1937 Aposu, yobaz eşkıya Seyit Rıza, İngiliz’lere yaltaklandığı mektubuna “Dersim başkomutanı!!” diye imza atmış..
Bu çakma başkomutanın bir de kurmay başkanı vardı Baytar Nuri, namı Nuridersimi..
Bu adam tam bir Kürtçü-yobaz kafatasçıdır..
Irkçı- dinci temelde, aklı sıra Tunceli ve havalisinde devlet kurma hayalindeydi.. İngiliz ve Fransızlarla kol kola..
Baytar Nuri, Ermenilerden özellikle de Taşnak Örgütünden büyük destek alıyordu. Hem bölgedeki, hem civar illerdeki, hem de dış ülkelerdeki Kürt aşiret reisleri ile sürekli temas halindeydi. Bir kolu Fransa’da, bir kolu Suriye’deydi.
Okuyucumuz Sayın Hasan Çakıroğlu aktarıyor;
“Dersim ayaklanmasını başlatan Baytar Nuri, paçasının sıkıştığını anlayınca, “Gemiyi ilk terk eden fare misali” Suriyelilerin yardımı ile sınırdan kaçırıldı. 90’lı yaşlara kadar yaşadı ve son nefesini verene kadar Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kin kustu. PKK’nın idollerinden biridir kendisi, yazdığı kitaplar her Kürdün ve Kürtçünün elinde bir kılavuzdur. Suriye’de bir trafik kazası sonucu feci şekilde öldü.”
Gerçekten de bu Baytar Nuri, Türk milletine karşı vampirane bir husumet içerisindeydi.. Seyit Rıza ile başlattıkları isyan nedeniyle felaketlere sebep oldular, bütün dökülen kanların sorumlusu bunlardır..
Baytar Nuri, kaçtıktan sonra ve öncesinde, Kürt insanını Türklerin kanını dökmeye çağıran telkinlerde hep bulundu..
Feride isimli dostuna (İsyanda da yanında taşımış bu Feride’yi!!.) ve genç Kürtlere yönelik yazdığı mektup- çağrılarda, içindeki kan dökmeye yönelik amaçlarını bulmak mümkün..
Feride adlı dostuna yazdığı mektupta;
“Hayatta milli ve vatani gayeler uğrunda maruz kaldığım felaketlerin ve çektiğim ıstırapların ufacık bir özetini bu mektupta sana bildirmek istiyorum.!” diyor..
Hayale bakın.. Türk topraklarında devlet kuracak ya, o bölgeyi vatanı ilan etmiş Baytar!..
Mektupta şu satırlar var;
“İstanbul’da yüksek tahsilim sıralarında Kürt milli talebe teşkilatlarıyla münasebet ve çalışmalara bilfiil iştirak ettim...”
İyi halt ettin.. Onu okutan Osmanlı’ya karşı Kürtçü organizasyona başladığını anlatıyor..
Yorumuna bakın,
“Osmanlı halife-sultanlarının İslamlık sayesinde Türkleştiremediği veyahut imhasını başaramadığı ve Turancı İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin cezri taksime tabi tutturamadığı unsurları modern bir kisveye bürünerek ya Türkleştirmek veya imha etmek maksadıyla M.K.Atatürk müessesesi tüketmiş bulunuyordu...” Bu sözlerde, bu adamın bugün izinden gidenlerin ip uçları vardır.. Bilhassa “İslam sayesinde Halifenin Türkleştiremediği!..” sözcüğüne dikkat ediniz..
Baytar’ın Kürt gençlerine telkinlerine bakalım, işte söyledikleri;
“Ey Kürtoğlu, ey Kürt kızı, dünya bu kararından haberdar olmalıdır!
Yaşamak isteyen her varlık döğüşmelidir!
İntikam!...
Kürt diyarında uluyan sırtlan ve çakallar ırkının mülevves vücutlarından Kürt vatanını tathir için.
İntikam!... İntikam!... İntikam!...
Namusu olan her fert, sinesinde Kürt kalbi çırpınan her insan, damarlarında Kürt kanı çevelan eden her genç bu vasiyetnameyi unutmamalıdır.
Biz, kanlarımızla Kürt istiklalinin kızıl şafaklarını açacağız.!”
İşte bu vahşi PKK, bu adamın izinde..
Ve, kendi itirafıdır, Alevi falan değil Kürtçüdür..!
