Define Nedir?
Define, toprak altına saklanmış madeni para, külçe altın, gümüş ve kıymetli eşya olarak nitelendirilebilir.
Çeşitli hukuklar, tarihi gelişim içinde yeraltı madenleri ve define hakkında hükümler koymuştur. Feodal dönemlerde Avrupa ülkelerinde, memleketin tek sahibi krallardı.
Dolayısıyla defineler de onların olurdu. Bugün de çeşitli Avrupa ülkelerinde define bulan, yetkili kuruma haber vermek zorundadır. El koyma amacı olmadığı sürece saklanması ağır bir suç sayılmaz. Fakat gerçekte defineyi bulanın bunu yanında bırakmasına genellikle izin verilir.
Yasalarımızdaki define tarifi:
"Bulunmalarından çok zaman evvel gömülmüş veya saklanmış olduğu ve artık sahibi bulunmadığı muhakkak görülen kıymetli şeyler define addolunur. Define, içine gömüldüğü veya saklandığı gayrimenkul veya menkulun sahibinin mülkü olur. İlmi bir kıymeti haiz eşyaya ait hükümler mahfuzdur. "
Defineyi keşfeden kıymetinin yarısını, tecavüz etmemek üzere hakkaniyete muvafık bir ikramiye talep edebilir.
İslam hukukunda defineler üç kısımdır:
1. İslami bir işaret taşıyan defineler. Bunlar; bulunan ve sahibi belli olmayan mal hükmündedir. Sahibi çıkmayacağı anlaşılırsa devlet hazinesine; devlet hazinesi yoksa zengin ise fakir olan annesine, babasına verebilir. Fakir ise kendisi kullanabilir.
2. İslamiyet'ten önceki devre ait bir işaret taşıyan defineler. Ganimet gibi beşte biri devlet hazinesine, kalanı arazi sahibine; arazi sahipli değilse, bulana ait olur. İmam-ı Ebu Yusuf'a göre ise kalanı bulanın olur.
3. Herhangi bir işaret taşımayan defineler. Bazı alimler, bunun 1. kısmın hükmüne, bazıları ise, 2. kısmın hükmüne girdiğini bildirmiştir.
Defineci
DEFİNECİ: Önceden saklanmış hazineleri bulmaya çalışan insandır. Bu işin başarılması için mutlaka bir eğitim alması gerekir, eğitimsiz defineci yarardan çok zarar verecektir.
Bilinçsiz defineci neyi nerede ve nasıl arayacağını bilmez.
Eğitimsiz bir defineci, aynı zamanda iflah olmaz bir hastalığın bir umut sevdasının aşığıdır.
Definecinin eğitim alacak bir kurumu yoktur. Bu itibarla kulaktan kulağa dolaşan rivayetlere göre hareket etmektedir. Bu nedenle dedektör satıcılarının, medyumların, cincilerin ekmek tenkisi halindedirler.
Önemli: Yoğun teknoloji ve bilginin kullanıldığı çağımızda, muhtelif hurafelerle yola koyulmak akıl kârı değildir. Definecinin ve Arkeologun ana kaynağı arazidir.
Definecinin sorunlarının başında eğitim sorunu gelmektedir. Bu soruna devletimizin el atması şu an itibariyle mümkün gözükmemektedir. O zaman bu sorunu nasıl aşacağız. Gelişmiş teknoloji sayesinde yazarak, yazdıklarını,tecrübelerini paylaşarak klasik anlayışta, yapıda kurtulabilir. Yardımlaşarak eğitim sorununu hal edebilirler.
1- Sözü doğru olmalıdır.
2- Tecrübelerini paylaşma işini bir görev saymalı
3- Çözemediği izleri korumalı, kırmamalıdır.
4- Yasal sınırları aşmamalı, kaçak kazı yapmamalıdır.
5- Tarihi bilgisi üst seviyede olmalı.
6- Bu alanda kullanacağı teknolojiyi iyi tanımlıdır.
7- Nefsine düşkün tamahkâr olmamalıdır.
8- Definecilik bir geçim kaynağı olarak görmemeli. Bir hobi şeklinde yapmalıdır.
9- Tarihi izleri korumalı,
10- Defineci bir arkeolog kadar bilgili ve becerikli olmalıdır.
11- Yapacağı işleri bir plan dahilinde yapmalıdır.
12- Her bulduğu veriyi kayıt etmeli, sonrada yorumlamalıdır.
13- Hurafelerle yola çıkmamalı Mutlaka yüzeysel bulgularla işe başlamalı.
İşaret Nedir?
İŞARET (Epigrafi) = Bir tür şifreleme yöntemidir. Sakladığı varlıkları, değerleri herhangi bir tehlikeye karşı korumak ve sonrada gelip almaya yarayan şifreleme düzeneği ile birlikte bir çeşit anlatım ve bir dildir. Bunlar oyma kabartma ve boyalama şeklinde günümüze kadar ulaşmıştır. Kayalara yapılan her figürün motifin mutlaka bir anlamı vardır. Anlamsız manasız hiç bir emek sarf edilemez. Ancak her kaya damgası da define için değildir. Direkt gömünün işareti olmaz. Bunu unutmayalım.
Kaya damgaları mutlaka bize bir şey söylüyordur, yapım amacıda bu olmalı, örneğin kayalarda çoğunlukta gözüken yuvarlak oymalar mezarı işaret eder, bu oymanın yapılış amacı; Mezarın yanında ki kayaya oyularak içine yağ dökülüp yakılıyordu, Bu günkü mezarların üstünde yakılan mumlar gibi biz buna mumyalık desek daha mantıklı olacak. kare veya dikdörtgen oymalarda aynıdır. Bir ok yön için kullanılmıştır. Özetleyecek olursak her figür ancak özellikleri ile okunur. Örnek verecek olursak bir buğday başağı berekettir, bereketi sembolize etmişlerdir, direkt defineyi değil.
Her kaya damgası define olamayacağı kesindir. Buna göre bunları biz bir kategoriye ayrılarım
1- Devlet ve yöneticilerine ait damgalar. devleti ve devlet adamalarının makamlarını ve devlet sınırlarını sembolize eder
2- Dini kurum ve din adamlarına ait damgalar. Dini ve din adamını sembolize eder
3- Kavimlere (aşiret) ait damgalar. Kavmi sembolize eder
4- Şahısa ait damgalar. Şahısı sembolize eder.
5- Süsleme sanatı. Sadece sanat içindir.
İşaret Nasıl Çözülür?
Antik Dönem toplumlarda sık sık yapılan savaşlar, ani baskınlar, çete ve eşkıya soygunlarına karşı insanlar ellindeki muhtelif değerleri korumak amacıyla saklama ihtiyacı duymuşlardır, hatta günümüz insanların kısmen uyguladıkları alışkanlıklardır. Gömü işleri ve düzenekler genelde taş ustaları, sert cisimlere şekil vermekte usta insanlar (heykel tıraşlar) tarafından yaptırılırdı.
Bir gömüye neden işaretleme düzeneğine ihtiyaç duyuldu? Bu sorunun cevabındaki genel mantık şöyledir. Gömü başta güvenlik nedeni ile yapılırdı, gömen insan ihtiyaç duyduğu an gelip kolay bulacak, kolay kazacak ve gömü yerini kendisinde başka kimseler bilmeyecek, kendisi almadan ölürse gömüyü neslinde dininde ırkında biri gelip bulsun alsın gibi mantığı yatmaktadır. Gömerken saklarken bile emniyet tedbirleri söz konusudur.
Figürler Nasıl Çözülür?
Yıllardan beri gelen tecrübeler gömülerin çoğunun kayaların içi oyularak kaya içine sakladıklarını göstermektedir.
İnsanlar yaşadıkları topraklar üzerinde sürekli bir takım izler bırakırlar ve bırakmaya da devam etmektedirler.
İşaret çözmede önce ihtiyaç duyulan şey; görülen rastlanılan figürün define olup olmadığıdır, kayalar üzerine yapılan bir takım şekiller iş olsun diye yapılmamıştır bunların birer amacı vardır, bunlar içinde dini sembolize eden, kabileyi sembolize eden, yerel beyi sembolize eden kralları sembolize eden ırkları sembolize eden bir takım kaya damgaları kullanılmıştır, gömü işaretlerini bunlarda ayırt edebilmek için eski insanların davranışlarını dinlerini gelenek ve göreneklerini çok iyi bilmek gerekir. Her işaret define değildir.
Gömü işareti bir alfabe bir matematik kuralı dahilinde inşa edilmişlerdir. Bu nedenle gömü işaretleri zincirleme birden fazla olmalıdır.
işaretlerden uygulanan genel mantık; gömünün işarete olan uzaklığı, derinliği bazen miktarı bazen de saklama biçimi şeklinde alfabetik ve matematiksel bir mantık hakimdir.
İşaretleri çözerken aşağıdaki sorulara cevap aramalıyız.
1- Gömü var mı?
2-Nerede?
3-Ne kadar uzaklıkta?
4-Hangi yönde ?
5-Ne kadar derinlikte
6- gömünün saklandığı mekanın şekli nasıldır?
bu açıklamalarda sonra sorularınıza aşağıdaki gibi davranarak cevap bulmamız lazım.
1- Her işaretin bir dili vardır bu dil işaretin oluşturan şekillerin özellikleridir.
