Sağlıklı bir iletişimin temel esasları vardır. Bu esasların en önemlilerinden biri empatidir. Psikolojik danışman ve öğretmenler olarak öğrencilerimize karşı empati kurmamız gerekir. Problemlerin çözülmesinde empati kurmanın çok büyük yararı vardır. Judie Paxton başından geçen bir olayı şöyle anlatır:
“Ortaokuldayken, sınıf arkadaşlarımdan birisiyle ciddi bir tartışmaya girdim. Onun haksız, benim ise haklı olduğumdan emindim. Öğretmenimiz ikimizi de bütün sınıfın önüne çıkardı ve onu masanın bir tarafına, beni de diğer tarafına yerleştirdi. Masanın tam ortasında yuvarlak bir nesne vardı. Siyah renkli bir nesne.
O çocuğa nesnenin rengini sordu. Çocuk, “Beyaz” diye yanıtladı. Söylediğine inanamadım, çünkü nesne siyahtı. Yeniden tartışmaya başladık, bu kez de nesnenin rengi hakkında.
Öğretmen bu kez beni çocuğun yerine, onu da benim yerime geçirdi. Ve bu kez bana nesnenin rengini sordu. “Beyaz”, yanıtını vermek zorundaydım, çünkü belli ki nesnenin bir tarafı beyaz, diğer tarafı ise siyahtı. Öğretmenimiz o gün bana çok güzel bir ders verdi.
Karşımdaki kişinin bakış açısını anlamam için, kendimi onun yerine koymam gerekiyordu.
İletişimde hem kaynak hem de alıcı empatik davranışlar göstermelidir. Empati kurmak yanlış davrandığını düşündüğünüz kişinin yerine kendinizi koyarak olaya bakabilmeniz, onu anlayışla ve hoşgörüyle yaklaşmanızı kolaylaştırır.
Empati nedir? Empatinin öğeleri nelerdir? Sorularına cevap bulmaya çalışalım.
“Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bunu ona iletme sürecidir.” şeklinde tanımlanır. Empati, olayları karşısındaki kişinin gözüyle görebilmelidir. Bireyin karşısındaki kişiyle empati kurabilmesi için gerekli olan öğeleri şöyle sıralayabiliriz:
_Empati kuracak kişi, kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Yani her insan dünyaya, kendine özgü bir bakış tarzıyla bakar. Eğer bir insanı anlamak istiyorsak, dünyaya onun bakış açısıyla bakmalı, olayları onun gibi algılamaya ve yaşamaya çalışmalıyız.
_Empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gerekir. Karşımızdakinin yalnızca duygularını yada yalnızca düşüncelerini anlamış olmak yeterli değildir.
_Empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşısındaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşımızdaki kişinin duygularını tam olarak anlasak bile, eğer anladığımızı ona ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız.
Halk arasında empati kurmayla ilgili güzel sözler var; “Benim yerimde sen olsaydın ne yapardın?”, “Kendine yapılmasını istemediğin bir davranışı sen de başkasına yapma.” Kendine söylenmesini istemediğin bir sözü sen de söyleme.”
Nasrettin Hoca bir gün eşeğinden düşer ve acıyla kıvranır. Başına toplananlar “Hemen bir doktor çağırın…” diye bağrışırken, Hoca, “Bana doktor değil, eşekten düşmüş birini bulun...” diye bağırır.
Hoca bu düşüncesiyle eşekten düşenin çektiği acıyı, en iyi anlayanın yine eşekten düşen olacağını anlatmak istemiştir.
Empati kurarken karşılaşılan olayı yaşamış olmamız şart değildir. Empati olayları yaşamayı değil, anlamayı ifade eder. Anlamaya çalışma eğitimle geliştirilebilir.
Empatinin temelinde karşısındaki kişiyi dinleme vardır. Dinlemek sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Eleştirmeden, yargılamadan, nasihat etmeden dinlemek karşıdaki kişiyi rahatlatır. Çünkü anlaşıldığını hissetmek karşımızdaki kişinin bizi dinlediğini hissetmemize bağlıdır. Günlük yaşamda empatiyi tutum haline getirmeliyiz.
