Bazen kızdığımız bazen onlarsız yapamadığımız emlakçılar! Ev aramayı hem kabusa hem rüyaya dönüştürebilen muazzam insanlar! İşleri zor kabul etmek gerekir ki. Birçok insanın zevkine, maddi durumuna uygun ev bulmak ve onları ikna etmeye çalışmak zorundalar. Bu ikna etme sürecinde ise bazı klişeler ister istemez ağızlarına ve ellerine yapışmış durumda. Hem konuşma hem yazı dillerinde emlakçılardan duymaya alıştığımız, hatta duymasak kendimizi eksik hissetiğimiz, en eğlenceli emlakçı klişeleri...
Doğa deyince aklınızda ne canlanıyor bilmiyoruz ama, emlakçılar öyle bir doğa der ki, sanırsınız bir yanınız orman bir yanınız uçsuz bucaksız deniz olacak. Ama işler her zaman öyle olmaz...
Bilin ki karanlık ve alt kat! Ha, aydınlık olanları da yok mu, elbet var! Siz önünüzü kış tutun, yaz çıkarsa bahtınıza...
Ah bahçeler, gözümüzün nuru. Ama sanmayın ki her bahçe bir küçük orman! Bahçeden ne anladığınızı bir daha düşünün! Emlakçıların da suçu yok, memlekette bahçe az!
Bir bilinmezin ortasında kaybolursanız korkmayın! Şehir merkeziyse, orman da şehrin merkezinde olabilir. Ya da dağ, göl... Şaka şaka, merkezse merkezdedir! Emlakçı ne diyorsa odur!
Gerçekten eşyalı olabileceği gibi, sadece bir koltuk ve sehpa bulmanız da mümkün!
Havuz dediğiniz şey, küvet olmasın?
Bekarların ne suçu vardır bilinmez. O bekarlar ki, hep dışlanır, hiç insan muamelesi görmez. Her şey evliler içindir. Bekarsan, bitmişsindir!
Boya badana nedense buna dahil değildir. Boyayı bedava yaptırıyormuşuz gibi...
Sokak satıcıları, okul zili, öğrenci patırtısı, köpek havlaması... Bunları saymazsak evet aşırı sessiz bir ev olabilir. Ne sandınız, sadece kuş sesi duyacağınızı mı?
Ne kadar tarihi olduğunu bilmiyoruz ama epey tarihi olabilir!!
Nezih tam olarak nedir? Kimlere nezih denir? Bu şu demek olabilir: Sesinizi çıkarmadan, uslu uslu yaşayacaksınız tamam. Yoksa apartmandan kovulursunuz! Ona göre.
İdealse idealdir! Sizin de biraz zihniniz açıksa, emlakçıların nerde ne kadar haklı olduğunu ne kadar samimi olduğunu anlarsınız. Her işte olduğu gibi bu işte de dürüstü, sahtekarı var. Onlar olmasa, işimiz çok zor olurdu, unutmayın! Yaşasın emlakçılar!
Doğa deyince aklınızda ne canlanıyor bilmiyoruz ama, emlakçılar öyle bir doğa der ki, sanırsınız bir yanınız orman bir yanınız uçsuz bucaksız deniz olacak. Ama işler her zaman öyle olmaz...
Bilin ki karanlık ve alt kat! Ha, aydınlık olanları da yok mu, elbet var! Siz önünüzü kış tutun, yaz çıkarsa bahtınıza...
Ah bahçeler, gözümüzün nuru. Ama sanmayın ki her bahçe bir küçük orman! Bahçeden ne anladığınızı bir daha düşünün! Emlakçıların da suçu yok, memlekette bahçe az!
Bir bilinmezin ortasında kaybolursanız korkmayın! Şehir merkeziyse, orman da şehrin merkezinde olabilir. Ya da dağ, göl... Şaka şaka, merkezse merkezdedir! Emlakçı ne diyorsa odur!
Gerçekten eşyalı olabileceği gibi, sadece bir koltuk ve sehpa bulmanız da mümkün!
Havuz dediğiniz şey, küvet olmasın?
Bekarların ne suçu vardır bilinmez. O bekarlar ki, hep dışlanır, hiç insan muamelesi görmez. Her şey evliler içindir. Bekarsan, bitmişsindir!
Boya badana nedense buna dahil değildir. Boyayı bedava yaptırıyormuşuz gibi...
Sokak satıcıları, okul zili, öğrenci patırtısı, köpek havlaması... Bunları saymazsak evet aşırı sessiz bir ev olabilir. Ne sandınız, sadece kuş sesi duyacağınızı mı?
Ne kadar tarihi olduğunu bilmiyoruz ama epey tarihi olabilir!!
Nezih tam olarak nedir? Kimlere nezih denir? Bu şu demek olabilir: Sesinizi çıkarmadan, uslu uslu yaşayacaksınız tamam. Yoksa apartmandan kovulursunuz! Ona göre.
İdealse idealdir! Sizin de biraz zihniniz açıksa, emlakçıların nerde ne kadar haklı olduğunu ne kadar samimi olduğunu anlarsınız. Her işte olduğu gibi bu işte de dürüstü, sahtekarı var. Onlar olmasa, işimiz çok zor olurdu, unutmayın! Yaşasın emlakçılar!