• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Ekoloji Nedir ?

Suskun

V.I.P
V.I.P
Ekoloji (veya çevre bilimi ya da çevrebilim), canlıların birbirleri ve çevreleriyle ilişkilerini inceleyen bilimdir. Ekosistemse canlı ve cansız çevrenin tamamıdır. Ekosistemi de abiotik faktörler (toprak, su, hava, iklim gibi cansız faktörler) ve biyotik (üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar) faktörler olmak üzere iki faktör oluşturur.

Kapsam

Bu tanımlamadaki organizmalar; diğer bir deyim ile canlılar veya canlı çevre, insan, hayvan ve bitkilere ait bireyleri veya bunlardan oluşmuş toplulukları ifade etmektedir. Tanımlamanın içinde geçen organizmaların içinde yaşadıkları ortam deyimi ise cansız çevre olarak da ifade edilir ve hava, su, toprak, ışık gibi faktörleri kapsar. Ekolojinin anatomi, bitki beslenmesi, botanik, fizik, fizyoloji, klimatoloji, kimya, jeoloji, jeomorfoloji, meteoroloji, morfoloji, patoloji, pedoloji ve zooloji gibi bilim dalları ile yakın ilgisi vardır.

Araştırma konusu, yöntemi ve amaçlarındaki bazı özellikleri yardımıyla çevre bilimi diğer doğa bilimlerinden ayırma olanağı vardır. Ekoloji, bütün canlılar için ortak olan ve canlılar üzerinde etki yapabilen temel konularla ilgilenir. Diğer bir ayırıcı özelliği ise ekolojinin bir canlıya ait belirli organları ve bu organlardaki hayat süreçlerini değil, canlıların içinde bulundukları hayat ortamı ve diğer canlılarla olan karşılıklı ilişkilerini incelemesidir.






Ekoloji dalları

Bitki ekolojisi‎

Biyocoğrafya‎

Ekosistemler ekolojisi‎

Evrimsel ekoloji‎

Hayvan ekolojisi‎

Sistemler ekolojisi‎

Sosyobiyoloji‎

Su ekolojisi‎

Tarımbilim‎

Toplum ekolojisi‎

Toprak biyolojisi‎

Ekopsikoloji

Ekolojik genetik

Kent ekolojisi

Peyzaj ekolojisi



Bitki ekolojisi‎

FOTOPERİYODİZM
Fotoperiyodizm bitkilerin günlerin uzunluğuna bağlı olarak gösterdiği gelişim.

Gece ve gündüz uzunluğunun yıl içindeki çevrimi bitkilerin büyümesini ve çiçeklenmesini doğrudan etkiler. Örneğin kısa gün bitkisi denen bazı bitkilerde gecelerin kısalıp gündüzlerin uzadığı mevsimde yalnız kök dal ve yapraklar geliştiği halde gündüzler ya da ışık alma süresi belirli bir minumum altına düşüp geceler uzadığında ilk tomurcuklar belirir ve bitki hızla çiçeklenir. Oysa uzun gün bitkilerinde durum tam tersidir ve bitkinin çiçeklenmesi için karanlık dönemin ya da gecelerin kısa gündüzlerin uzun olması gerekir. Bazı bitkilerde ise gece-gündüz uzunluğu eşitlendiğinde çiçeklenme hızlanır.

Fotoperiyodizme göre 3 tür bitki vardır:


1)Kısa gün bitkileri:13-14 saatten az fotopriyotta çiçeklenme olurken daha uzun ışık sürelerinde yapraklanma (vejetatif büyüme) görülür.

2)Uzun gün bitkileri: 13-14 saatten fazla ışık almaya başlayınca çiçek açar; daha az sürelerde ise ancak vejetatif olarak gelişirler.(yapraklanma gösterirler)

3)Nötr bitkiler:fotoperiyot süresine bağlı olmaksızın çiçek açan bitkilerdir.
 
Biyocoğrafya‎
Biyocoğrafya, bitki ve hayvan türlerinin dağılımını ve bu dağılımın nedenlerini inceleyen bilim dalıdır.

Biyocoğrafya araştırmaları yürütülebilmesi için yeryüzü, özellikle kıtalar ve adalar, öbür bölgelerden değişik ama kendi sınırları içinde ortak özellikte bitki ve hayvan varlığını barındıran belirli bölgelere ayrılmıştır.

Bitki ve hayvan topluluklarının özelliklerini dağılışlarını ve insan yaşamı üzerine etkilerini inceleyen fiziki coğrafya alt dalıdır. Biyoloji, botanik, zooloji ve tıp canlılar biliminin yardımcı bilim dallarıdır..

