Ergenekon Nedir?

wien06

V.I.P
V.I.P
Son zamanlarda adını neredeyse her gün duyduğumuz “ergenekon” adının; bu adın özünde karşıladığı kavramın ve Ergenekon’un Türkler için öneminin vurgulanması gerektiğini düşünüyorum. Bir yıl öncesine kadar, toplumumuzdaki çoğu kişi ergenekon adını ya hiç duymamıştı ya da öğrencilik yıllarında okuduğu destanı çoktan unutmuştu. Fakat bir yıl kadar önce açılan bir davaya, çok yanlış bir biçimde “ergenekon” adının verilmesiyle, artık haberlerde her gün bir “terör örgütü” olarak ergenekon adını duyar olduk. Bu ada yabancılaşmış veya daha önce bu adı hiç duymamış olan kişiler de, ergenekon adını bir terör örgütü olarak zihinlerine yerleştirdiler.

Okulda bir “kahramanlık destanı” olarak sunulan “Ergenekon Destanı“nı okuyan ve öğrenen gençler ise, eve gelip haberleri izlediklerinde bunun bir “terör örgütü” biçiminde tanımlanışıyla bir kavram kargaşası yaşamaya başladılar. Bu nedenle insanlar artık ergenekon adını mümkün olduğunca kullanmamaya ve o konuda sorulan sorulara “Benim hiçbir bilgim yok.” diyip geçmeye başladılar. Hatta Giresun’un Tirebolu ilçesine bağlı olan Ergenekon Köyü’nde yaşayanlar, “ergenekon” adından rahatsız olduklarını ve köylerinin adının değiştirilmesini istediklerini bildirerek mahkemeye başvurdular. İnsanlar böylece, bu addan utanır ve tiksinir hâle geldiler.

Bugün, ergenekon adı üzerine çok daha farklı bir yaklaşım ortaya koyuldu. Mümtazer Türköne adında bir profesör, bilim adamı kimliğini hiçe sayıyormuşçasına bir romandan etkilenerek “Ergenekon diye bir şey yoktur. Bunu Yakup Kadri uydurmuştur.” diyerek, Türk tarihini sorgulamanın ötesinde bir aşağılayıcı tutumla Türklüğün kutlu değerlerinden biri olan “Ergenekon“u açıkça yokmuş gibi göstermeye çalıştı. Siyasi çekişmeler içerisinde, büyüklerince sevilmek adına böyle bir davranışta bulunduğunu düşündüğüm Türköne, bilimsel bulgulardan ve kanıtlardan uzak bir biçimde, ergenekon adı ve kavramı üzerinde altından kalkamayacağı kadar büyük sözler söyledi.

Şimdi “Ergenekon” adının özünde ne anlama geldiğini açıklamaya çalışayım. Ergenekon, çok eski dönemlere ait yazılı belgelerde de geçen(1), Türklerin demir dağı eritmeleriyle güçlüklerden kurtulmalarını içeren ve tüm Türk topluluklarında bugüne kadar anlatılagelen bir kahramanlık destanıdır. Ergenekon bir “efsane” değildir; çünkü bu anlatı, gerçek yaşam ürünüdür. Bunun için bu anlatıyı biz, Türk tarihinde önemli yeri olan bir “destan” olarak kabul ediyoruz. Ergenekon’daki kahramanlık, Türk ulusu için bağımsızlığın, özgürlüğün, gücün ve başarının simgesi olmuştur. Bu nedenle Ulu Önder‘in de sözünde belirttiği üzere, tarihini bilerek yaşayan Türkler için ergenekon adı yeniden dirilişin simgesi durumundadır.

