çölleşme

-araz-

EYVALLAH...
V.I.P
ÇÖLLEŞME Dünyamızın 1/3’ü kurak bölgelerden oluşmakla beraber, olumsuz insan girişimleri sonucu, pek çok çölleşmeye duyarlı bölge de her geçen gün çöle dönüşmektedir. Dünyanın belli başlı çölleri: Orta Asya’da Gobi, Taklamakan Afrika’da Büyük Sahra ve Kalahari’yi Kuzey Amerika’da Arizona ve Sonara Güney Amerika’da Şili’de Atarama çölleri Dünya nüfusunun % 14’ü çöl ve çöl benzeri yerlerde yaşamaktadır. Somali, Sudan ve Etopya gibi ülkelerde 10 milyon nüfusun çok ağır bir şekilde açlık, susuzluk ve ölünüm pençesinde olduğunu söyleyebiliriz. Genellikle 100 mm’nin altında yağış alan yerler çöl, 100-300 mm arasında yağış alan yerler ise yarı çöldür. Bazı çöllerin yıllarca yağış almadığı görülmektedir. Örneğin Şili’de Atarama Çölü’ne tam 20 yıl bir tek damla yağışın düşmediği olmuştur. Ülkemizde gerçek anlamda çöl olmamakla beraber Orta ve Güneydoğu Anadolu’da bazı yöreler (Örneğin Konya- Karapınar) Bazı yıllar 2500 mm. Hatta Konya-Ayrancı çevresi 200 mm civarında yağış almaktadır. Çöller en kısa tanımıyla organik yaşamın tüm boyutlarıyla gerilediği ortamlardır. Dünyanın çölleşmeye duyarlı birçok kesimde de toprak, orman ve otlak gibi doğal kaynak ve örtülerin aşırı ve yanlış kullanımları sonucu yaygın çevre ve yaşam ortamı bozulmalarına ve sonuçta çölleşmelere neden olduğu da bilinmektedir.(Turhan Günay, 58) Çölleşme tanımları ise: Erozyon sonucu verimli üst toprakların kaybedilmesi ve alttan ham yapıların ve kayaların artması çölleşme olduğu gibi, aşırı sulamalar sonucu verimli tarım topraklarının çoraklaşarak elden çıkması da bir çeşit çölleşmedir. Dünyada her yıl 6 milyon hektar verimli tarım arazisi çölleşme sonucuyla karşılaşırken, 21 milyon hektar verimli toprak verimini yitirmekte ve artarak devam etmektedir. Oysa doğal kaynakların sınırlı olup, bunlardan yararlanma durumunda olan insan nüfusu her yıl 92 milyon kişi ilave edilip 88 milyonu 3. dünya ülkelerinde yer almaktadır
 
Geri
Top