Bismillahirrahmanirrahim
Allaha (c.c) hamd olsun, seçtiği kullarına selâm olsun. Resulullah Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve tealaya salat olsun. (Allahümme salli ala seyyidina Muhammed) Osmanlı Padişahı İstanbul Fatihi Sultan Mehmed Han bin Murad Hanım. Allah yolunda cihad yapmak Ayıplayanların ayıplamasından korkmamak (Maide Suresi 54. ayet) şanlı ecdadımızın güzel adetlerinden idi. Biz de o adet üzere yürüyor ve o gayelerle Allah (c.c.)ın Allaha iman etmeyenlerle harp ediniz (Tevbe Suresi 29. ayet) sözüne sarılarak, Peygamber (s.a.v.)in Kimin ayağı Allah yolunda tozlanırsa Allah o kişiyi cehenneme haram kılar(Buhari) hadisine tutunarak devam ediyoruz. Bizim bu yıl ki arzumuz: Allah (c.c.)ın ipi olan Kurana sarılarak, her şeyi bilen Melikin fazlü keremine tutunarak Sizin yakınınızda olan kafirlerle harp edin(Tevbe 23. ayet) emri üzerinde toplanarak İslamda farz olan gaza (İslam için savaş) görevini yerine getirmektir. Allah bu yılın tamamında bereket ve nimetlerini bol eylesin. İslam memleketlerinin ortasında kalan, kafirliğiyle öğünen, içi küfür ve fitne fücurla dolu olan şehri fethetmek için karadan ve denizden mücahidlerle gazi askerlerimizi donattık.
İslam dünyasının ortasındaki bu küfür merkezi Sanki sevgilinin gül yanağındaki çıban gibiydi.
Sanki o, dolunayın ortasındaki kara leke gibiydi.
Bu şehir ulaşılması zor, zafer takları yüksek, binaları sağlam, içi müşrik savaşçılarla doluydu. Allah hepsini yardımsız bıraksın. İman ehline karşı kibirleniyor, Rodos, Venedik, Katalan, Ceneviz gibi batıdaki adalardan ve diğer müşrik ve korsanlardan yardım alıyorlardı. Ardarda dizilmiş düzenli kaleler, surlar ve burçlarla korunmuş bir şehir. Yüce ecdadımız, Allah yolunda hakkıyla cihad etmelerine rağmen zafere ulaşamadılar ve bir şey elde edemediler. Burası bütün dünya dillerinde Konstantiniyye diye meşhur olan büyük bir kaledir. Peygamber (s.a.v.)in sahih hadislerinde bahsettiği şehrin burası olması uzak değildir. Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur: Onlar Konstantiniyye yi fethederler. Kılıçlarını zeytin dallarına asarlar da ganimetleri taksim ederler. Bu hadis ve diğer meşhur hadislerin bahsettiği bir tarafı kara, bir tarafı deniz olan şehirdir. Biz, Allah (c.c.)in Onlar için gücünüz yettiğince hazırlık yapın emrine uygun olarak yapılması gereken bütün hazırlığı mancınık, top, gülle, taş, berk ve rad gibi tüm silahları kara tarafından hazırladık. Denizde dağlar gibi görünen içi dolu gemileri deniz tarafından hazırladık ve 857 yılı görünen Rabiulevvel ayının yirmi altısında hücum ettik. Kendime dedim: Çalış. Bu an çalışma anıdır.
