ilişkide uyarılabilmesi için penisin çok uzun olmasına gerek yoktur... Kadının içgüdüsel olarak yaşadığı klitoral orgazm yanında, sonradan öğrendiği vajinal orgazm ise direkt temasla uyarılmaktan çok kadın beyninde başlayan ve biten bir olaydır. Yani her iki durumda da penisin uzun olmasının kadının orgazm olmasına direkt bir katkısı yoktur.

3- Erken boşalma sorunu

Erkeklerin "erken boşalma" olarak tabir ettikleri, çoğu kişinin düşündüğünün aksine oldukça ender görülen ve ciddi bir durumdur. Erkeklerin önemli bir kısmı orgazmı özellikle, bilinçli olarak geciktirmedikleri sürece bir dakika içinde bile orgazm olabilirler. Zira erkeklerde orgazm birincil olarak dokunma ve basınç gibi mekanik uyaranlarla gerçekleşir. Çoğu erkek cinselliği masturbasyon ya da gerçek cinsel ilişki yoluyla yaşadıkça orgazmını geciktirmesini öğrenir ve bu süreyi 20 dakika ve daha da uzun sürelere taşıyabilir. Erken boşalma ise, cinsel uyaran objesinin algılanmasıyla hemen hemen aynı anda gerçekleşen bir durumdur ve çoğu durumda ürolojik ve psikiyatrik incelemeler gerektirir (Örnek vermek gerekirse erken boşalma sorunu yaşayan erkekler vajinaya henüz girmeden önce, ya da girdikten hemen sonra orgazm olduklarından sperm sayısı kadının gebe kalabilmesi için yetersiz olur ve bu nedenle evliliklerinde çocuk sahibi olamama sorunu yaşayabilirler).
 
4- Kızlık zarı bozulmadan gebelik oluşabilir mi?

Kızlık zarı bozulmadan gebelik oluşması mümkündür. Özellikle vajinanın girişine yakın olan bir bölgeye gerçekleşen "boşalmada", kadının günü de "uygunsa" spermler hızla kızlık zarının doğal açıklığından (kızlık zarı tümüyle kapalı bir organ değildir, adet kanamasının dışarı boşalması için ortasında bir delik vardır) içeriye girebilirler ve güçlü ve hızlı hareketleriyle vajinadan yukarıya çıkarak gebeliği başlatabilirler.

5- Erkeklerin anal bölgelerinin "aşırı duyarlı" olması homo....üel bir eğilime işaret eder mi?

Anal bölgede bulunan zengin sinir uçları sayesinde bu bölge dokunulmaya oldukça duyarlıdır. İnsandan insana değişen bir şekilde, bazıları cinsel ilişki esnasında bu bölgeye dokunulmasından hoşlanırken, bazıları bunu itici bulabilirler. Bu bölgeye dokunulmasından ve basınç uygulanmasından hoşlanılması o kişide bu bölgenin sinir uçlarının nispeten fazla olmasıyla ilgilidir. Erkeklerin, karşı cinsten biriyle olan ilişkide bunu yaşamaları homo....üel bir eğilimi göstermez, homo....üel eğilimlerin en önemli özelliği cinselliği yaşamak için karşı cins yerine, kendi cinsini tercih etmesidir. Bu tercih eyleme geçirilebilir, ya da düşsel olabilir. Böyle bir tercih algılanmadığı sürece karşı cinsten biriyle olan ilişkide anal bölgede yaşanan bu duyarlılık kaygı verici bir durum olmamalıdır
 
Kızlık zarı hakkında merak ettikleriniz
Son zamanlarda magazin gündemini meşgul eden kızlık zarı ve bekaret yüzünden bugün maalesef hâlâ genç kadınlar intihar etmeye zorlanıyor, töre cinayetlerine kurban gidiyor. Oysa toplumun geneline bakıldığında bu konu hakkında o kadar eksik ve yanlış bilgiye sahibiz ki. İşte bu konuda bilinmesi gerekenler...
Erkek arkadaşımla yaşadığım cinsel ilişkinin ardından gelen birkaç damla kanı, evlenmeyi düşündüğümüz için önemsememiştim. Ancak erkek arkadaşımdan ayrıldım ve şimdi başka biriyle nişanlıyım. Önceki birlikteliğimi nişanlıma anlatmam mümkün değil. Çünkü kendisi bekaret konusuna çok önem veriyor. Nişanın atılması bir yana, ailem bile beni cezalandırmaya kalkabilir. Korkudan her gece kabuslar görmeye başladım. Kızlık zarının onarılabildiğini duymuştum, bu doğru mu? Onarılabiliyorsa, ilk gece kanamanın gerçekleşmesi için operasyonu ne zaman yaptırmam gerekiyor?
Okurlarımızdan gelen mektuplar arasında en sıkça karşılaştığımız konulardan. Kızlık zarıyla ilgili bu tür endişeli mektupları, elektronik postaları son zamanlarda sıkça alır olduk. Kimi mastürbasyonun, kimi de cinsel sürtünmenin bekareti bozup bozmayacağını soruyordu. Herkesin yaşadığı hikaye farklı olsa da, merak edilen hep aynı şeydi: Kızlık zarı onarılabilir mi? Önerebileceğiniz bir doktor var mı?
Açıkçası, kadınların cinselliklerini özgürce yaşamaları gerektiğine inandığım ve yalan üzerine kurulu bir birlikteliğe sıcak bakmadığım için kızlık zarı operasyonuna yönelik soruları yanıtlamakta hep güçlük çekmişimdir. Onlara, yaşadıkları cinsel deneyimlerinden asla utanmamaları gerektiğini, bekareti önemseyen bir erkeğin zaten doğru insan olmadığını söylemek istesem de, kendimi hep tuttum. Çünkü,Türkiye'de hâlâ ödün verilmeyen bir gerçek varsa o da bir kadının bekaretini koruması gerektiği. Bugün hâlâ pek çok kadın bakire olmadığı gerekçesiyle intihar etmeye zorlanıyor, töre cinayetlerine kurban gidiyor.
21. yüzyılda bile Türkiye'de, dünyanın başka geleneksel toplumlarında genç kızlar yaşadıkları cinsel deneyimin faturasını canlarıyla bile ödemek zorunda kalabiliyor. Üstelik, zarları esnek olduğu için ilk cinsel ilişkilerinde kanamaları gerçekleşmeyen bakire kızlar bile bu korkunç olaylardan nasiplerini alabiliyorlar.
Tanınmış bir mankenin 3bekaret raporunu kamuoyuna açıklamasıyla kamuoyunda yeniden gündeme gelen kızlık zarı hakkında yanlış bilinenleri düzeltmek, bilinmeyenleri açıklığa kavuşturmak için sorularımız Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kağan Kocatepe'ye yönelttik.
Şaşırtıcı ama gerçek. Son iki yıldır kızlık zarı onarımı için doktora başvuran kadınların sayısında iki kat artış var! Bekaret tabusuyla yaşayan, ancak cinsel özgürlüğünü de yaşamak isteyen genç kadınlar, evlilik vakti yaklaştığında kızlık zarını diktirme operasyonu için kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının kapılarını aşındırıyor
 
Geri
Top