Televizyon kanallarında ve sinemalarda gösterilen filmler kuşkusuz insanların en büyük eğlencelerinden biri. Ortalama 2 saat kadar süren filmler kişiyi eğlendirse de bazı riskleri beraberinde getiriyor. Seçilen kanallar karşısında saatlerini geçiren kişiler olumlu olumsuz birçok uyarana maruz kalıyor. Bilinçaltı mesajlar da bunlardan sadece biri.
Evlerinde herhangi bir televizyon kanalındaki dizi, film ya da çizgi filmi seyreden insanlar aynı zamanda "Sübliminal Mesaj, 25. Kare" denilen yöntemle bilinçaltlarına gönderilen mesajlara maruz kalıyor. Seyirciler izledikleri yayınlardan farkında olmadan etkilenebiliyorlar. Özellikle bazı filmlerde algılanamayacak kadar kısa sürelerle gösterilen fotoğraf kareleri reklam amaçlı olabilirken kimi zaman şiddet ya da cinsellik içerikli kareler halinde insanların bilinçaltına saldırıyor.
Bilinçaltı kavramına açıklık getiren uzman psikolog Zafer Akıncı, "Bilinçaltı bizim otomatik, düşünmeden ve istemsizce yaptığımız duygu, algı ve davranışlarımızın kontrol edildiği zihin bölümüdür. Bilinçaltı, insan yapısında buzdağının görünmeyen kısmına benzer. Kişinin davranışları üzerinde oldukça etkili olan zihinde yer etmiş gizli bir sistemdir. Bilinçaltı bilinçli bir halde yapılan sorgulama gibi zihinsel faaliyetlerde bulunamaz. İnsana baskı yapan doğrudan uygulayıcı bir sistemdir. Bilinçaltına yerleşmiş düşünceler, bilgiler bireyde bir davranış ve duyguya dönüşür. Dolayısıyla bilinçaltına giren bir bilgi bireyin karar, davranış, duygu, algı, tepki gibi tüm zihinsel faaliyetlerinin asli belirleyicisidir. Zihinsel tüm faaliyetleri ya doğrudan ya da dolaylı yoldan etkiler. Bu, alışverişteki alacağınız markadan oy vereceğiniz partiye ve seveceğiniz filmlere kadar hemen her şeyi kapsar. " diyor ve ekliyor: "Bilinçaltına bir mesajı iletmeyi başarabilirseniz o kişinin seçimlerini, kararlarını, hayata bakışını, görüşünü, tepkilerini, duygularını ve davranışlarını etkilersiniz. "
Çizgi filmlerde bilinçaltı mesajlar kullanılıyor
Çocukların seyrettiği birçok çizgi filmde de bu yöntemin kullanıldığını anlatan Akıncı şunları sıralıyor: "Mesela Aslan Kral, Jessica Rabbit, The Rescuers çizgi filmlerinde müstehcen gizli içerikler ve bilinçaltı mesajlar çokça kullanıldı. Europa, Kuzuların Sessizliği, Dövüş Kulübü filmlerinde ve birçok reklam filmlerinde de bilinçaltı mesaj içeren kareler var. Bu yöntemi kullananlar, ya hassasiyet gösterilen küçük çocuk ve bebekleri ya da kadın cinselliğini kullanıyorlar. Bilimsel olarak da ortaya çıkarıldı ki cinsel uyaranlara fazla maruz kalan insanlarda ağır kişilik bozuklukları görülebiliyor. Dolayısıyla film seyrederken dahi dikkatli olunması gerekiyor. "
Psikolojik danışman Nevzat Özer de çocuğuna birçok çizgi film ve televizyonu yasakladığını söylerken şunları dile getiriyor: "Kimi çizgi filmlerde bayan figürleri çocuklara cinselliği çağrıştıracak tarzda abartılı şekilde seçiliyor. Küçük yaşlarda bu uyaranlarla tanışan çocuklarda bazı şeylerle erken yaşlarda irtibatlı olmasından dolayı ergenliğe giriş yaşı da düşüyor. Bize gelen kimi vakalarda 13-14 yaşlarında kız çocuklarının hamile kaldıklarını öğreniyoruz. İyiyi kötüyü ayırt edemeyecek yaşta bu tür şeylere maruz kalan çocuğun kişilik gelişimi de altüst oluyor. Baktığınız zaman çizgi filmlerin yaklaşık yüzde 80'i şiddet içeriyor. Bunları gören çocuk akranlarına da aynısını yapmaya başlıyor. Daha da kötüsü, ölüm olgusu çocuğa zamanla sıradan geliyor. "
25. kare tekniği nedir?
Sinema filmleri art arda gelen fotoğraf kareleri ile ortaya çıkıyor. Gördüğümüz bir anlık görüntü, 24 fotoğraf karesinden oluşuyor. Sonrasında verilmek istenen mesajla birlikte 25. kare oluşturuluyor. Son kare olan 25. kare de anlık bir görüntüden ibaret oluyor. 1 saniyede 24 fotoğraftan oluşan bir görüntü ortaya çıkacakken 1 saniyede fotoğraf sayısı bir artırılarak 25'e çıkarılıyor ve 25. fotoğraf karesi de verilmek istenen mesajdan oluşuyor. Filmi izlerken fark edilmesi neredeyse imkânsız olan 25. fotoğraf karesi ilk bakışta algılanamasa da insanların bilinçaltına ulaşıyor.
1971'den beri kullanılan bir teknik
5 Temmuz 1971 tarihli Time'ın arka kapağında çıkan bir içki markasının reklamında sübliminal mesaj tekniği kullanılmıştı. Reklamda bardaktaki buzlar üzerinde gizlenmiş bir şekilde cinsel içerikli yazılar yazılırken reklam sayesinde firma 1,5 milyon dolarlık satış yapmıştı. Bunun üzerine reklamla ilgili yapılan araştırmada bu reklam deneklere gösterildiğinde, deneklerin yüzde 60'ı reklamın kendilerinde uyandırdığı etkiyi, heyecanlanma, romantizm, duyguları okşayıcı gibi ifadelerle tanımlamıştı.