Yazmayan kalemleri.
Sayfası bitmiş defterleri.
Kulpu kırık fincanları.‘Zayıflayınca giyerim’ kotunu.
Son 5 aydır giymediğiniz kıyafetleri.
Arka balkona tıkıştırdığınız, bir gün yüzünü yenilerim pırıl pırıl olur dediğiniz o sandalyeyi.
Dibi kararmış tencereyi.
Taşındığınız hangi evden kaldığı, hangi kapıyı açtığı artık meçhul olan o anahtarları.
Sırf genç ve güzel çıkmışsınız diye yanınızda o hiç sevmediğiniz tiple poz verdiğiniz fotoğrafı.
Çekmecenin dibindeki müzik kasetlerini
(kaset mi kaldı allah aşkına)
ATIN
Ohh bir ferahlayın bakalım. Tamam mı?Şimdi ihtimalleri atın.
‘Olacaktı, son anda olmadı’ları atın, olmamış işte.
Takılıp kaldığınız o günü.
Düşünüp durduğunuz o lafı.
ATIN
Küstüğünüz için uzun zamandır görmediklerinizin aklınızda kalan son görüntüsünü.
Alındıklarınızın, gücendiklerinizin hiç umurunda olmayan o ‘olayı’
ATINO hiç beceremediğiniz yemeğin tarifini
Kestiğiniz eski gazete küpürünü
İçinizi kemiren o ukteyi
ATIN
Zamanı gelince yiyeceğiniz soğuk intikam yemeğini de dökün.
Soğuk yemeğin hiç tadı olmaz, dışarıdan bir döner söyleyin daha iyi.
Buzdolabının üzerindeki diyet listesini (faturaların altında duruyor)
Depodaki koşu bandını.
ATIN
Cevabı olmayan soruları
Kaçırdığınız fırsatları
Atıldığınız işleri
Beceremediğiniz ilişkileri
Kişisel gelişim kitaplarını
ATIN
Arkanızdan konuşanları.
Önünüzü kapayanları.
Alamadığınız terfiyi
Oturamadığınız evi
‘Şimdiki aklım olsa’ları
Aldığınız en kötü karneyi.
Hatta en iyi karneyi.
Çalışmayan saatleri.
İşe yaramayan fikirleri.
Kaçan trenleri.Zamansız yaşlandıran dertleri.
‘O gün’ olanları.
Halının altına süpürdüklerinizi.
Dolabın dibine iteklediklerinizi.