Ebû Ahmed El-Kalanisi
Evliyânın büyüklerindendir. Adı Musab bin Ahmed bin Musab, künyesi Ebû Ahmed, nisbesi es-Sûfî el-Kalânisîdir. Bağdâtta doğdu. Aslen Mervlidir. Zamânındaki büyük velîlerin sohbetlerinde bulundu. 883 (H.270) senesi hac için gittiği Mekke-i mükerreme dönüşü vefât etti.Ecyâd denilen yerde defnedildi.
Cüneyd-i Bağdâdî ve Ruveym bin Ahmed hazretlerinin sohbet arkadaşıydı. Birçok velînin yetişmesinde ve insanların ihlâs kazanmasında her işi Allahü teâlânın rızâsı için yapmalarında emeği geçti. Onun mümtaz seçilmiş talebelerinden olan Ebû Saîd İbnül-Arabî, Kuzey Afrika ve Endülüs, (İspanya) müslümanlarının ihlâslarını yâni her şeyi Allahü teâlânın rızâsı için yapma arzularını arttırmak için ziyâdesiyle gayret sarfetti.
Ebû Saîd, batı İslâm âleminde, Cüneyd-i Bağdâdî ve Ebû Ahmed Kalânisî gibi evliyânın büyüklerinden aldığı feyz ve bereketleri saçtı. İnsanların kalplerini aydınlattı. Münebbih el-Mısrî de Kalânisînin talebeleri arasındaydı.
Ebû Saîd el-Arabî; Ölünceye kadar el-Kalânisînin sohbetinde bulundum. Onun altın ve gümüşten bahsettiğini hiç duymadım. O, gündüz kazandığını gece fakirlere dağıtırdı. buyurdu.
Ebû Ahmed Kalânisî hazretleri duâlarında; Yâ Rabbî! Eğer yanında bir kıymetim varsa, benim canımı yolculuk esnâsında ve iki yer arasında al! diye duâ ederdi. Hac dönüşünde Mekkeden ayrıldıktan bir müddet sonra Hedif yakınlarında Ecyâdda vefât etti ve oraya defnedildi.
Ebû Ahmed Kalânisî hazretleri buyurdu ki: Bizim yolumuzun esâsı üçtür: İnsanlardan bir şey istememek, üzerimizde hakkı olanların haklarını yerine getirmek, kendimizi kimseden üstün görmemek.
Evliyânın büyüklerindendir. Adı Musab bin Ahmed bin Musab, künyesi Ebû Ahmed, nisbesi es-Sûfî el-Kalânisîdir. Bağdâtta doğdu. Aslen Mervlidir. Zamânındaki büyük velîlerin sohbetlerinde bulundu. 883 (H.270) senesi hac için gittiği Mekke-i mükerreme dönüşü vefât etti.Ecyâd denilen yerde defnedildi.
Cüneyd-i Bağdâdî ve Ruveym bin Ahmed hazretlerinin sohbet arkadaşıydı. Birçok velînin yetişmesinde ve insanların ihlâs kazanmasında her işi Allahü teâlânın rızâsı için yapmalarında emeği geçti. Onun mümtaz seçilmiş talebelerinden olan Ebû Saîd İbnül-Arabî, Kuzey Afrika ve Endülüs, (İspanya) müslümanlarının ihlâslarını yâni her şeyi Allahü teâlânın rızâsı için yapma arzularını arttırmak için ziyâdesiyle gayret sarfetti.
Ebû Saîd, batı İslâm âleminde, Cüneyd-i Bağdâdî ve Ebû Ahmed Kalânisî gibi evliyânın büyüklerinden aldığı feyz ve bereketleri saçtı. İnsanların kalplerini aydınlattı. Münebbih el-Mısrî de Kalânisînin talebeleri arasındaydı.
Ebû Saîd el-Arabî; Ölünceye kadar el-Kalânisînin sohbetinde bulundum. Onun altın ve gümüşten bahsettiğini hiç duymadım. O, gündüz kazandığını gece fakirlere dağıtırdı. buyurdu.
Ebû Ahmed Kalânisî hazretleri duâlarında; Yâ Rabbî! Eğer yanında bir kıymetim varsa, benim canımı yolculuk esnâsında ve iki yer arasında al! diye duâ ederdi. Hac dönüşünde Mekkeden ayrıldıktan bir müddet sonra Hedif yakınlarında Ecyâdda vefât etti ve oraya defnedildi.
Ebû Ahmed Kalânisî hazretleri buyurdu ki: Bizim yolumuzun esâsı üçtür: İnsanlardan bir şey istememek, üzerimizde hakkı olanların haklarını yerine getirmek, kendimizi kimseden üstün görmemek.