“Sessizliğim kendi sözlerimdeydi..”
Şıp
şıp
şıp
şıp damlıyor
avuçlarımdan yere kum tanecikleri. Susuyorum..
Ses haznem, su mataram yok. Çöldeyim..
Ama yalnız değil..
Başını kaldırıp gözlerini beş defa açıp kapayarak yüzüme bakıyordu.. Işınlandığım aynanın ışın kırıklarında kendisine bakıyor gibi.. Başkalarına ve kendime özgü tüm ışın kırıklarında kendi yüzüme bakar gibiydim…
Çöl sessiz.. Tepemde uçuşuyordu akbabalar.. Bütün gücümü harcamıştım.. Dizlerimin üzerine çökmüş, iri bir tespih böceğiymişçesine büzülmüştüm..
“Dinlemek benim görevim.” dedi..
Sesi tarafsızdı.. Hiçbir insani tını yoktu.. Kullanımdan kalkmış bir robot, düşük voltajla sanki veri tabanını yokluyordu.. Bin yıl önce bin yıl sonra sanki hep orada oturuyor, dönmemi, itiraf etmemi bekliyordu..
Hiç konuşmadım..
“Tercihim kum saatidir..”dedi..
Avuçlarıma baktım; kum saatim boşalmıştı…
Şıp
şıp
şıp
şıp damlıyor
avuçlarımdan yere kum tanecikleri. Susuyorum..
Ses haznem, su mataram yok. Çöldeyim..
Ama yalnız değil..
Başını kaldırıp gözlerini beş defa açıp kapayarak yüzüme bakıyordu.. Işınlandığım aynanın ışın kırıklarında kendisine bakıyor gibi.. Başkalarına ve kendime özgü tüm ışın kırıklarında kendi yüzüme bakar gibiydim…
Çöl sessiz.. Tepemde uçuşuyordu akbabalar.. Bütün gücümü harcamıştım.. Dizlerimin üzerine çökmüş, iri bir tespih böceğiymişçesine büzülmüştüm..
“Dinlemek benim görevim.” dedi..
Sesi tarafsızdı.. Hiçbir insani tını yoktu.. Kullanımdan kalkmış bir robot, düşük voltajla sanki veri tabanını yokluyordu.. Bin yıl önce bin yıl sonra sanki hep orada oturuyor, dönmemi, itiraf etmemi bekliyordu..
Hiç konuşmadım..
“Tercihim kum saatidir..”dedi..
Avuçlarıma baktım; kum saatim boşalmıştı…