Örneğin bir kaya üzerine çöreklenmiş oyma bir yılan olsun, önce yılanın özelliklerini sıralayarak çözmeye çalışalım, Yılanın özelliklerinde bir tehlike anında karanlık kuytu bir yere kaçar bu yer ya bir deliktir yada bir kaya altıdır, yılanın duruşu hareketsiz çöreklenmiş sabit başka hiç bir emare yok o zaman yılanın bulunduğu kayanın altına bakmamız lazım, yılanın diğer bir özelliği savunma silahı zehirdir. o zaman gömüde tuzak olabilir düşüncesi ile yaklaşmalıyız,
2- İşareti kullanan toplum hakkında sosyoekonomik yönde inanç yönünde bilgi toplamak
3-İşaretli kayanın etrafında çevresinde yüzey araştırması yapmak, insan tarafından müdahale edilen bu katmanları keşfetmek okumak bir çok kez insana nokta buluşu sağlar. Çevresinde dikili birbirine yaslatılmış kayalar, tümsek, çukur gibi izleri aramamız lazım
4- bu bilgilerden sonra yinede işareti çözemedik diyorsanız bu konulardan tecrübe edinmiş insanlardan yardım isteyiniz. İşaretleri koruyunuz kırmayınız kırana müdahale ediniz,
Define kazıları ameliyata benzer, işin ehli bir cerrah ameliyattan önce gereken tüm tahlilleri yapar.
Define Nerede ve Nasıl Aranır?
Definecilik gibi eğitim veren bir kurumun olmamayışı bir çok uyanık insanların iştahını kabartmış, Definecilerin zaaf noktalarından faydalanılarak kocaman sektörler meydana getirilmiştir. İnsanımızın gözünün içine baka baka yalancılık, dolandırıcılık hat sefaya gelmiştir. Günümüzde bu işi sıkılmadan utanmadan reklamlara başladılar.
Değerli arkadaşlar şunu kesinlikle unutmayınız. Hiç bir insan elindeki değerleri bir yere gömüp yanı başındaki kayaya ve ya kayalara bir çentik yada bir figür koyup; EY! millet ben buraya gömü yaptım deme mantıksızlığı içerisinde değildir. Arazide karşılaştığımız kayalar üzerinde gördüğümüz bir çok figürler mevcuttur, bunlar bire bir gömü için yapılmamıştır. Bunların bir çoğu mezarlardır, bazıları kabile veya kavimlere ait nişanelerdir, kaya mühürleridir, bir takım figürler sınır taşlarıdır v. s.
Önemli: Define sadece çil çil altınlardan oluşmaz, bir yazılı toprak tablet, bir figürlü vazo, bir yazılı kaya parçası v. s eser ve objeler kilolarca altın değerinden olduğunu unutmamalıyız, tahrip etmekten şiddetle kaçınmalıyız.
Defineci, gündönümü yani 21 haziran gönü doğaya çıplak göz ile izlemeye çalışması profesyonel defineciliğin gereğidir. Çünkü bu gündönümü gömünün atlar gibi bitkiler üzerinde etki edip sarartacaktır. İkinci gözlem dönemi rüzgarsız lapa lapa yağan kar zamanında doğayı gözlemlemektir. Gerçekten yer altında bulunan muhtelif metallerin otları sararttığı, kar yağışı esnasında karı erittiği çevresine göre karı geç tutup erken erittiği görülecektir. Bir başka gözlem yolu; kazılan toprak üzerinde ne kadar zaman geçerse geçsin mutlaka orijinal tabakaya göre yumuşak duracak birde üzerinde yetişen ot gibi bitki türlerinin boyu farklı ve kökleri kalın olacaktır. Bu gözlemler defineciyi ulaşmasında ciddi şekilde götürecektir.
Mezarlık alanlarında bitki örtüsü boyu çok yüksek sığ olmakla birlikte toprak rengi çevresine göre bir ton daha siyah olur. Bununda sebebi insan bedeninin de yüksek seviyede yağ bulunmasıdır.
Toprak altında bulunan altın ve gümüş gibi metaller atmosferdeki 15 ile 27 derece ıssı seviyesinde doğal olarak ısınacak ve genleşecek ısınma ve genleşe ile doğal olarak yaydığı manyetik alanı da aynı yönde açığa çıkacaktır. İletkenliği çok yüksek olan altın,sıcaklığın etkisi ile elektronlarında büyük ölçüde bir hareketlilik olacaktır, bu hareketlilik sonucunda manyetik dalgaları sıkışarak toprağın en zayıf yerinde atmosfere dağılma yapacaktır. Elektronların genleşmesi ile meydana gelen manyetik üst seviyede bir sıkışma meydana getirecektir. Sıkışma ve sürtünme olayında ateşlenme olayı da gerçekleşebilir. Bu nedenle ot ağaç gibi bitki örtüsünün toprak altındaki damarlarını zayıflatıp çevresine göre erken sarmalarına neden olacaktır, eğer sıkışma ve sürtünme fazla ise o yerde bitki örtüsü kalmayacaktır. (Definecilerin hava ısısının 15 ve üzeri derecelerde detektörle arama yapmaları daha avantajlıdır. dedektörlerle sadece toprak yüzeyindeki metaller bulunabilir. Fazlası için dedektörler iş yapmaz umutlanmayınız.)
Defineci çıplak gözleri ile doğayı iyice gözlemlemelidir, arazının insan yaşamına elverişli olup olmadığına kanaat getirmeli, dikkatini aşağıda sırladığımız unsurlar etrafında yoğunlaştırıp araştırmaya başlamalıdır.
1- Harabe yerleri (Ören yerleri Gömü mezar ve muhtelif objeler bulunmakta ve sit alanı içinde olup yasal olmayan tahribattan kaçınalım)
2- Yığma tepeler (Tümülüs ve Höyük yapılarıdır. Muhtelif gömü ve objeler bulunmakta Yasalarımıza göre sit alanıdırlar tahrip etmekten kaçınalım.)
3- Çeşme veya pınar gibi su kaynakları çevreleri ( Gömü bulunabilinir.)
4- Üzerinde işaret resim veya sembol bulunan kayaların çevresi (Geneli Mezarlarıdır, içinde muhtelif mezar hediyeleri bulunur.)
5- Çeşitli medeniyetlere ait mezarlık alanları ( Mezar hediyeleri bulunur)
6- İnsan yaşantısına uygun mağara önleri (Gömü bulunabilir, yaşayan insanlara ait muhtelif araç ve gereçler ele geçirilebilir.)
7- Dini yapılar ( sebep ne olursa olsun saygılı davranmak gerekir İnancımızın gereğidir. )
8- Çakıl yığınlar ( Büyük çakıl yığınları Roma dönemine ait tümülüslerdir, ufak olanları yine mezarlardır, bir çoğunda mezar hediyesi bulunmamaktadır.)
9- Şelale arkaları: Önemli bir araştırma alanıdır, mezar ve gömü bulunmaktadır.
10- Kale surlarının önleri: muhtelif sikke, savaş malzemesi bulunur.
11- Halk arasında define var olduğu söylentisi olan alanlar ( Yakın tarihe aittir, sabit ve kalıcı olan yüzey unsurları üzerinde durulmalı)
12- Köprü ayakları: Değerli arkadaşlar definecilik alanında faaliyet gösteren bir site bu tür bilgi vermektedir, sakın bu bilgiye uyup hiç bir tarihi yapıyı, köprüyü hanları ve sairleri define arama uğruna yıkmaya, tahrip etmeye yönelmeyelim. Yanlış ve art niyetli bir bilgilendirmedir. Hiç bir insan deli de olsa bile gidip su yatağına yada köprü ayağına altınlarını gömmez akıl işi değil. Lütfen itibar etmeyelim.
Şunu unutmayalım insanlar yaşadıkları yerlerde mutlaka bir kalıntı bırakmışlardır, bırakılan çeşitli kalıntılar zamanında yaşamış insanlar hakkında bilgi verir,
Define bu alanlar içinde olduğuna dair Arkeoloji bilimi ispatlamıştır. Başka yanlış yalan ve dolandırırcıların peşinde gidip zaman ve paranızı ziyan etmemenizi tavsiye ederiz.
Önemli: Yasal izin almadan kazı işlemine kalkışmayınız.
Bir Figüranın Gömü Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?
Ülkemizde hemen hemen her bölgede kayalar üzerine yontulmuş değişik şekillerde figürler,izler, çizgiler, yazılar ve canlılara ait resimlere rastlamak mümkündür. Bu şekilde geçmiş medeniyetlerin bıraktıkları bu izlerin ne anlama geldiği merak edilmiş yıllarca araştırılmış, tartışılmış bazıları hakkında bir takım kanaate varılmıştır. Bu medeniyet izlerinin hepsi define yada gömü gibi anlamak yorumlamak yanlıştır. Bunların bir çoğu define değildir. bizi ilgilendiren konu bunlardan hangileri direkt olarak gömüyü gösterir olanıdır. Unutmayalım ki gömüyü yapan insan kendisinden başka birinin bu gömüyü alma imkanı olmasın, kendi açısında rahat ve kolay olsun, işaret dediğimiz bu tür düzeneklerin yapım mantığı budur. O zaman bu işaretler nasıl çözülecek? sorumuza aşağıda kısaca cevap vermeye çalışacağız.
Öncelikle aşağıdaki konulara dikkat edelim!
1- İşaretin bulunduğu bölge yaşamaya elverişli ve yaşanmış olduğuna dair kalıntı ve izler olması,
2- İşaretin yapıldığı kaya iri yerli sabit olması,
3- İşaretin oyma yada kabartma olması,
4- İşaretin derin kalın biçimde yapılmış olması,
5- Aynı alan içerisinde manalı bir bağlantı ile birden fazla olması,
6- İşlendiği kayanın bir çok afetlere karşı dayanıklı sağlam olması
7- İşaret yapılan kaya su yatakları kenarında olmamalı (kimse su kenarlarına gömü saklamaz)
Bu niteliği taşıyan işaretler gömü olma ihtimali yüksektir. Bu özellikleri taşımayan figüranlar üzerinde durup uğraşmayalım.