Behiç KILIÇ
Yeni Çağ
24 Kasım 2009
Bu çakma başkomutanın bir de kurmay başkanı vardı Baytar Nuri, namı Nuridersimi..
Bu adam tam bir Kürtçü-yobaz kafatasçıdır..
Irkçı- dinci temelde, aklı sıra Tunceli ve havalisinde devlet kurma hayalindeydi.. İngiliz ve Fransızlarla kol kola..
Baytar Nuri, Ermenilerden özellikle de Taşnak Örgütünden büyük destek alıyordu. Hem bölgedeki, hem civar illerdeki, hem de dış ülkelerdeki Kürt aşiret reisleri ile sürekli temas halindeydi. Bir kolu Fransa’da, bir kolu Suriye’deydi.
Okuyucumuz Sayın Hasan Çakıroğlu aktarıyor;
“Dersim ayaklanmasını başlatan Baytar Nuri, paçasının sıkıştığını anlayınca, “Gemiyi ilk terk eden fare misali” Suriyelilerin yardımı ile sınırdan kaçırıldı. 90’lı yaşlara kadar yaşadı ve son nefesini verene kadar Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kin kustu. PKK’nın idollerinden biridir kendisi, yazdığı kitaplar her Kürdün ve Kürtçünün elinde bir kılavuzdur. Suriye’de bir trafik kazası sonucu feci şekilde öldü.”
Gerçekten de bu Baytar Nuri, Türk milletine karşı vampirane bir husumet içerisindeydi.. Seyit Rıza ile başlattıkları isyan nedeniyle felaketlere sebep oldular, bütün dökülen kanların sorumlusu bunlardır..
Baytar Nuri, kaçtıktan sonra ve öncesinde, Kürt insanını Türklerin kanını dökmeye çağıran telkinlerde hep bulundu..
Feride isimli dostuna (İsyanda da yanında taşımış bu Feride’yi!!.) ve genç Kürtlere yönelik yazdığı mektup- çağrılarda, içindeki kan dökmeye yönelik amaçlarını bulmak mümkün..
Feride adlı dostuna yazdığı mektupta;
“Hayatta milli ve vatani gayeler uğrunda maruz kaldığım felaketlerin ve çektiğim ıstırapların ufacık bir özetini bu mektupta sana bildirmek istiyorum.!” diyor..
Hayale bakın.. Türk topraklarında devlet kuracak ya, o bölgeyi vatanı ilan etmiş Baytar!..
Mektupta şu satırlar var;
“İstanbul’da yüksek tahsilim sıralarında Kürt milli talebe teşkilatlarıyla münasebet ve çalışmalara bilfiil iştirak ettim...”
İyi halt ettin.. Onu okutan Osmanlı’ya karşı Kürtçü organizasyona başladığını anlatıyor..
Yorumuna bakın,
“Osmanlı halife-sultanlarının İslamlık sayesinde Türkleştiremediği veyahut imhasını başaramadığı ve Turancı İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin cezri taksime tabi tutturamadığı unsurları modern bir kisveye bürünerek ya Türkleştirmek veya imha etmek maksadıyla M.K.Atatürk müessesesi tüketmiş bulunuyordu...” Bu sözlerde, bu adamın bugün izinden gidenlerin ip uçları vardır.. Bilhassa “İslam sayesinde Halifenin Türkleştiremediği!..” sözcüğüne dikkat ediniz..
Baytar’ın Kürt gençlerine telkinlerine bakalım, işte söyledikleri;
“Ey Kürtoğlu, ey Kürt kızı, dünya bu kararından haberdar olmalıdır!
Yaşamak isteyen her varlık döğüşmelidir!
İntikam!...
Kürt diyarında uluyan sırtlan ve çakallar ırkının mülevves vücutlarından Kürt vatanını tathir için.
İntikam!... İntikam!... İntikam!...
Namusu olan her fert, sinesinde Kürt kalbi çırpınan her insan, damarlarında Kürt kanı çevelan eden her genç bu vasiyetnameyi unutmamalıdır.
Biz, kanlarımızla Kürt istiklalinin kızıl şafaklarını açacağız.!”
İşte bu vahşi PKK, bu adamın izinde..
Ve, kendi itirafıdır, Alevi falan değil Kürtçüdür..!
Behiç KILIÇ
Yeni Çağ
24 Kasım 2009
