Geleneksel El Sanatlarında Taş işçiliği
Geleneksel Türk el sanatlarında geniş bir alanı kapsayan taş işçiliğinin en güzel ve etkileyici örnekleri, Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı döneminde sergilenmiştir. Bu taş işçiliklerinin etkileyici örnekleri şehir duvarları, saray duvarları ve kapıları, cami ve medrese tarzındaki yapılarda, avlularda ve ana giriş kapılarında, minarelerde, minberlerde, çeşme ve şadırvanlarda bolca görülmektedir. İşte, geleneksel el sanatlarında taş işçiliği çeşitleri;
Mimaride kullanılan mermer taş işçiliği: Eski dönemlerde teknolojik ekipmanların olmadığını düşünürsek, yapılan mermer taş işçiliklerinin ne kadar değerli olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırız. Günümüzde mermer, genellikle basınçlı hava ile çalışan delici matkaplarla parçalanmaktadır. Elmas diskli testere ya da makine keskilerle kesilen mermer levhalar şekillendirilmektedir. Sünger taşı, zımpara tozu çamuru ile yumuşatılıp, kalay pasta yedirilmiş kumaş tamponlarıyla cilaları yapılmaktadır.
Yontuculuk: Günümüzde unutulmak üzere olan iş kollarından biridir. Taş ocaklarından çıkarılan taşları kullanılacak olan yere göre şekillendiren, yontan ve işleyen kişilere taş yontucuları ya da taş ustası denmektedir. Anıtsal taç kapılarda, saray duvarlarında, avlularda, medreselerde ve daha birçok eserde geometrik figürler, bitkisel resimler, hayvan figürleri ve çeşitli kabartmalar taşların yontulmasıyla oluşturulmuştur.
Süs taşları işçiliği: Takı, tespih, pipo, ağızlık, baston ve benzeri aksesuar yapımında kullanılan taşlar olarak belirtebiliriz.
Lüle Taşı işçiliği: Eskişehir ilimizde pipo, nargile, ağızlık gibi süs eşyaları yapılan kolay işlenen bir taştır. Daha eskilerde mutfak gereçleri, fincan, heykel ve kutu gibi eşyalar da yapılmaktaydı.
Oltu Taşı İşçiliği: Doğal kavlanmış şekilde kırıkları bulunan, tıraşlanabilir, siyah ve parlak bir linyit çeşididir. Çok eski dönemlerden beri kullanılan Oltu taşından, günümüzde tespihler ve sigaralık gibi eşyaların yanı sıra, gümüş ve altınla birlikte takı yapımında da kullanılmaktadır.
Geleneksel Türk el sanatlarında geniş bir alanı kapsayan taş işçiliğinin en güzel ve etkileyici örnekleri, Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı döneminde sergilenmiştir. Bu taş işçiliklerinin etkileyici örnekleri şehir duvarları, saray duvarları ve kapıları, cami ve medrese tarzındaki yapılarda, avlularda ve ana giriş kapılarında, minarelerde, minberlerde, çeşme ve şadırvanlarda bolca görülmektedir. İşte, geleneksel el sanatlarında taş işçiliği çeşitleri;
Mimaride kullanılan mermer taş işçiliği: Eski dönemlerde teknolojik ekipmanların olmadığını düşünürsek, yapılan mermer taş işçiliklerinin ne kadar değerli olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırız. Günümüzde mermer, genellikle basınçlı hava ile çalışan delici matkaplarla parçalanmaktadır. Elmas diskli testere ya da makine keskilerle kesilen mermer levhalar şekillendirilmektedir. Sünger taşı, zımpara tozu çamuru ile yumuşatılıp, kalay pasta yedirilmiş kumaş tamponlarıyla cilaları yapılmaktadır.
Yontuculuk: Günümüzde unutulmak üzere olan iş kollarından biridir. Taş ocaklarından çıkarılan taşları kullanılacak olan yere göre şekillendiren, yontan ve işleyen kişilere taş yontucuları ya da taş ustası denmektedir. Anıtsal taç kapılarda, saray duvarlarında, avlularda, medreselerde ve daha birçok eserde geometrik figürler, bitkisel resimler, hayvan figürleri ve çeşitli kabartmalar taşların yontulmasıyla oluşturulmuştur.
Süs taşları işçiliği: Takı, tespih, pipo, ağızlık, baston ve benzeri aksesuar yapımında kullanılan taşlar olarak belirtebiliriz.
Lüle Taşı işçiliği: Eskişehir ilimizde pipo, nargile, ağızlık gibi süs eşyaları yapılan kolay işlenen bir taştır. Daha eskilerde mutfak gereçleri, fincan, heykel ve kutu gibi eşyalar da yapılmaktaydı.
Oltu Taşı İşçiliği: Doğal kavlanmış şekilde kırıkları bulunan, tıraşlanabilir, siyah ve parlak bir linyit çeşididir. Çok eski dönemlerden beri kullanılan Oltu taşından, günümüzde tespihler ve sigaralık gibi eşyaların yanı sıra, gümüş ve altınla birlikte takı yapımında da kullanılmaktadır.