Bitki coğrafyası bölgeleri

Kuzey bölgesi
Paleotropikal bölge
Neotropikal bölge
Güney Afrika bölgesi
Avustralya bölgesi
Antarktika bölgesi

Hayvan coğrafyası bölgeleri

Palearktik bölge
Oryantal bölge
Avustralyen bölge
Etiyopyen bölge
Nearktik bölge
Antarktika bölgesi
Neotropikal bölge


Ekosistemler ekolojisi‎


Biosfer 2
(Biosphere 2), John Polk Allen tarafından Oracle, Arizona'da kurulmuş suni bir kapalı ekosistemdir. 1987-1989 arası insanoğlunun kapalı bir biyosferde nasıl yaşayacaklarını test etmek üzere kurulmuştur. Uzay kolonizasyonu için kapalı ekosistemlerin kullanım imkânlarını ve dünyaya zarar vermeden biyosfere yapılabilecekleri araştırma olanağı vermiştir. İsim ilk biyosfer olan dünyadan esinlenmiştir. 200 milyon $'lık proje Edward Bass tarafından desteklenmiştir.

Otoepürasyon


Otoepürasyon suda eriyik veya süspansiyon halindeki organik ve inorganik maddeleri oksijenle doymuş inorganik bileşiklere değiştiren olaydır.

Kirleticilere karşı deniz sularının da kendilerini temizleme mekanizmaları vardır. Otoepürasyon, doğal ve insanların neden olduğu kirlenmeyi önlemeye yetmiştir. Bugün birçok durumda bu etki için yeterli zaman kalmamakta ve deterjanlar gibi bazı kimyasal maddelerin çevreyi etkilemeleri ile otoepürasyon engellenmektedir. Kirlenme gelişmenin karşılığıdır, halkın çoğalması, üretim ve tüketim kapasitesinin artması oranında artmaktadır. Bunun yanında gelişme yeni arıtma teknolojileri ile bu kirlenmenin önlenmesine yönelik çalışmalara da hız getirmiştir.


Otoepürasyon mekanizmaları​

Fiziksel

Absorbsiyon: Partiküllü maddeler dibe çökerken bakterileri de sürükleyerek dibe çöker ve ışık almayan, oksijenin az olduğu ortamda bakteriler ölür.
Dilüsyon: Bakteriler veya kimyasal maddeler gibi kirleticiler dağılırlar ve yoğunlukları düşer.
Işık: Derinlik arttıkça ışık etkisi azalır, belli bir derinlikten sonra ışıksızlık bakterileri öldürür.
Isı: Düşük sıcaklıklar bakterilerin üremesini engeller ve bir süre sonra bakteriler (sporlular hariç) ölürler. Ayrıca ısının düşmesi kimyasal olayları da azaltır.


Kimyasal
Tuzluluk: Tuzluluk arttıkça bakteri ve virüs üremesi azalır (Bazı Stafilokok türleri hariç)
Kimyasal maddelerin azlığı da bakteri üremesini engelleyen bir diğer etmendir.


Biyolojik

Bakteri yiyen planktonlar, bakteriofajlar bakteri üremesini azaltır. Midye, balıklar ve yumuşakçalar oksijen almak için deniz suyunu filtre ederken bakterileri de tutarlar ayrıca antibiyotik türü maddeler de salgıladıkları bilinmektedir.
 
Evrimsel ekoloji‎

Sıçramalı evrim (aşağıda), morfolojik durağanlıklar ile çok nadir olarak görülen evrimsel değişimlerin patlamalarını kapsar.

Sıçramalı evrim veya kesintili denge, çoğu türlerin jeolojik tarihlerinde "staz" adı verilen ve bazen milyonlarca yıl süren "durağanlık" veya "yavaşlama" dönemleri boyunca ancak çok az bir evrimsel değişim geçirip genelde "durağan" kaldıklarını öne süren bir evrimsel biyoloji kuramıdır. Önemli bir evrimsel değişiklik olduğunda sıçramalı evrim kuramı, bu değişimlerin ve kladogenez olarak adlandırılan jeolojik anlamda hızlı türleşme ve dallanma olayların çok nadir olarak görüldüklerini öne sürer. Kladogenez, bir türün yavaş yavaş başka bir türe dönüşmesi yerine bir türün iki farklı türe ayrıldığı bir süreci ifade eder.

