Dışarıda ki başarı içeride başlar!

'katniss'

Üstat
İki kardeş çok soğuk bir günün sabahı odunla doldurdukları sobayı yaktılar. Ancak tam o anda öyle büyük bir patlama oldu ki sanki ABD’nin Kansas eyaletinde yer yerinden oynadı. Bu büyük patlama sırasında büyük kardeş öldü, diğerinin de bacakları feci şekilde yandı. Doktorlar yaralanan çocuğun bacaklarını kesmenin tek çare olduğunu söylediler. Bir oğulları ölen aile bu haberle yıkılmıştı. Doktorlar, çocuğun bacaklarının tamamen yandığını, kesilmezse çocuğun ölebileceğini söylüyorlardı. Anne baba, çocuğun bacaklarının kesilmesine razı olmadılar. Doktorlar ısrar ettikçe, aile ertelettiriyordu. Doktorlarla her gün tartışıyorken, bir yandan da çocuklarının iyileşmesi için gece gündüz sürekli dua ediyorlardı.

Böylece tam iki ay geçti. Çocuğun bacakları aile izin vermediği için kesilmedi ama iki ay sonra sargılar açıldığında sağ bacağın sol bacaktan 6 cm daha kısa olduğu, sol ayaktaki parmakların ise yok olduğu ortaya çıktı. Koltuk değneksiz yürümesi imkansızdı. Ancak aile yılmadı, kararlıydı, her gün çocuklarıyla evde egzersiz yapıyor, onu yürüyeceğine inandırmaya çalışıyorlardı.

Aylarca, yıllarca süren inanç dolu egzersizlerden sonra bir sabah o mucize gerçekleşmişti ve genç adam, koltuk değnekleri olmadan ilk defa bir adım attı. Sonra bir kaç adım daha… Sonra yürüdü, sonra koşmaya başladı… Hatta öyle bir koştu ki “tamamlayamazsın” diyenlere aldırmadan katıldığı 1934 yılında düzenlenen Atletizm Yarışması’nda “dünya rekoru” kırdı.

Doktorların kesilmesi gerektiğini söylediği bacaklarıyla hayata tutunmaya devam eden, kendine olan inancını kaybetmeden önce adım atan, sonra yürüyen ve sonra koşan bu genç adamın ismi Glenn Cunningham’dı… Ve Glenn Cunningham, kırdığı dünya rekorlarının arkasından, “yüzyılın sporcusu” daha sonrada “dünyanın en hızlı insanı” ünvanını kazandı.

Peki sen, evet sen, neyinin yeterli olmadığını düşünerek hayatına sessizce ve sıkılarak devam ediyorsun? İsmin Glenn olmadığı için mi, Amerika’da yaşamadığın için mi, seni destekleyen ailenin olmadığına inandığın için mi? Yoksa hâlâ asıl “engelin” bedeninde değilde yüreğinde ve iradende olduğunu kabul etmediğin için mi? Ne dersin?
 
Geri
Top