Tüm insanlar olarak neredeyse sınırsız bir potansiyele sahibiz, fakat çok azımız buna ulaşabilmek adına çaba gösteriyoruz. Niçin? Çünkü birçok şeyi yapamayacağımıza inanırız, toplumsal hayat sürekli olarak bize bunu dayatır.
Etrafımızda bulunanların ya da kamuoyunun hayatımızı belirlemesine, yani bizimle ilgili kararları başkalarının almasına izin veririz. Böyle davrandığımızda kendimizi hiçbir zaman amaçlarımıza adayamayız. Bu tip insanları: “On parmağında on marifet olan, her şeyden birazcık bilen, ama hiçbir şeyde uzmanlaşamamış kişiler” olarak tanımlarız.
Eğer, kendimizi değiştirmek ve potansiyelimizi geliştirip, neler yapabileceğimizin farkına varmak istiyorsak, şu dört prensibi uygulamayı denemeliyiz:
1. Ana Hedefe Yoğunlaşmak
Hiç kimse, kendi potansiyeline, birçok farklı yönde birden koşturarak ulaşamaz. Önce belirli konulara odaklanmamız gerekir. Böylece amacımıza daha kolay bir biçimde yaklaşabiliriz. İlk olarak hangi konuya odaklanmamız gerektiğinin kararını vermeli ve bunu gönüllü olarak yapmalıyız. Fedakarlık yapmadan başarının gelmeyeceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Azını istiyorsak, az şey; çoğunu istiyorsak, çok şey vermemiz gereklidir.
2. Devamlı Gelişime İnanmak
Kendimizi geliştirme üzerine yoğunlaşmamız, başarılı olmamıza ve keşfedilmemiş olan bireysel potansiyelimizin kapısını açmamıza yardımcı olan en önemli anahtardır. Her geçen gün, dünden daha iyi olacağımızı bilmeliyiz. Belirlemiş olduğumuz yolda, attığımız her adım, bizi hedefimize ve tabii ki başarıya doğru biraz daha yaklaştıracak. ayrıca bu gelişimin sonucu ne olursa olsun, bunun için çabalamanın, yani hedefe doğru çıkılan yolculuğun, hayattaki en önemli şey olduğunu anlamamızı sağlayacak.
3. Geçmişi Unutmak
Jack Hayford’un dediği gibi: “Geçmiş geçmişte kalmıştır. Biz, geçmişi arkamızdan sürükleyecek olursak, geleceğe doğru bir ivme kazanamayız.” Bu, ne yazık ki, birçok insanın yaptığı bir hatadır. Nereye giderlerse gitsinler, daima geçmişlerini arkalarından sürüklerler. Ve sonuç olarak, bu insanlar asla hiçbir gelişme kaydedemezler.
Belki hayatımızda bir sürü hatalar yaptık ve engellerle dolu bir geçmişimiz ya da parlak başarılarımız oldu. Ne başarılarımızın, ne de başarısızlıklarımızın bizi engellemelerine izin vermememiz gerekiyor.
4. Geleceğe Odaklanmak
Beyzbol oyuncusu Yogi Berra şöyle söylemiştir: “Gelecek, alıştığımız şeylerden farklıdır.” Bu söz doğrudur, fakat gitmek zorunda olduğumuz yegane yok da budur. Potansiyelimiz ve yapabileceklerimiz, ister 8, isterse 18, isterse de 48 ya da 88 yaşında olalım, bizim onları geliştirmemizi beklerler. Önemli olan, geleceğin bu günümüzden daha iyi olacağını bilmek, buna inanmak ve odaklanmaktır. Bir İspanyol atasözünde dediği gibi: “Önünü göremeyen, geride kalır.”
Kaynak: John C. Maxwell, Başarı 101
Etrafımızda bulunanların ya da kamuoyunun hayatımızı belirlemesine, yani bizimle ilgili kararları başkalarının almasına izin veririz. Böyle davrandığımızda kendimizi hiçbir zaman amaçlarımıza adayamayız. Bu tip insanları: “On parmağında on marifet olan, her şeyden birazcık bilen, ama hiçbir şeyde uzmanlaşamamış kişiler” olarak tanımlarız.
Eğer, kendimizi değiştirmek ve potansiyelimizi geliştirip, neler yapabileceğimizin farkına varmak istiyorsak, şu dört prensibi uygulamayı denemeliyiz:
1. Ana Hedefe Yoğunlaşmak
Hiç kimse, kendi potansiyeline, birçok farklı yönde birden koşturarak ulaşamaz. Önce belirli konulara odaklanmamız gerekir. Böylece amacımıza daha kolay bir biçimde yaklaşabiliriz. İlk olarak hangi konuya odaklanmamız gerektiğinin kararını vermeli ve bunu gönüllü olarak yapmalıyız. Fedakarlık yapmadan başarının gelmeyeceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Azını istiyorsak, az şey; çoğunu istiyorsak, çok şey vermemiz gereklidir.
2. Devamlı Gelişime İnanmak
Kendimizi geliştirme üzerine yoğunlaşmamız, başarılı olmamıza ve keşfedilmemiş olan bireysel potansiyelimizin kapısını açmamıza yardımcı olan en önemli anahtardır. Her geçen gün, dünden daha iyi olacağımızı bilmeliyiz. Belirlemiş olduğumuz yolda, attığımız her adım, bizi hedefimize ve tabii ki başarıya doğru biraz daha yaklaştıracak. ayrıca bu gelişimin sonucu ne olursa olsun, bunun için çabalamanın, yani hedefe doğru çıkılan yolculuğun, hayattaki en önemli şey olduğunu anlamamızı sağlayacak.
3. Geçmişi Unutmak
Jack Hayford’un dediği gibi: “Geçmiş geçmişte kalmıştır. Biz, geçmişi arkamızdan sürükleyecek olursak, geleceğe doğru bir ivme kazanamayız.” Bu, ne yazık ki, birçok insanın yaptığı bir hatadır. Nereye giderlerse gitsinler, daima geçmişlerini arkalarından sürüklerler. Ve sonuç olarak, bu insanlar asla hiçbir gelişme kaydedemezler.
Belki hayatımızda bir sürü hatalar yaptık ve engellerle dolu bir geçmişimiz ya da parlak başarılarımız oldu. Ne başarılarımızın, ne de başarısızlıklarımızın bizi engellemelerine izin vermememiz gerekiyor.
4. Geleceğe Odaklanmak
Beyzbol oyuncusu Yogi Berra şöyle söylemiştir: “Gelecek, alıştığımız şeylerden farklıdır.” Bu söz doğrudur, fakat gitmek zorunda olduğumuz yegane yok da budur. Potansiyelimiz ve yapabileceklerimiz, ister 8, isterse 18, isterse de 48 ya da 88 yaşında olalım, bizim onları geliştirmemizi beklerler. Önemli olan, geleceğin bu günümüzden daha iyi olacağını bilmek, buna inanmak ve odaklanmaktır. Bir İspanyol atasözünde dediği gibi: “Önünü göremeyen, geride kalır.”
Kaynak: John C. Maxwell, Başarı 101