• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Erozyon çeşitleri-Erozyon sınıflandırması

Suskun

V.I.P
V.I.P
Erozyon çeşitleri-Erozyon sınıflandırması
Erozyon, dünya varolduğundan bu yana, özellikle insan faaliyetlerinin başlamasına kadarki devirlerde doğal bir süreç ve olayken, insanın etkisiyle doğanın ve toprakların kullanılmasıyla birlikte farklı bir boyut kazanmış ve olan önemli bir sorun halini almıştır. Bu nedenle erozyon olgusu bu iki farklı süreç için ayrı ayrı ele alınmak durumundadır. Bunlardan birincisi ‘Doğal Erozyon’, diğeri ise “Hızlandırılmış Erozyon” dur.

Doğal Erozyon

Jeolojik erozyon adını da alan bu erozyon türü, doğanın kendi dengesi ve kuralları içerisinde meydana gelmektedir. Sözkonusu olan bu doğal erozyon sürecinde, üstten erozyonla taşınan toprak miktarı ile alttan ana kayanın ayrışması ile oluşan toprak miktarı arasında dinamik bir denge vardır. Bu denge doğal erozyon olayında her zaman toprak oluşumunun lehinedir. Yüksek arazilerden doğal erozyonla taşınan materyaller, daha alçak kesimlerdeki alanlara çok uzun yıllarda depolanır ve olgunlaşırlar. Bunun sonucunda da oldukça verimli yeni araziler meydana gelir. Oluşan bu yeni araziler sahip oldukları özellikleri nedeniyle tarımsal üretimde başarı ile kullanılabilecek, son derece kıymetli arazilerdir. Bu alanlar, gerek Türkiye’de gerekse tüm dünyada tarımsal ürünlerin büyük bir bölümünün üretildiği alüviyal ovalardır. Bu ovaların oluşumu, binlerce yıldır süregelen doğal erozyon olayı sayesinde gerçekleşmiştir. Son derece yavaş oluşan doğal erozyon, tüm ekosistemler ve doğal dengeler açısından oldukça yararlı bir olaydır.

Hızlandırılmış Erozyon

İnsanların yerleşik düzene geçip tarım yapmaya ve arazileri kullanmaya başlaması özellikle de amaç dışı kullanımı ile ortaya çıkan, giderek telafisi mümkün olmayan doğa tahribatlarına yol açan, hatta zaman zaman sel baskınları ile önemli oranda can ve mal kayıplarına neden olan diğer bir erozyon türü ise hızlandırılmış erozyon olarak adlandırılmaktadır.

Hızlandırılmış erozyon nedeniyle toprak taşınmaları önce toprağın üst katmanlarında başlamakta ve bu yolla binlerce hatta milyonlarca yılda oluşmuş bulunan toprakların önce üst sonra da alt katmanları taşınarak, toprak profilleri giderek sığlaşmakta ve bitki yetiştirilmesine yarayan kısımlar zamanla yok edilmektedir. Toprağı kökleri ve gövdeleriyle yerinde tutan arazi örtüsünün (çayır, mera, orman vb.) ortadan kaldırılması, eğimli arazilerde eğime paralel olarak arazi işlenmesi, hatalı ve yanlış arazi kullanımı gibi ekolojik dengeyi bozan çeşitli faaliyetler, hızlandırılmış erozyonun ortaya çıkmasında etkili olan önemli olaylardır.

Genel olarak, toprağın belli bir oluşum süresi vardır ve bu oluşum hızı iklim, vejetasyon, topoğrafya, zaman vb. gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Buna bağlı olarak, 1cm kalınlığındaki bir toprak tabakasının yaklaşık 500 yılda oluşabildiği ve bitkisel üretim yapılabilecek bir tarla toprağının ise ortalama 20-50 bin yılda oluşabileceği bilinmektedir. Hızlandırılmış erozyonla kaybedilen toprak miktarı ise, toprak oluşum sürecinde çeşitli anakayaların ayrıştırılması ile oluşturulan toprak miktarından her zaman daha fazladır. Bu nedenle, hızlandırılmış erozyon sürecinin yaşandığı bölgelerde, toprak derinliğinin zamanla azalacağı ve bu alanlarda toprakların giderek yok olacağı açıktır. Topraksız bir ortamda da bitki yetiştirilmesi mümkün olmadığı gibi en ilkel mikro canlıların bile böyle alanlarda varlıklarını sürdürebilmeleri zordur.

