İçimi acıtıyor düşen yaprak
Solduran fark, ruhuma sesleniyor sukut ettiren merak
Kalbimin fakirliği aşikar ey yarab, gönül kapıl açılmayacak mı ey Hakk
Mağfiret eyle, rahmetini esirgeme, kurak kalbim nazargahındır ne olur terk etme
Hangi süreyi aşkla okusam
İçimi titreten ayetlerin firkatiyle dağlansam ve yansam
Dinmeyen gözyaşlarımı bilmem ki nasıl tutsam, titreyerek sana yakınlaşsam
Varlığımı adasam, irademi bahşeden sensin, hakikatiyle aşkın için hiç durmasam
Ecrin halinden kadre olsam
Ne kadar nefesim kalmışsa bir divane misali aşkla ansam
Mecnunun lisanında ki firkatle yaşasam, vecdinin hasretiyle sende buluşsam
Bilmediklerimle oyalanmasam, halin deminde ki bir insan olarak zikrine kansam
Neden taatler kalbimi ağlatmaz
Kıldığım namazlar faniliğin dilinden sanki hiç anlamaz
Ruhum figan içinde sancılar sinemde dirlik bırakmaz, nefsim ar ile barışmaz
Tezkiyesine müdrik olamadığım izanım, yanlışlar adına kalbine sahibine bırakmaz
Hergün güneş umutla doğuyor
Umman ne kadar sukunetli, sanki sabrın kadrine erişmiş bir veli susuyor
Rüzgar ne söylüyor, hangi lisanın vecdinden südur ediyor, insan ne kadar biliyor
Aklın terbiyeye muhtaç olduğu kadar hükmediyor, ruhlar adeta silikleşmiş oluyor
Ey aziz nefes dilimden anlar mısın
Yıpranmış kelimelerle kal eylediğime dikkatli bir şekilde bakar mısın
Kalbin her lahzasında neden firkat yaşanır hiç anlar mısın, aşkın alini anar mısın
Kainatta meydana gelen ne varsa kayıtsız kalmak adına hala edebinle yaşar mısın
İnsan, sanki çıldırıyor ne yapıyor
Tevdi edilen en harika ehliyeti nasıl harap ederek kendinde geçiyor
Niçin bu halin nefesi olmak için emek veriliyor, düşünmek bu kadar mı zor geliyor
Tercihler ne kadar da aklın ve idraki ariliğinden kanaat ediliyor,hiç sual edilmiyor
Ölmek kim için kurtuluştur söyle
Katleden, zülmuyle darp eyleyen, kendinden geçen midir böyle
Hani akletmek vardı, ilim ve irfan bu manada ruhuna deva sunan bir kanaattı
Neden bu hakikatle unutuldu,sevgi ve muhabbet gönüllerde kurutuldu, neye yaradı
Bin hüzün zerkeden resim basıldı
İnsan ancak bu kadar edepsiz ve pişkin olur, hiç arlanmadan yayınlardı
Özgürlük adına çığırtkanlık yapanlar hangi gönülleri kazandı, desiseler durmadı
Menfat için nasıl kuyular kazıldı, içinden çıkılmaz hengameler kimleri elan aldattı
Mustafa CİLASUN
Solduran fark, ruhuma sesleniyor sukut ettiren merak
Kalbimin fakirliği aşikar ey yarab, gönül kapıl açılmayacak mı ey Hakk
Mağfiret eyle, rahmetini esirgeme, kurak kalbim nazargahındır ne olur terk etme
Hangi süreyi aşkla okusam
İçimi titreten ayetlerin firkatiyle dağlansam ve yansam
Dinmeyen gözyaşlarımı bilmem ki nasıl tutsam, titreyerek sana yakınlaşsam
Varlığımı adasam, irademi bahşeden sensin, hakikatiyle aşkın için hiç durmasam
Ecrin halinden kadre olsam
Ne kadar nefesim kalmışsa bir divane misali aşkla ansam
Mecnunun lisanında ki firkatle yaşasam, vecdinin hasretiyle sende buluşsam
Bilmediklerimle oyalanmasam, halin deminde ki bir insan olarak zikrine kansam
Neden taatler kalbimi ağlatmaz
Kıldığım namazlar faniliğin dilinden sanki hiç anlamaz
Ruhum figan içinde sancılar sinemde dirlik bırakmaz, nefsim ar ile barışmaz
Tezkiyesine müdrik olamadığım izanım, yanlışlar adına kalbine sahibine bırakmaz
Hergün güneş umutla doğuyor
Umman ne kadar sukunetli, sanki sabrın kadrine erişmiş bir veli susuyor
Rüzgar ne söylüyor, hangi lisanın vecdinden südur ediyor, insan ne kadar biliyor
Aklın terbiyeye muhtaç olduğu kadar hükmediyor, ruhlar adeta silikleşmiş oluyor
Ey aziz nefes dilimden anlar mısın
Yıpranmış kelimelerle kal eylediğime dikkatli bir şekilde bakar mısın
Kalbin her lahzasında neden firkat yaşanır hiç anlar mısın, aşkın alini anar mısın
Kainatta meydana gelen ne varsa kayıtsız kalmak adına hala edebinle yaşar mısın
İnsan, sanki çıldırıyor ne yapıyor
Tevdi edilen en harika ehliyeti nasıl harap ederek kendinde geçiyor
Niçin bu halin nefesi olmak için emek veriliyor, düşünmek bu kadar mı zor geliyor
Tercihler ne kadar da aklın ve idraki ariliğinden kanaat ediliyor,hiç sual edilmiyor
Ölmek kim için kurtuluştur söyle
Katleden, zülmuyle darp eyleyen, kendinden geçen midir böyle
Hani akletmek vardı, ilim ve irfan bu manada ruhuna deva sunan bir kanaattı
Neden bu hakikatle unutuldu,sevgi ve muhabbet gönüllerde kurutuldu, neye yaradı
Bin hüzün zerkeden resim basıldı
İnsan ancak bu kadar edepsiz ve pişkin olur, hiç arlanmadan yayınlardı
Özgürlük adına çığırtkanlık yapanlar hangi gönülleri kazandı, desiseler durmadı
Menfat için nasıl kuyular kazıldı, içinden çıkılmaz hengameler kimleri elan aldattı
Mustafa CİLASUN