Sıçramalı evrim çoğunlukla, evrimin anagenez olarak adlanırılan tüm soy çizgileri boyunca yavaş yavaş değişimlerle kademeli ve düzgün bir şekilde gerçekleştiğini öne süren filetik gradualizm teorisinin karşıtı olarak gösterilir. Bu görüşe göre, evrim, genellikle düz ve sürekli bir şekilde görülüyor.

1972 yılında paleontolog Niles Eldredge ve Stephen Jay Gould bir dönüm noktası olan çalışmalarını yayınlayarak bu teoriyi geliştirmişler ve buna sıçramalı evrim ismini koymuşlardır. Onların bu çalışması Ernst Mayr'ın coğrafi türleşme teorisi, Isador Michael Lerner'in gelişimsel ve genetik homeostazi (dengeleşim) teorisi ve bunların yanı sıra kendi ampirik araştırmaları üzerine kurulmuştur. Eldredge ve Gould, çoğunlukla Charles Darwin'e atfedilen gradual aşama ve kademelerin fosil kayıtlarda pratik olarak görülmediklerini ve fosil türlerin evrim tarihleri boyunca durağan bir staz döneminin hakim olduğunu öne sürmüşlerdir.


Hayvan ekolojisi‎

Amensalizm, türlerden biri zarar görmüş, fakat ikinci türün hiç etkilenmemesi durumu.

Antibiyotik yapan organizmalarla, antibiyotiklerin inhibe ettiği organizmalar arasındaki ilişki amensalizm için iyi bir örnektir. Penicillium denen küfün oluşturduğu penisilin, çesitli bakterilerin üremesine engel olur. Muhtemelen küf, ürettiği antibiyotik sayesinde besin bakımından kendisine rakip olan bakterileri elimine ederek daha fazla besin sağlamış olur. Türler arası ilişkilerden amensalizmde taraflardan biri diğerinin gelişimini engeller. En tipik örneği de ceviz ağacının dibinde hemen hemen hiçbir bitkinin yetişmeyişidir. Ceviz ağacının yaprak ve meyvelerinde üretilip yağmurla toprağa süzülen bir madde olan juglon, diğer bitki türlerinin gelişimini engeller olmaktadır.

Fotodinamizm, hayvanların derisindeki bazı maddelerin ışığın etkisiyle başka maddelere dönüşmesi.


Fotodinamizmle ortaya çıkan yeni bileşikler yararlı olabileceği gibi bazen deri hastalıklarına da yol açabilir. Fotodinamik ya da ışığa duyarlı maddeler ya derinin doğal bileşenidir ya da biyokimyasal süreçlerdeki kalıtsal bir eksikliğin sonucudur ya da böyle bir dönüşümde bu etkenlerin tümü rol oynamıştır.


Gececil ya da noktürnal canlılar, gündüzleri dinlenen, geceleri faal olan canlılardır. Yarasa ve galago gibi bazı hayvanlar tamamen gececil iken, kedi gibi hem gündüz hem gece faal olan ya da sadece alaca karanlıkta faal olan canlılar da mevcuttur.


Gececil canlıların gece faal olmalarının temel nedenleri, avlanma şansını artırmak, avcı hayvanlara yem olma riskini azaltmak ve su kaybını asgari seviyeye indirgemektir. Özellikle çölde yaşayan bazı canlı türlerinin gececil olacak şekilde çevreye uyum sağlamaları, bu canlı türlerinde osmoregülasyonu artırmıştır.

Gececil canlılar çoğunlukla güçlü koku alma ve/veya işitme duyularına sahiptirler. Hayvanat bahçelerinde ziyaret saatlerinde faal olmalarını sağlamak amacıyla genellikle loş ışıklı bölmelerde muhafaza edilirler.

Normalde gündüzleri faal olan bazı canlı türleri üreme dönemlerinde gececil davranışlar gösterebilirler. Örneğin bazı su kuşları ile su kaplumbağaları kendilerini ve yavruları avcı hayvanlardan korumak amacıyla sadece geceleri yumurtlarlar ve yumurtlama bölgelerinde sadece geceleri toplanırlar.


Sistemler ekolojisi‎

Ekosistem, belirli bir alanda bulunan canlılar ile bunları saran cansız çevrelerinin karşılıklı ilişkileri ile meydana gelen ve süreklilik arz eden ekolojik sistemlere ekosistem denir. Ekosistem aynı zamanda bir besin ağı ile şekillenmektedir. Ekosistem, küresel ölçekte bir düzeni ifade etmekle beraber yerel ve korunaklı bir sistemin varlığına da atıfta bulunabilir. Örneğin eğer söz konusu ekosistem bir tarım alanı içinde gelişiyorsa buna agroekosistem adı verilir.

