Dekorasyon ve Tasarım
Birkaç yıldan beri, iç mekanlara yeryüzünün hem batısından, hem de doğusundan ilham yağıyor. Çin ve Afrika esintili mobilyalar, Fransız dantelleri, Osmanlı/Fas motifleri, stilize İngiliz çiçeklileri, Venedik aynaları, Hollywood kadifeleri, Barok süslemeler birbirinin içine geçmiş durumda.
Farklı dönem ve kültürlerden bulduklarınıza kişisel ilavelerinizi de rahatlıkla yapabilir, kendi sınırlı alanınız içinde sınırsız bir dünya yaratabilirsiniz.
Mekanlarda evrensel bir dil oluşturmaya çalışırken başvurduğumuz ortak kaynak, duyular ve anlamlar. Bu duygusal eğilim, ‘köklere dönüş’ olarak da tanımlayabileceğimiz bir senaryo etrafında bizi kültürlerin folklorik öğelerine sürüklüyor.
‘Boğaz’ın ötesinde bir yerlerde, hayali bir oryantal dünyanın sınırlarında, ihtişamlı bir krallık kapılarını yeni barok dönemine açıyor; anahtar kelimeler ise duyarlılık, bolluk ve elegans...’, diyor ünlü Fransız trendsetter Nelly Rodi.
Bir çingene gibi tüm dünyayı gezen ve oradan bir silüet, buradan bir doku, öteki taraftan da bir motif toplayan tasarımcılar, tüm bu farklı kültür izlerini fütursuzca birbirine karıştırarak bağımsız ve rengarenk koleksiyonlar yaratıyorlar. Bu eklektik tarzın modadaki yansımasını Dries Van Noten imzalı ‘göçebe prensesler’de, Hüseyin Çağlayan’ın Anadolu’nun tüm renklerini birleştiren kıyafetlerinde, Louis Vuitton’un kuzeye övgüler yağdıran iri örgülerinde ya da Missoni’nin dokumalarında buluyoruz.
Dekorasyonda da isteyen istediği ülkeye yolculuk etmekte serbest. Karıştırmaktan keyif alanların evlerinde ahşap mobilyalar, kürk ve kaşmir dokular, örgü kilimler, Bedevi fenerler, Hint sarileri, batik perdeler, saten yatak örtüleri takılıyor gözlerimize. Daha yalın stilleri tercih edenler, İskandinav çizgilerinde beyazlık, doğallık ve fonksiyonellik buluyorlar.
İtalyan tasarımcıların her geçen gün daha modernleşen çizgileri ve sade formlarıyla, dingin, düzenli ve konforlu atmosferler yaratmak mümkün.Klasik ve elegan yaşama alanlarının taraftarları içinse, Fransız ve İngiliz antikalarının yanı sıra, gösterişli avizeler, varaklı aynalar, şık kadifeler ve seçkin porselenler sunuluyor. Pek çok evde de Amerikan tarzının büyük ebatlı, rahat ve ahşap ağırlıklı mobilya ve aksesuarlarıyla karşılaşabiliyoruz.
Evlerimizi düzenlerken, kuzeyden güneye, doğudan batıya serbest dolaşım hakkına sahibiz. Seçmek istediğimiz ülke ve stillerle ilgili ipuçlarını ise, dekorasyon dergilerinden ve kitaplardan avlayabiliriz.
Stil
Beni eve bırak
Çünkü evde kestane, kahve ve mum ışığım var. Sonbaharın bu sıcak ruhlu üçlüsü, ofisten eve geldiğinizde size rahatlamanın yolunu çizecek. Sonsuz şamdan imparatorluğunuza katılan en ‘trendy’ model ise, hem modern hem de eklektik tarzlarla uyum sağlayabilecek bu akrilik alternatif olabilir.
Takip
Epik bir yorum
Koleksiyon Mobilya, anneannelerimizin evlerinde sıklıkla rastlanan yer döşeklerinden ilham alarak Episode kanepeyi üretti. Faruk Malhan tarafından tasarlanan Episode kanepenin oturma bölümünün derinliği, kişinin ayaklarını rahatlıkla uzatabilmesine ya da toplayabilmesine imkan sağlıyor.