Görüldüğü gibi, hızlandırılmış erozyon olayı yalnızca toprak kayıpları ile sınırlı olmayıp o toprak ortamında yetişebilen, gelişebilen ve yaşayabilen pek çok bitki türü ile toprak içerinde bulunan makro ve mikro canlıların da yok olmasına neden olmaktadır. Diğer bir ifadeyle, hızlandırılmış erozyon, aynı zamanda gen kaynaklarının ve biyolojik çeşitliliğin de yok olmasına, sonuçta çevre kavramı içinde yer alan bütün ekosistem dengelerinin bozulmasına neden olmaktadır.

Hızlandırılmış erozyon su, rüzgar ve kitle erozyonu olarak üç ana başlık altında incelenebilir:


Su erozyonu

Şiddetli yağmur ve eriyen kar sularının, arazi yüzeyinde eğim doğrultusunda akarken (yüzey akışı) aşındırmış oldukları materyali (toprak tanecikleri, organik madde,bitki besin maddeleri) taşıması ve başka yerlerde (göl, deniz, diğer araziler) biriktirmesi olayı su erozyonu olarak tanımlanır. Bir ortama yağan yağış sularının ne kadarının yüzey akışa geçerek erozyona ve toprak kayıplarına neden olacağı, yağış özelliklerinin yanında arazi ve toprak özellikleri tarafından da belirlenmektedir. Su erozyonu, özellikle bitki örtüsünden yoksun eğimli arazilerde, toprakların infiltrasyon (suyun toprak tarafından emilmesi) kapasitesinin aşılması neticesinde ortaya çıkmaktadır. Böylece, verimli üst toprak aşındırılıp taşınır, geriye verimsiz ve üretken olmayan toprak tabakası kalmış olur.

Toprak ve arazi yapılarının hızla bozulmasına neden olan su erozyonu; yağmur damlası (darbe) erozyonu, tabaka (yüzey) erozyonu, oluk erozyonu, sel yarıntısı (oyuntu) erozyonu ve kanal erozyonu olmak üzere beş grupta incelenebilir:

Yağmur Damlası Erozyonu (Darbe)

Bu erozyon türü, çoğunlukla bitki örtüsünden yoksun çıplak toprakların yüzeyine
yağmur damlalarının şiddetle çarpması sonucunda oluşmaktadır. Yağmur damlalarının çarpma etkisiyle toprakların kümeli yapıları (agregatlar) bozulmakta ve dağılan agregatlardan açığa çıkan küçük parçacıklar, toprakların gözeneklerinin tıkanmasına neden olmaktadır. Gözenekleri tıkanan toprakların infiltrasyon kapasiteleri azalmakta ve giderek tamamen kaybolmaktadır. İnfiltrasyon yeteneğini kaybeden toprakların yüzeyine düşen yağış sularının büyük bir kısmı artık toprağın derinliklerine sızamayarak, yüzey akışına geçmektedir. Böylece yağmur damlalarının toprak yüzeyine çarpması sonucunda koparılan ve dağıtılan toprak parçacıkları, yüzey akışa geçmiş olan su ile birlikte taşınmaktadır.




Tabaka (Yüzey) Erozyonu


Tabaka erozyonu hafif ve /veya orta derecede eğimli ve infiltrasyon yeteneğini kaybetmiş arazilerde, yüzey akışları ile arazi yüzeyindeki ince toprak materyallerinin bir tabaka halinde daha aşağıda bulunan diğer arazilere, küçük dereciklere ve akarsulara taşınması olayıdır. Bu tarz erozyon, infiltrasyon düzeyi düşük arazilerde görülmektedir. Son derece yavaş seyreden bir erozyon türü olması nedeniyle kolayca farkedilemez. Bu nedenle en tehlikeli erozyon çeşiti olduğu söylenebilir.

Örneğin, bir defterin her gün bir yaprağı koparılırsa kalınlığındaki azalış günlük olarak hissedilemez ama belli bir süre sonra defterin tükendiği görülür. İşte toprak yanlış kullanıldığında ve gerekli önlemleri alınmadığında her yağışta farklı incelikteki tabakalar halinde verimli ve koyu renkli üst toprak tabakasının zamanla taşınarak kaybolduğu da verimsiz ve açık renkli alt toprağın yüzeye çıkmasıyla anlaşılır.