İşaret çözümünde öncelikle tarihi bilgimizi yoğunlaştırmak, işaretin bulunduğu bölgenin tarihini öğrenmek, yapılan figüranın özelliklerini bilmek(örneğin bir yılan yılanın özellikleri birer ip ucudur) işaretin bulunduğu doğal coğrafyaya aykırı, çukur,tümsek,işaretli kaya gibi unsurları değerlendirmek, En önemlisi arkeolojik metotlara baş vurarak çözüm yollarını aramakla sonuca varılır.
Kim Gömdü?
Gömüyü kimin gömdüğü konusunun bilinmesinde fayda vardır. Bu konuda herkes bir şeyler söyler yazarlar. Bunların iyi bilinmesi varlığın bulunması ve alınması zorluklarının bilinmesinde vardır. Definenin gömülüğü uygarlık ve kültürlere, zaman süreçlerine gömülme mevsimlerine ve hatta gece veya gündüz gömülmesine göre farklılık vardır.
Her gömü aynı olmadığı gibi tuzak ve aldatmacalar, iz ve işaretleri de farklı olabilir. Kazıya başlamadan önce bu konunun iyi etüt edilmesinde fayda vardır. Gömü veya define hangi çağda yıllarda gömüldü ise o çağın kültürel yapısını incelemek, gömen şahıslar bazında kim gömdü ise ona göre fikir yürütmede fayda vardır.
1. Savaşçılar: Fethe gidenler yol üstünde mevcut yerleşim yerlerinden topladıkları ganimetlerin hepsini götüremeyeceğinden belli noktalara sonradan gelip almak şartıyla kimsenin bulamayacağı belli noktalara gömmüşler ancak birçoğu geri gelinip alınmamıştır.
Gömen savaşçıların kültürel yapısı çok önemlidir. Örneğin Araplar ile Avrupalı savaşçıların gömüleri iz ve işaretleri ile tuzak ve aldatmacaları farklıdır. Buralarda özellikle tuzaklara çok dikkat edilmesi gerekir. Bir savaşçı gibi düşünmelisiniz ona göre hareket etmelisiniz.
2. Korsanlar: Kara veya denizde mevcut çete ve korsanları bölgelerinden topladıkları ganimetleri kendilerinin kolay sizin zor bulacağınız bir şekilde gömdüklerini biliniz.
- Korsanlarda savaşçılar gibi hazinenin kolay alınmaması için çok fazla tuzakla hazineyi beslerler. Bu uzakları anlamak gerçekten zordur. Anlık hayallere kapılmayıp tuzakları uzman kişilerce aşılmasında fayda vardır. Boşuna riske girilmemelidir.
- Burada önemli olan siz kendinizi onun yerine koyarak "Ne Yapar" sorusunu kendinize sorunuz. Nereye gömer ve nasıl iz ve işaretlerle nasıl tuzak ve aldatmacalar hazırlar. Sorusu önemlidir. İyi bir makine, iyi bir uzman etüdü ile kanunu arkanıza alarak problemleri teker teker aşınız. Riske girmeye hiç ama hiç gerek yoktur.
- Korsanların yıllar sonra bu hazineyi alacağı değerlendirerek belli iz ve işaret koymaları şarttır. Bu iz ve işaretleri iyi tahlil etmek gereklidir.
- Korsanların iz ve işaretleri savaşçılarınkinden farklılıklar gösterir. Korsanlar genelde su, güneş ve denizden kara görüntülerini kullanırlar. Bu konu işaretler bölümünde detaylıca incelenecektir.
3. Dönemin Yöneticileri: İşgallere karşı hazinelerini korumak veya çocuklarının yeniden iktidar veya krallık kurmaları için gerekli finansman çok gizli bir yere konularak gelecek için yatırım yapmışlardır. Bu hazinenin çok planlı ve iyi bir yere saklamalıydılar ki uzun yıllar boyunca kimse ulaşamasın.
- Burada önemli olan yine "Ben olsam nereye koyardım" sorunsudur. Bu kişiler akıllı, kurnaz ve planlı çalışan insanlar olduğu unutulmamalıdır. Etüdü iyi yapıp gözden hiçbir şey kaçırılmaması gerekir. Belki siz çözemezsiniz ancak çözülmeyecek define etüdü olmadığı unutulmamalıdır.
- Yönetim kargaşaları ve iktidar mücadeleleri sonucundaki çekişmelerden kendini garanti altına almak, ailesi ve kendisi için iyi bir yerde kendi ve ancak birkaç kişinin bildiği bir miktar hazineyi sigorta olarak koymak.
- Burada unutulmayacak bir şey vardır. O da çaresiz kalmaktır. Çaresiz insanların gömü yaparken gözönüne alabilecekleri tehlikeleri anlatmaya gerek yoktur. Çünkü "kedinin kuyruğuna basarsınız tırmalar" atasözünü anımsayınız. O anda o kadar çaresiz olabileceklerini unutmayınız.
4. Şahsi Gömüler: Buradaki gömüleri istediğiniz kadar sınıflandırabilirsiniz. Önemli olan hazineyi düşünmenizdir. Şahsi gömüleri bulmak çok kolay diğerlerine göre daha risksiz ancak değer bakımından diğerlerinden daha fakirdir.
Bir insanın serveti ile bir savaşçı, korsan, kral, bey, ağa vs. serveti karşılaştırılamaz. Şahsi servetlerin bir bölümünü ele alıp inceleyelim.
a. Din adamları: Papaz ve haham ağırlıklı olmak üzere elde mevcut hazinenin diğer dinlerdeki insanların eline geçmemek için tekrar alınmak üzere akıllı ve planlı bir şekilde gömmeleridir. Bu durum genelde savaş, istila, korsan-çete baskını, önceden tahmin veya duyum, iç çekişmelerden kaynaklanır.
Bu insanların dönemin akıllı, kurnaz ve alim sayılan insanlar olduğu unutulmamalıdır. Bu durum hazinenin alınma şartlarını ağırlaştırır.
Böyle kişilerin hazinelerini ele geçirmek için ilgili dinde mevcut işaret ve kültürel değerleri iyi tahlil etmek gerekir. Anlatılmak isteneni iyi anlamak gereklidir. Aksi takdirde çalışmalar boşa gidecektir.
b. Göç: Kendi istekleri veya zoraki göçe tabi tutulan köy veya kasabalılar bütün mallarını yanında götüremeyecekleri için oturup titizlik içerisinde hazineleri toplu olarak gömmüşlerdir. Buradaki amaç tekrar geri döndüklerinde bu hazineyi alıp tekrar eski yaşantılarına dönebilmeleridir. Bunların büyük bir bölümü tekrar geri dönmemişlerdir.
- Bütün halkın hazinesi tek bir yerde toplanıp gömülmesi düşünülemez. Parça parça ama önemli büyüklükte olmalarıdır. Bu gibi definelerde gömünün hediyesi sizi yanıltmasın. Etüdünüzü iyi yapmalısınız.
- Burada dikkat edilmesi gereken siz olsaydınız hazineyi tek bir yere mi gömerdiniz. Bence hayır 3-4 parça şeklinde gömerdim. Bunların bulunma olasılığı daha düşüktür. Biri bulunursa diğerleri bulunamaz. Şeklinde düşünürdüm. Ama mutlaka hediyesi yanıltıcı çalışmalar ve tuzaklarla gömüyü beslerdim. Paramı kolay kolay kimseye yar etmezdim.
c. Yaşlı insanlar: Bir hayat boyu çalışıp uğraştıktan sonra yaşlanan insanlar eğer çocukları yoksa eldeki değerli eşyalarını kimse bulamasın diye saklamalarıdır. Bu hazineler genelde küçük ölçekli olup şahsi eşya ve paralarından ibarettir.
Genelde ev, işyeri, bahçe, tarla, ahır veya kuyularına gömerler. Tuzak ve aldatmacası azdır. Genellikle tarihi ve kültürel değer açısından önemlidir.
d. Ölülere saygı: Eski dönemlerde kültür değerleri içerisinde ölü ile birlikte değerli eşyalarını da beraberinde gömmek vardır. Buradakiler şahsın şahsi eşyaları ve paralarıdır. Önemli bir şahsiyet değilse genelde ufak tefek şeyler gömerlerdi. Buralarda kayda değer eşyalar genelde olmaz.
- Mezarlar önemli yerlerdir. Hazine var diye mezarla kazılmamalıdır. Çünkü hangi mezarda hazine olduğu belli olup, orada da ölü yoktur.
- Burada yapılacak kazılarda kesinlikle izin alınmalı ve kanuni yapılmalıdır. Doğada mevcut güzellikler bozulmamalıdır.
- Mezar kazıları iyi etüt edilmedi ise kesinlikle yapılmamalıdır. Etüt edilemiyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.
Hazine veya defineyi kim gömerse gömsün iyi etüt edilerek risksiz çıkarılacağı bilinmelidir. Önce araştırma (yapılamaz ise uzmana başvurulmalı), sonra makine (maden analizinden arazi özelliklerine, doğal veya yapay durumuna), sonra kanuni izinle hazine rahatlıkla çıkarılıp zengin olmamak mümkün değildir. Ama önemli olan akıllı hareket etmektir. Profesyonelce davranmaktır.
10 Altın Kural
Definecilikte kullanılana 10 altın değerindeki kurallar
1- Ön araştırma ve kazı işlerinde arkeolojik metodlardan faydalanmak.
