Aşk yalnız yetişkinlerin kapısını çalar sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Çocuklarınkini de çalıyor, hem de sık sık!
Sihirli 5 yaş
5 yaş, çocukluk döneminin belki de en güzel sürecidir. "Sihirli yaş" olarak da bilinen bu dönem, çocuğun artık hem çocukluk sevimliliğini koruduğu hem de daha olgun ve daha işbirliğine yatkın bir profil çizdiği yaştır. Son derece ilgili, sorumluluk almaya açık ve dengeli bir kişilik yapısı geliştiren çocuk, çevresiyle daha dostça ilişkiler içerisine girer ve bu yönleriyle aileler de çocuklarının büyümüş olduğunu fark ederler.
Cinsel kimlik merakı
Çocuklarda yaklaşık olarak 3-4 yaşlarında başlayan cinsel kimlik gelişimi ve cinsel farklılıklara dönük merak duyguları, 5 yaşına gelindiğinde ciddi sorularla doruk noktasına ulaşır.
5 yaş çocukları son derece meraklı ve seçici sorularla her iki cinsiyetin arasındaki farkı anlamaya çalışır. Erkek çocuklar 5-6 yaş civarında Oedipus Kompleksi, kız çocuklar da Elektra Kompleksi yaşarlar.
Erkek çocuklar bu yaş civarında annelerine müthiş bir aşkla bağlıdırlar ve annelerinin babalarıyla olan yakınlıklarını kıskanırlar. Aynı şey, kız çocuklar için tersi olarak gelişir.
Onlar da bu yaşlarda babalarına müthiş bir aşkla bağlanırlar ve annelerini rakip olarak görerek, babalarını annelerinden kıskanırlar. Anne-babaya, olan aşkın dışında bu yaş çocuğunda artık sosyalleşmiş ve neredeyse olgun bir minik insan figürü gözlenir.
Çevresiyle ve arkadaşlarıyla uyumlu, dengeli ilişkiler kurmaya başlayan çocuk, cinsel kimlik gelişiminin verdiği bir ilgiyle, karşı cinsten arkadaşlarına farklı duygular besleyebilir ve aşık olduğunu söyleyebilir.
Çocukluk döneminde aşk
Çocuklar 5 yaş civarına geldiklerinde yakın sosyal çevrelerindeki karşı cinsten bazı arkadaşlarına, kimi zaman kendinden yaşça büyük birine ya da hayali bir kahramana aşık olduklarını söyleyebilirler.
Elbette bahsettikleri aşk, biz yetişkinlerin hissettiği gibi bir aşk değildir.
Son derece masumane bir duygusal yoğunluktur. Aşktaki heyecanları ise geçici ve değişkendir.
Çocuklar her ay başka birine aşık olabilir, evlenmek istediklerini söyleyebilirler. Bunlar oldukça normal, çocukluk dönemine özgü ve gelip geçici davranışlardır.
Duygularını ifade edebilmeli
Çocuklar duygularını ifade etmeyi ne kadar küçük yaşlarda öğrenirlerse, başkalarının duygularını anlamayı, onlara saygı göstermeyi, yani özetle empati kurmayı da öğrenirler. Bütün bunlarsa ancak sağlıklı ve tutarlı, sevgiyle oluşturulmuş aile ortamında oluşur. Bunu sağlayacak olanlarsa bilinçli anne-babalardır.
Aşık olduğunu söylüyorsa...
Çocuğunuz size aşık olduğunu söylediğinde onunla dalga geçmemeli ve hislerini başkalarının yanında anlatarak onu rencide etmemelisiniz. Neler yapmanız gerekiyor?
*Çocuğunuzu ciddiye alın ve onu dinleyin. Sağlıklı bir iletişimin en önemli koşulu "dinlemek"tir. Onu dinlediğinizi gördüğünde ilerideki yıllarda da sizinle duygularını ve yaşadıklarını paylaşmak isteyecektir.
*Duygularına saygı gösterdiğinizi ve onu anladığınızı hissettirin.
*Bu duyguların doğal bir sürecin sonucu son derece normal olduğunu bilin, onunla konuşmalarınızda size ve kendisine olan güvenini sarsmayacak cümleler tercih edin.
*Çocuğun aşık olduğu arkadaşıyla ilgili olarak abartılı tepkiler vermekten kaçının ve asla olumsuz bir yorumda bulunmayın.