Ergenekon Destanı‘nda kısaca şu anlatılmaktadır. Yaklaşık 2000 yıl önce Türkler ve Moğollar arasında savaşlar olmaktadır. Bu savaşlardan birinde, Türkler 10 gün boyunca Moğollar’a karşı yenilmişler ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Moğollar, geri çekilen Türkler‘in ardından gitmişler; fakat ordalarından(2) ayrıldıkları için yenilmişlerdir. Moğollar çok büyük kayıp vermişler ve yok olacak duruma gelmişlerdir. Bu geri çekiliş sırasında İl Han’ın oğullarının çoğu savaşta ölmüştü; yalnız en küçük oğlu Kızan yaşıyordu. Kızan ve onunla aynı boydan olan Nüküz, tutsak olmuşlar; fakat kaçmayı başarmışlardı. Kaçarak, ordularının ilk kurulduğu yere gelmişler; fakat kimseyi bulamamışlardı. Bunun üzerine orada durmanın tehlikeli olacağını düşünüp yaşayacak uygun bir yer aramaya başlamışlardı. Uzunca yol gittikten sonra, dünya uçmağına(3) benzer bir yere kavuştular. İçinden ırmaklar akan, otlaklarla kaplı, yemişli ağaçları ve türlü türlü avları olan geniş bir alanı karşılarında buldular. Bu yere, ancak bir keçinin geçebileceği kadar ince bir yoldan gidilebilirdi. Buradan düşerlerse, ölebilirlerdi. Kızan ve Nüküz buraya yerleştiler ve zaman içinde çoğaldılar. Gün geldi, binlerce kişi oluverdiler. Artık o yere sığamayacaklarını ve kimseden korkmamaları gerektiğini düşündüler ve bir çıkış yolu aradılar. Yol bulamayınca bir demirci, bir dağın ince bir kısmını eritebileceklerini önerdi. Bunun üzerine odun ve kömür toplayıp 70 yerden körükleyerek demir dağın bir devenin geçebileceği kadarlık kısmını, Tanrı‘nın da verdiği güçle erittiler ve yeniden özgürlüklerine kavuştular.

Atalarımız, destanda anlatılan yere geldiklerinde buranın sarp kayalıklardan oluştuğunu görünce, “dağ kemeri / yamacı” anlamına gelen “ergene” adı üzerine “yer” anlamına gelen “kon” adını ekleyerek buranın adını “ergenekon” koymuşlardı.(4) Bazı düşünürlere göre, Ergenekon Destanı, Türklere değil; Moğollara aittir. “Ergenekon” adının dil bilimsel anlamda çözümlenmesi bile, destanın Türklere ait olabileceği yönünde sağlam bir kanıt olabilir. Zaten Çin kaynaklarında da bu destanın Türklere ait olduğu bellidir. Ortada bunca kanıt varken, “Böyle bir şey yaşanmamıştır.” demek, bilimselliğe aykırı olur. Ayrıca Moğollar, Türkler’in amca çocukları gibidir. Çok eski zamanlarda çok yakın ilişkiler yaşadığımız Moğollar‘ın, Türk olabilecekleri de düşünülmektedir. Hatta Cengiz Han’ın, bir Moğol hakanı olmasına rağmen atalarının Türk olduğu ve Cengiz Han‘ın babasının, Cengiz’i (Timuçin’i) Türk - Moğol savaşları sırasında bir Türk evinden evlatlık aldığı bilinmektedir.

Üzerinde durulması gereken konulardan biri de, On İki Hayvanlı Türk Takvimi‘nde yılın ilk gününün 21 Mart olmasıdır. 21 Mart, bugün “nevruz (yeni gün)” adıyla kutlanan ve en eski Türk bayramı olduğu bilinen kutlu günü temsil etmektedir. Nevruz‘un kutlandığı gün, Ergenekon Destanı’nda anlatılanlarla aynı döneme denk gelmekte ve Türklerin kurtuluşa erdikleri günün “yeniden diriliş” olarak kabul edilmesi yönüyle, “yeni gün / ilk gün” anlamında bir bayram olarak kutlanmaktadır. Bu nedenle, Nevruz‘u “Ergenekon Bayramı” olarak adlandıranlar / kabul edenler de vardır. *