Gayret et ve bana yardım et. İşte bütün arzu ettiğim budur. O kafirler, Allahın hak dinine her çağrılışta küfürlerinde ısrar ettiler, kibirlendiler ve kafirlerden oldular. Onları çepeçevre kuşattık. Karşılıklı harb ettik, öldürdük, öldürdüler. Aramızdaki harp elli dört gün gece ve gündüz sürdü: Allahın yardımı ve fethi geldiğinde, (7 K.Kerim Nasr 1)
Kişiye işlerin en zoru da en ateşlisi de kolay gelir. Yirmi Cemaziyel evvel (Cumadel ula)in Salı günü, yıldızların şeytanların üzerine saldırdığı gibi Konstantiniyye üzerine hücum ettik. Sıddık Ebubekirin hikmeti, Faruk Ömerin adaletinin bereketi Haydar Alinin vuruşu gibi bir vuruşla Allah, Konstantiniyyeyi Osmanoğullarının emrine verdi. Güneş doğudan doğmadan Allah fethi bize lütfetti. Yakında topluluk hezimete uğrar, sırt dönüp kaçarlar. Asıl onların zamanı, vadolunan saati. Bu saat daha acı ve daha dehşetli. (8 K.Kerim Kamer 45) İlk önce başı kesilip öldürülen, onların inad ve lanetli Tekfurudur. Ad ve Semud kavmi gibi helak edildiler. Azab melekleri onları aldı ve cehenneme doldurdu. Orası ne kötü bir yerdir. Öldürülenler öldürüldü geri kalanlar esir edildi. Hazinelerine el konuldu. Altınları ve defineleri yerlerinden çıkarıldı. Onlara öyle bir zaman geldi ki sanki daha önce hiçbir şey değillermiş gibi oldular( 9 K.Kerim İnsan 1) Zulmeden toplumların sonu kesildi. Alemlerin Rabbine hamdolsun (10 K.Kerim Enam 45) O gün müminler Allahın yardımı ve zaferiyle sevinirler. Allah dilediğine yardım eder. (11 K.Kerim Rum 4-5) Maddi ve manevi pislikler içinde olanlara karşı zaferi elde edince kiliseleri papazlardan temizledik. Oralardan çanı da, haçı da çıkarıp attık. Puta tapanların tapınaklarını ehli İslamın mescidleri yaptık. Buralar Padişahın sikkesi, İslamın hutbesiyle şereflendiler. Allahın emri meydana geldi ve onların yaptıkları boşa çıktı(1212 K.Kerim Araf 118) Daha sonra Konstantiniyyenin Kuzeyinde, Haliçin kenarında Cenevizlilere ait bir kale vardı. Bu kaleye Galata denirdi. Konstantiniyyeye bitişikti. Ve içi alçak müşriklerle doluydu. Biz Konstantiniyyeyi kuşatınca Galata ahalisi bize geldiler. Antlaşma yaptılar. Antlaşmalarını yenilediler. Biz de onlara, Konstantiniyyeye yardım etmemek şartıyla oldukları gibi kalmalarını söyledik. Şartlarımızı kabul ettiler. Emrimize itaat ettiler.
Konstantiniyyenin başına gelenler gelince, ölüler ve esirler arasında Galata halkından da bulundu. Onlar da bizimle harb etmişler. Antlaşmalarını bozmuşlar. İki yüzlülüklerini ortaya koymuşlar. Diğerine yaptığımızı bunlara da yapmak isteyince boyunlarını bükerek, ağlayıp sızlayarak Eğer bize acımazsanız biz hüsranda oluruz(13 K.Kerim Araf 23) dediler. Biz de onları affettik. Çünkü Allah (c.c.) çok affedicidir, günahları gizleyicidir. Biz de onlara her şeye gücü yeten, zalimlerin belini büken bir tek Allah adına iyilikte bulunduk ve mallarının ellerinde kalmasına karar verdik. Ancak kalelerini yerle bir ettik. Arazilerini sularını kendilerine verdik. Alçalmış olarak elleriyle cizyelerini verinceye kadar onlarla savaş (14 K.Kerim Tevbe 29) ayetine uygun olarak isimlerini cizye verecekler arasına yazdık. Bize doğru yolu gösteren Allaha hamd olsun. Eğer bize yol göstermeseydi biz doğru yolu bulamazdık. (15 K.Kerim Araf 43): Zaman onu mutlu etti, talihi yar oldu.
Temenniler yaklaştı, arzular gerçekleşti. Allah (c.c.) bu kulunda, saltanat koltuğunun kanununu düzenlemek, ülkeyi korumak ve gözümüz nuru Şeriatın farz kıldığı cihadı ihya gibi iki büyük mutluluğu toplayınca bu kul saltanat ahkamının icrasıyla mübarek kıldığı mukaddes topraklara doğru yüceliklerin iftihar ettiği güzellikler hazinesi Emir Celaleddin Kabuniyi hediye, esirler, köleler, kumaşlar ve diğerleriyle selam, dua ve sena dolu mektupla gönderdi. (Allah onun dönüşüyle bizi rızıklandırsın) Bir başka mektupla bunlar etraflıca açıklandı. Hediyelerimiz bizim üzerimize düşene oranla, denize oranla damla gibi kalırsa da, hüsnü kabul göreceği umulur. Allah, hilafet makamını öpmekle ve saltanatın güzel haberleriyle şereflenmeyi size kolaylaştırırsa Allah o hilafeti adaletle ve zaferle gücünü artırsın. temiz zatımızı sıhhat, selamet ve güzelliklerle mutlu bir şekilde karşılanacağınız umulur ve temenni olunur. Allah zatınızın devletini dini ve dünyevi yönden devamlı eylesin. Bizde sizin yüce makamınızı görmek güzel meclisinizde bulunmaktanşeref duyarız. O güzel yerlerin güzel dualarını bekleriz. Duaları Nebiyyi müctebanın bereketiyle kabul eden Allahtır. Selamların en güzeli ona olsun. Nimetleri için Allaha hamd olsun, Salat, Muhammed (s.a.v.)e ve aline olsun. Her şeyin doğrusunu bilen Allahtır ve dönüş Onadır.
