Ben ki İstanbul fatihi abd-i aciz Fatih Sultan Mehmed, bizatihi alın terimle kazanmış olduğum akçelerimle satın aldığım İstanbul’un Taşlık mevkiinde vakf-ı sahih eylerim. Şöyle ki:
Bu gayri menkulâtımdan elde olunacak nemalarla İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim
Bunlar ki, ellerinde bir kab içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklarda tükürenlerin tükürükleri üzerine bu tozu dökerler ki, yevmiye 2O’şer akçe alsınlar.
Ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasbeyledim.
Bunlar ki, ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar, bilâ-istisna her kapuyu vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar; var ise şifayâb olalar. Orada mümkün değilse kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Darülaceze’ye kaldırarak orada şifa bulduralar.
Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhranı da vaki olabilir. Böyle bir hal karşısında bırakmış olduğum 100 silah ehl-i erbaba verile. Bunlar ki hayvanat-ı vahşiyenin yumurtada veya yavruda olmadığı sıralarda dağlara ve ormanlara çıkıp avlanalar ki, zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar.
Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehit ve şühedanın harimleri ve Medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler. Ancak yemek yemeğe veya almaya bizatihi kendüleri gelmeyüp, yemekleri güneşin loş karanlığında ve kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle…
Bu gayri menkulâtımdan elde olunacak nemalarla İstanbul’un her sokağına ikişer kişi tayin eyledim
Bunlar ki, ellerinde bir kab içerisinde kireç tozu ve kömür külü olduğu halde günün belli saatlerinde bu sokakları gezeler. Bu sokaklarda tükürenlerin tükürükleri üzerine bu tozu dökerler ki, yevmiye 2O’şer akçe alsınlar.
Ayrıca 10 cerrah, 10 tabip ve 3 de yara sarıcı tayin ve nasbeyledim.
Bunlar ki, ayın belli günlerinde İstanbul’a çıkalar, bilâ-istisna her kapuyu vuralar ve o evde hasta olup olmadığını soralar; var ise şifayâb olalar. Orada mümkün değilse kendilerinden hiçbir karşılık beklemeksizin Darülaceze’ye kaldırarak orada şifa bulduralar.
Maazallah herhangi bir gıda maddesi buhranı da vaki olabilir. Böyle bir hal karşısında bırakmış olduğum 100 silah ehl-i erbaba verile. Bunlar ki hayvanat-ı vahşiyenin yumurtada veya yavruda olmadığı sıralarda dağlara ve ormanlara çıkıp avlanalar ki, zinhar hastalarımızı gıdasız bırakmayalar.
Ayrıca külliyemde bina ve inşa eylediğim imarethanede şehit ve şühedanın harimleri ve Medine-i İstanbul fukarası yemek yiyeler. Ancak yemek yemeğe veya almaya bizatihi kendüleri gelmeyüp, yemekleri güneşin loş karanlığında ve kimse görmeden kapalı kaplar içerisinde evlerine götürüle…
alıntı
Düzenleyen yönetici: