Dusuncesiz Kurbaga
Çok eski zamanlardan birinde Olympos dağının doruklarında Tanrı Jupiter yaşarmış. Dağların denizlerinhayvanların insaların kralıymış. Dağın eteklerinde kocaman bir göl varmış. Bu gölün sakinleri de geveze kurbağalarmış.
İlk başlarda kurbağalar neşe içinde ve hür yaşarlarmış. İstediklerini istedikleri zaman yaparlarmış. Kimse karışamazmış onlara. Bir süre sonra kurbağalar bu özgür hayattan sıkılmaya başlamışlar. Göklere yükselen vraklamalarla Jüpiter’den kendilerine bir kral göndermesini istemişler:
"Kral hayatımıza yön versin ne yapacağımızı bize söylesin"
Jüpiter önce pek dikkate almamış kurbağaların bu isteğini. Ama öylesine gürültülü öylesine gevezelermiş ki dayanamamış eline geçirdiği bir ağaç parçasını yukarıdan gölün ortasına fırlatmış. Bir şeyin şrak diye gölün ortasına düşmesi kurbağaları susturmuş. Uzun süre bağırmamışlar. Bu suskun krallarının yanına yaklaşmaya da korkuyorlarmış.
"Tanrı Jüpiter’in gönderdiği bu sessiz kralın sağı solu belli mi olur değil mi? Uysal gibi görünür ama birden yaklaşanın da canını okuyabilir” diye düşünmüşler.
Epey bir zamandan sonra genç kurbağalardan biri ağaca yaklaşmış yavaş yavaş yanına gitmiş önce dokunmuş sonra üzerine çıkmış ardından üzerinde zıplamaya başlamış.
Bu kral ne yaparsan yap hiç sesini çıkarmıyormuş!
Göldeki bütün kurbağalar kralın yanına koşmuşlar üzerine çıkmışlar tepinmişler. Sonunda bir gün içinde kralları pis ve yosunlu hale gelmiş. Kurbağalarda krallarından bıkmışlar. Ertesi gün krallarından bir kral istemişler. Öylesine yüksek perdeden bağırıyorlarmış ki Jüpiter dayanamamış. Ama bu sefer kurbağalara kral olarak yılan göndermiş. Şimdiye dek krallarının sessiz ve zararsız olduğundan yakınan kurbağalar bu kez de krallarının kendileri için ne kadar zararlı olduğundan yakınmışlar.
Yeni krallarının yanına yaklaşamıyorlarmış bile. Yılan çevrede bulduğu kurbağaları bir lokmada midesine indiriyormuş.
Kurbağalar yeni kral için vraklamaya başlamışlar.
Jüpiter de şöyle demiş:
"Size önce iyi ve uysal bir kral gönderdim beğenmediniz. O halde şimdi kötü ve vahşi kralı beğenmek zorundasınız. Çünkü bunu da istemezseniz daha kötüsüne razı olmak zorunda kalabilirsiniz."
İşte o günden sonra budala kurbağalara yılanlar krallık edermiş.
Çok eski zamanlardan birinde Olympos dağının doruklarında Tanrı Jupiter yaşarmış. Dağların denizlerinhayvanların insaların kralıymış. Dağın eteklerinde kocaman bir göl varmış. Bu gölün sakinleri de geveze kurbağalarmış.
İlk başlarda kurbağalar neşe içinde ve hür yaşarlarmış. İstediklerini istedikleri zaman yaparlarmış. Kimse karışamazmış onlara. Bir süre sonra kurbağalar bu özgür hayattan sıkılmaya başlamışlar. Göklere yükselen vraklamalarla Jüpiter’den kendilerine bir kral göndermesini istemişler:
"Kral hayatımıza yön versin ne yapacağımızı bize söylesin"
Jüpiter önce pek dikkate almamış kurbağaların bu isteğini. Ama öylesine gürültülü öylesine gevezelermiş ki dayanamamış eline geçirdiği bir ağaç parçasını yukarıdan gölün ortasına fırlatmış. Bir şeyin şrak diye gölün ortasına düşmesi kurbağaları susturmuş. Uzun süre bağırmamışlar. Bu suskun krallarının yanına yaklaşmaya da korkuyorlarmış.
"Tanrı Jüpiter’in gönderdiği bu sessiz kralın sağı solu belli mi olur değil mi? Uysal gibi görünür ama birden yaklaşanın da canını okuyabilir” diye düşünmüşler.
Epey bir zamandan sonra genç kurbağalardan biri ağaca yaklaşmış yavaş yavaş yanına gitmiş önce dokunmuş sonra üzerine çıkmış ardından üzerinde zıplamaya başlamış.
Bu kral ne yaparsan yap hiç sesini çıkarmıyormuş!
Göldeki bütün kurbağalar kralın yanına koşmuşlar üzerine çıkmışlar tepinmişler. Sonunda bir gün içinde kralları pis ve yosunlu hale gelmiş. Kurbağalarda krallarından bıkmışlar. Ertesi gün krallarından bir kral istemişler. Öylesine yüksek perdeden bağırıyorlarmış ki Jüpiter dayanamamış. Ama bu sefer kurbağalara kral olarak yılan göndermiş. Şimdiye dek krallarının sessiz ve zararsız olduğundan yakınan kurbağalar bu kez de krallarının kendileri için ne kadar zararlı olduğundan yakınmışlar.
Yeni krallarının yanına yaklaşamıyorlarmış bile. Yılan çevrede bulduğu kurbağaları bir lokmada midesine indiriyormuş.
Kurbağalar yeni kral için vraklamaya başlamışlar.
Jüpiter de şöyle demiş:
"Size önce iyi ve uysal bir kral gönderdim beğenmediniz. O halde şimdi kötü ve vahşi kralı beğenmek zorundasınız. Çünkü bunu da istemezseniz daha kötüsüne razı olmak zorunda kalabilirsiniz."
İşte o günden sonra budala kurbağalara yılanlar krallık edermiş.