Allaha (c.c) hamd olsun, seçtiği kullarına selâm olsun. Resulullah Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve tealaya salat olsun. (Allahümme salli ala seyyidina Muhammed) Osmanlı Padişahı İstanbul Fatihi Sultan Mehmed Han bin Murad Hanım. Allah yolunda cihad yapmak Ayıplayanların ayıplamasından korkmamak (Maide Suresi 54. ayet) şanlı ecdadımızın güzel adetlerinden idi. Biz de o adet üzere yürüyor ve o gayelerle Allah (c.c.)ın Allaha iman etmeyenlerle harp ediniz (Tevbe Suresi 29. ayet) sözüne sarılarak, Peygamber (s.a.v.)in Kimin ayağı Allah yolunda tozlanırsa Allah o kişiyi cehenneme haram kılar(Buhari) hadisine tutunarak devam ediyoruz. Bizim bu yıl ki arzumuz: Allah (c.c.)ın ipi olan Kurana sarılarak, her şeyi bilen Melikin fazlü keremine tutunarak Sizin yakınınızda olan kafirlerle harp edin(Tevbe 23. ayet) emri üzerinde toplanarak İslamda farz olan gaza (İslam için savaş) görevini yerine getirmektir. Allah bu yılın tamamında bereket ve nimetlerini bol eylesin. İslam memleketlerinin ortasında kalan, kafirliğiyle öğünen, içi küfür ve fitne fücurla dolu olan şehri fethetmek için karadan ve denizden mücahidlerle gazi askerlerimizi donattık.
İslam dünyasının ortasındaki bu küfür merkezi Sanki sevgilinin gül yanağındaki çıban gibiydi.
Sanki o, dolunayın ortasındaki kara leke gibiydi.
Bu şehir ulaşılması zor, zafer takları yüksek, binaları sağlam, içi müşrik savaşçılarla doluydu. Allah hepsini yardımsız bıraksın. İman ehline karşı kibirleniyor, Rodos, Venedik, Katalan, Ceneviz gibi batıdaki adalardan ve diğer müşrik ve korsanlardan yardım alıyorlardı. Ardarda dizilmiş düzenli kaleler, surlar ve burçlarla korunmuş bir şehir. Yüce ecdadımız, Allah yolunda hakkıyla cihad etmelerine rağmen zafere ulaşamadılar ve bir şey elde edemediler. Burası bütün dünya dillerinde Konstantiniyye diye meşhur olan büyük bir kaledir. Peygamber (s.a.v.)in sahih hadislerinde bahsettiği şehrin burası olması uzak değildir. Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur: Onlar Konstantiniyye yi fethederler. Kılıçlarını zeytin dallarına asarlar da ganimetleri taksim ederler. Bu hadis ve diğer meşhur hadislerin bahsettiği bir tarafı kara, bir tarafı deniz olan şehirdir. Biz, Allah (c.c.)in Onlar için gücünüz yettiğince hazırlık yapın emrine uygun olarak yapılması gereken bütün hazırlığı mancınık, top, gülle, taş, berk ve rad gibi tüm silahları kara tarafından hazırladık. Denizde dağlar gibi görünen içi dolu gemileri deniz tarafından hazırladık ve 857 yılı görünen Rabiulevvel ayının yirmi altısında hücum ettik. Kendime dedim: Çalış. Bu an çalışma anıdır.
