Özcan Köknel'in KİŞİLİK kitabından alıntılar
SAPMA VE SAPIKLIK NEDİR ?
Yüzyıllardan beri insanlar cinsel sorunlardan, sapmalardan ve sapıklıklardan sözetmişlerdir. Bu kavramları değerlendirebilmek için normal cinsel yaşamın tanımını yapmak ve ölçütlerini vermek gerektir. Cinsel içgüdü doğal ve evrensel nitelik taşır. Doyum kaynağı karşı cinstir. Bedensel ve ruhsal bakımdan gelişmiş ve olgunlaşmış olan bir insanın karşı cinsle ilişki kurması, bunu sürdürmesi, cinsel içgüdüye doyum sağlayıp hazza ulaşması gereklidir.
Karşı cinse yönelmeyen ya da karşı cinsle doyuma ulaşamayanlarda derece derece değişebilen cinsel sorunların ya da sapma ve sapıklıkların bulunduğundan sözedilebilir. Genellikle insanlar cinsel olgunluğa eriştikten oldukça uzun bir süre sonra karşı cinsle ilişki kurarlar. Bu çağa gelmiş insanların karşı cinsle ilişki kuramadığı ya da kurduğu ilişkiyi sürdüremediği durumlarda cinsel sorun sözkonusudur. Belirli bir sınırdan sonra cinsel sorun, cinsel sapma ya da sapıklık niteliği kazanabilir.
Cinsel sorunların, sapmaların ve sapıklıkların saptanması değerlendirilmesi ve çözümlenebilmesi için cinsiyetle ilgili bedensel ve ruhsal özelliklerin belirlenmesi gereklidir. Bunların başında, cinsiyetin kromozomlarla ve genlerle bağlantısının araştırılması yer alır. Bilindiği gibi, XX kromozom yapısı kadın cinsiyetinin özelliklerini yansıtır. Öncelikle, ağız ve yanağın iç yüzünü örten zardan, iç organlardan, kanın kırmızı ve beyaz kürelerinden alınan hücrelerde X ve Y kromozomu aranır.
Kadınlarda yumurtalıkların, erkeklerde testislerin mikroskobik olarak yapıları incelenerek cinsiyet gelişmesi saptanır. Yumurtalık ve testis gibi tohum hücresi yapan bezlerin etkisiyle oluşan cinsel organların yapısı incelenir. Bunlara bağlı olarak kadında ve erkekte, göğüs büyümesi, kıllanma, yağ dağılımı, kalça biçimi gibi ikincil cinsel özellikler gözden geçirilir. Kadın ve erkek özelliğini belirleyen içsalgı bezlerinin işlevi ölçülür. Bütün bunlar tamamlandıktan sonra kadınlığa ve erkekliğe özgü ruhsal yapı, tutum ve davranış biçimi değerlendirilir. Başka bir deyişle, kişinin ruhsal ve toplumsal olarak kadın ve erkek rolünü ne denli benimsediği araştırılır. Ancak bu araştırmalar sonucu cinsel sorun, sapma ya da sapıklığın türü ve nedeni açıklığa kavuşmuş olur.
Kromozomların yapısına ve sayısına bağlı olarak ortaya çıkan bozukluklar, insanın bütün cinsel yaşamını etkileyen davranış bozukluklarına yol açar. Bunların başında Klinefelter Send- I romu yer alır. Hücrelerde 46 yerine 47 kromozom bulunur. Erkeklerde görülen bu sendromda erkekliği saptayan XY kromozomu yerine, XXY kromozomu vardır. Testisler ve erkek cinsiyet l organı iyi gelişmemiştir. Göğüsler büyüktür. Zekâ düzeyi düşük- .: tür. Olağan belirtiler arasında, cinsel gelişme ve davranış bozuklukları önemli yer tutar.
Turner Sendromu'ndaysa cinsiyet kromozomlarından biri eksiktir. Kadınlarda görülen bu sendromda kadınlığı saptayan XX kromozomu yerine, tek X kromozomu vardır. Kadın cinsiyet yorganları iyi gelişmez. Aybaşı kanamaları olmaz. Zekâ düzeyi düşüktür. Aynca boy kısa kalır. Boyun kasları kanat görünüşlüdür. Kalpten çıkan büyük atar damar çatal gibidir.
Bu tür bozukluk gösteren kimi hastalarda bedenin bir bölümündeki hücrelerde bulunan kromozomların sayısının Klinefelter ya da Turner Sendromu'ndaki gibi olmasına karşılık, diğer bölümündeki hücrelerde normaldir.
Down's Sendromu adı da verilen Mongolizm'de kromozom sayısı 47'dir. Fazla olan kromozom, 21 numaralı kromozomdan ayrılmayan ufak bir kromozom parçasıdır. Cinsel gelişme tamamlanamaz. Bütün organlarda ve dokularda gelişme kusurları ortaya çıkar. Zekâ düzeyi düşüktür. Bu sendromun geç doğum yapan kadınlarda daha sık ortaya çıktığına ilişkin görüş birliği vardır.
