Kocaman yüreği yoktu ve küçücük bir hayatı sığdırabildi ancak o yüreğine. Nazım gibi büyük değildi belki. Belki Mavi Gözlü dev değildi Nazım gibi. Orhan gibi sevdi, Atilla gibi ağladı, Ahmet gibi çirkindi ama Mevlana gibi aşıktı delikanlı o kıza. Birbirlerine bağlı olsalar da olmuyordu, Nazım gibi çalamıyordu kapısını, Atilla gibi mecburdu ona ve Ahmet gibi çıkmıyordu gündüzleri dışarıya. Korkuyordu, pişmandı sevdiğine. Çünkü çirkin şairdi Ahmet gibi, çünkü seviyordu Atilla gibi çünkü yorulmuştu Nazım gibi be "Hoşçakal" dedi, ve "Hoşçakal" o kırmızı pelerinli kıza. Hoşçakal atıyorum seni içimden. Olmadı atamadı, belki de Nazım gibi, Atilla gibi, Ahmet gibi, Orhan, Cahit, Şemsi, Ümit, Yusuf gibi bir gün olurda şiirin hecesinde buluşmak için...
Dün akşam radyo programında seslendirdim bunu ve sonrada sizinle paylaşmak istedim. Tamamen bana aittir.
Dün akşam radyo programında seslendirdim bunu ve sonrada sizinle paylaşmak istedim. Tamamen bana aittir.