Gelir Vergisi Kanunu
Halen yürürlükte bulunan 31.12 1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun temelini 1950 yılında çıkarılan 5421 sayılı Gelir Vergisi Kanunu teşkil etmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu özellikle 1980’lerden sonra hemen her yıl yapılan değişiklik ve düzenlemeler sonucunda bugünkü şeklini almıştır.
Vergi kanunlarının dinamik bir yapıya sahip olmaları nedeniyle, değişen ve gelişen ekonomik yapıya uygun olarak yeniden düzenlenmeleri kuşkusuz doğal ve gerekli görülmekle birlikte, sık sık değişikliğe uğratılarak, ekonomik ve sosyal gereklerin dışında birtakım görüş ve düşüncelerle düzenlemeler getirilmesi ve zaman içinde farklı yorumlamalara gidilmek suretiyle uygulamaların devamlı yeniden düzenlenmesi ve bu suretle uygulama farklılıkları yaratılması, vergilemede yarardan çok zarar doğurmakta, uygulama zâfiyetine ve adaletsizliklere yol açabilmektedir.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanununun bir kısım maddelerinde değişiklikler yapılması, bir kısım maddelerinin ise hiç değişikliğe uğramamış olması veya kısmen yeniden düzenlenmesi de yasanın bütününde üslûp farklılıkları ortaya çıkmasına yol açmış ve dil birliği bozulmuş olmakla birlikte bu durum yasanın uygulamasında farklı yorumlamaların ve uyuşmazlıkların daha sık ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Halen yürürlükte bulunan 31.12 1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun temelini 1950 yılında çıkarılan 5421 sayılı Gelir Vergisi Kanunu teşkil etmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu özellikle 1980’lerden sonra hemen her yıl yapılan değişiklik ve düzenlemeler sonucunda bugünkü şeklini almıştır.
Vergi kanunlarının dinamik bir yapıya sahip olmaları nedeniyle, değişen ve gelişen ekonomik yapıya uygun olarak yeniden düzenlenmeleri kuşkusuz doğal ve gerekli görülmekle birlikte, sık sık değişikliğe uğratılarak, ekonomik ve sosyal gereklerin dışında birtakım görüş ve düşüncelerle düzenlemeler getirilmesi ve zaman içinde farklı yorumlamalara gidilmek suretiyle uygulamaların devamlı yeniden düzenlenmesi ve bu suretle uygulama farklılıkları yaratılması, vergilemede yarardan çok zarar doğurmakta, uygulama zâfiyetine ve adaletsizliklere yol açabilmektedir.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanununun bir kısım maddelerinde değişiklikler yapılması, bir kısım maddelerinin ise hiç değişikliğe uğramamış olması veya kısmen yeniden düzenlenmesi de yasanın bütününde üslûp farklılıkları ortaya çıkmasına yol açmış ve dil birliği bozulmuş olmakla birlikte bu durum yasanın uygulamasında farklı yorumlamaların ve uyuşmazlıkların daha sık ortaya çıkmasına neden olmuştur.