Yönetmen
Faruk Aksoy
Senaryo Yazarı
Atilla Engin
Yapımcı
Servet Aksoy
Faruk Aksoy
Ayşe Germen
Müzik
Benjamin Wallfisch
Görüntü Yönetmeni
Mirsat Herovic
Hasan Gergin
Oyuncular
Devrim Evin
İbrahim Çelikkol
Ozan Çobanoğlu
Halis Bayraktaroğlu
Sedat Mert
İlker Kurt
Volkan Keskin
Dilek Serbest
Zafer İşlek
Mehmet Yüksel
Neslihan Maltepe
Özkan Güngör
Aron Buniel
Ali Rıza Soydan
Emre Gönüllü
Ela Rümeysa Cebeci
Recep Aktuğ
Cengiz Coşkun
Erden Alkan
Erdoğan Aydemir
Şahika Koldemir
İzzet Çivril
Adnan Kürkçü
Raif Hikmet Çam
Atilla Kunt
Özcan Alişer
Murat Sezal
Hüseyin Santur
Namık Kemal Yiğittürk
Öner As
Songül Kaya
Tuncay Gençkalan
Oğuz Oktay
Hüseyin Özay
Adnan Zaman
Emrah Özdemir
Ömer Gecü
Ege Uslu
Toygun Ateş
Faruk Metin
Alp Derilgen
Cenap Küçüksu
Ali Ersin Yenar
Emrah Bozkurt
Fatih Zenginoğlu
İbrahim Ergül
Ayaz Ayazoğlu
Ahmet Sığırcı
Yiğit Yarar
Konusu
Sultan Mehmet, Babası 2. Murat'ın ölüm haberini Saruhan Sancağı'ndayken aldı. Bu durum O'nu hem büyük bir keder içerisinde bırakmış, hem de tahtına tekrar oturmasının yolunu açmış olacaktı.
Sultan Mehmet ilk tahtta çıktığında henüz 12 yaşındaydı. Uçbeyleri ile vezirleri arasındaki siyasi husumetten bunalan 2. Murat, çok sevdiği oğlu Alaaddin'in ölmesinin kendisinde yarattığı derin üzüntü sebebiyle tahttan feragat ederek Mehmet'i devletin başına geçirdi.Yeniçeri ve devlet üzerinde çok etkili biri olan Başvezir Halil Paşa, bu durumdan hiç memnun değildi. Özellikle, Sultan Mehmet'in İstanbul'un mutlak suretle alınması gerektiğini söylemesinden büyük rahatsızlık duyuyordu. Mehmet'in toyluğunu fırsat bilen Haçlıların Osmanlı topraklarını işgale başlaması ihtimali üzerine Sultan Murat'ın tahta dönmesini sağladı. Mehmet de tahttan uzaklaştırılarak Saruhan Sancağına gönderildi.
Şimdi yeniden ve daha güçlü bir şekilde tahtına dönmüştü. Yine öncelikli hedefi İstanbul'un fethedilmesiydi. O peygamber Efendimiz'in ( s.a.v) sözünden ilham alıyordu;
Konstantiniyye elbet bir gün feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, O'nun askeri ne güzel askerdir!
Bu hedefe onu götürecek her şeyi bir bir hesaplamıştı. Öncelikle gerekli hazırlıkları yapana kadar, tüm komşu ülkelerle barış içerisinde yaşamalıydı. Papalık dahil, Macarlara, Sırplara, Lehlere, Ceneviz ve Venediklilere elçiler göndererek barış içerisinde yaşama isteği içerisinde bulunduğunu bildirdi. Gelibolu tersanesini restore ettirerek, senede 100 kadırga yapılabilir hale getirdi.
Bu sırada D. Roma İmparatoru Konstantin, genç yaşından dolayı toy ve basiretsiz olduğunu düşündüğü Sultan Mehmet'e karşı, elinde tutsak olan Şehzade Orhan'ı kullanmaya çalışarak, ağır tahsisatlar talebinde bulunmaktaydı. Bütün amacı, Sultan Mehmet'in tavizler vererek iyice itibarsızlaşmasını sağlamaktı.Üstelik Sultan Mehmet bu tavizleri de veriyor, Konstantin'in bütün isteklerini kabul ediyordu. Ancak bu durum bile, sadece Sultan Mehmet'in stratejisinden ibaretti.
