• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Deneme sınavları "gerçek sınavın" bir provasıdı

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Deneme sınavlarına girmeniz, mevcut bilgi düzeyinizi ölçmeniz açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu sınavlar çalıştığınız konuları ne kadar kavradığınızı, dolayısıyla gerçek sınava ne kadar hazır olduğunuzu gösteren önemli verilerdir. Diğer bir ifadeyle deneme sınavları sizin için bir “boy aynası”dır.

Denemelerde aldığınız puanlarla tercih etmeyi düşündüğünüz bölümlerin puanlarını kıyaslayarak mevcut durumunuz hakkında fikir sahibi olabilir ve çalışmalarınızı ona göre şekillendirebilirsiniz.

Bilgi düzeyinizi “doğru” bir şekilde ölçmeniz için, girdiğiniz deneme sınavlarının nitelikli olmasına dikkat etmelisiniz. Bir deneme sınavının nitelikli olmasındaki en önemli ölçüt, “üniversite sınavına paralel olan sorulardan oluşmasıdır.” Bu sorular, gerek zorluk düzeyleriyle gerekse konuları kapsayıcı olmasıyla üniversite sınavına yakın bir nitelikte olmalıdır.

Piyasada bazı deneme sınavları vardır ki gerçekten de “ölçücü” olmaktan çok uzaktırlar. Bundan dolayı deneme sınavı alırken öğretmenlerinize danışmanız yararlı olacaktır.

Deneme sınavlarını nasıl yorumlamalısınız?

Gerçek başarı düzeyinizin sadece bir – iki deneme sınavıyla ölçülemeyeceğini unutmamalısınız. Bazı öğrenciler vardır ki bir- iki denemede yüksek netler çıkarınca adeta sevinçten ayakları yerden kesilir. Ya da bir – iki denemede kötü sonuçlar alınca da psikolojileri alt – üst oluverir.

Hâlbuki her iki durum da pek mantıklı değildir. Bir ilke olarak bilmelisiniz ki gerçek başarınız en son girdiğiniz 4-5 denemedeki netlerinizin aritmetik ortalamasıdır. Örneğin son 5 denemede Türkçe testinden elde ettiğiniz netler sırasıyla 30, 33, 27, 35 ve 25 olsun. Bu 5 testin ortalaması 30′dur.

Yani sizin asıl başarı düzeyiniz 30 nettir. Son sınavda aldığınız 25 net sizi gerçekte yansıtmadığı gibi önceki denemelerdeki 35 net te sizi tam olarak yansıtmamaktadır.

“Deneme kolik” olmamaya özen gösterin

Konu eksiği çok fazla olan öğrenciler için çok sık yapılan deneme sınavları zaman kaybıdır. Bunun yanı sıra çalışılmamış, bilinmeyen ya da tam hazmedilmemiş konulardan gelen sorular “yapılamayacağı” için psikolojik açıdan öğrencide yetersizlik duygusunun oluşmasına ve ileride de öğrencinin başarısız olacağına dair bir ön yargı geliştirmesine sebep olmaktadır.

Bazı öğrenciler adeta “deneme kolik”tir. Bitirilmesi gereken birçok konuları olduğu halde sürekli deneme sınavlarına girerek kendilerini test ederler.

Yeni konular bitirip bilgi dağarcığınızı genişletmedikten sonra her seferinde aynı düzeydeki bilginizi ölçmenizin size ne faydası olacak ki? O nedenle her öğrenci kendi durumuna göre deneme sınavı çözme sıklığını belirlemelidir.

İlk zamanlarda “aylık deneme” çözmeniz yeterli olacaktır. Sonraki zamanlarda bilgi düzeyinizi arttırdıkça “iki hafta bir” deneme çözebilirsiniz.

Sınava son bir ay kaldığında ise “haftada 1-2″ veya konuları bitirme durumunuza göre daha fazla deneme çözebilirsiniz. Unutmayın ki “eksik konularınız” çok olduğu halde sık sık deneme çözmeniz size pek yarar sağlamayacaktır

Deneme sınavlarında netlerim niçin yükselmiyor?


