Enginar ve Misk Faresi

KıRMıZı

TeK BaşıNa CUMHURİYET
V.I.P
ENGİNAR VE MİSK FARESİ

Bir gölün kıyısında yeşil yapraklarını güneşe yayıp oturan bir enginar varmış. Tendi kendiyle çok gururlanırmış ve yaşamaktan büyük zevk alırmış. Gölün içindeki yuvasında ise bir misk faresi yaşarmış ve akşamları güneş batarken dışarı çıkıp sahilde dolaşırmış. Bir akşam dolaşırken enginarın oturduğu yere gelmiş.

“Merhaba arkadaşım” demiş, “Kendi kendinle çok gururlanır gibisin. Kimsin sen?” “Ben enginarım” diye karşılık vermiş beriki, “Ve yakışıklı bir sürü akrabam var. Ama sen kimsin?”

“Ben misk faresiyim. Benim de geniş bir ailem var. Suda yaşıyorum ben. Bütün gün boyunca bir taş gibi aynı yerde oturmuyorum.”

“Bütün gün aynı yerde duruyorsam da” diye cevaplamış enginar, “En azından pis sularda yüzmüyor, evimi balçık içinde yapmıyorum.”

“Güzel kürkümü kıskanıyorsun” diye alay etmiş misk faresi. “Evim balçıkta olabilir ama kürküm her zaman tertemiz. Ama sen yarı yarıya toprağa gömülmüşsün. İnsanlar seni kazıp çıkardığında asla temiz olmayacaksın.”

“Ve temiz kürkün her zaman misk kokuyor” diye iğnelemiş enginar.

“Bu doğru” demiş, misk faresi. “Ama yine de insanlar benim hakkımda iyi şeyler düşünüyor. Kuyruğumdaki ince teller için beni yakalıyor, güzel genç kadınlar beyaz dişleriyle kuyruğumu ısırıp ince iplikler çıkarıyor.

“O da bir şey mi” diye gülmüş enginar. “Boyanmış, süslenmiş yakışıklı genç savaşçılar beni kazıp çıkarıyor, biçimli elleriyle tozumu silkeleyip yıkamaya bile gerek görmeden yiyorlar.”
 
Geri
Top