Oluk Erozyonu

Bütün eğimli arazilerde yağışlarla ve yağmur damlalarının çarpma etkisiyle toprakların yüzey özellikleri bozulmakta, infiltrasyon kapasiteleri zayıflamakta ve yağış sularının önemli bir kısmı yüzey akışa geçmektedir. Yüzey akışa geçen sular zamanla arazi yüzeyinde çok sayıda irili ufaklı kanallar oluşturmakta ve oluşan yüzey sularının büyük bir bölümü de bu kanallarda akmaya başlamaktadır. Söz konusu bu kanallarda akmaya başlayan su, giderek artan bir oyma ve taşıma gücü kazanır. Bu esnada suyun, eğimin neden olduğu ivme ile kendi etrafında dönerek yeni bir enerji kazandığı söylenebilir. Bu dönme hareketi toprak kümelerini gevşeterek onları dağıtmakta, yerlerinden koparmakta ve kopan parçacıkları akış halindeki su ile birlikte daha aşağıdaki arazilere doğru hareket ettirmektedir. Sonuçta, arazinin yüzeyinde derinlikleri birkaç santimetreyi bulan sayısız oluklar ve kanallar meydana gelmektedir. Bu oluklar, bir elin parmaklarını andırır. Bu nedenle de oluk veya parmak erozyonu olarak adlandırılmaktadır.



Oluk erozyonu, yüzey erozyonunun ilerlemiş bir safhasıdır. Bu nedenle, oluk erozyonun farkedildiği anda, topraklar zaten en önemli özelliklerini ve üst katmanlarını kaybetmiş durumda olacaklardır. Bu erozyon türü ile arazi üzerinde büyüklükleri 5-10 cm’i bulan sayısız miktarda oyuklar oluşmakta ve toprağın önemli bir bölümü başka alanlara taşınmaktadır.


Sel Yarıntısı (Oyuntu) Erozyonu

Önceki bölümde adı geçen oluk erozyonu ile arazi yüzeyinde ortaya çıkan birkaç santimetrelik oluklar, gerekli önlemler alınmadığı takdirde zamanla genişleyerek sel yarıntıları şeklini almaktadırlar. Sel yarıntılarının büyüklükleri, yağışın miktarına, şiddetine, sıklığına, toprağın derinliği ve erozyona olan direncine ve arazinin eğimine bağlıdır. Sel yarıntısı erozyonu ile araziler birkaç metre ile onlarca metre genişliğinde ve derinliğinde oyulabilmekte ve böylece önemli miktarda toprak ve arazi kaybı meydana gelmektedir. Oyuntu erozyonu, aynı zamanda araziyi küçük parçalara ayırarak tarımsal bütünlüğü bozmaktadır. Oyuntular derinleşip genişledikçe tarım makinalarına geçit vermez. Böylece yarıntılar arasında kalan küçük tarla parçaları işlenemez hale gelir ve terkedilir. Aynı zamanda sel yarıntısı erozyonu ile yüksek arazilerden taşınan materyaller, aşağı kısımlardaki verimli toprakların üzerini örterek onların da değerlerini azaltmakta ve üretim kapasitelerini düşürmektedir.

Kanal Erozyonu

Fazla yağış anında oluşan yüzey akış suları, araziden aşındırmış olduğu materyali bir yatak içerisinde belli bir süre taşır, sonra bir akarsuya veya denize ulaşır. Yatağında akmakta olan sel sularının debisine ve yatak eğimine bağlı olarak tabanını ve kıyılarını aşındırarak oyması ve götürmesine “ Kanal Erozyonu” adı verilir.



Rüzgar Erozyonu


Toprağın rüzgar kuvvetiyle aşındırılıp taşınması olayıdır. Özellikle kurak iklim bölgelerinde (İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu gibi) meydana gelen bu erozyon türü, tarım arazilerini olumsuz etkilemekte ve hızla bozulmalarına neden olmaktadır. Toprak materyallerinin rüzgarlar tarafından taşındığı ve depolandığı alanlardaki üretim kapasiteleri düşmekte, çok ciddi arazi ve ürün kayıpları meydana gelmektedir.

Rüzgar erozyonu, arazi yüzeyinin genellikle kuru ve bitki örtüsünden yoksun bulunduğu bölgelerde etkisini daha şiddetli göstermektedir. Bu etkinin derecesi doğrudan doğruy
iklim ve toprak özellikleri, bitki örtüsü, arazinin eğimi ve insanların arazilere müdahalesi gibi faktörlere bağlıdır.

Kitle Erozyonu

Yerçekimi, dalga ve buzul gibi etkenlerin toprağı aşındırması, kaydırması, sürüklemesi ve başka yerlerde yığması olayıdır.
 
Geri
Top