Karşılıklı olarak madde alışverişi yapacak biçimde birbirlerine etki yapan organizmalarla (biyotik), bitki ve hayvanların birbirine eklemlendiği ve ayrıca kaya, toprak gibi fiziksel çevre faktörlerinin (abiyotik) bir arada bulunduğu herhangi bir doğa parçası bir ekosistemdir.

Ekosistem yaklaşımı, bireysel organizmalar ya da topluluklardan çok tüm alanın işlevlerinin nasıl olduğuyla ilgilenir. Bir alandaki organizmalar ve cansız çevreleriyle olan ilişkilerine bakar. Bir ekosistem, temel olarak abiyotik maddeler, üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılardan oluşur. Ekosistemlerde yaşam, enerji akışı ve besin döngüleriyle sürer. Açık bir sistem olan ekosistemde, enerji ve besin giriş-çıkışı süreklidir. Sistem kuramı, ekolojik bakış açısının sosyolojik boyutunu ele almaktadır. Ayrıca sibernetik disiplini, canlılarda kontrol ve iletişim boyutuyla kaynağını yine ekosistemde bulmaktadır.

Bir ekosistemin dört temel bileşeni vardır. Üreticiler ototroflar, tüketiciler (hetotroflar), ayrıştırıcılar (saprofitler) ve doğal çevre. İlk üç bileşen, dördüncü bileşenin oluşturduğu cansız doğa içinde varlıklarını sürdüren canlı yaşamı kapsar. Cansız doğal çevre ile bu çevre içinde yaşamlarını sürdüren canlılar arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri inceleyen bilim dalına ekoloji adı verilir.
 
Sosyobiyoloji‎
Sosyobiyoloji, davranışların sahip olmuş olabileceği evrimsel avantajları göz önüne alarak türlerin sosyal davranışlarını açıklamaya çalışan bilimsel disiplinlerin neo-Darwinci bir sentezidir. Başka bir ifadeyle, sosyal davranışın biyoloji, daha spesifik olarak evrimsel biyoloji temelli olarak ele alındığı disiplinlerarası bir çalışmadır. Sosyobiyolojinin konuları etoloji, antropoloji, evrim, zooloji, arkeoloji, popülasyon genetiği, davranışsal ekoloji, evrimsel psikoloji, felsefe gibi birçok disiplinin konuları arasındadır.

Sosyobiyoloji tartışmalı bir disiplindir. Özellikle insan davranışı konusu sosyobiyolojinin en tartışmalı konusudur.[kaynak belirtilmeli] Richard Lewontin ve Stephen Jay Gould öne çıkan sosyobiyoloji eleştirmenleri arasındadır ve bu eleştiriler, genlerin insan davranışını oluşturmada merkezi bir rol oynadığı kabulünün yeterli olmadığı üzerine kuruludur. Buna cevap olarak antropolog John Tooby ve psikolog Leda Cosmides, sosyobiyolojinin bir dalı olarak evrimsel psikoloji kavramını önermişler ve böylece konuyu biyolojik çeşitlilik sorunlarından uzak durarak ele almışlardır.

Su ekolojisi‎

Erozyon‎
Sulama‎

Tohumlar‎

Yenilebilir bitkiler‎
Ziraat mühendisliği‎
Fitopatoloji
Fotosentez
Giberellin
Leibig'in Minimum Yasası
Mikro çoğalma


Tarımbilim‎

Erozyon‎
Sulama‎
Tohumlar‎
Yenilebilir bitkiler‎

Toplum ekolojisi‎

Avcılar‎
Etçil beslenme‎
İnsan-hayvan etkileşimi‎
Kamuflaj
Mutualizm (biyoloji)
Rekabetçi dışlanım ilkesi


Toprak biyolojisi‎

► Azot metabolizması‎
Fosfor döngüsü
Karbon döngüsü
Mikorhizal

Nitrosomonas
 
Ekopsikoloji
Ekopsikoloji, psikoloji ile ekoloji'yi birleştirir. Yabancılaşma'yı tedavi etmek üzere sürdürülebilir bir doğa dengesi oluşturmayı gözeten siyasi ve uygulamalı kuramları inceler.

Ekopsikolojinin 8 Kuralı

Zihnin temelinde ekolojik bilinçdışı yatar; yani her insan doğuştan doğaya dair bir bilince sahiptir.

Ekolojik bilinçdışının içeriğinde, kozmik evrimin, tarihin ilk zamanlarına kadar uzanan kaydı bulunur.