2- Toprak yapı ve katmanlarını tanımak için Jeolojide faydalanmak
3- Ele geçen eserin hangi çeşit madende yapıldığını yada hangi kıymetli taş kullandığını anlamak için Madencilik Dalında faydalanmak.
4- Araştırma ve kazı maliyet bilançosunu çıkartmak
5- Gerek kayalardaki figüranlarda gerekse elde edilen tarihi eserleri tanımak için Sanat Tarihi ve Medeniyetler Tarihinde faydalanmak.
6- Kazı bir amelyata benzer, toprağı nejterlemeden önce yüzeysel verileri iyi bir şekilde tahlil etmek.
7- Sonuca daha erken ulaşmak için teknoloji kullanmak.
8- İşaret, figüranlar alfabe ve matematik kurallarında oluşur. İşaretlerini dilini öğrenmek uzunluk derinlik ölçümlerinde matematiğin uzunluk birimlerinde, Kaya mezarları, tümülüsler, şahıs gömüleri bir takım kuralları çözmek için geometride faydalanmak.
9- Halk biliminde faydalanmak
10- Antik toplumların dinsel ve etnik yapılarını hareketlerini öğrenmek için Dinler Tarihinden faydalanmak
Halk Bilimi
Toplumumuzda birçok efsaneler anlatılır. Bu efsaneler içinde define, gömü gibi unsurlar konular işlenir. Eşkıyalar ve Ermeni göçünde Ermenilerin sakladıkları paralar hakkında uzun uzadıya konular anlatılan hikâyeler duyarız dinleriz. Öncelikle bu tür anlatımların abartmalı olduğunu vurgulayalım. Ancak bu abartılar içinde gerçekleri de gözde kaçırmamak gerekir" ateş olmayan yerde duman olmaz" mantığını göz ardı etmemek gerekir. Burada yanlış olan şey abartmalardır.
Öncelikle yapılması gereken şey hikayeyi sonuna kadar dinlemek, hikayeye konu olan bölgeyi gömü hakkındaki anlatılan detayları not etmek, daha sonra köz konusu bölgeyi tespit etmek notumuza düştüğümüz unsurları bulmak olacaktır. Bulacağımız herhangi bir iz konunun doğru olduğuna dair gösterge olacaktır.
Ayrıca bir bölge veya alan hakkında yapılan anlatımlar Örneğin; falan yerde bir zengin yaşamış, bir tek kızı varmış, kızı genç yaşta ölmüş, falan yerde geçen yolun kenarına mezarını yapmışlardır... Falan yerde bir evliya yaşarmış, giderken falan yerdeki kayaya oturmuş... Falan yerde günlerce savaş olmuş şehitleri şurasında yatar. ... Falan yerde kızlar oyun oynarmış ... Şeklinde bir çok hikayeler anlatılır. Bu anlatımların kaynağı halktır. O yörede kuşaktan kuşa aktarılan yazılı olmayan kaynak teşkil ettiğini unutmamamız gerekir. Definecinin yapması gereken şey anlatılan bölgeyi bulmak bu bölge üzerinde bulacağı tüm unsur üzerinde detaylı olarak çalışmaktır.
Şunu da unutmamak gerekir. Tarihine uymayan ve günümüzde türbe diye bilinen yerlerin çevresi araştırmaya konu olacak yerlerdendir. Örneğin X isminde bir şahıs da bahsedilir, o şahsın Anadolu'da yaşadığına dair hiçbir iz yok tarihi kaynak yoka o şahsın asıl türbesi Bağdat Şam gibi şehirlerde olduğunu tarihi kaynaklar anlatır. Anadolu'da bu tür yerler oldukça çoktur. Öncelikle bu tür yerlerin ne olduğunu hakkında bilgi toplamak için önce o mekanın görmek bu yapıtın taş işçiliğini, yapım tekniğini, varsa kitabesindeki yazıyı, dikkatlice incelemelidir. Bu tür hikayeler Yunan-Roma ve Ermeni yapıtları olduğu bir çoğunda ermeni gömüleri olduğu bir çok çalışma ile tecrübe edilmiştir.
Defineciler hayal-kurgu çalışma ile bu tür yerlerdeki definelere ulaşması mümkün görülmemektedir.
Jeofizik
Tarımsal etkinliğe ve doğa Afetlere uğramamış üst tabakaların üzerinde binlerce yıl geçse dahi insanın orijinal tabakalara bıraktıkları iler kaybolmaz. Ancak bu durum tepe eteklerinde ve yoğun bitki örtüsüne sahip alanlar için ilk bakışlarda insan izlerini bulmak mümkün olmayabilir, bu sorunu jeofizik yöntemlerle sonuç alınabilir.
Bir röntgen çekilişini andıran planlı çalışma ile sonuca erken gidilir. Bu nedenle araştırmaya tabi tutulan alanın değişik yönlerden resimlenmesi,alan içinde en ufak bir ayrıntının gözde kaçırılmaması,toprak katmanları hakkında bilgi edinmek için 50X50 Cm genişliğinde 50-100 Cm derinliğinde KLAVUZ SONDAJ çalışması alan hakkında net bilgiler verecektir.
İster yüzey isterse kılavuz sondajlardan elde edilen bilgiler birer sözlük ve kılavuz niteliğini taşır. Sözlük anlaşılır olmadıkça da hakkıyla kılavuzluk yapmayacağı kesindir.
Kılavuz sondajların yanları 90 derece dik olmasına itina gösterilmelidir. Kılavuz sondajlar bir Girit plan (plan kare) kazı sisteminde çapraz atlama şeklinde olmalıdır. Şöyle ki; kazı alanımızı 100 metre kareye indirdik. Bu alana 2x2 metre Aralıkla 50X50 cm şeklinde kareler oluşturup, bu oluşan kareleri in alana göre çaprazlama şeklinde olacaktır. Her açılan kılavuz sondajda elde edilen bilgiler kaydedilecektir. Böylece hem yüzeysel hem de kılavuzlardan elde edilen bilgiler birleştirilip değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
Kılavuz sondaj sistemi insandan alınan kan örneğine benzer tüm vücut hakkında bilgi verir.
Araştırma alanı zemini ana kaya ise, elimize 2 kilogramlık balyoz alıp, anakaya ya vurup yankılarını dinlemeliyiz.
Önemli nokta alanımız içinde birbirine yaslatılmış iri kayalar olabilir, bu kayalar üzerinde yoğunlukla çalışmalıyız. Bu tür kayaların iriliği gözümüzü korkutmasın, bunlar insan gücü ile değil hayvan gücü ile taşınıp giriş kapatılmış olabilir.
Bu itibarla, defineci, dikkatli, itinalı bilimsel metodlar içinde ön araştırmasını tamamlamalıdır. Aynen bir röntgenci gibi, araştırma alanını röntgenleyecek, elde ettiği verileri bir laboratuar yöntemi ile tahlil edecektir. En ufak bir ayrıntı birçok zaman başarısızlığa neden verebilir.
Medeniyet ve Sanat Tarihinden Faydalanmak
Modern Defineciliğin olmazsa olmaz kuralarından biri de Medeniyetlerin kültür ve sanat tarihini bilmektir.
Bir toplumun uygarlığın kültürel ve sosyoekonomik inançları hakkında bilgi olmadan defineciliğe başlamadan, karanlıkta herhangi bir şeyi aramaya benzer. Toplumların hareketleri hakkında bilgi edinmeden yapılan definecilik bir cinayettir. Beraberinden büyük ölçüde tahribatı getirir, bu tür tahribat beraberinde bir daha ulaşılması mümkün olmayan doküman ve izi yok etmektedir. Bilinçsiz bir defineci bunun farkında olması mümkün değildir. Zaten defineciyi hedefine ulaştıracak bir çok detay insanın önemsemediği unsurlar olabilmektedir. Herhangi bir kaya üzerine kazılmış bir figüranın ne anlama geldiğini ne amaçla yapıldığını ilk bakışta anlamak için o işareti yapan insanları tanımak gerekir.
Anadolu'da kayalara kazılmış bir çok figüran ve bu figüranlara yüklenmiş bir çok anlatımlar bulunmaktadır. Bu tür izler geçmişin dili halindedir. Bu dili ne olduğunu bilmeden diyaloga girmek felaketi doğurur. O figüranlar konuşuyor, ancak senin onun lisanında anlayacak bir kulağın ve bilgi dağarcığın olması şarttır, figüranın lisanında anlamazsan kızar onu kırmak suretiyle susturursun. Bu susturma olayı bir cinayetten farkı yoktur. Sana kendisini tanıtmaya çalışan bir lisanı yok etmemek için o lisanı iyi öğrenmen gerekir.
Bu tür izlere önce sanat yönünde yaklaşılmalıdır. Sonra bu sanat eserini, izini kim bıraktı? onu öğrenmeye çalışmalıyız.
Ülkemizin geçirdiği tarihi evrelerinde Roma-Grek kültürlerine bağımlı olarak gelişmiştir yani inançları Hıristiyan'dır. Yaşam ve sanatlarında inancın tüm çizgileri işlenmiştir, sanat eserlerinde genelde tanrı figürleri çok kullanılmıştır.
Sanat tarihinde faydalanarak araştırma alanımız içinde rastlayacağımız hrhangi bir izin kime ve kimlere ait olduğunu öğreneceğiz. Daha sonra o toplumun yaşamla inançları ile hareketlerini öğrenerek olayın çözümüne zemin hazırlamalıyız.
Bir amaya (gözleri görmeyen) yürümesi ve yönünü bulması için bastona ne kadar ihtiyacı varsa definecinin de aynı şekilde Tarih ve Sanat tarihine ihtiyacı vardır. Yoksa, bastonsuz bir amma bastonsuz sokakta nasıl yürüyorsa definecide aynı şekilde olur.
