'katniss'
Üstat
Türk basınında nedense bazı başarılı isimlere ‘dokunulmazlık’ zırhı giydirilir.
Terim de onlardan biri.
Neden mi?
Anlatayım…
Evet Fatih Terim büyük hoca…
Evet İmparator, Galatasaray’a çok şey kazandırdı…
Evet hoca, Türk futbolunda devrim yarattı…
Evet Terim, Türk futbolcusuna karakter kazandırdı, özgüven aşıladı…
Evet ‘Büyük Kaptan’, Çukurova’dan ‘Çizme’ye ulaşan başarılarla dolu serüveniyle hayatı roman olacak bir kahraman…
Ama tüm bunları sayıp da Fatih Terim’in olumsuz yanlarını görmezden gelmek, kalemin ilkesiz kullanılması olur.
Teknik direktörler liderlik yapmalıdır.
Ego şişkinliği, hırs, öfke sanatını ustaca kullanmak gibi özellikler de bir liderde bulunması gereken özelliklerdir.
Ama tadında…
Egonuz kendinize bile zarar verecek kadar büyümüşse…
Hırsınız kendi taraftarlarınız nezdinde bile itici boyutlara ulaşmışsa…
Öfke sanatı, öfke kontrolsüzlüğüne dönüşmüşse sorun var demektir.
Var mı bunları açıkça yazan?
Bir elin yarı parmağı kadar, sessizce…
Adam geçen yıl hakemlere saldırdı ve şampiyonluğa giden en kritik virajlarda takımını tam 9 maç sahada yalnız bıraktı…
Bizim usta(!) kalemlerimiz “Terim takımı motive etmek için, bilerek ceza aldı. Bu sayede şampiyon oldu” yazdı ve dedi!
Evet, hem yazdılar, hem dediler bu deli saçması çıkarımlarını…
Devam edelim…
Fatih Terim, genel itibariyle bildiğini okuyan, ‘Ders almam, ders veririm’ tadında kararlarıyla öne çıkan bir teknik adam.
Amenna!
Ama bu ‘bildiğimi okurum’ tavrı takıma zarar verecek boyutta ‘inadım inat’ noktasına gelmişse bizim de iki çift laf etmemiz gerekmez mi?
Edebiliyor muyuz?
Hayır.
Haftasonu oynanan Süper Kupa finalinin ardından neredeyse tüm futbol köşecileri Galatasaray’ı şampiyon ilan etti mi?
Etti.
Çok az kalem 10 kişi kalmış Fenerbahçe karşısında neden skorun 1-0’da kaldığını soruyor
Çok az kalem 10 kişi kalmış, formsuz, uyumsuz ezeli rakibini aciz etmen gerekirken, neden aciz duruma düştüğünü soruyor
Çok az kalem bu kadar böbürlenen bir takımın, sarı lacivert formayı gördüğünde neden halen kimyasının bozulduğunu, bu eziklik kompleksi için psikolojik destek almanın zamanının gelip gelmediğini soruyor
Çok az kalem Galatasaray’ın 10 kişi kalmış rakibine neden 3-4 net gol pozisyonu verdiğini soruyor
Çok az kalem geçen yıl takıma katkısı sıfıra yakın olan Amrabat’ın neden ilk 11’de sahaya sürüldüğünü soruyor
Çok az kalem büyük umutlarla transfer edilen Hamit’e, daha ne kadar ‘prens’ kontenjanından tahammül edileceğini sorguluyor
Çok az kalem futbolunu ilerletmesi beklenen Selçuk’un, neden her geçen gün geriye gittiğini soruyor
Çok az kalem takımın en zayıf halkası olan ‘sol bek’e neden halen transfer yapılmadığını soruyor
Çok az kalem rakip 10 kişi kalmış ve moral olarak çökmüşken, neden Burak Yılmaz’ın oyuna alınıp işin bitirilmediğini soruyor…
Aykut Kocaman’a dobra dobra soruyordun…
Bravo!
Ersun Yanal’ı şimdiden havlu atmış ilan ediyorsun…
Eyvallah!
Abdullah Avcı’yı yerden yere vuruyorsun…
Az bile!
Frank Rijkaard’a birkaç ay tahammül edebildin…
Ellerine sağlık!
Aragones’e ‘dede’ dedin, aşağıladın…
Ayıp ettin!
Koskoca Del Bosque zaten ‘Yeniköy Kasabı’ydı…
Yakışır ağzına!