Sonuç olarak, Türklük değerleriyle iç içe geçmiş olan Ergenekon‘un yaşanmamış olduğunu söylemek, tarihin ışık tuttuğu gerçekliklere yüz çevirmek anlamına gelmektedir. Yukarıda sıralanan bilgiler düşünüldüğünde, Ergenekon‘un Türk tarihi ve ulusu açısından çok büyük önem taşıdığını görebililiriz. Umuyorum ki bu önemli kavram, kendini bilmez birkaç kişinin temelsiz ve hayali düşünceleriyle değerini yitirmeyecek ve 2000 yıl boyunca nasıl korunarak bugünlere taşındıysa, aynı güçle binlerce yıl daha öteye taşınacaktır.

Tanrı, TÜRK’ü korusun!​

Yavuz Tanyeri


1. Ergenekon Destanı, Çin kaynaklarında üç rivayet hâlinde geçmektedir. Bu kaynaktaki bilgiler, başlıca iki kaynak aracılığıyla günümüze aktarılmıştır. Birinci kaynak, 13. yüzyılda İlhanlı hükümdarı Gazan Han çağında Reşidüddin tarafından yazılan Câmiü’t-Tevârih; ikinci kaynak ise 17. yüzyılda Hive hükümdarı Ebülgazi Bahadır Han tarafından yazılan Şecere-i Türk’tür.

2. Orda, ordunun kurulduğu, halkın yerleşmiş olduğu merkez anlamına gelen bir sözcüktür. Eski Türkçede “or” adı, “yer” anlamına gelmektedir.

3. Uçmağ sözcüğü, Eski Türkçede kullanılan ve günümüzdeki “cennet” kavramını karşılayan bir sözcüktür.

4. Ergenekon adının ve destanının oluşumuyla ilgili farklı görüşler ve rivayetler bulunmaktadır. “Ergene” adı, bir görüşe göre “dağ kemeri / yamacı” anlamına gelmekteyken, bazı düşünürler bu adın “maden” anlamına geldiğini söylemektedirler. Hatta bu görüşe göre Diyarbakır’ın Ergani adlı ilçesinin adı da, madenleriyle ünlü olduğu için “ergene”den gelmektedir. “Kon” adının, bu sözcükte “yer” anlamına geldiğinden kuşkumuz yoktur. Türkçe yer adlarının bir kısmında, “kon” adının “yer” anlamına kullanıldığı görülmektedir.
 
Son zamanlarda adını neredeyse her gün duyduğumuz “ergenekon” adının; bu adın özünde karşıladığı kavramın ve Ergenekon’un Türkler için öneminin vurgulanması gerektiğini düşünüyorum. Bir yıl öncesine kadar, toplumumuzdaki çoğu kişi ergenekon adını ya hiç duymamıştı ya da öğrencilik yıllarında okuduğu destanı çoktan unutmuştu. Fakat bir yıl kadar önce açılan bir davaya, çok yanlış bir biçimde “ergenekon” adının verilmesiyle, artık haberlerde her gün bir “terör örgütü” olarak ergenekon adını duyar olduk. Bu ada yabancılaşmış veya daha önce bu adı hiç duymamış olan kişiler de, ergenekon adını bir terör örgütü olarak zihinlerine yerleştirdiler.