Karamanoğulları'nın bir isyan çıkarmaya başladığının haberi alınır alınmaz, Osmanlı Ordusu, Akşehir'e doğru yola koyuldu. Karamanoğlu İbrahim hiç beklemediği kadar kalabalık bir ordu gördü karşısında. Barış talebinde bulunmak zorunda kaldı. Ordusunun yara almaması için Sultan Mehmet barış talebini kabul etti. Sefer dönüşünde, savaşmadıkları halde bahşiş isteyen bir kısım yeniçeri Sultan'ın otağının önünü kesince; Sultan Mehmet hem cülusları dağıttı, hem de firar eden askerleri bahane ederek, Başvezir Halil Paşa'nın adamı olan Yeniçeri Ağası Kurtçu Doğan'ı dayak cezasına çarptırarak sürgüne yolladı. Bu hadiseyle ordusunun üzerindeki hakimiyetini tamamen sağlamış oldu.
Edirne'ye döndükten sonra İmparator Konstantin'e bir elçi göndererek, Orhan için ödediği tahsisatı artık yollamayacağını bildirdi. Ardından, Anadolu Hisarının karşısında Boğazkesen ( Rumeli ) Hisarının yapımına başladı. Bu fiili olarak D. Roma İmparatorluğuna savaş açmak demekti.
Bu durum Avrupa devletlerince de fark edilmişti. Ancak Fransız ve İngilizlerin birbiriyle savaşıyor olması, Alman Kralının da taht kavgalarıyla uğraşması gibi gerekçeler yüzünden D.Roma İmparatorluğu'na yardım etmek neredeyse imkansızdı. Papanın bir takım girişimleri de sonuçsuz kalmıştı.
Tarih 2 Nisan 1453'ü gösterdiğinde, surlarının üzerindeki Rum askerleri, karşılarında, Sultan Mehmet ve binlerce Türk askerini buldular...
Faruk Aksoy
Senaryo Yazarı
Atilla Engin
Yapımcı
Servet Aksoy
Faruk Aksoy
Ayşe Germen
Müzik
Benjamin Wallfisch
Görüntü Yönetmeni
Mirsat Herovic
Hasan Gergin
Oyuncular
Devrim Evin
İbrahim Çelikkol
Ozan Çobanoğlu
Halis Bayraktaroğlu
Sedat Mert
İlker Kurt
Volkan Keskin
Dilek Serbest
Zafer İşlek
Mehmet Yüksel
Neslihan Maltepe
Özkan Güngör
Aron Buniel
Ali Rıza Soydan
Emre Gönüllü
Ela Rümeysa Cebeci
Recep Aktuğ
Cengiz Coşkun
Erden Alkan
Erdoğan Aydemir
Şahika Koldemir
İzzet Çivril
Adnan Kürkçü
Raif Hikmet Çam
Atilla Kunt
Özcan Alişer
Murat Sezal
Hüseyin Santur
Namık Kemal Yiğittürk
Öner As
Songül Kaya
Tuncay Gençkalan
Oğuz Oktay
Hüseyin Özay
Adnan Zaman
Emrah Özdemir
Ömer Gecü
Ege Uslu
Toygun Ateş
Faruk Metin
Alp Derilgen
Cenap Küçüksu
Ali Ersin Yenar
Emrah Bozkurt
Fatih Zenginoğlu
İbrahim Ergül
Ayaz Ayazoğlu
Ahmet Sığırcı
Yiğit Yarar
Konusu
Sultan Mehmet, Babası 2. Murat'ın ölüm haberini Saruhan Sancağı'ndayken aldı. Bu durum O'nu hem büyük bir keder içerisinde bırakmış, hem de tahtına tekrar oturmasının yolunu açmış olacaktı.