Ekopsikolojinin amacı, insanın ekolojik bilinçdışında bulunan ve doğuştan sahip olduğu, doğa ve insanın karşılıklı ilişkisine dair bilgiyi uyandırmaktır.

İnsan gelişiminin hayati aşaması çocukluk dönemidir. Ekopsikoloji çocuğun henüz unutmadığı çevresel bilinci yetişkinlerde de uyandırmayı amaçlar. Çocukta bu bilincin gelişmesi içinse doğayla ilgili hikâyeler, masallar, ninniler çok önemlidir.

Ekolojik egonun gelişmesiyle insan, doğaya ve diğer insanlara karşı ahlaki bir sorumluluk duygusuna sahip olur. Ekopsikoloji bu sorumluluk duygusunun sosyal ilişkilerde ve politik kararlarda söz sahibi olmasını amaçlar.

Ekopsikolojinin en önemli terapilerinden birisi, doğayı bir yabancı gibi gören ve ona hükmetmeye çalışan, politik gücün de kaynağı olan "eril" karakter özelliklerini yeniden ele almak ve düzeltmektir.

Ekopsikoloji sanayi kültürünün yıkıcılığını sorgular. Ancak bunu yaparken hayatımızı kolaylaştıran teknolojiye karşı değildir. Bu anlamda ekopsikoloji anti-endüstriyel değil, post-endüstriyeldir.

Dünyanın ve kişinin iyiliği arasında "sinerjik" bir etkileşim vardır. Bu yüzden dünyanın ihtiyaçları insanın da ihtiyaçlarıdır; insanın hakları, dünyanın da haklarıdır.

Ekolojik genetik

Ekolojik genetik, canlılar arasındaki ilişkiler ve canlılarla ortamları arasındaki ilişkiler bağlamında genetiğin araştırmasıdır. Moleküler genetik genlerin yapı ve işlevlerini moleküler seviyede incelerken, ekolojik genetik (ve onunla ilgili bir saha olan popülasyon genetiği) doğal canlı topluluklarında fenotipik evrim üzerinde çalışır. Bu alandaki araştırmalar, ekolojik düzeyde anlamlı olan özellikler üzerinedir. Bir diğer deyişle, bu araştırma konuları bir canlının sağ kalımını ve üremesine etki eden biyolojik uyumla ilgili özellikler ile ilgilidir, örneğin, çiçek açma zamanı, kuraklığa dayanıklılık, cinsiyet oranları gibi.

Araştırmalar çoğu zaman böcekler ve kısa nesil süresi olan diğer canlılar üzerinde yapılır, çünkü bunlarda evrimsel değişiklikler daha çabuk gözlemlenebilir.

Kent ekolojisi

Kent ekolojisi, kent yaşamına ilişkin, bitkilerle hayvanların fiziksel çevreye uyum göstermeleri benzetmesine dayanan bir yaklaşım.

Ekoloji kuramcılarına göre kentlerin içindeki değişik semtler ve bölgeler, kent nüfusunun var olan kaynaklar için birbirleriyle rekabet etmeleri biçimindeki doğal uyum gösterme süreçlerinin bir sonucu olarak oluşmuşlardır.

Peyzaj ekolojisi

Peyzaj ekolojisinin uğraş alanı ve konusu ikiye ayrılır:


Peyzajın yapısını oluşuturan doğal ekolojik faktörler


Klimatik faktörler: Işık, sıcaklık hava nemi, yağışlar ve hava haraketleri gibi iklim öğeleri veya meteorolojik verileri içermektedir. Bu faktörler, peyzaj alanlarında kullanılacak bitki seçimi için çok önemli faktörlerdir.

Toprak faktörü: Toprak tüm bitkisel ürünlerin yaşam ve üretim kaynağı,yeraltı servetlerin ambarı, mikroorganizmaların konutu, tüm canlıların yaşama ortamıdır. Bu karakteri peyzajın yapısını oluşturan tüm öteki canlı ve cansız öğeler tarafından etkilenmekte ve böylece toprak faktörünün fonksiyonları peyzajlara göre değişik arz etmektedir.

Rölyef faktörü: Rölyef bir peyzaja ait arazi şeklinin düz, girintili-çıkıntılı, eğimli, alçak veya yüksek gibi deyimlerle tanıtılmasını sağlayan bir tanımdır. Rölyef, Rakım - Eğim ve Bakı olmak üzere üç alt başlıkta incelenir.

Biyotik faktörler: Canlı faktörleri (İnsan, hayvan, bitki ve mikroorganizmalar)
 
Geri
Top