Fovizm Akımı

Tuba

Özel üye
Resim de çiğ, sert renkler kullanmayı benimseyen bir sanat akımıdır.

1905 yılının Paris’teki Sonbahar Sergisi’nde gösterilen resimlerden dolayı, o resimleri yapanlara, eleştirmeci Louis Vauxcelles bu adı takmıştı. Bu ressamların çalışma şekline de “fauvisme” (fovizm) denildi.

O zamana kadar en çok empresyonist ressamlar gözdeydiler. Ancak 1890′la 1901 arasında yetişmiş bir neslin bazı sanatçıları (başlıca Marquet, Derain, Vlaminck, Dufy,Matisse, Braque, Van Dongen ) o usulü birdenbire terkettiler, birbirlerinden hemen hemen habersiz, ayrı yerlerde, aynı zamanda, aynı usulle resim yapmaya koyuldular. Bu usul basitti: Empresyonistler, ressamlara açık renklerle resim yapmayı öğretmişlerdi. “Fauve” lar da boyaları tüpten çıktığı gibi, birbirine karıştırmadan sürmeyi, sert renkler kullanmayı öğrettiler.

Fovizm kısa sürdü. 1907 yılından başlayarak yerini yavaş yavaş kübizme bıraktı. Ancak onlarla, resme müthiş bir renk serbestisi girmişti.Fovizmin esasları şöyle özetlenebilir:

Bir resimde gerek ışık alan yerler, gerek mesafe bakımından uzaklıklar, sadece renk değiştirmekle gösterilmelidir. Hatta “Fauve“lara göre resim, düz bir yüzeye yapıldığı için bunda derinlemesine bir gidiş aramaktan başka işe yaramaz. Resim, elden geldiği kadar kendi şartlarına uygun, sade ve temiz boyanmalıdır. Böylece, fovizm, o zamana kadar bellenmiş, değer verilmiş kuralların çoğunu yıktı; derinlik hissi, ışık, gölge, kabartma, biçimleri belirten kenar çizgileri… bütün bunların gördüğü aanılan iş, iki unsura yüklendi : Renk şiddeti ve bunların yan yana konuluşu.

Günümüzün resmine “renkçi” sıfatı, fovizmin yadigarıdır. Birçok “Fauve” ressam, sonradan kübizm gibi başka görüşlere saptılarsa da akımın getirdiği esaslar yerinde kaldı.

alıntı
 
Top