Sultan Mehmet ilk tahtta çıktığında henüz 12 yaşındaydı. Uçbeyleri ile vezirleri arasındaki siyasi husumetten bunalan 2. Murat, çok sevdiği oğlu Alaaddin'in ölmesinin kendisinde yarattığı derin üzüntü sebebiyle tahttan feragat ederek Mehmet'i devletin başına geçirdi.Yeniçeri ve devlet üzerinde çok etkili biri olan Başvezir Halil Paşa, bu durumdan hiç memnun değildi. Özellikle, Sultan Mehmet'in İstanbul'un mutlak suretle alınması gerektiğini söylemesinden büyük rahatsızlık duyuyordu. Mehmet'in toyluğunu fırsat bilen Haçlıların Osmanlı topraklarını işgale başlaması ihtimali üzerine Sultan Murat'ın tahta dönmesini sağladı. Mehmet de tahttan uzaklaştırılarak Saruhan Sancağına gönderildi.
Şimdi yeniden ve daha güçlü bir şekilde tahtına dönmüştü. Yine öncelikli hedefi İstanbul'un fethedilmesiydi. O peygamber Efendimiz'in ( s.a.v) sözünden ilham alıyordu;
Konstantiniyye elbet bir gün feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, O'nun askeri ne güzel askerdir!
Bu hedefe onu götürecek her şeyi bir bir hesaplamıştı. Öncelikle gerekli hazırlıkları yapana kadar, tüm komşu ülkelerle barış içerisinde yaşamalıydı. Papalık dahil, Macarlara, Sırplara, Lehlere, Ceneviz ve Venediklilere elçiler göndererek barış içerisinde yaşama isteği içerisinde bulunduğunu bildirdi. Gelibolu tersanesini restore ettirerek, senede 100 kadırga yapılabilir hale getirdi.
Bu sırada D. Roma İmparatoru Konstantin, genç yaşından dolayı toy ve basiretsiz olduğunu düşündüğü Sultan Mehmet'e karşı, elinde tutsak olan Şehzade Orhan'ı kullanmaya çalışarak, ağır tahsisatlar talebinde bulunmaktaydı. Bütün amacı, Sultan Mehmet'in tavizler vererek iyice itibarsızlaşmasını sağlamaktı.Üstelik Sultan Mehmet bu tavizleri de veriyor, Konstantin'in bütün isteklerini kabul ediyordu. Ancak bu durum bile, sadece Sultan Mehmet'in stratejisinden ibaretti.
Karamanoğulları'nın bir isyan çıkarmaya başladığının haberi alınır alınmaz, Osmanlı Ordusu, Akşehir'e doğru yola koyuldu. Karamanoğlu İbrahim hiç beklemediği kadar kalabalık bir ordu gördü karşısında. Barış talebinde bulunmak zorunda kaldı. Ordusunun yara almaması için Sultan Mehmet barış talebini kabul etti. Sefer dönüşünde, savaşmadıkları halde bahşiş isteyen bir kısım yeniçeri Sultan'ın otağının önünü kesince; Sultan Mehmet hem cülusları dağıttı, hem de firar eden askerleri bahane ederek, Başvezir Halil Paşa'nın adamı olan Yeniçeri Ağası Kurtçu Doğan'ı dayak cezasına çarptırarak sürgüne yolladı. Bu hadiseyle ordusunun üzerindeki hakimiyetini tamamen sağlamış oldu.
Edirne'ye döndükten sonra İmparator Konstantin'e bir elçi göndererek, Orhan için ödediği tahsisatı artık yollamayacağını bildirdi. Ardından, Anadolu Hisarının karşısında Boğazkesen ( Rumeli ) Hisarının yapımına başladı. Bu fiili olarak D. Roma İmparatorluğuna savaş açmak demekti.
Bu durum Avrupa devletlerince de fark edilmişti. Ancak Fransız ve İngilizlerin birbiriyle savaşıyor olması, Alman Kralının da taht kavgalarıyla uğraşması gibi gerekçeler yüzünden D.Roma İmparatorluğu'na yardım etmek neredeyse imkansızdı. Papanın bir takım girişimleri de sonuçsuz kalmıştı.
Tarih 2 Nisan 1453'ü gösterdiğinde, surlarının üzerindeki Rum askerleri, karşılarında, Sultan Mehmet ve binlerce Türk askerini buldular...