Bazı öğrenciler çalıştıkları halde netlerinin bir türlü yükselmemesinden yakınırlar. Netlerinin yükselmediğini düşünen bu öğrenciler zamanla karamsarlığa kapılmakta ve çalışma iştiyaklarını kaybetmektedirler. Böyle durumlarda öğrencilerin psikolojik destek almaları yararlı olacaktır. Öğrencilerin netlerinin neden yükselmediği hususuna gelince;

Net artış hızınızı frenleyen en önemli faktör konu eksiğinizin fazla olmasıdır. Yeni konular bitirmediğiniz halde netlerinizin yükselmesini beklemeniz elbette ki gerçekçi olmayacaktır.
Yeni konular bitirdiğiniz halde hâla netleriniz yükselmiyorsa “çalışma stratejinizden” kaynaklanan bazı yanlışlıkların olduğunu düşünmelisiniz. Birçok öğrenci ders çalışırken genellikle çalıştığı konuyu tam olarak “özümsemeden” diğer bir konuya geçer. Bazı konuları %50 oranında, bazılarını da %30 vs oranında anlar. Öğrencinin bu tarz bir çalışmayla 8 konu bitirdiğini düşünelim. Bu öğrenciler herhangi bir sınava girdiklerinde çoğu kez istedikleri sonucu alamamaktadırlar. Çünkü konuları tam özümsemedikleri için sınav esnasında bu konuları ya tam olarak hatırlayamazlar ya da birbiriyle karıştırırlar. Tabii bunun neticesinde hayal kırıklığı yaşarlar. Sonra da”çok çalışmıştım, ama yine de soruları cevaplayamadım” diye yakınırlar. Böyle bir durumun yaşanmaması için çalışılan herhangi bir konunun en az %80 oranında halledilmesi gerekir. %80 oranında halledilen bir konu özümsenmiş demektir. Ve özümsenen konular kolay kolay unutulmaz, diğer konularla karıştırılmaz. Unutmayın ki yarım-yamalak 8 konu bitirmektense 4 konuyu %80 oranında özümseyerek anlamak daha mantıklıdır.
Test çözme tekniğinizden kaynaklanan bazı problemler olabilir. Bu anlamda probleminizin olduğunu düşünüyorsanız öğretmenlerinizden gerekli yardımı almalısınız.
Net artışını engelleyen hususlardan birisi de “sınav kaygısıdır”. Eğer yoğun bir şekilde sınav kaygısı yaşıyorsanız sınavdaki performansınız bundan olumsuz yönde etkilenecektir.
Çok çalıştığınız halde netlerinizde bir türlü yükselme olmuyorsa “yanlış kulvarda yarışma” ihtimalini de göz önünde bulundurmalısınız. Yani diğer bir ifadeyle “yanlış alan seçimi” yapmış olabilirsiniz. Bu durum özellikle sayısal dersleri iyi olmadığı halde ısrarla sayısal bölümden sınava hazırlanan öğrencilerde gözlenmektedir. Bu öğrencilerin alan seçiminde yaptıkları bu hatayı görmezden gelmeleri çoğu kez kendilerine pahalıya mal olmaktadır.

Deneme çözerken nelere dikkat edilmelidir?

Deneme sınavları hem teknik, hem taktik, hem de psikolojik anlamda “gerçek sınavın” bir provasıdır. Dolayısıyla prensip olarak her denemeyi ciddiye almalısınız.
Okulunuzda ya da dersanenizde girdiğiniz denemelerde kesinlikle kopya çekmemelisiniz. Çünkü kopya çekerek aldığınız sonuçlar gerçek başarı düzeyinizi yansıtmayacaktır. Yani kendinizi kandırmış olacaksınız. Öğrenciler genellikle “netlerim düşük gelirse arkadaşlarımın içinde rezil olurum” düşüncesiyle kopyaya yönelirler. Bu tarz “çocuksu” davranışlar öğrenciye geçici bir mutluluk verse de uzun vadede zararlı sonuçlar doğurmaktadır.
Evinizde yaptığınız denemelerde de “sınav atmosferinden” çıkmamalısınız. Zihninizin dinç olduğu vakitte sınavı çözmeli ve mutlaka zaman sınırlamasına da riayet etmelisiniz.
Hesap makinesi, cep telefonu vb. materyaller kullanmamalısınız.
Gerçek sınavda testleri hangi sıraya göre çözmeyi düşünüyorsanız denemelerde de aynı şekilde hareket etmelisiniz. Bunun için de en iyi olduğunuz testle sınava başlamanız ve kendinizi en zayıf hissettiğiniz testi de sona bırakmanız yararlı olacaktır. Sözgelimi sözelci bir öğrencinin sırasıyla Türkçe, Sosyal Bil, Matematik ve Fen testini çözmesi gerektiği gibi…
Her deneme sınavının sonunda yanlış yaptığınız soruları mutlaka gözden geçirin. Ve bu soruların özellikle hangi konularda yoğunlaştığını belirleyin. Belirlediğiniz bu konuları tekrar gözden geçirip bol soru çözerek pekiştirmelisiniz. Deneme sınavlarının sonunda bu tarz bir analiz yapmadıktan sonra bu sınavların sizin için pek verimli olmayacağını bilmelisiniz.
En zor durumlarda olsanız bile deneme sınavına başlandığınızda mutlaka sınavı bitirmelisiniz
 
Top