Toplumumuzda birbirini anlayan bireylerin olması dileğiyle...
“Ortaokuldayken, sınıf arkadaşlarımdan birisiyle ciddi bir tartışmaya girdim. Onun haksız, benim ise haklı olduğumdan emindim. Öğretmenimiz ikimizi de bütün sınıfın önüne çıkardı ve onu masanın bir tarafına, beni de diğer tarafına yerleştirdi. Masanın tam ortasında yuvarlak bir nesne vardı. Siyah renkli bir nesne.
O çocuğa nesnenin rengini sordu. Çocuk, “Beyaz” diye yanıtladı. Söylediğine inanamadım, çünkü nesne siyahtı. Yeniden tartışmaya başladık, bu kez de nesnenin rengi hakkında.
Öğretmen bu kez beni çocuğun yerine, onu da benim yerime geçirdi. Ve bu kez bana nesnenin rengini sordu. “Beyaz”, yanıtını vermek zorundaydım, çünkü belli ki nesnenin bir tarafı beyaz, diğer tarafı ise siyahtı. Öğretmenimiz o gün bana çok güzel bir ders verdi.
Karşımdaki kişinin bakış açısını anlamam için, kendimi onun yerine koymam gerekiyordu.
İletişimde hem kaynak hem de alıcı empatik davranışlar göstermelidir. Empati kurmak yanlış davrandığını düşündüğünüz kişinin yerine kendinizi koyarak olaya bakabilmeniz, onu anlayışla ve hoşgörüyle yaklaşmanızı kolaylaştırır.
Empati nedir? Empatinin öğeleri nelerdir? Sorularına cevap bulmaya çalışalım.
“Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bunu ona iletme sürecidir.” şeklinde tanımlanır. Empati, olayları karşısındaki kişinin gözüyle görebilmelidir. Bireyin karşısındaki kişiyle empati kurabilmesi için gerekli olan öğeleri şöyle sıralayabiliriz:
_Empati kuracak kişi, kendisini karşısındakinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Yani her insan dünyaya, kendine özgü bir bakış tarzıyla bakar. Eğer bir insanı anlamak istiyorsak, dünyaya onun bakış açısıyla bakmalı, olayları onun gibi algılamaya ve yaşamaya çalışmalıyız.
_Empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gerekir. Karşımızdakinin yalnızca duygularını yada yalnızca düşüncelerini anlamış olmak yeterli değildir.
_Empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşısındaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşımızdaki kişinin duygularını tam olarak anlasak bile, eğer anladığımızı ona ifade etmezsek empati kurma sürecini tamamlamış sayılmayız.
Halk arasında empati kurmayla ilgili güzel sözler var; “Benim yerimde sen olsaydın ne yapardın?”, “Kendine yapılmasını istemediğin bir davranışı sen de başkasına yapma.” Kendine söylenmesini istemediğin bir sözü sen de söyleme.”
Nasrettin Hoca bir gün eşeğinden düşer ve acıyla kıvranır. Başına toplananlar “Hemen bir doktor çağırın…” diye bağrışırken, Hoca, “Bana doktor değil, eşekten düşmüş birini bulun...” diye bağırır.
Hoca bu düşüncesiyle eşekten düşenin çektiği acıyı, en iyi anlayanın yine eşekten düşen olacağını anlatmak istemiştir.
Empati kurarken karşılaşılan olayı yaşamış olmamız şart değildir. Empati olayları yaşamayı değil, anlamayı ifade eder. Anlamaya çalışma eğitimle geliştirilebilir.
Empatinin temelinde karşısındaki kişiyi dinleme vardır. Dinlemek sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Eleştirmeden, yargılamadan, nasihat etmeden dinlemek karşıdaki kişiyi rahatlatır. Çünkü anlaşıldığını hissetmek karşımızdaki kişinin bizi dinlediğini hissetmemize bağlıdır. Günlük yaşamda empatiyi tutum haline getirmeliyiz.
Toplumumuzda birbirini anlayan bireylerin olması dileğiyle...