Dağ Ceylanı ve Dağcı Bir Birlik Hikayesi

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Güneş, doruklara ilk ışıklarını serpiştirirken, dağlar henüz uykunun büyüsünden yeni sıyrılmıştı. Bu sessizliğin ortasında, dik yamaçlarda zıplayan zarif bir siluet vardı: Dağ ceylanı. Gözleri, ufukta beliren ilk kırmızılığa tutunmuş, adımları ise kayaların üzerinde adeta dans ediyordu.

O sırada, dağın eteklerinden yükselen bir figür daha vardı. Dağcı, sırtında ağır yüküyle, her adımda daha da yükseklere tırmanıyordu. Nefes nefese kalmasına rağmen, gözlerindeki kararlılık hiç sönmüyordu. Hedefi, zirveydi.

Yolları beklenmedik bir anda kesişti. Ceylan, dağcının yaklaştığını fark edince ürkmüştü. Ancak dağcı, hareketlerini yavaşlatarak, ceylana zarar vermemeye özen gösterdi. İkisi de birbirlerini uzun uzun süzdüler. Ceylanın gözlerinde vahşi doğanın özgürlüğü, dağcının gözlerinde ise zorluklara karşı verilen mücadelenin izleri vardı.

Dağcı, yükünü yere indirdi ve bir süre dinlenmeye karar verdi. Ceylan ise merakla onu izliyordu. Dağcı, su şişesini çıkarıp birkaç yudum aldıktan sonra ceylana döndü. "Merhabalar küçük dost," dedi gülümseyerek. "Buralarda sık sık mı geziniyorsun?"

Ceylan, önce ürkek bir şekilde geri çekildi, sonra da merakla dağcıya yaklaştı. Dağcı, elini yavaşça uzattı ve ceylanın başını okşadı. Ceylan, hiç beklemediği bu nazik dokunuş karşısında şaşırmış gibiydi.

İki farklı dünya, bu dağda bir araya gelmişti. Bir yandan özgürlüğünü seven, doğanın bir parçası olan ceylan, diğer yandan hedeflerine ulaşmak için mücadele eden insan. İlk başta birbirlerinden korkmuş olsalar da, kısa sürede bir bağ kurmuşlardı.

Günler geçtikçe, dağcı ve ceylan arasında sıra dışı bir dostluk oluştu. Dağcı, tırmanışlarına devam ederken, ceylan onu her zaman takip ediyordu. Ceylan, dağcının yorgunluğunu gidermek için ona eşlik ediyor, bazen de önüne geçerek yolunu gösteriyordu. Dağcı ise ceylana yiyecek buluyor, onunla oynuyor ve ona hikayeler anlatıyordu.

Bir gün, dağcı zirveye ulaşmak üzereydi. Son bir tırmanışla zirveye ulaştığında, nefes nefese kalmıştı. Yanına baktığında, ceylanın da onun yanında olduğunu gördü. Ceylan, sanki dağcının başarısını kutlar gibi zıplıyordu.

Dağcı, zirvede gün batımını izlerken, içinden bir ses yükseldi. "Bu başarı sadece benim değil, aynı zamanda senin de," dedi ceylanına bakarak. "Sen olmasan, bu kadar yükseklere çıkamazdım."

Ceylan, dağcının sözlerini anlamıyormuş gibi görünse de, gözlerindeki ışıltı her şeyi anlatıyordu. O da, dağcıyla birlikte bu zirveye ulaşmıştı.

O günden sonra, dağcı ve ceylan, dağın ayrılmaz bir parçası haline geldiler. Dağcı, zirveleri fethetmeye devam ederken, ceylan her zaman onun yanında oldu. Ve onlar, dağların sessiz tanıkları olarak, dostluklarının efsanesini yaşatmaya devam ettiler.
 
Geri
Top