Terapilere katılan hiçbir anne çocuğuna babasını kötülediğini kabul etmez ama görüşme yaptığım her çocuk, annesinin basını kötülediğini söyler. Çocuğunuza "Baban bizi bırakıp gitti" ya da "Baban çok cimri bir adam" gibi, mutlaka çok net tanımlamalar yapmanız gerekmez. Bir arkadaşınızla telefonda konuşurken ya da bir yakınınızla sohbet ederken, eski eşinizle ilgili söylediğiniz hemen hemen her kelimeyi çocuğunuzun duyabileceğini unutmayın. Çocuklar anne-babalarıyla ilgili konularda çok hassas olduklarından hemen kulak kabartırlar ve dinlerler. Bu konuda çok dikkatli olmanızı öneririm. Ayrıca büyüklerinizi de (anneanne, dede gibi) çocuğun yanında babasıyla ilgili olumsuz konuşmalar yapmaması için uyarın. Ve babasını doğrudan çocuğunuza kötülemeyin. "Baban ilgisiz, baban sorumsuz biri" gibi söylemleriniz özellikle küçük yaş çocuklarını çok olumsuz etkiler. Babası gerçekten olumsuz özelliklere sahip olabilir ama bırakın çocuğunuz babasını zaman içinde tanısın.
Çocuklar ebeveynlerinden hangisi kötüleniyor ise, ona daha çok yaklaşırlar. Kötülenen ebeveynlerine acırlar, üzülürler ve kendilerim ona daha yakın hissederler. Çocuğunuzu bu gibi duygu yüklerine sokmamak için bu konuda dikkatli olun.
Bazı anneler ve anne tarafı çocuğa babasını o kadar kötüler ki, çocuk gerçekten babasından uzaklaşır ve babasıyla birlikte olmak istemez. Ancak bu anneler unutmamalıdırlar ki, çocukları ergenlik dönemine geldiğinde babalarına her zamankinden daha çok ihtiyaç duyacaklardır. Ergenlik dönemindeki her gencin -ister kız, ister erkek olsun- babasının otoritesine ve kontrolüne gereksinimi vardır. Bu yüzden, çocukla babasının arası daima sıcak olmalı, iletişimleri kopuk olmamalıdır. Yine bu anneler unutmamalıdırlar ki, eşlerinden boşanan kendileridir, çocukları değil. Kendileri eski eşlerinin pek çok olumsuz tarafını görebilirler ama çocuklarına bunu yansıtmaları, hem çocukları, hem de baba-çocuk iletişimi açısından son derece hatalıdır.