Dil-hun olurum yâd-ı cemalinle senin ben…

MustafaCİLASUN

Özel Üye
Özel üye

Vaktin sessiz derinliğindeyim
İçime işleyen, ruhumun insicamını etkileyen
İklimlerin meftun eden, suhuletine götüren, feyzi amber nefeslendiren
Huzuru ikbalin ilham zerk ettiği, düşünceler ırmağına çektiği ve fakat ürkütmediği yerdeyim


Sinemde biriken sualler vardı
Göçüp giden lahzadan iz bırakan meramlardı
Sebebi hikmetine vakıf olmak nasıl bir hicrandı, sır perdesi asıldı
Bilgi ve bilinç henüz nadandı, arzı enam eden suretler içimi acıtan dramdı


Bir vakte doğru koşuyordum
Şevki kanaat içinde umut besliyordum, ya sabır diyordum
Kalbimden nükseden sevginin şavkıyla ümitlere akıyordum, nerede yanılıyordum
Firkatin nidasına bakıyordum, yüreğimi titreten naifliğe nasıl imreniyordum


Öteler içimde yaşattığım ikbaldir
Nereye baksam, hangi azamı hatırlasam ve sukuta kansam
Hiçbir varlığın tamahında olmasam, ruhumu ahdiyle bir barıştırsam
Her belanın selametine bel bağlasam, kemali yet vasfı için rabbime el açıp yakarsam


Ne vakit sevdanın şavkıyla yansam
Hakikate mazhar kılan aşkın vecdiyle ruhumu arındırsam
Bedeni ihtiyaçlar için avunmasam, nefsin derin yaralarını nasıl sarsam
Zan ile nazar etmekten kurtulsam, her türlü asabiyeti bıraksam ve O’na yakarsam


Şehnaz makamında ki bu eseri dinlerken
Kalbim durmadı, kalem aradı, sessizce düşen damlaları yazdı
Kuytu ve sakin bir dergâhta kalbi yakarışlarını anlattı, malikine şevkle anlattı
Başlık olarak yer verdiğim bu beyan ne kadar içli ve bir o kadarda samimi gelince, melali kal eyledim



Mustafa CİLASUN
 
Geri
Top