Define, toprak altına saklanmış madeni para, külçe altın, gümüş ve kıymetli eşya olarak nitelendirilebilir.
Çeşitli hukuklar, tarihi gelişim içinde yeraltı madenleri ve define hakkında hükümler koymuştur. Feodal dönemlerde Avrupa ülkelerinde, memleketin tek sahibi krallardı.
Dolayısıyla defineler de onların olurdu. Bugün de çeşitli Avrupa ülkelerinde define bulan, yetkili kuruma haber vermek zorundadır. El koyma amacı olmadığı sürece saklanması ağır bir suç sayılmaz. Fakat gerçekte defineyi bulanın bunu yanında bırakmasına genellikle izin verilir.
Yasalarımızdaki define tarifi:
"Bulunmalarından çok zaman evvel gömülmüş veya saklanmış olduğu ve artık sahibi bulunmadığı muhakkak görülen kıymetli şeyler define addolunur. Define, içine gömüldüğü veya saklandığı gayrimenkul veya menkulun sahibinin mülkü olur. İlmi bir kıymeti haiz eşyaya ait hükümler mahfuzdur. "
Defineyi keşfeden kıymetinin yarısını, tecavüz etmemek üzere hakkaniyete muvafık bir ikramiye talep edebilir.
İslam hukukunda defineler üç kısımdır:
1. İslami bir işaret taşıyan defineler. Bunlar; bulunan ve sahibi belli olmayan mal hükmündedir. Sahibi çıkmayacağı anlaşılırsa devlet hazinesine; devlet hazinesi yoksa zengin ise fakir olan annesine, babasına verebilir. Fakir ise kendisi kullanabilir.
2. İslamiyet'ten önceki devre ait bir işaret taşıyan defineler. Ganimet gibi beşte biri devlet hazinesine, kalanı arazi sahibine; arazi sahipli değilse, bulana ait olur. İmam-ı Ebu Yusuf'a göre ise kalanı bulanın olur.
3. Herhangi bir işaret taşımayan defineler. Bazı alimler, bunun 1. kısmın hükmüne, bazıları ise, 2. kısmın hükmüne girdiğini bildirmiştir.
Defineci
DEFİNECİ: Önceden saklanmış hazineleri bulmaya çalışan insandır. Bu işin başarılması için mutlaka bir eğitim alması gerekir, eğitimsiz defineci yarardan çok zarar verecektir.
Bilinçsiz defineci neyi nerede ve nasıl arayacağını bilmez.
Eğitimsiz bir defineci, aynı zamanda iflah olmaz bir hastalığın bir umut sevdasının aşığıdır.
Definecinin eğitim alacak bir kurumu yoktur. Bu itibarla kulaktan kulağa dolaşan rivayetlere göre hareket etmektedir. Bu nedenle dedektör satıcılarının, medyumların, cincilerin ekmek tenkisi halindedirler.
Önemli: Yoğun teknoloji ve bilginin kullanıldığı çağımızda, muhtelif hurafelerle yola koyulmak akıl kârı değildir. Definecinin ve Arkeologun ana kaynağı arazidir.
Definecinin sorunlarının başında eğitim sorunu gelmektedir. Bu soruna devletimizin el atması şu an itibariyle mümkün gözükmemektedir. O zaman bu sorunu nasıl aşacağız. Gelişmiş teknoloji sayesinde yazarak, yazdıklarını,tecrübelerini paylaşarak klasik anlayışta, yapıda kurtulabilir. Yardımlaşarak eğitim sorununu hal edebilirler.
1- Sözü doğru olmalıdır.
2- Tecrübelerini paylaşma işini bir görev saymalı
3- Çözemediği izleri korumalı, kırmamalıdır.
4- Yasal sınırları aşmamalı, kaçak kazı yapmamalıdır.
5- Tarihi bilgisi üst seviyede olmalı.
6- Bu alanda kullanacağı teknolojiyi iyi tanımlıdır.
7- Nefsine düşkün tamahkâr olmamalıdır.
8- Definecilik bir geçim kaynağı olarak görmemeli. Bir hobi şeklinde yapmalıdır.
9- Tarihi izleri korumalı,
10- Defineci bir arkeolog kadar bilgili ve becerikli olmalıdır.
11- Yapacağı işleri bir plan dahilinde yapmalıdır.
12- Her bulduğu veriyi kayıt etmeli, sonrada yorumlamalıdır.
13- Hurafelerle yola çıkmamalı Mutlaka yüzeysel bulgularla işe başlamalı.
İşaret Nedir?
İŞARET (Epigrafi) = Bir tür şifreleme yöntemidir. Sakladığı varlıkları, değerleri herhangi bir tehlikeye karşı korumak ve sonrada gelip almaya yarayan şifreleme düzeneği ile birlikte bir çeşit anlatım ve bir dildir. Bunlar oyma kabartma ve boyalama şeklinde günümüze kadar ulaşmıştır. Kayalara yapılan her figürün motifin mutlaka bir anlamı vardır. Anlamsız manasız hiç bir emek sarf edilemez. Ancak her kaya damgası da define için değildir. Direkt gömünün işareti olmaz. Bunu unutmayalım.
Kaya damgaları mutlaka bize bir şey söylüyordur, yapım amacıda bu olmalı, örneğin kayalarda çoğunlukta gözüken yuvarlak oymalar mezarı işaret eder, bu oymanın yapılış amacı; Mezarın yanında ki kayaya oyularak içine yağ dökülüp yakılıyordu, Bu günkü mezarların üstünde yakılan mumlar gibi biz buna mumyalık desek daha mantıklı olacak. kare veya dikdörtgen oymalarda aynıdır. Bir ok yön için kullanılmıştır. Özetleyecek olursak her figür ancak özellikleri ile okunur. Örnek verecek olursak bir buğday başağı berekettir, bereketi sembolize etmişlerdir, direkt defineyi değil.
Her kaya damgası define olamayacağı kesindir. Buna göre bunları biz bir kategoriye ayrılarım
1- Devlet ve yöneticilerine ait damgalar. devleti ve devlet adamalarının makamlarını ve devlet sınırlarını sembolize eder
2- Dini kurum ve din adamlarına ait damgalar. Dini ve din adamını sembolize eder
3- Kavimlere (aşiret) ait damgalar. Kavmi sembolize eder
4- Şahısa ait damgalar. Şahısı sembolize eder.
5- Süsleme sanatı. Sadece sanat içindir.
İşaret Nasıl Çözülür?
Antik Dönem toplumlarda sık sık yapılan savaşlar, ani baskınlar, çete ve eşkıya soygunlarına karşı insanlar ellindeki muhtelif değerleri korumak amacıyla saklama ihtiyacı duymuşlardır, hatta günümüz insanların kısmen uyguladıkları alışkanlıklardır. Gömü işleri ve düzenekler genelde taş ustaları, sert cisimlere şekil vermekte usta insanlar (heykel tıraşlar) tarafından yaptırılırdı.
Bir gömüye neden işaretleme düzeneğine ihtiyaç duyuldu? Bu sorunun cevabındaki genel mantık şöyledir. Gömü başta güvenlik nedeni ile yapılırdı, gömen insan ihtiyaç duyduğu an gelip kolay bulacak, kolay kazacak ve gömü yerini kendisinde başka kimseler bilmeyecek, kendisi almadan ölürse gömüyü neslinde dininde ırkında biri gelip bulsun alsın gibi mantığı yatmaktadır. Gömerken saklarken bile emniyet tedbirleri söz konusudur.
Figürler Nasıl Çözülür?
Yıllardan beri gelen tecrübeler gömülerin çoğunun kayaların içi oyularak kaya içine sakladıklarını göstermektedir.
İnsanlar yaşadıkları topraklar üzerinde sürekli bir takım izler bırakırlar ve bırakmaya da devam etmektedirler.
İşaret çözmede önce ihtiyaç duyulan şey; görülen rastlanılan figürün define olup olmadığıdır, kayalar üzerine yapılan bir takım şekiller iş olsun diye yapılmamıştır bunların birer amacı vardır, bunlar içinde dini sembolize eden, kabileyi sembolize eden, yerel beyi sembolize eden kralları sembolize eden ırkları sembolize eden bir takım kaya damgaları kullanılmıştır, gömü işaretlerini bunlarda ayırt edebilmek için eski insanların davranışlarını dinlerini gelenek ve göreneklerini çok iyi bilmek gerekir. Her işaret define değildir.
Gömü işareti bir alfabe bir matematik kuralı dahilinde inşa edilmişlerdir. Bu nedenle gömü işaretleri zincirleme birden fazla olmalıdır.
işaretlerden uygulanan genel mantık; gömünün işarete olan uzaklığı, derinliği bazen miktarı bazen de saklama biçimi şeklinde alfabetik ve matematiksel bir mantık hakimdir.
İşaretleri çözerken aşağıdaki sorulara cevap aramalıyız.
1- Gömü var mı?
2-Nerede?
3-Ne kadar uzaklıkta?
4-Hangi yönde ?
5-Ne kadar derinlikte
6- gömünün saklandığı mekanın şekli nasıldır?
bu açıklamalarda sonra sorularınıza aşağıdaki gibi davranarak cevap bulmamız lazım.
1- Her işaretin bir dili vardır bu dil işaretin oluşturan şekillerin özellikleridir.
