Eski evler kadim dostlar gibidir.
Hep hazırdır seni bağrına basmaya.
Kapıları kilit bilmez.
Açar girersin...
Avlusuna attığın ilk adımda, karşılar seni tanıdık kokular.
Ah, kaynayan reçel,
Anne şefkati gibi çorba,
Vefayı anımsatan kahve,
Şifacı bir el gibi, dokunur kanayan yerlerine.
İçin ısınır aniden.
… Uzanmıştır çocukluğun ak saçlı ninenin dizine.
Gezinirken elleri saçlarında, iyilerin hep kazandığı bir masalda kötüleri kovarsın Kafdağı 'nın arkasına.
… Mutfakta pişmiştir akşamın nevalesi.
Çoktan ayrılmıştır komşu teyzenin hakkı.
Birazdan sokak kapısı açılır gıcırtıyla...
Gelmiştir evin babası.
Koşturur çocukluğun, koşturur sevinçle...
Uzatırken terliklerini, sarılırsın dizlerine.
"Bana ne getirdin" der, açarsın avuçlarını...
Vardır cebinde mutlaka kağıda sarılmış bir lokum, ya da bir avuç akide şekeri...
… Sıcacıktır eski evler.
Duvarlarına sinmiştir sevgiler...
Zaman yorar ya her şeyi, yıpranır onlar da gün be gün.
Ama hiç şikayet etmeden saklarlar anılarımızı...
Alıntı