Yukarıdaki paragraf şöyle devam etmeliydi.
Bu adı ergenekon koyanlar da amaçlarına ulaştılar...
Neden bu ad?... Çünkü Türkün şanlı tarihinin çok uzun geçmişlere dayandırılması,köklü olması bazı kesimlerin işine gelmemektedir.Soylarının nereye dayandığını bile bilmeyenler kendilerine bir tarih,bir geçmiş uydurmaya çalışırken , bizim şanlı geçmişimiz her dönem birilerinin yalanlamasıyla eksiltilmeye,karalanmaya çalışılmaktadır.
Körpecik beyinlere Ergenekon destanını anlatırken çocuklar gurur duyardı,bu gün "öğretmenim bugünkü ergenekonculara neden bu ad verilmiş.Acaba bu olay PKK'ya karşı olan Türkçülerin yaptığı bir şey mi?onun için mi bu ad verilmiş?" diyorlar.Buyrun çıkın işin içinden.Bile bile yapıyorlar ama yarın öbür gün aynı ateşin kendilerini de yakacağını hesap etmiyorlar. Nereye kadar bu vatan hainliği sürecek bilmiyorum.
 
Hocam ne söyleyim bilmiyorum. Biz ne icin ugrasiyoruz cevremizde neler oluyor. Söylediklerinizde sonuna kadar haklisiniz. Su anda ülkemiz üzerinde öyle bir oyun oynaniyorki terörle parcalayamadiklari yurdumuzu simdide Tarihimizi karalamak, halkimizi yanlis fikirlere yöneltmek amaciyla parcalamaya ve bir kaosun icine sürüklemeye calisiyorlar.
Su andada doguanadolu bölgesinde bazi kuyu ve cukurlardan insan cesetleri cikmaya basladi. Olaylar o kadar üst üste geliyorki Düsüne biliyormusunuz simdiye kadar hicbir kimsenin bilgisi olmuyor ve yurt disinda yasayan bir pkk itirafcisinin ihbari sonucu yapilan arastirmalarda bu cesetlere ulasiliyor. Tesadüfe bakinki bu itirafcinin yurt disina cikmasi icin pkk terör örgütü zamaninda bu kisiye belli bir miktarda para vermis.
Ama malesef icimizdeki sözde vatanseverler bunu görmezden gelip bu olayi öylebir kullaniyorlarki dogudaki tüm faili mechul olaylari güvenlik kuvvetlerimizin yaptigini öne sürüyorlar.
Dikkat ederseniz terör örgütüde bir süredir eylem yapmiyor yapmasinada gerek yokki cünkü onlarin halk üzerinde simdiye kadar yapamadiklari propagandayi malesef bizim icimizdeki sözde vatanseverler yapiyor ve yavas yavasta amaclarina ulasiyorlar.
Hocam örnek olarak bir süre önce asagidaki konuya sözde Türk oldugunu söyleyen( ben gercekte Türk olduguna inanmiyorum ama gercektende Türkse yukarida dedigim gibi oynanan oyunlar amacina ulasmaya baslamis demektir.) bir arkadasimizin yazdigi cevaplari okursaniz ne demek istedigim daha iyi anlasilacaktir.
 