Kötü bir niyetim yok,
Sadece merak ediyorum…
Nereden geliyor Fatih Terim’in dokunulmazlığı?
Terim de onlardan biri.
Neden mi?
Anlatayım…
Evet Fatih Terim büyük hoca…
Evet İmparator, Galatasaray’a çok şey kazandırdı…
Evet hoca, Türk futbolunda devrim yarattı…
Evet Terim, Türk futbolcusuna karakter kazandırdı, özgüven aşıladı…
Evet ‘Büyük Kaptan’, Çukurova’dan ‘Çizme’ye ulaşan başarılarla dolu serüveniyle hayatı roman olacak bir kahraman…
Ama tüm bunları sayıp da Fatih Terim’in olumsuz yanlarını görmezden gelmek, kalemin ilkesiz kullanılması olur.
Teknik direktörler liderlik yapmalıdır.
Ego şişkinliği, hırs, öfke sanatını ustaca kullanmak gibi özellikler de bir liderde bulunması gereken özelliklerdir.
Ama tadında…
Egonuz kendinize bile zarar verecek kadar büyümüşse…
Hırsınız kendi taraftarlarınız nezdinde bile itici boyutlara ulaşmışsa…
Öfke sanatı, öfke kontrolsüzlüğüne dönüşmüşse sorun var demektir.
Var mı bunları açıkça yazan?
Bir elin yarı parmağı kadar, sessizce…
Adam geçen yıl hakemlere saldırdı ve şampiyonluğa giden en kritik virajlarda takımını tam 9 maç sahada yalnız bıraktı…
Bizim usta(!) kalemlerimiz “Terim takımı motive etmek için, bilerek ceza aldı. Bu sayede şampiyon oldu” yazdı ve dedi!
Evet, hem yazdılar, hem dediler bu deli saçması çıkarımlarını…
Devam edelim…
Fatih Terim, genel itibariyle bildiğini okuyan, ‘Ders almam, ders veririm’ tadında kararlarıyla öne çıkan bir teknik adam.
Amenna!
Ama bu ‘bildiğimi okurum’ tavrı takıma zarar verecek boyutta ‘inadım inat’ noktasına gelmişse bizim de iki çift laf etmemiz gerekmez mi?
Edebiliyor muyuz?
Hayır.
Haftasonu oynanan Süper Kupa finalinin ardından neredeyse tüm futbol köşecileri Galatasaray’ı şampiyon ilan etti mi?
Etti.
Çok az kalem 10 kişi kalmış Fenerbahçe karşısında neden skorun 1-0’da kaldığını soruyor
Çok az kalem 10 kişi kalmış, formsuz, uyumsuz ezeli rakibini aciz etmen gerekirken, neden aciz duruma düştüğünü soruyor
Çok az kalem bu kadar böbürlenen bir takımın, sarı lacivert formayı gördüğünde neden halen kimyasının bozulduğunu, bu eziklik kompleksi için psikolojik destek almanın zamanının gelip gelmediğini soruyor
Çok az kalem Galatasaray’ın 10 kişi kalmış rakibine neden 3-4 net gol pozisyonu verdiğini soruyor
Çok az kalem geçen yıl takıma katkısı sıfıra yakın olan Amrabat’ın neden ilk 11’de sahaya sürüldüğünü soruyor
Çok az kalem büyük umutlarla transfer edilen Hamit’e, daha ne kadar ‘prens’ kontenjanından tahammül edileceğini sorguluyor
Çok az kalem futbolunu ilerletmesi beklenen Selçuk’un, neden her geçen gün geriye gittiğini soruyor
Çok az kalem takımın en zayıf halkası olan ‘sol bek’e neden halen transfer yapılmadığını soruyor
Çok az kalem rakip 10 kişi kalmış ve moral olarak çökmüşken, neden Burak Yılmaz’ın oyuna alınıp işin bitirilmediğini soruyor…
Aykut Kocaman’a dobra dobra soruyordun…
Bravo!
Ersun Yanal’ı şimdiden havlu atmış ilan ediyorsun…
Eyvallah!
Abdullah Avcı’yı yerden yere vuruyorsun…
Az bile!
Frank Rijkaard’a birkaç ay tahammül edebildin…
Ellerine sağlık!
Aragones’e ‘dede’ dedin, aşağıladın…
Ayıp ettin!
Koskoca Del Bosque zaten ‘Yeniköy Kasabı’ydı…
Yakışır ağzına!
Kötü bir niyetim yok,
Sadece merak ediyorum…
Nereden geliyor Fatih Terim’in dokunulmazlığı?
