GEÇMİŞİN KIRINTILARIYLA AVUNMAYIN BUGÜNÜ YAŞAYIN...
Hayatı bazen acı veren ama daha çok keyifli şehirlerarası bir yolailerleyiş şeklimizdir. Şimdi Ankara’dan İstanbul’a gittiğinizi düşünün. (Yola çıkmaya karar verdiğinizde hava günlük güneşlik. Kış olmasına rağmen karın az olması ve havanın yeteri kadar iyi olması sizin bugün yola çıkmaya karar vermenizde etkili oluyor tabi…) Ankara’dan yola çıktınız. Birkaç saat sonra Bolu’nun zorlu ve bir o kadar çetin kışının yaşandığı dağ eteklerine ulaştınız. Tıpkı hayatınızda yaşadığınız engeller gibi kara kış ve daracık dağ yolu sizin en büyük engelleriniz haline geldi. Şimdi ne yapacaksınız?İki seçenek var. Birincisi bu engellere rağmen yola devam etmek. Belki daha yavaş daha temkinli giderek belki kenarda bir yerde çay molası vere vere kenardan kenardan yol almak. İkincisi ise arabanın içinde oflaya puflaya bir süre söylenmek. Sonrasında Ankara’daki o ılık ve sanki yaz mevsimini andıran havalar hakkında düşünmek bulunduğunuz duruma bakıp bakıp “Ahh ah keşke Ankara’da olsaydım” diye söylenmek ve sonunda basıp gaza Ankara’ya dönmek. Ya da dönemeseniz bile dönmeyi şiddetle arzu etmek… Biliyorum biliyorum “Bolu’ya kadar gelmişim kardeşim geri dönmek olmaz” diye düşünüp birinci benzetiyorum. Nasıl ki bir yolda ilerlerken arkasında ne olduğunu bilmediğimiz tepelerle sağa-sola dönen virajlarla tümseklerle karşılaşıyoruz işte hayat yolunda da sonunu göremediğimiz sıkıntılarla (tepelerle) nereden döneceğimizi kestiremediğimiz ama mutlaka birinden birini seçmemiz gereken yol ayrımlarıyla bizi oldukça zorlayan engellerle (tümseklerle) karşılaşıyoruz. Bu yollar arasındaki tek fark ise bizim seçeneği tercih edersiniz. Tıpkı mehter takımının birer üyesi gibi iki ileri bir geri gidiyoruz. Hayat yolunda mehter takımı gibi yol alıyoruz. Bu olumsuz alışkanlık belki de Türk millletinde daha çok görülüyordur. Durup durup geriye bakmak… Hayat bu… Taş toprak engeller tümsekler yol ayrımları elbette çıkacak. Kimi gördünüz ki ömrü boyunca başarısızlığı mutsuzluğu acıyı tatmamış?… Şu bir gerçek ki bizi yaratan bize can ve ruh veren hepimize kaldırabileceğimiz kadar sorun engel verir. Bazılarımız bunların engel değil yeni bir deneyim yeni bir başlangıç olduğunu düşünür ve geçmişe odaklanmadan önündeki yolu nasıl geçebileceğine odaklanır. Bazılarımız ise mehter marşıyla “Ahh eskiler? Ne güzel günlerdi. Ne sorun ne dert keder… Rahattık o zamanlar çok rahattık…” diye hayıflanarak bugününü tüketir. Cinsiyet: Kadın; Yaş:19; İl: Konya Annem kendime aldığım psikoloji kitaplarını okuyup okuyup "Ömrüm boşa geçmiş" diye depresyona giriyor. ( Biz de yıllar sonra bugünlerimizi hakkıyla yaşayamadığımız için üzülmek yerine bugünden şimdiden geleceğe odaklanarak geçmişe sadece bilgi ve deneyimlerimizden yararlanmak için bakarak yaşamaya başlamalıyız. Her geçen gün aleyhimize işliyor. Hatalara üzüntülere rağmen hayatı hak ettiği gibi dolu dolu yaşamak en güzeli. Çünkü nasıl ki bugün tüm bu olumsuz duyguları yaşıyorsak bunların sonunda keyifli zamanlar ve zorlukları aşmanın verdiği hazzı ve mutluluğu yaşayacağız.Keyifli ve dolu dolu bir gün geçirmeniz dileğiyle