Dünya
Onlar bir leydi
Tarihe ‘Kristallerin Kralı ve Kralların Kristali’ olarak geçen 147 yıllık Moser markasının altı renkte el yapımı ‘Lady Hamilton ‘ şampanya bardakları, Moser’in Nişantaşı ve Levent mağazalarında satışa sunuluyor. Doğal kaya kristallerinin kullanıldığı ‘Lady Hamilton’ şampanya bardaklarında, uzun yıllar kullanımdan sonra bile canlı renklerini koruması sağlanmış.
Fikir
Hızır dekoratörün el defteri
Bu sayfadan kestikleriniz var, dekorasyon dergilerinden sakladığınız sayfalar var, kumaşçılardan topladığınız parçalar var... Siz en iyisi bu ilginizi bir adım daha ileri taşıyın ve kendinize özel bir defter edinin. İpli olsun ki, numuneniz, kartelanız, fotoğrafınız aradan düşmesin.
Mutluluğu Tasarlamak
Bir mekanı huzurlu ve sevgi dolu yapabilmenin iki önemli yolu vardır. Bunlardan ilki, çevremizdeki duyumsal güzelliği arttırmak ikincisi ise bunu önleyecek tüm engelleri ortadan kaldırmak.
Yaşam her geçen gün, herkes için zorlaşmakta. Hayatı kolaylaştıracağını düşündüğümüz teknoloji bile sırasında yoğunluğu ve kapsamıyla bizi boğabiliyor. Eskiden uzaklara gitmek için zorlu ve uzun yolculuklar yapılıyorken, şimdilerde dünyamız ulaşım açısından belki küçüldüyse de bu sefer kısa mesafelerde zorluklar yaşıyoruz. İstanbul´dan bir Avrupa şehrine yapacağınız seyahat müddeti kadar, Avcılar´dan Pendik´e gidebilirsiniz herhalde. İnsan ilişkileri için bile teknolojiyi kullanmak zorunda kalıyoruz. Sevdiklerimize vakit ayırmak bile özel bir çaba gerektiriyor sanki. E-mail çıktığından beri mektuplaşmak bitti neredeyse. Bu yüzden küçük kızların cicili bicili mektup kağıdı süsleri de bitti. Oysa bu tasarıma giriş olarak adlandırılabilirdi! Tüm bunları düşündüğümüzde evimizin bize sunduğu mutluluğun ne denli önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Bir mekanı huzurlu ve sevgi dolu yapabilmenin iki önemli yolu vardır. Bunlardan ilki, çevremizdeki tüm duyumsal güzelliği arttırmak, ikincisi ise, bunu önleyecek tüm engelleri ortadan kaldırmaktır. Bir şeyin esasına döndüğümüzde o şey açıklık kazanır ve onunla birlikte yaşam da daha kolaylaşır. Bir şey karmaşık olursa, izlenimi insanda müthiş hayranlık uyandırır. Ama aynı şey ne denli basite indirilirse ona konsantrasyonumuz artar, daha iyi algılayıp anlarız. Ve çevresel etkilerini de daha kolay görebiliriz. Dolayısıyla bir mekan, yapısal bakımdan teknolojik, içerik bakımdan basit ve sizin kişiliğinize yönelik olmalıdır. Biliyoruz ki teknolojik ürünler son derece karmaşıktır. Bunun için de son yıllarda daha insancıl görünmeleri tasarımlarındaki sadelik ve formlarla dengeleniyorlar. Mekan için de aynı şeyleri söylemek mümkün. Evimizde yıllar geçtikçe ne kadar çok eşyanın biriktiğine hayret ederiz. Mutlaka belli bir zaman diliminde hepsinin önemi, işlevi ve manevi değerleri olmuştur. Ancak bu birikime karşı koyamamak sonunda sizi onların esiri yapacaktır. Siz mekanı değil, mekan sizi ele geçirecektir kısaca. Unutmayın, fazlalık gözü yorar, aklınızı karıştırır, yeniliklere engel olur. Çok eşyanın derdi de büyüktür. Basit bir örnek vermek gerekirse, dolabınızda tıkış tıkış yerleştirilen yıllardır atamadığınız giysilerinizi mecburen her giyişte yeniden havalandırmanız, hatta ütülemeniz gerekir. Oysa birgün zaman ayırıp onları ayıklarsanız, hem yeni giysiler için yer açar, hem de birilerine gerçekten iyilik yapmış olursunuz. Bu çok basit örneği yaşamınızın ve mekanınızın her boyutunda uygulayabilirsiniz. Deneyin, bu ferahlık size huzur ve sevinç getirecektir.
