Egtmci
Katılımcı
Dünyadaki kötülükler ile ilgili kompozisyon
Birçok kötülük çeşidi vardır. İnsanların farkında olmadan yaptıkları, görmeye alışık oldukları ya da bu da mı olacaktı dedirtecek türden hayrete düşürecek kötülükler. Öncelikle sebepleri üzerinde durmak istiyorum. Kötülüklerin kaynağı elbetteki sürekli içimizde taşıdığımız ve insanoğlunun en büyük sınavı olan nefistir. Nefsini kontrol edebilen kişiler hayattan doğru bir şekilde tat alabilenlerdir. Fakat bunun aksi doğrultusunda hareket ettiğimizde şeytan bu durumdan faydalanarak bizi kötülüklere sevk etmekten geri durmayacaktır.
Farkında olmadan yapılan kötülükler, ya da bilinçsizce yapılan hatalar malesef ki sayı bakımından oldukça fazla ve telafisi mümkün olmayacak boyutlara gelmiş durumda. Küresel ısınmaya dair çeşitli sempozyumlar, programlar yapıldı peki insanoğlunun ve binlerce canlının hayatı söz konusu olan bu duruma karşı ne kadar insan ozon tabakasının açılmasını önleyecek önlemler aldı. Bir insanın yaptığı kötülük bazen bütün insanlığı ilgilendirebiliyor.
Herkes hata yapabilir ancak eğitimli insanların hata yapma oranı düşüktür. Voltaire'nin dediği gibi; Büyük cinayetler ancak büyük cahiller tarafından işlenir." Eğitim ailede başlar okulda devam eder ama okulla bitmez. Bu nedenle hata yapanlara karşı duyarsızlaşmamalı, uyarabilen tarafta olmalıyız. Çin atasözünde; "İnsanlara balık vermeyin balık tutmayı öğretin" yani bildiğimizi diğer insanlara öğretmekle yükümlü olduğumuzu unutmamalıyız.
Empati kurmak da elbetteki faydalıdır. Bana yapılmasını istemediğim kötülüğü, bir başkasına yapmamalıyım diyerek kendimizi frenleyebilmeliyiz. Öfkeyle kalkan zararla oturur atasözünden de hareketle her şeyi sakin bir şekilde halletmeyi kendimize ilke edinmeliyiz.
İnsanın kendini duyuş ve bilişi olarak tarif edilen vicdanın kaybedilmesi sürekli kötülük yaparak mümkün hale gelebiliyor. Yaşadığımız çoğu şey alışkanlıktır. İyilik yaptıktan sonra da gerisi gelir, kötülük yaptıktan sonra da gerisi gelir. Bu nedenle yaptıklarımıza ve yapacaklarımıza öncelikle kendi iyiliğimiz için bizim dikkat etmemiz gerekir.
Bunun dışında dostundan beklemediği kötülüğü gören, Annesini babasını öldüren, hırsızlık olayları, çevreye, hayvanlara, ormanlara zarar verenler bu vb. olaylar hiç bir insanın hoşuna gitmeyen ve yaşamak istemeyeceği ortamlardır. Ah eski günler dememek için herkesin elini taşın altına koymalıdır.
Birçok kötülük çeşidi vardır. İnsanların farkında olmadan yaptıkları, görmeye alışık oldukları ya da bu da mı olacaktı dedirtecek türden hayrete düşürecek kötülükler. Öncelikle sebepleri üzerinde durmak istiyorum. Kötülüklerin kaynağı elbetteki sürekli içimizde taşıdığımız ve insanoğlunun en büyük sınavı olan nefistir. Nefsini kontrol edebilen kişiler hayattan doğru bir şekilde tat alabilenlerdir. Fakat bunun aksi doğrultusunda hareket ettiğimizde şeytan bu durumdan faydalanarak bizi kötülüklere sevk etmekten geri durmayacaktır.
Farkında olmadan yapılan kötülükler, ya da bilinçsizce yapılan hatalar malesef ki sayı bakımından oldukça fazla ve telafisi mümkün olmayacak boyutlara gelmiş durumda. Küresel ısınmaya dair çeşitli sempozyumlar, programlar yapıldı peki insanoğlunun ve binlerce canlının hayatı söz konusu olan bu duruma karşı ne kadar insan ozon tabakasının açılmasını önleyecek önlemler aldı. Bir insanın yaptığı kötülük bazen bütün insanlığı ilgilendirebiliyor.
Herkes hata yapabilir ancak eğitimli insanların hata yapma oranı düşüktür. Voltaire'nin dediği gibi; Büyük cinayetler ancak büyük cahiller tarafından işlenir." Eğitim ailede başlar okulda devam eder ama okulla bitmez. Bu nedenle hata yapanlara karşı duyarsızlaşmamalı, uyarabilen tarafta olmalıyız. Çin atasözünde; "İnsanlara balık vermeyin balık tutmayı öğretin" yani bildiğimizi diğer insanlara öğretmekle yükümlü olduğumuzu unutmamalıyız.
Empati kurmak da elbetteki faydalıdır. Bana yapılmasını istemediğim kötülüğü, bir başkasına yapmamalıyım diyerek kendimizi frenleyebilmeliyiz. Öfkeyle kalkan zararla oturur atasözünden de hareketle her şeyi sakin bir şekilde halletmeyi kendimize ilke edinmeliyiz.
İnsanın kendini duyuş ve bilişi olarak tarif edilen vicdanın kaybedilmesi sürekli kötülük yaparak mümkün hale gelebiliyor. Yaşadığımız çoğu şey alışkanlıktır. İyilik yaptıktan sonra da gerisi gelir, kötülük yaptıktan sonra da gerisi gelir. Bu nedenle yaptıklarımıza ve yapacaklarımıza öncelikle kendi iyiliğimiz için bizim dikkat etmemiz gerekir.
Bunun dışında dostundan beklemediği kötülüğü gören, Annesini babasını öldüren, hırsızlık olayları, çevreye, hayvanlara, ormanlara zarar verenler bu vb. olaylar hiç bir insanın hoşuna gitmeyen ve yaşamak istemeyeceği ortamlardır. Ah eski günler dememek için herkesin elini taşın altına koymalıdır.