Gayret et ve bana yardım et. İşte bütün arzu ettiğim budur. O kafirler, Allahın hak dinine her çağrılışta küfürlerinde ısrar ettiler, kibirlendiler ve kafirlerden oldular. Onları çepeçevre kuşattık. Karşılıklı harb ettik, öldürdük, öldürdüler. Aramızdaki harp elli dört gün gece ve gündüz sürdü: Allahın yardımı ve fethi geldiğinde, (7 K.Kerim Nasr 1)
Kişiye işlerin en zoru da en ateşlisi de kolay gelir. Yirmi Cemaziyel evvel (Cumadel ula)in Salı günü, yıldızların şeytanların üzerine saldırdığı gibi Konstantiniyye üzerine hücum ettik. Sıddık Ebubekirin hikmeti, Faruk Ömerin adaletinin bereketi Haydar Alinin vuruşu gibi bir vuruşla Allah, Konstantiniyyeyi Osmanoğullarının emrine verdi. Güneş doğudan doğmadan Allah fethi bize lütfetti. Yakında topluluk hezimete uğrar, sırt dönüp kaçarlar. Asıl onların zamanı, vadolunan saati. Bu saat daha acı ve daha dehşetli. (8 K.Kerim Kamer 45) İlk önce başı kesilip öldürülen, onların inad ve lanetli Tekfurudur. Ad ve Semud kavmi gibi helak edildiler. Azab melekleri onları aldı ve cehenneme doldurdu. Orası ne kötü bir yerdir. Öldürülenler öldürüldü geri kalanlar esir edildi. Hazinelerine el konuldu. Altınları ve defineleri yerlerinden çıkarıldı. Onlara öyle bir zaman geldi ki sanki daha önce hiçbir şey değillermiş gibi oldular( 9 K.Kerim İnsan 1) Zulmeden toplumların sonu kesildi. Alemlerin Rabbine hamdolsun (10 K.Kerim Enam 45) O gün müminler Allahın yardımı ve zaferiyle sevinirler. Allah dilediğine yardım eder. (11 K.Kerim Rum 4-5) Maddi ve manevi pislikler içinde olanlara karşı zaferi elde edince kiliseleri papazlardan temizledik. Oralardan çanı da, haçı da çıkarıp attık. Puta tapanların tapınaklarını ehli İslamın mescidleri yaptık. Buralar Padişahın sikkesi, İslamın hutbesiyle şereflendiler. Allahın emri meydana geldi ve onların yaptıkları boşa çıktı(1212 K.Kerim Araf 118) Daha sonra Konstantiniyyenin Kuzeyinde, Haliçin kenarında Cenevizlilere ait bir kale vardı. Bu kaleye Galata denirdi. Konstantiniyyeye bitişikti. Ve içi alçak müşriklerle doluydu. Biz Konstantiniyyeyi kuşatınca Galata ahalisi bize geldiler. Antlaşma yaptılar. Antlaşmalarını yenilediler. Biz de onlara, Konstantiniyyeye yardım etmemek şartıyla oldukları gibi kalmalarını söyledik. Şartlarımızı kabul ettiler. Emrimize itaat ettiler.
Konstantiniyyenin başına gelenler gelince, ölüler ve esirler arasında Galata halkından da bulundu. Onlar da bizimle harb etmişler. Antlaşmalarını bozmuşlar. İki yüzlülüklerini ortaya koymuşlar. Diğerine yaptığımızı bunlara da yapmak isteyince boyunlarını bükerek, ağlayıp sızlayarak Eğer bize acımazsanız biz hüsranda oluruz(13 K.Kerim Araf 23) dediler. Biz de onları affettik. Çünkü Allah (c.c.) çok affedicidir, günahları gizleyicidir. Biz de onlara her şeye gücü yeten, zalimlerin belini büken bir tek Allah adına iyilikte bulunduk ve mallarının ellerinde kalmasına karar verdik. Ancak kalelerini yerle bir ettik. Arazilerini sularını kendilerine verdik. Alçalmış olarak elleriyle cizyelerini verinceye kadar onlarla savaş (14 K.Kerim Tevbe 29) ayetine uygun olarak isimlerini cizye verecekler arasına yazdık. Bize doğru yolu gösteren Allaha hamd olsun. Eğer bize yol göstermeseydi biz doğru yolu bulamazdık. (15 K.Kerim Araf 43): Zaman onu mutlu etti, talihi yar oldu.
Temenniler yaklaştı, arzular gerçekleşti. Allah (c.c.) bu kulunda, saltanat koltuğunun kanununu düzenlemek, ülkeyi korumak ve gözümüz nuru Şeriatın farz kıldığı cihadı ihya gibi iki büyük mutluluğu toplayınca bu kul saltanat ahkamının icrasıyla mübarek kıldığı mukaddes topraklara doğru yüceliklerin iftihar ettiği güzellikler hazinesi Emir Celaleddin Kabuniyi hediye, esirler, köleler, kumaşlar ve diğerleriyle selam, dua ve sena dolu mektupla gönderdi. (Allah onun dönüşüyle bizi rızıklandırsın) Bir başka mektupla bunlar etraflıca açıklandı. Hediyelerimiz bizim üzerimize düşene oranla, denize oranla damla gibi kalırsa da, hüsnü kabul göreceği umulur. Allah, hilafet makamını öpmekle ve saltanatın güzel haberleriyle şereflenmeyi size kolaylaştırırsa Allah o hilafeti adaletle ve zaferle gücünü artırsın. temiz zatımızı sıhhat, selamet ve güzelliklerle mutlu bir şekilde karşılanacağınız umulur ve temenni olunur. Allah zatınızın devletini dini ve dünyevi yönden devamlı eylesin. Bizde sizin yüce makamınızı görmek güzel meclisinizde bulunmaktanşeref duyarız. O güzel yerlerin güzel dualarını bekleriz. Duaları Nebiyyi müctebanın bereketiyle kabul eden Allahtır. Selamların en güzeli ona olsun. Nimetleri için Allaha hamd olsun, Salat, Muhammed (s.a.v.)e ve aline olsun. Her şeyin doğrusunu bilen Allahtır ve dönüş Onadır.