Şu Debbie Macomber denilen kadın var ya, işte onun kitaplarının arasına uyuşturucu madde gibi bir şeyler, bir ot falan yerleştirilmiş olmasından şüpheleniyorum. Tarzını sevmememe rağmen, okuduğum 7. kitabını bugün bitirdim.
Hadi derler ya, ''ucuz bir aşk romanı...'' İşte aynen böyle ifad e edebileceğim bir eserdi. Kapağı falan gayet cicili bicili, elinizde tutmak bile keyif veriyor; fakat gelgeleleim hikayeye...
415 sayfalık bir serüven, ve sonunda varmış olduğum çıkarımlar:
Kendimi daha dünyaya bile gelmemiş gibi hissediyoreum. Hep geçkin yaştaki karakterler içimi bunalttı...
Kadınlar hep aşık oluyor, erkekler de hep aşık oluyor, hep aşk var, ve bu, artık bu kadının 7. kitabında midemde bulantılar hissetmeme neden oldu. 5 sayfada bir erkek kadına sarılıyor, bilmem ne bilmem ne...
Vallahi kararımı verdim bven Debbie'ciğim... Bir daha bu aşk dolu romanlarını okumayacağım !
öncekilerde en azından biraz heyecan vardı; ama bunda, sanki beni çileden çıkarmak için özellikle yazmışsın...
Ukala olmak istemem ama çeviriyi de çok basit buldum açıkçası. Oturup basit bir dizi izlemekten hiçbir farkı yoktu.
Pembe dizi sevenler, ama televizyona bakınca gözü yorulanlar varsa bu kitabı okuyabilirler.... Yandaki küçük kağıtta yazan şey kitaba ait değil bu arada, bi yere not aldığım bir cümleydi
işte o romantik sahnelerden biri:
''Eve hoş geldin.'' kolları boynuna dolanmış, ayakları yerden kesilmişti. ''Kaburgaların nasıl?'' diye sordu korku içinde, canını yaktığını düşünerek.
''Felaket ağrıyor, ama sana sarılabilmek için her acıyı göze alırım. '' Onu bir kez daha öptü. BVirbirlerine duydukları tutku tekrar canlanmıştı, başlangıçta olduğu gibi
...
''seni çok seviyorum,'' diye fısıldadı Cecilia defalarca.
''ben de seni seviyorum.''
Hadi derler ya, ''ucuz bir aşk romanı...'' İşte aynen böyle ifad e edebileceğim bir eserdi. Kapağı falan gayet cicili bicili, elinizde tutmak bile keyif veriyor; fakat gelgeleleim hikayeye...
415 sayfalık bir serüven, ve sonunda varmış olduğum çıkarımlar:
Kendimi daha dünyaya bile gelmemiş gibi hissediyoreum. Hep geçkin yaştaki karakterler içimi bunalttı...
Kadınlar hep aşık oluyor, erkekler de hep aşık oluyor, hep aşk var, ve bu, artık bu kadının 7. kitabında midemde bulantılar hissetmeme neden oldu. 5 sayfada bir erkek kadına sarılıyor, bilmem ne bilmem ne...
Vallahi kararımı verdim bven Debbie'ciğim... Bir daha bu aşk dolu romanlarını okumayacağım !
öncekilerde en azından biraz heyecan vardı; ama bunda, sanki beni çileden çıkarmak için özellikle yazmışsın...
Ukala olmak istemem ama çeviriyi de çok basit buldum açıkçası. Oturup basit bir dizi izlemekten hiçbir farkı yoktu.
Pembe dizi sevenler, ama televizyona bakınca gözü yorulanlar varsa bu kitabı okuyabilirler.... Yandaki küçük kağıtta yazan şey kitaba ait değil bu arada, bi yere not aldığım bir cümleydi
işte o romantik sahnelerden biri:
''Eve hoş geldin.'' kolları boynuna dolanmış, ayakları yerden kesilmişti. ''Kaburgaların nasıl?'' diye sordu korku içinde, canını yaktığını düşünerek.
''Felaket ağrıyor, ama sana sarılabilmek için her acıyı göze alırım. '' Onu bir kez daha öptü. BVirbirlerine duydukları tutku tekrar canlanmıştı, başlangıçta olduğu gibi
...
''seni çok seviyorum,'' diye fısıldadı Cecilia defalarca.
''ben de seni seviyorum.''