Örneğin bir kaya üzerine çöreklenmiş oyma bir yılan olsun, önce yılanın özelliklerini sıralayarak çözmeye çalışalım, Yılanın özelliklerinde bir tehlike anında karanlık kuytu bir yere kaçar bu yer ya bir deliktir yada bir kaya altıdır, yılanın duruşu hareketsiz çöreklenmiş sabit başka hiç bir emare yok o zaman yılanın bulunduğu kayanın altına bakmamız lazım, yılanın diğer bir özelliği savunma silahı zehirdir. o zaman gömüde tuzak olabilir düşüncesi ile yaklaşmalıyız,
2- İşareti kullanan toplum hakkında sosyoekonomik yönde inanç yönünde bilgi toplamak
3-İşaretli kayanın etrafında çevresinde yüzey araştırması yapmak, insan tarafından müdahale edilen bu katmanları keşfetmek okumak bir çok kez insana nokta buluşu sağlar. Çevresinde dikili birbirine yaslatılmış kayalar, tümsek, çukur gibi izleri aramamız lazım
4- bu bilgilerden sonra yinede işareti çözemedik diyorsanız bu konulardan tecrübe edinmiş insanlardan yardım isteyiniz. İşaretleri koruyunuz kırmayınız kırana müdahale ediniz,
Define kazıları ameliyata benzer, işin ehli bir cerrah ameliyattan önce gereken tüm tahlilleri yapar.
Define Nerede ve Nasıl Aranır?
Definecilik gibi eğitim veren bir kurumun olmamayışı bir çok uyanık insanların iştahını kabartmış, Definecilerin zaaf noktalarından faydalanılarak kocaman sektörler meydana getirilmiştir. İnsanımızın gözünün içine baka baka yalancılık, dolandırıcılık hat sefaya gelmiştir. Günümüzde bu işi sıkılmadan utanmadan reklamlara başladılar.
Değerli arkadaşlar şunu kesinlikle unutmayınız. Hiç bir insan elindeki değerleri bir yere gömüp yanı başındaki kayaya ve ya kayalara bir çentik yada bir figür koyup; EY! millet ben buraya gömü yaptım deme mantıksızlığı içerisinde değildir. Arazide karşılaştığımız kayalar üzerinde gördüğümüz bir çok figürler mevcuttur, bunlar bire bir gömü için yapılmamıştır. Bunların bir çoğu mezarlardır, bazıları kabile veya kavimlere ait nişanelerdir, kaya mühürleridir, bir takım figürler sınır taşlarıdır v. s.
Önemli: Define sadece çil çil altınlardan oluşmaz, bir yazılı toprak tablet, bir figürlü vazo, bir yazılı kaya parçası v. s eser ve objeler kilolarca altın değerinden olduğunu unutmamalıyız, tahrip etmekten şiddetle kaçınmalıyız.
Defineci, gündönümü yani 21 haziran gönü doğaya çıplak göz ile izlemeye çalışması profesyonel defineciliğin gereğidir. Çünkü bu gündönümü gömünün atlar gibi bitkiler üzerinde etki edip sarartacaktır. İkinci gözlem dönemi rüzgarsız lapa lapa yağan kar zamanında doğayı gözlemlemektir. Gerçekten yer altında bulunan muhtelif metallerin otları sararttığı, kar yağışı esnasında karı erittiği çevresine göre karı geç tutup erken erittiği görülecektir. Bir başka gözlem yolu; kazılan toprak üzerinde ne kadar zaman geçerse geçsin mutlaka orijinal tabakaya göre yumuşak duracak birde üzerinde yetişen ot gibi bitki türlerinin boyu farklı ve kökleri kalın olacaktır. Bu gözlemler defineciyi ulaşmasında ciddi şekilde götürecektir.
Mezarlık alanlarında bitki örtüsü boyu çok yüksek sığ olmakla birlikte toprak rengi çevresine göre bir ton daha siyah olur. Bununda sebebi insan bedeninin de yüksek seviyede yağ bulunmasıdır.
Toprak altında bulunan altın ve gümüş gibi metaller atmosferdeki 15 ile 27 derece ıssı seviyesinde doğal olarak ısınacak ve genleşecek ısınma ve genleşe ile doğal olarak yaydığı manyetik alanı da aynı yönde açığa çıkacaktır. İletkenliği çok yüksek olan altın,sıcaklığın etkisi ile elektronlarında büyük ölçüde bir hareketlilik olacaktır, bu hareketlilik sonucunda manyetik dalgaları sıkışarak toprağın en zayıf yerinde atmosfere dağılma yapacaktır. Elektronların genleşmesi ile meydana gelen manyetik üst seviyede bir sıkışma meydana getirecektir. Sıkışma ve sürtünme olayında ateşlenme olayı da gerçekleşebilir. Bu nedenle ot ağaç gibi bitki örtüsünün toprak altındaki damarlarını zayıflatıp çevresine göre erken sarmalarına neden olacaktır, eğer sıkışma ve sürtünme fazla ise o yerde bitki örtüsü kalmayacaktır. (Definecilerin hava ısısının 15 ve üzeri derecelerde detektörle arama yapmaları daha avantajlıdır. dedektörlerle sadece toprak yüzeyindeki metaller bulunabilir. Fazlası için dedektörler iş yapmaz umutlanmayınız.)
Defineci çıplak gözleri ile doğayı iyice gözlemlemelidir, arazının insan yaşamına elverişli olup olmadığına kanaat getirmeli, dikkatini aşağıda sırladığımız unsurlar etrafında yoğunlaştırıp araştırmaya başlamalıdır.
1- Harabe yerleri (Ören yerleri Gömü mezar ve muhtelif objeler bulunmakta ve sit alanı içinde olup yasal olmayan tahribattan kaçınalım)
2- Yığma tepeler (Tümülüs ve Höyük yapılarıdır. Muhtelif gömü ve objeler bulunmakta Yasalarımıza göre sit alanıdırlar tahrip etmekten kaçınalım.)
3- Çeşme veya pınar gibi su kaynakları çevreleri ( Gömü bulunabilinir.)
4- Üzerinde işaret resim veya sembol bulunan kayaların çevresi (Geneli Mezarlarıdır, içinde muhtelif mezar hediyeleri bulunur.)
5- Çeşitli medeniyetlere ait mezarlık alanları ( Mezar hediyeleri bulunur)
6- İnsan yaşantısına uygun mağara önleri (Gömü bulunabilir, yaşayan insanlara ait muhtelif araç ve gereçler ele geçirilebilir.)
7- Dini yapılar ( sebep ne olursa olsun saygılı davranmak gerekir İnancımızın gereğidir. )
8- Çakıl yığınlar ( Büyük çakıl yığınları Roma dönemine ait tümülüslerdir, ufak olanları yine mezarlardır, bir çoğunda mezar hediyesi bulunmamaktadır.)
9- Şelale arkaları: Önemli bir araştırma alanıdır, mezar ve gömü bulunmaktadır.
10- Kale surlarının önleri: muhtelif sikke, savaş malzemesi bulunur.
11- Halk arasında define var olduğu söylentisi olan alanlar ( Yakın tarihe aittir, sabit ve kalıcı olan yüzey unsurları üzerinde durulmalı)
12- Köprü ayakları: Değerli arkadaşlar definecilik alanında faaliyet gösteren bir site bu tür bilgi vermektedir, sakın bu bilgiye uyup hiç bir tarihi yapıyı, köprüyü hanları ve sairleri define arama uğruna yıkmaya, tahrip etmeye yönelmeyelim. Yanlış ve art niyetli bir bilgilendirmedir. Hiç bir insan deli de olsa bile gidip su yatağına yada köprü ayağına altınlarını gömmez akıl işi değil. Lütfen itibar etmeyelim.
Şunu unutmayalım insanlar yaşadıkları yerlerde mutlaka bir kalıntı bırakmışlardır, bırakılan çeşitli kalıntılar zamanında yaşamış insanlar hakkında bilgi verir,
Define bu alanlar içinde olduğuna dair Arkeoloji bilimi ispatlamıştır. Başka yanlış yalan ve dolandırırcıların peşinde gidip zaman ve paranızı ziyan etmemenizi tavsiye ederiz.
Önemli: Yasal izin almadan kazı işlemine kalkışmayınız.
Bir Figüranın Gömü Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?
Ülkemizde hemen hemen her bölgede kayalar üzerine yontulmuş değişik şekillerde figürler,izler, çizgiler, yazılar ve canlılara ait resimlere rastlamak mümkündür. Bu şekilde geçmiş medeniyetlerin bıraktıkları bu izlerin ne anlama geldiği merak edilmiş yıllarca araştırılmış, tartışılmış bazıları hakkında bir takım kanaate varılmıştır. Bu medeniyet izlerinin hepsi define yada gömü gibi anlamak yorumlamak yanlıştır. Bunların bir çoğu define değildir. bizi ilgilendiren konu bunlardan hangileri direkt olarak gömüyü gösterir olanıdır. Unutmayalım ki gömüyü yapan insan kendisinden başka birinin bu gömüyü alma imkanı olmasın, kendi açısında rahat ve kolay olsun, işaret dediğimiz bu tür düzeneklerin yapım mantığı budur. O zaman bu işaretler nasıl çözülecek? sorumuza aşağıda kısaca cevap vermeye çalışacağız.
Öncelikle aşağıdaki konulara dikkat edelim!
1- İşaretin bulunduğu bölge yaşamaya elverişli ve yaşanmış olduğuna dair kalıntı ve izler olması,
2- İşaretin yapıldığı kaya iri yerli sabit olması,
3- İşaretin oyma yada kabartma olması,
4- İşaretin derin kalın biçimde yapılmış olması,
5- Aynı alan içerisinde manalı bir bağlantı ile birden fazla olması,
6- İşlendiği kayanın bir çok afetlere karşı dayanıklı sağlam olması
7- İşaret yapılan kaya su yatakları kenarında olmamalı (kimse su kenarlarına gömü saklamaz)
Bu niteliği taşıyan işaretler gömü olma ihtimali yüksektir. Bu özellikleri taşımayan figüranlar üzerinde durup uğraşmayalım.
İşaret çözümünde öncelikle tarihi bilgimizi yoğunlaştırmak, işaretin bulunduğu bölgenin tarihini öğrenmek, yapılan figüranın özelliklerini bilmek(örneğin bir yılan yılanın özellikleri birer ip ucudur) işaretin bulunduğu doğal coğrafyaya aykırı, çukur,tümsek,işaretli kaya gibi unsurları değerlendirmek, En önemlisi arkeolojik metotlara baş vurarak çözüm yollarını aramakla sonuca varılır.
Kim Gömdü?
Gömüyü kimin gömdüğü konusunun bilinmesinde fayda vardır. Bu konuda herkes bir şeyler söyler yazarlar. Bunların iyi bilinmesi varlığın bulunması ve alınması zorluklarının bilinmesinde vardır. Definenin gömülüğü uygarlık ve kültürlere, zaman süreçlerine gömülme mevsimlerine ve hatta gece veya gündüz gömülmesine göre farklılık vardır.
Her gömü aynı olmadığı gibi tuzak ve aldatmacalar, iz ve işaretleri de farklı olabilir. Kazıya başlamadan önce bu konunun iyi etüt edilmesinde fayda vardır. Gömü veya define hangi çağda yıllarda gömüldü ise o çağın kültürel yapısını incelemek, gömen şahıslar bazında kim gömdü ise ona göre fikir yürütmede fayda vardır.
1. Savaşçılar: Fethe gidenler yol üstünde mevcut yerleşim yerlerinden topladıkları ganimetlerin hepsini götüremeyeceğinden belli noktalara sonradan gelip almak şartıyla kimsenin bulamayacağı belli noktalara gömmüşler ancak birçoğu geri gelinip alınmamıştır.
Gömen savaşçıların kültürel yapısı çok önemlidir. Örneğin Araplar ile Avrupalı savaşçıların gömüleri iz ve işaretleri ile tuzak ve aldatmacaları farklıdır. Buralarda özellikle tuzaklara çok dikkat edilmesi gerekir. Bir savaşçı gibi düşünmelisiniz ona göre hareket etmelisiniz.
2. Korsanlar: Kara veya denizde mevcut çete ve korsanları bölgelerinden topladıkları ganimetleri kendilerinin kolay sizin zor bulacağınız bir şekilde gömdüklerini biliniz.
- Korsanlarda savaşçılar gibi hazinenin kolay alınmaması için çok fazla tuzakla hazineyi beslerler. Bu uzakları anlamak gerçekten zordur. Anlık hayallere kapılmayıp tuzakları uzman kişilerce aşılmasında fayda vardır. Boşuna riske girilmemelidir.
- Burada önemli olan siz kendinizi onun yerine koyarak "Ne Yapar" sorusunu kendinize sorunuz. Nereye gömer ve nasıl iz ve işaretlerle nasıl tuzak ve aldatmacalar hazırlar. Sorusu önemlidir. İyi bir makine, iyi bir uzman etüdü ile kanunu arkanıza alarak problemleri teker teker aşınız. Riske girmeye hiç ama hiç gerek yoktur.
- Korsanların yıllar sonra bu hazineyi alacağı değerlendirerek belli iz ve işaret koymaları şarttır. Bu iz ve işaretleri iyi tahlil etmek gereklidir.
- Korsanların iz ve işaretleri savaşçılarınkinden farklılıklar gösterir. Korsanlar genelde su, güneş ve denizden kara görüntülerini kullanırlar. Bu konu işaretler bölümünde detaylıca incelenecektir.
3. Dönemin Yöneticileri: İşgallere karşı hazinelerini korumak veya çocuklarının yeniden iktidar veya krallık kurmaları için gerekli finansman çok gizli bir yere konularak gelecek için yatırım yapmışlardır. Bu hazinenin çok planlı ve iyi bir yere saklamalıydılar ki uzun yıllar boyunca kimse ulaşamasın.
- Burada önemli olan yine "Ben olsam nereye koyardım" sorunsudur. Bu kişiler akıllı, kurnaz ve planlı çalışan insanlar olduğu unutulmamalıdır. Etüdü iyi yapıp gözden hiçbir şey kaçırılmaması gerekir. Belki siz çözemezsiniz ancak çözülmeyecek define etüdü olmadığı unutulmamalıdır.
- Yönetim kargaşaları ve iktidar mücadeleleri sonucundaki çekişmelerden kendini garanti altına almak, ailesi ve kendisi için iyi bir yerde kendi ve ancak birkaç kişinin bildiği bir miktar hazineyi sigorta olarak koymak.
- Burada unutulmayacak bir şey vardır. O da çaresiz kalmaktır. Çaresiz insanların gömü yaparken gözönüne alabilecekleri tehlikeleri anlatmaya gerek yoktur. Çünkü "kedinin kuyruğuna basarsınız tırmalar" atasözünü anımsayınız. O anda o kadar çaresiz olabileceklerini unutmayınız.
4. Şahsi Gömüler: Buradaki gömüleri istediğiniz kadar sınıflandırabilirsiniz. Önemli olan hazineyi düşünmenizdir. Şahsi gömüleri bulmak çok kolay diğerlerine göre daha risksiz ancak değer bakımından diğerlerinden daha fakirdir.
Bir insanın serveti ile bir savaşçı, korsan, kral, bey, ağa vs. serveti karşılaştırılamaz. Şahsi servetlerin bir bölümünü ele alıp inceleyelim.
a. Din adamları: Papaz ve haham ağırlıklı olmak üzere elde mevcut hazinenin diğer dinlerdeki insanların eline geçmemek için tekrar alınmak üzere akıllı ve planlı bir şekilde gömmeleridir. Bu durum genelde savaş, istila, korsan-çete baskını, önceden tahmin veya duyum, iç çekişmelerden kaynaklanır.
Bu insanların dönemin akıllı, kurnaz ve alim sayılan insanlar olduğu unutulmamalıdır. Bu durum hazinenin alınma şartlarını ağırlaştırır.
Böyle kişilerin hazinelerini ele geçirmek için ilgili dinde mevcut işaret ve kültürel değerleri iyi tahlil etmek gerekir. Anlatılmak isteneni iyi anlamak gereklidir. Aksi takdirde çalışmalar boşa gidecektir.
b. Göç: Kendi istekleri veya zoraki göçe tabi tutulan köy veya kasabalılar bütün mallarını yanında götüremeyecekleri için oturup titizlik içerisinde hazineleri toplu olarak gömmüşlerdir. Buradaki amaç tekrar geri döndüklerinde bu hazineyi alıp tekrar eski yaşantılarına dönebilmeleridir. Bunların büyük bir bölümü tekrar geri dönmemişlerdir.
- Bütün halkın hazinesi tek bir yerde toplanıp gömülmesi düşünülemez. Parça parça ama önemli büyüklükte olmalarıdır. Bu gibi definelerde gömünün hediyesi sizi yanıltmasın. Etüdünüzü iyi yapmalısınız.
- Burada dikkat edilmesi gereken siz olsaydınız hazineyi tek bir yere mi gömerdiniz. Bence hayır 3-4 parça şeklinde gömerdim. Bunların bulunma olasılığı daha düşüktür. Biri bulunursa diğerleri bulunamaz. Şeklinde düşünürdüm. Ama mutlaka hediyesi yanıltıcı çalışmalar ve tuzaklarla gömüyü beslerdim. Paramı kolay kolay kimseye yar etmezdim.
c. Yaşlı insanlar: Bir hayat boyu çalışıp uğraştıktan sonra yaşlanan insanlar eğer çocukları yoksa eldeki değerli eşyalarını kimse bulamasın diye saklamalarıdır. Bu hazineler genelde küçük ölçekli olup şahsi eşya ve paralarından ibarettir.
Genelde ev, işyeri, bahçe, tarla, ahır veya kuyularına gömerler. Tuzak ve aldatmacası azdır. Genellikle tarihi ve kültürel değer açısından önemlidir.
d. Ölülere saygı: Eski dönemlerde kültür değerleri içerisinde ölü ile birlikte değerli eşyalarını da beraberinde gömmek vardır. Buradakiler şahsın şahsi eşyaları ve paralarıdır. Önemli bir şahsiyet değilse genelde ufak tefek şeyler gömerlerdi. Buralarda kayda değer eşyalar genelde olmaz.
- Mezarlar önemli yerlerdir. Hazine var diye mezarla kazılmamalıdır. Çünkü hangi mezarda hazine olduğu belli olup, orada da ölü yoktur.
- Burada yapılacak kazılarda kesinlikle izin alınmalı ve kanuni yapılmalıdır. Doğada mevcut güzellikler bozulmamalıdır.
- Mezar kazıları iyi etüt edilmedi ise kesinlikle yapılmamalıdır. Etüt edilemiyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.
Hazine veya defineyi kim gömerse gömsün iyi etüt edilerek risksiz çıkarılacağı bilinmelidir. Önce araştırma (yapılamaz ise uzmana başvurulmalı), sonra makine (maden analizinden arazi özelliklerine, doğal veya yapay durumuna), sonra kanuni izinle hazine rahatlıkla çıkarılıp zengin olmamak mümkün değildir. Ama önemli olan akıllı hareket etmektir. Profesyonelce davranmaktır.
10 Altın Kural
Definecilikte kullanılana 10 altın değerindeki kurallar
1- Ön araştırma ve kazı işlerinde arkeolojik metodlardan faydalanmak.
2- Toprak yapı ve katmanlarını tanımak için Jeolojide faydalanmak
3- Ele geçen eserin hangi çeşit madende yapıldığını yada hangi kıymetli taş kullandığını anlamak için Madencilik Dalında faydalanmak.
4- Araştırma ve kazı maliyet bilançosunu çıkartmak
5- Gerek kayalardaki figüranlarda gerekse elde edilen tarihi eserleri tanımak için Sanat Tarihi ve Medeniyetler Tarihinde faydalanmak.
6- Kazı bir amelyata benzer, toprağı nejterlemeden önce yüzeysel verileri iyi bir şekilde tahlil etmek.
7- Sonuca daha erken ulaşmak için teknoloji kullanmak.
8- İşaret, figüranlar alfabe ve matematik kurallarında oluşur. İşaretlerini dilini öğrenmek uzunluk derinlik ölçümlerinde matematiğin uzunluk birimlerinde, Kaya mezarları, tümülüsler, şahıs gömüleri bir takım kuralları çözmek için geometride faydalanmak.
9- Halk biliminde faydalanmak
10- Antik toplumların dinsel ve etnik yapılarını hareketlerini öğrenmek için Dinler Tarihinden faydalanmak
Halk Bilimi
Toplumumuzda birçok efsaneler anlatılır. Bu efsaneler içinde define, gömü gibi unsurlar konular işlenir. Eşkıyalar ve Ermeni göçünde Ermenilerin sakladıkları paralar hakkında uzun uzadıya konular anlatılan hikâyeler duyarız dinleriz. Öncelikle bu tür anlatımların abartmalı olduğunu vurgulayalım. Ancak bu abartılar içinde gerçekleri de gözde kaçırmamak gerekir" ateş olmayan yerde duman olmaz" mantığını göz ardı etmemek gerekir. Burada yanlış olan şey abartmalardır.
Öncelikle yapılması gereken şey hikayeyi sonuna kadar dinlemek, hikayeye konu olan bölgeyi gömü hakkındaki anlatılan detayları not etmek, daha sonra köz konusu bölgeyi tespit etmek notumuza düştüğümüz unsurları bulmak olacaktır. Bulacağımız herhangi bir iz konunun doğru olduğuna dair gösterge olacaktır.
Ayrıca bir bölge veya alan hakkında yapılan anlatımlar Örneğin; falan yerde bir zengin yaşamış, bir tek kızı varmış, kızı genç yaşta ölmüş, falan yerde geçen yolun kenarına mezarını yapmışlardır... Falan yerde bir evliya yaşarmış, giderken falan yerdeki kayaya oturmuş... Falan yerde günlerce savaş olmuş şehitleri şurasında yatar. ... Falan yerde kızlar oyun oynarmış ... Şeklinde bir çok hikayeler anlatılır. Bu anlatımların kaynağı halktır. O yörede kuşaktan kuşa aktarılan yazılı olmayan kaynak teşkil ettiğini unutmamamız gerekir. Definecinin yapması gereken şey anlatılan bölgeyi bulmak bu bölge üzerinde bulacağı tüm unsur üzerinde detaylı olarak çalışmaktır.
Şunu da unutmamak gerekir. Tarihine uymayan ve günümüzde türbe diye bilinen yerlerin çevresi araştırmaya konu olacak yerlerdendir. Örneğin X isminde bir şahıs da bahsedilir, o şahsın Anadolu'da yaşadığına dair hiçbir iz yok tarihi kaynak yoka o şahsın asıl türbesi Bağdat Şam gibi şehirlerde olduğunu tarihi kaynaklar anlatır. Anadolu'da bu tür yerler oldukça çoktur. Öncelikle bu tür yerlerin ne olduğunu hakkında bilgi toplamak için önce o mekanın görmek bu yapıtın taş işçiliğini, yapım tekniğini, varsa kitabesindeki yazıyı, dikkatlice incelemelidir. Bu tür hikayeler Yunan-Roma ve Ermeni yapıtları olduğu bir çoğunda ermeni gömüleri olduğu bir çok çalışma ile tecrübe edilmiştir.
Defineciler hayal-kurgu çalışma ile bu tür yerlerdeki definelere ulaşması mümkün görülmemektedir.
Jeofizik
Tarımsal etkinliğe ve doğa Afetlere uğramamış üst tabakaların üzerinde binlerce yıl geçse dahi insanın orijinal tabakalara bıraktıkları iler kaybolmaz. Ancak bu durum tepe eteklerinde ve yoğun bitki örtüsüne sahip alanlar için ilk bakışlarda insan izlerini bulmak mümkün olmayabilir, bu sorunu jeofizik yöntemlerle sonuç alınabilir.
Bir röntgen çekilişini andıran planlı çalışma ile sonuca erken gidilir. Bu nedenle araştırmaya tabi tutulan alanın değişik yönlerden resimlenmesi,alan içinde en ufak bir ayrıntının gözde kaçırılmaması,toprak katmanları hakkında bilgi edinmek için 50X50 Cm genişliğinde 50-100 Cm derinliğinde KLAVUZ SONDAJ çalışması alan hakkında net bilgiler verecektir.
İster yüzey isterse kılavuz sondajlardan elde edilen bilgiler birer sözlük ve kılavuz niteliğini taşır. Sözlük anlaşılır olmadıkça da hakkıyla kılavuzluk yapmayacağı kesindir.
Kılavuz sondajların yanları 90 derece dik olmasına itina gösterilmelidir. Kılavuz sondajlar bir Girit plan (plan kare) kazı sisteminde çapraz atlama şeklinde olmalıdır. Şöyle ki; kazı alanımızı 100 metre kareye indirdik. Bu alana 2x2 metre Aralıkla 50X50 cm şeklinde kareler oluşturup, bu oluşan kareleri in alana göre çaprazlama şeklinde olacaktır. Her açılan kılavuz sondajda elde edilen bilgiler kaydedilecektir. Böylece hem yüzeysel hem de kılavuzlardan elde edilen bilgiler birleştirilip değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
Kılavuz sondaj sistemi insandan alınan kan örneğine benzer tüm vücut hakkında bilgi verir.
Araştırma alanı zemini ana kaya ise, elimize 2 kilogramlık balyoz alıp, anakaya ya vurup yankılarını dinlemeliyiz.
Önemli nokta alanımız içinde birbirine yaslatılmış iri kayalar olabilir, bu kayalar üzerinde yoğunlukla çalışmalıyız. Bu tür kayaların iriliği gözümüzü korkutmasın, bunlar insan gücü ile değil hayvan gücü ile taşınıp giriş kapatılmış olabilir.
Bu itibarla, defineci, dikkatli, itinalı bilimsel metodlar içinde ön araştırmasını tamamlamalıdır. Aynen bir röntgenci gibi, araştırma alanını röntgenleyecek, elde ettiği verileri bir laboratuar yöntemi ile tahlil edecektir. En ufak bir ayrıntı birçok zaman başarısızlığa neden verebilir.
Medeniyet ve Sanat Tarihinden Faydalanmak
Modern Defineciliğin olmazsa olmaz kuralarından biri de Medeniyetlerin kültür ve sanat tarihini bilmektir.
Bir toplumun uygarlığın kültürel ve sosyoekonomik inançları hakkında bilgi olmadan defineciliğe başlamadan, karanlıkta herhangi bir şeyi aramaya benzer. Toplumların hareketleri hakkında bilgi edinmeden yapılan definecilik bir cinayettir. Beraberinden büyük ölçüde tahribatı getirir, bu tür tahribat beraberinde bir daha ulaşılması mümkün olmayan doküman ve izi yok etmektedir. Bilinçsiz bir defineci bunun farkında olması mümkün değildir. Zaten defineciyi hedefine ulaştıracak bir çok detay insanın önemsemediği unsurlar olabilmektedir. Herhangi bir kaya üzerine kazılmış bir figüranın ne anlama geldiğini ne amaçla yapıldığını ilk bakışta anlamak için o işareti yapan insanları tanımak gerekir.
Anadolu'da kayalara kazılmış bir çok figüran ve bu figüranlara yüklenmiş bir çok anlatımlar bulunmaktadır. Bu tür izler geçmişin dili halindedir. Bu dili ne olduğunu bilmeden diyaloga girmek felaketi doğurur. O figüranlar konuşuyor, ancak senin onun lisanında anlayacak bir kulağın ve bilgi dağarcığın olması şarttır, figüranın lisanında anlamazsan kızar onu kırmak suretiyle susturursun. Bu susturma olayı bir cinayetten farkı yoktur. Sana kendisini tanıtmaya çalışan bir lisanı yok etmemek için o lisanı iyi öğrenmen gerekir.
Bu tür izlere önce sanat yönünde yaklaşılmalıdır. Sonra bu sanat eserini, izini kim bıraktı? onu öğrenmeye çalışmalıyız.
Ülkemizin geçirdiği tarihi evrelerinde Roma-Grek kültürlerine bağımlı olarak gelişmiştir yani inançları Hıristiyan'dır. Yaşam ve sanatlarında inancın tüm çizgileri işlenmiştir, sanat eserlerinde genelde tanrı figürleri çok kullanılmıştır.
Sanat tarihinde faydalanarak araştırma alanımız içinde rastlayacağımız hrhangi bir izin kime ve kimlere ait olduğunu öğreneceğiz. Daha sonra o toplumun yaşamla inançları ile hareketlerini öğrenerek olayın çözümüne zemin hazırlamalıyız.
Bir amaya (gözleri görmeyen) yürümesi ve yönünü bulması için bastona ne kadar ihtiyacı varsa definecinin de aynı şekilde Tarih ve Sanat tarihine ihtiyacı vardır. Yoksa, bastonsuz bir amma bastonsuz sokakta nasıl yürüyorsa definecide aynı şekilde olur.