Doğrusunu söylemek gerekirse verdiğiniz linke bakınca ağzım bir karış açık kaldı.(konunun başını hatırlıyorum ama devamını takip etmemişim.Keşke zamanında fark etseydim). Hem Türküm diyor hem de açıkca Türk milletini karalıyor.Tamam eğer bir ilgimiz olsa körü körüne ben de savunmam.Ama görünüyor ki bu arkadaş Türk kökenli olsa bile beyni yıkanmış,Kürt arkadaşı biraz fazla olan ve duygu sömürüsüne maruz kalmış biri.Genel olarak benim öğrencilerim de aynı şeyi yapıyor."Öğretmenim yazık,bak okulları yokmuş,kalemleri yokmuş,saldırılara maruz kalıyorlarmış,iki ateş arasındalar ne yapsınlar ..." vs vs.
Bunlar hep çok izlenme derdindeki kanalların işi." Bu çocuklar aç,bu çocuklar okulsuz,kitapsız,deftersiz..... diye diye herkesi inandırdılar.Amaç adım adım gerçekleşiyor ama şunu çok iyi biliyorum ki bu millet bir değil,bin defa Kuva-i Milliye'yi kurar,bir değil,bin defa tarihi baştan yazar,üç-beş çapulcuya vatanı satmaz,sattırmaz. Bizim özelliğimizdir bu, yumurta kapıya dayanana kadar bekleriz ama sonunda her işimizi milli çıkarlar doğrultusunda halletmesini biliriz.
Bu arada şu asit kuyuları işi de dediğiniz gibi ilginç doğrusu.Örgüt içinden örgüt çıkıyor bozacı ile şıracı misali. Olan devlete oluyor. Çorabın kimin başına örüleceğini bir kayıp yakınının konuşması sırasında anlamıştım.Adam şöyle diyor ." .... geldi askerler sorgu için karakola götürdüler,ertesi gün bize ölüsünü teslim ettiler,PKK öldürdü dediler. Senin elindeki adamın PKK'nın elinde işi ne?" Buyrun,bunu Kemal Sunal filmlerinde bile göremezsiniz hani komiklik olsun diye. Türk askeri bu kadar salak mı ki teslim aldığı kişiyi öldürsün de PKK öldürdü desin.Bu kadar aptalca yaklaşım olur mu? Hadi öldürecek,sorgulayıp bırakıp bir kaç gün sonra kimvurdu ile işini bitiremez mi? çok basit oyunlar.Senaryoları da kapasitelerine uygun ama malesef biz de neye uğradığımız şaşırdık.Düşmanın ne yandan geleceği,kimin düşman kimin dost olduğu iyice bir birine karıştı.Ben bile olayları yorumlamakta güçlük çekiyorum.Altından ne çıkarsa çıksın çok zarar göreceğimiz kesin.Uzadıkça sarpasarıyor.Bir an önce çözümlenmeli.
 
Hocam dün aksam bir tv programinda pkk itirafcilari hakkinda bir konu isleniyordu. Bu konu anlatilirken olay asit kuyulari mevzusunada geldi.Programa konuk olan emekli Albay asit kuyulariyla ilgili bilgileri size yukaridada bahsettigim gibi iki tarafli oynayan yani hem pkk ya hemde sözde TSK adina calisan ve suandada yurt disinda yasamakta olan bir pkkk itirafcisinin verdigini anlatiyor ve ekliyor bu faili mechul cinayetleri pkk kendisi isleyip sucuda Güvenlik güclerimize yikmak istedigini anlatiyor.

Asil olay bundan sonra basliyor hayretler icerisinde kaldim programi sunan sunucu Albayimizin anlattiklarina ragmen her birimin icinde yanlis yapanlar olabilecegi tezini öne sürerek(En can alici savunma sekli) doguda mücadele eden güvenlik güclerimizin icindede böyle kisiler olabilecegini ve bu cinayetlerden bir kisminda onlarin yapabilecegini Programa konuk olan Albayimiza söyletmeye calisiyor tabiki gazetecilik oyunuyla bundada bir nebzede olsa basarili oluyor.
Simdi size soruyorum bu programi izleyen ve olaylar hakkinda fazla bir bilgiye sahip olmayan(sizinde baktiginiz konudaki gibi) bir kisi acaba ne düsünür?

Isterseniz ben söyliyeyim: Kendi kendine derki doguda Türk askeri ve polisi masum insanlari öldürüyor iste bu yüzdende pkk onlarla mücadele ediyor.

Peki simdi tekrar soruyorum bu sekilde düsünmek encok kimin isine yarar?
Tabiki ülkemizi bölmek isteyen soyu sopu belli olmayan terör ögütünün isine yarar.

Simdi buradan genclerimize tekrar sesleniyorum. Ne olur artik magazin ve filim haberlerini birakip ülkemizin gercekleriyle ilglenelim. Son zamanlarda Ülkemiz üzerinde terörden daha tehlikeli oyunlar oynaniyor(özür kampanyalari, vatn hainlerini kahraman yapma, güvenlik güclerini yipratma vb.) Ancak genclerimiz ortaya konulan konulari arastirip(tabiki dogru kaynaklardan)gercekleri ögrendikleri zaman bu oyunlari oynayanlar amaclarina ulasamazlar. O yüzden tekrar ediyorum.

EY TÜRK TITRE VE KENDINE DÖN


TÜRK'ÜN DUASI

ALLAH'IM

Sen Türk'ü, Türk yurtlarını koru !

Düşman şerrinden sakla !

Türk'ü yiğitlikte daim et !

Türk'ü adalet ve dürüstlük davasıyla yaşat !

Türk'ün gönlüne vatan, millet sevgisini koy !

Türk milletine ataya ve töreye bağlılığı öğret !

Türk'e yüksek çalışma ve başarma kudreti ver !

Türk'e yüksek bir seciye ver

ALLAH'IM

Türk milletini sadece ve sadece sana kulluk eden ve sana hizmet eden insanlar et.

Türk milletine; Milli kuvvet, namus, ahlak, dürüstlük, azim, sebat, ideal, Türkçülük ruhu, vatanseverlik, ilim, sanat, intizam, zenginlik ver !

Türk'ten hırsız, namussuz türetme !

Türk milletini nefsine mağlup etme !

Türk'ü muhakemeli yarat ! Hissiyatına kapılıp, öfke ile ayaklanmasın ! Daima soğuk kanlı olsun !

Türk'ü her milletten cesur yarat !

ALLAH'IM

Namussuz bir tek Türk bile yaratma !

Ne kadar korkak ve riyakar Türk varsa hepsini akıllandır !

Sabırlı, derde dayanıklı olsun ! İradesi çelik gibi olsun !

Dönek, dalkavuk Türk yaratma !

Türk daima ihtiyatla adım atsın !

Türk'ü çalışkan et ve tembel Türk yaratma !

Türk'e her milletinkinden üstün zeka ver !

ALLAH'IM

Türk'leri birleştir ve her şeyden evvel ruhları birleşsin ! Türk'ü töresine sadık kıl.

Türk milletini lafçı, slogancı değil, elinden iş gelir insanlar et ! Bir şey söylemek vazife yapmak değildir. Onu fiilen yapmak ve yaptırmanın vazife olduğunu beyinlere sok !

ALLAH'IM

Türk'ü dalkavukluktan kurtar !

Dalkavukluk ve emsali vasıtalarla bir yere gelme arzusundan uzak et !

ALLAH'IM

Türk aile, töre ve disiplinini her şeyden evvel koru !

Türk toprağında adaletten başka bir şey hüküm sürmesin !

Sen Türk'e düşmanlık duygusu verme sevgi duygusu ver !

Ama düşmanını iyi tanımasını ve mücadele etmesini ona öğret !

Türk yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki fakir bulunamasın

DÜNYAYI YARATAN YÜCE ALLAH'IM

Türk'e insaniyet duygusu ver. Fakat insaniyet adı altında canavarlaşan milletleri de iyi tanımasını sağla.

Türk'e sağlam, sürekli irade ver ! Güçlüklerde, sabrını, tahammülünü, gayretini arttır.

Türk milletini şükrünü bilen ve yerine getiren kullarından et !

Ona esas seciye olarak vazife muhabbeti ve mesuliyet duygusu ver !


ALLAH'IM;
TÜRKİYE'Yİ VE TÜRK MİLLETİNİ ADALETİ VE İNSANCA YAŞAMAYI DÜNYAYA ÖĞRETMELERİNİ SAĞLA
 
aydınlatıcı bilgiler için teşekürler bir süredir aklıma takılan bir soruydu neden ergenekon çetesi ergenekon destanını duymuştum ama alakayı kuramamıstım çünkü bu çete için iddalar terör örgütlerine dayatılıyordu ki buna pkk ve hizmullahda dahil geniş bir çeteden bahsediliyordu oyunlar oynandığı aşikarda oyuncu isimleri tereddütte
 
Geri
Top