Objelerin Etkileri
Her an çevremizden bize çeşitli uyarılar gelir. Sakinlik ise içimizden doğar. Basit bir ortam sakinlik ve akıcılık yaratır. Nesneler cansızdır, ruhsuzdur belki ama mekandaki her objenin sizin üzerinizde ayrı bir etkisi vardır. Bakışınızla, dokunuş ve duygularınızla sembolik birer hayat verirsiniz onlara. Unutmayın ki, çok eşya çok etki yaratır. Ve günün birinde belki de farkında olmadan bu yoğunluktan boğulabilirsiniz... Çevremizde her gün durmaksızın binlerce gelişme ve yenilikler olmakta. Bunlarla yaşam sonuçta görüş ve algılamamızı da farklılaştırır. Bu insan, fikir, nesne vb. değişim bombardımanına karşı, onların etki alanlarına girip, istemediğiniz yönlere kaymamak için hazırlıklı olmalıyız. Birlikte yaşam koşullarında dış etkenlerden kaçmak tabii ki mümkün değil, üstelik getirdikleri olumlu yönlerden faydalanabiliriz de. Bence böyle bir durumda en pozitif davranış, bunların tıpkı müzikal bir ahenk gibi uyumla programlanması. Giyim, gıda ve mekanın da aynı uyumla düzenlenmesi gerçekten de çok doğru bir tercih olacaktır. Bu ahenkte kişiliğinizi bulmanız ve bundan mutlu olmanız daha kolaydır. Böylece daha basite, yani makro yaşamdan mikroya dönersiniz. Örneğin, sizi rahatsız eden herhangi bir gürültüden kurtulduğunuzda o ana kadar ikincil bir durumda kalan doğa seslerinin farkına varırsınız. O halde ajandanızı buna göre ayarlayın. Aralarda kendinizi dinleyecek boşluklar bırakın. Çok şey yapmak, sürekli koşuşturmak mutlaka iyi bir yaşam kalitesine sahip olduğunuz anlamına gelmez inanın. Aynı şekilde mekanınızın seçimi ve tasarlanmasında da bu ahengi yakalayabilmenin şartlarını araştırabilirsiniz. Fiziksel mekan koşullarının, yani doğru aydınlatma, akustik, renk, iklimlendirme gibi özelliklerin kişisel tercihlerinizi yansıtan ve aynı zamanda iyi çözülmüş olmalarına dikkat edin. Estetik faktörlerin yanı sıra fonksiyonelliğin de yaşamınızı kolaylaştıracağını aklınızdan çıkarmayın.
Gerçeklik ve Özgürlük
Mekan seçimlerinizde eski deneyimlerinizden ve bir uzmanın tavsiyelerinden mutlaka yararlanın. Eşim önemli bir karar verme arifesinde oturup (+) ve (-) iki kolondan oluşan, yan tarafına da kendisi için birincil ve ikincil önemlilikteki konuları yazdığı bir liste hazırlar. İkileme düşmemek için her konunun sadece artısı ya da eksisi vardır. Sonuç bugüne dek hep başarılıydı. Sizler de böyle bir liste hazırlayarak öncelikle neyi isteyip istemediğinizi belirleyin. Bu arada çevrenizdeki çeşitli kişilerden de fikir alabilmelisiniz. Bol bol gezip görerek, okuyarak listenizdeki yan kolonu genişletebilirsiniz. Sonuçta size özel listenizdeki artı ve eksiler sayesinde doğru çözümlere ulaşacaksınız. Bundan sonra içinde kendinizi bulduğunuz bir ev artık tamamen sizin olmuştur. Zamanla sesiniz, kokunuz, renginiz sinecektir bu eve. Bir evin yaratılmasında kendi imajınızı bulmanız çok önemlidir. Mekandaki gerçek özgürlük de budur.