SAPMA VE SAPIKLIK NEDİR ?
Yüzyıllardan beri insanlar cinsel sorunlardan, sapmalardan ve sapıklıklardan sözetmişlerdir. Bu kavramları değerlendirebilmek için normal cinsel yaşamın tanımını yapmak ve ölçütlerini vermek gerektir. Cinsel içgüdü doğal ve evrensel nitelik taşır. Doyum kaynağı karşı cinstir. Bedensel ve ruhsal bakımdan gelişmiş ve olgunlaşmış olan bir insanın karşı cinsle ilişki kurması, bunu sürdürmesi, cinsel içgüdüye doyum sağlayıp hazza ulaşması gereklidir.
Karşı cinse yönelmeyen ya da karşı cinsle doyuma ulaşamayanlarda derece derece değişebilen cinsel sorunların ya da sapma ve sapıklıkların bulunduğundan sözedilebilir. Genellikle insanlar cinsel olgunluğa eriştikten oldukça uzun bir süre sonra karşı cinsle ilişki kurarlar. Bu çağa gelmiş insanların karşı cinsle ilişki kuramadığı ya da kurduğu ilişkiyi sürdüremediği durumlarda cinsel sorun sözkonusudur. Belirli bir sınırdan sonra cinsel sorun, cinsel sapma ya da sapıklık niteliği kazanabilir.
Cinsel sorunların, sapmaların ve sapıklıkların saptanması değerlendirilmesi ve çözümlenebilmesi için cinsiyetle ilgili bedensel ve ruhsal özelliklerin belirlenmesi gereklidir. Bunların başında, cinsiyetin kromozomlarla ve genlerle bağlantısının araştırılması yer alır. Bilindiği gibi, XX kromozom yapısı kadın cinsiyetinin özelliklerini yansıtır. Öncelikle, ağız ve yanağın iç yüzünü örten zardan, iç organlardan, kanın kırmızı ve beyaz kürelerinden alınan hücrelerde X ve Y kromozomu aranır.
Kadınlarda yumurtalıkların, erkeklerde testislerin mikroskobik olarak yapıları incelenerek cinsiyet gelişmesi saptanır. Yumurtalık ve testis gibi tohum hücresi yapan bezlerin etkisiyle oluşan cinsel organların yapısı incelenir. Bunlara bağlı olarak kadında ve erkekte, göğüs büyümesi, kıllanma, yağ dağılımı, kalça biçimi gibi ikincil cinsel özellikler gözden geçirilir. Kadın ve erkek özelliğini belirleyen içsalgı bezlerinin işlevi ölçülür. Bütün bunlar tamamlandıktan sonra kadınlığa ve erkekliğe özgü ruhsal yapı, tutum ve davranış biçimi değerlendirilir. Başka bir deyişle, kişinin ruhsal ve toplumsal olarak kadın ve erkek rolünü ne denli benimsediği araştırılır. Ancak bu araştırmalar sonucu cinsel sorun, sapma ya da sapıklığın türü ve nedeni açıklığa kavuşmuş olur.
Kromozomların yapısına ve sayısına bağlı olarak ortaya çıkan bozukluklar, insanın bütün cinsel yaşamını etkileyen davranış bozukluklarına yol açar. Bunların başında Klinefelter Send- I romu yer alır. Hücrelerde 46 yerine 47 kromozom bulunur. Erkeklerde görülen bu sendromda erkekliği saptayan XY kromozomu yerine, XXY kromozomu vardır. Testisler ve erkek cinsiyet l organı iyi gelişmemiştir. Göğüsler büyüktür. Zekâ düzeyi düşük- .: tür. Olağan belirtiler arasında, cinsel gelişme ve davranış bozuklukları önemli yer tutar.
Turner Sendromu'ndaysa cinsiyet kromozomlarından biri eksiktir. Kadınlarda görülen bu sendromda kadınlığı saptayan XX kromozomu yerine, tek X kromozomu vardır. Kadın cinsiyet yorganları iyi gelişmez. Aybaşı kanamaları olmaz. Zekâ düzeyi düşüktür. Aynca boy kısa kalır. Boyun kasları kanat görünüşlüdür. Kalpten çıkan büyük atar damar çatal gibidir.
Bu tür bozukluk gösteren kimi hastalarda bedenin bir bölümündeki hücrelerde bulunan kromozomların sayısının Klinefelter ya da Turner Sendromu'ndaki gibi olmasına karşılık, diğer bölümündeki hücrelerde normaldir.
Down's Sendromu adı da verilen Mongolizm'de kromozom sayısı 47'dir. Fazla olan kromozom, 21 numaralı kromozomdan ayrılmayan ufak bir kromozom parçasıdır. Cinsel gelişme tamamlanamaz. Bütün organlarda ve dokularda gelişme kusurları ortaya çıkar. Zekâ düzeyi düşüktür. Bu sendromun geç doğum yapan kadınlarda daha sık ortaya çıktığına ilişkin görüş birliği vardır.
Son düzenleme: