Değersizlik hissi, bireyin kendini diğer insanlardan eksik hissettiği bir benlik algısıdır. Bu his bireyin kendini algılayışında ortaya çıkabildiği gibi aile ilişkilerinde, sosyal ilişkilerinde ve karşı cinsle ilişkilerinde de görülebilirler. Bu duygu, bireyin belli ilişkilerinde söz konusu ise, sorun sadece o duruma özgüdür. Tüm ilişkilerde ortaya çıkan değersizlik duyguları ise kişilik yapısından kaynaklanır.
Değersizlik duyguları yaşayan bireylerin kendini değersiz hissetmeleri için hep bir nedenleri vardır. Bu kişiler ilişkilerinde doğal davranamazlar. Çoğu kez hissettiklerini söylemek yerine, karşı tarafın beklenti ve eleştirilerini almayı tercih ederler. Kendilerini ifade etmekten çekinir, değersizlik duygusunu aşırı vericilikle kompanse etmeye çalışırlar. Bu da çoğu kez karşı tarafın bencilleşmesine yol açar ve bireyin değersizlik hislerini derinleştirir. Değersizlik duygularıyla hareket eden kişi, genellikle kendini daha da değersiz hissettirecek davranışlara muhatap olur ve bir kısır döngü oluşur.
Değersizlik duyguları ilişkiye duyulan ihtiyaçla orantılı olarak artmaktadır. Bu da karşı cinsle ilişkilerde daha çok gözlenir. Karşı cinsle olan ilişkilerde istenmeme, reddedilme durumları özgüveni kökten sarstığından, bu duygu çok daha yoğun hissedilmektedir. Değersizlik hisleri yaşayan birey karşıdakinin kendine göstereceği ilgiye, öneme büyük ihtiyaç doğar. Bu durum zaman içinde ihtiyaç duygusunun getirdiği bağımlı bir ilişkiye dönebilir. Burada ilişkiden kaynaklanan bir sorun varsa konuşularak çözülmeli ya da ilişkinin devamı gözden geçirilmelidir. Korkular ve kaygılar yüzünden zorunluluk olarak devam eden bir ilişkide mutlaka bir uzmana giderek, psikolojik destek alınmalıdır. Sorun çözülmediği taktirde, değersizlik duygusu ilerleyip, pekişerek, kişilik sorunu haline gelecek ve kronikleşecektir.
Hissettiğimiz şekilde davranamadığımız ilişkilerde, duygusal tepkiler bastırıldıkça, birey kendi benliğini yitirecektir. Kaygı ve korkularla duyguları sınırlanan kişi de, büyük bir bunaltı hissedecektir. Sevdiğiniz halde kullanılırım ya da zayıf düşerim korkusuyla seviyorum diyememek, kıskandığı halde bunu göstermekten kaçınmak, ya da ilişkiyi kaybetmekten korktuğunuz için kızgınlık ve kırgınlıklarınızı söylememek gibi davranışlar, zaman içinde karşıdakinin size davranışlarında bir özensizlik, bir bencillik yaratabilir. Önceliklerinizi, isteklerinizi ve duygularınızı belli etmediğiniz sürece, bir dönem sonra ister istemez, partnerinizin kendisiyle ilgili istekleri, endişeleri, ihtiyaçları, öncelikleri sizinkinin yerine geçecektir.
Sonuç olarak değersizlik hisleri, bağlanma korkuları, endişe ve kaygılar yüzünden, ya partnerinize gereken önem ve değeri gösteremeyip, ona ve ilişkinize zarar verirsiniz, ya da korkularınız ve düşük öz saygınız nedeniyle gereken sevgi ve saygıyı göremezsiniz. Bu da, bireyin kendine olan saygısını ve güvenini yok edici çok yıpratıcı bir olaydır. Değersizlik duygusu yaşayan, fakat ilişkiden çıkamayan kişinin psikolojik yardım alması şarttır. Karşı tarafın sizi yeterince önemsemediği duygusu mutlaka çözülmelidir.
Yetersizlik ve değersizlik duyguları, genellikle kişinin yetişme tarzından ve aile ilişkilerinden kaynaklanan psikolojik bir sorundur. Bu duygu mutsuzluğun en önemli sebeplerindendir. Yetersizlik duyguları tüm insanlarda az veya çok mutlaka vardır ve çoğu kez bastırılarak göz ardı edilmeye çalışılır. Bazen kişi, kendini ispat etme davranışlarıyla bunu örter. Akademik kariyer, saygı duyulan bir meslek, zengin olmak, makam sahibi olmak, üniversite üzerine üniversite okumak gibi bir çok eylemin altında bu yatabilir. Kişi bazen de, hayata kayıtsız kalarak, hiçbir şeye önem vermeyerek, bu duyguyu bastırma yolunu seçebilir. Bazen de açık açık kişinin duygu ve davranışlarına yansır.
Ciddi şekilde kötü hisler yaratan, yetersizlik ve değersizlik duyguları, savunma amacıyla kapatılma ihtiyacındadır. Çoğu kişi bunları hissedemez. Psikoterapiyle birey kendi içine dönüp kendini tanıdığında bu duyguyla yüzleşecek, nedensiz bunaltı ve kaygılarının kaynağı bulunacak ve çözülecektir.
Değersizlik duyguları yaşayan bireylerin kendini değersiz hissetmeleri için hep bir nedenleri vardır. Bu kişiler ilişkilerinde doğal davranamazlar. Çoğu kez hissettiklerini söylemek yerine, karşı tarafın beklenti ve eleştirilerini almayı tercih ederler. Kendilerini ifade etmekten çekinir, değersizlik duygusunu aşırı vericilikle kompanse etmeye çalışırlar. Bu da çoğu kez karşı tarafın bencilleşmesine yol açar ve bireyin değersizlik hislerini derinleştirir. Değersizlik duygularıyla hareket eden kişi, genellikle kendini daha da değersiz hissettirecek davranışlara muhatap olur ve bir kısır döngü oluşur.
Değersizlik duyguları ilişkiye duyulan ihtiyaçla orantılı olarak artmaktadır. Bu da karşı cinsle ilişkilerde daha çok gözlenir. Karşı cinsle olan ilişkilerde istenmeme, reddedilme durumları özgüveni kökten sarstığından, bu duygu çok daha yoğun hissedilmektedir. Değersizlik hisleri yaşayan birey karşıdakinin kendine göstereceği ilgiye, öneme büyük ihtiyaç doğar. Bu durum zaman içinde ihtiyaç duygusunun getirdiği bağımlı bir ilişkiye dönebilir. Burada ilişkiden kaynaklanan bir sorun varsa konuşularak çözülmeli ya da ilişkinin devamı gözden geçirilmelidir. Korkular ve kaygılar yüzünden zorunluluk olarak devam eden bir ilişkide mutlaka bir uzmana giderek, psikolojik destek alınmalıdır. Sorun çözülmediği taktirde, değersizlik duygusu ilerleyip, pekişerek, kişilik sorunu haline gelecek ve kronikleşecektir.
Hissettiğimiz şekilde davranamadığımız ilişkilerde, duygusal tepkiler bastırıldıkça, birey kendi benliğini yitirecektir. Kaygı ve korkularla duyguları sınırlanan kişi de, büyük bir bunaltı hissedecektir. Sevdiğiniz halde kullanılırım ya da zayıf düşerim korkusuyla seviyorum diyememek, kıskandığı halde bunu göstermekten kaçınmak, ya da ilişkiyi kaybetmekten korktuğunuz için kızgınlık ve kırgınlıklarınızı söylememek gibi davranışlar, zaman içinde karşıdakinin size davranışlarında bir özensizlik, bir bencillik yaratabilir. Önceliklerinizi, isteklerinizi ve duygularınızı belli etmediğiniz sürece, bir dönem sonra ister istemez, partnerinizin kendisiyle ilgili istekleri, endişeleri, ihtiyaçları, öncelikleri sizinkinin yerine geçecektir.
Sonuç olarak değersizlik hisleri, bağlanma korkuları, endişe ve kaygılar yüzünden, ya partnerinize gereken önem ve değeri gösteremeyip, ona ve ilişkinize zarar verirsiniz, ya da korkularınız ve düşük öz saygınız nedeniyle gereken sevgi ve saygıyı göremezsiniz. Bu da, bireyin kendine olan saygısını ve güvenini yok edici çok yıpratıcı bir olaydır. Değersizlik duygusu yaşayan, fakat ilişkiden çıkamayan kişinin psikolojik yardım alması şarttır. Karşı tarafın sizi yeterince önemsemediği duygusu mutlaka çözülmelidir.
Yetersizlik ve değersizlik duyguları, genellikle kişinin yetişme tarzından ve aile ilişkilerinden kaynaklanan psikolojik bir sorundur. Bu duygu mutsuzluğun en önemli sebeplerindendir. Yetersizlik duyguları tüm insanlarda az veya çok mutlaka vardır ve çoğu kez bastırılarak göz ardı edilmeye çalışılır. Bazen kişi, kendini ispat etme davranışlarıyla bunu örter. Akademik kariyer, saygı duyulan bir meslek, zengin olmak, makam sahibi olmak, üniversite üzerine üniversite okumak gibi bir çok eylemin altında bu yatabilir. Kişi bazen de, hayata kayıtsız kalarak, hiçbir şeye önem vermeyerek, bu duyguyu bastırma yolunu seçebilir. Bazen de açık açık kişinin duygu ve davranışlarına yansır.
Ciddi şekilde kötü hisler yaratan, yetersizlik ve değersizlik duyguları, savunma amacıyla kapatılma ihtiyacındadır. Çoğu kişi bunları hissedemez. Psikoterapiyle birey kendi içine dönüp kendini tanıdığında bu duyguyla yüzleşecek, nedensiz bunaltı ve kaygılarının kaynağı bulunacak ve çözülecektir.