Gönül güle hasret, ruhumda dinmeyecek firkat!

MustafaCİLASUN

Özel Üye
Özel üye
Edep
olmalı meramım
Bin hüzün içinde izanıma
gam zerkeder ah u figanım


Sabrı
hangi dilin aksanıyla anlamalı
ve sinemde demiyle yaşamalıyım


Vurgun
yiyen ne varsa
kanaatle onarmalıyım, nasibi
hakikat meşkiyle aydınlatmalıyım


Ne canandır
derdim ve ne de can
Ruhumun hicran damlalarında
dinmiyor meram,aşk-ı ram


Ne gelene s
ual ederim, ne gidene
içimde ki sızıyı zerkederim,
boyun büktürür ar


Bana
benden yakın kim var,
ne vakit ansam içim sızlar,
gözyaşlarım birden akmaya başlar


Saza sorsam,
mızraba anlatsam
Tanburun latif sedasıyla
hıçkırsam ve bir ömür sussam


Ruhumda
biten sevdaları,
kalbime düşen ibret
nakışları aşkın kollarına bıraksam


Ufuk adına
dinmeyen bir haz yaşasam,
mavera muhayyilemi
şirazenin mizanınyla ayıklasam


Ne kadar
taklit varsa kurtulsam
Esaret adını duydukça
utansam, nefsi hakkıyla kuşatsam


Suskun vicanımı,
pasif aklımı, zafiyet içinde ki
irademi rızay-ı bari için çalıştırsam


Pişkinliğin
sığ sularından çıksam,
kul olduğumun farkındalığına ulaşıp,
ellerimi aşk ile açsam


Arifin
ilminden ve zikrinden
Çelebinin feda olmak adına
çırpınışlarını, sabr-ı kanaatını


Sabi
masumiyetiyle,
ihsan diliyle, teslim olmuş
nefsin mefkuresiyle meşk etsem


Ne kadar
hoyrat yanım varsa,
edep en muhtaç oluğum konuysa,
hassasatiyle ümit beslemeyi öğrensem


İşte o vakit
aşk ve sevda farkını
Firkat şiarını, kalbi inşirah
ihtiyacını ruhumun vahasında yaşasam


Yeis ve kederi,
hüzün zerkeden elemi,
eza veren bedeli hakkıyla anlayıp kurtulsam


Nasip olan herşeyi,
hesap edilen aklı selimliği,
vaziyet edilen akıl ve iradeyi ecriyle buluştursam




Mustafa CİLASUN
 
Geri
Top