Gönüllerin Sultanı Orhan Bey
Osmanlı Devleti mutsuzdu. Halk kan ağlıyordu. Nasıl mutsuz olmasın ki kurucusunu, güçlü padişahını kaybetmişti.
Yalnız bir şey onları umutlandırıyordu. Osman Bey'in en az kendisi kadar güçlü ve zeki bir oğlu vardı. Şimdi o başa geçmişti. Hem de babası ölüm yatağındayken duasını alarak. Çünkü son arzusunu yerine getirmişti.
Orhan Bey'in zekası bileğine yansıyordu. O muhteşem zekasını çok iyi kullanıyordu. Sadece kendi halkı değil diğer ülkelerin haklıda ona hayrandı. Onu seviyorlardı. Orhan Bey'in amacı buydu ve başarmıştı. Bu sayede Avrupa'ya açılmak ve oraları Türkleştirmek kolaylaşıyordu.
O öyle hoşgörülüydü ki. Fethettiği yerdeki insanlar isterse oradan uzaklaşıyor, isterlerse bizim yurdumuzu yurt biliyorlardı. Kalanla kendi vatandaşlıklarını sürdürebiliyorlar, sadece haraç vermek şartıyla din ve inanışlarını koruyabiliyorlardı. Bir o kadar da düşünceliydi.
Fethettiği yerlerde yoksul insanların yemek ihtiyacını sağlayacak imaretler yaptırdı. Diğer devletlerin halkına hoşgörülü davranırken kendi milletini de unutmadı. Göçebe Türkmenleri yerleşik hayata geçirerek hem yerleşik halkı, hem göçebe halkı mutlu etmeyi bildi.
Amaçlarını belirleyen ve bu amaçlarında yavaş yavaş ilerleyen Orhan Bey bu konuda çok iyiydi. Bu politikayla hem fetihlerin kalıcılığını, hem de buraların Türkleşmesini sağladı.
Orhan Bey ölümüyle hem oğlu I. Murat'a güçlü bir devlet, hem de Osmanlı Devleti'ne iyi bir politika bıraktı.
Osmanlı Devleti mutsuzdu. Halk kan ağlıyordu. Nasıl mutsuz olmasın ki kurucusunu, güçlü padişahını kaybetmişti.
Yalnız bir şey onları umutlandırıyordu. Osman Bey'in en az kendisi kadar güçlü ve zeki bir oğlu vardı. Şimdi o başa geçmişti. Hem de babası ölüm yatağındayken duasını alarak. Çünkü son arzusunu yerine getirmişti.
Orhan Bey'in zekası bileğine yansıyordu. O muhteşem zekasını çok iyi kullanıyordu. Sadece kendi halkı değil diğer ülkelerin haklıda ona hayrandı. Onu seviyorlardı. Orhan Bey'in amacı buydu ve başarmıştı. Bu sayede Avrupa'ya açılmak ve oraları Türkleştirmek kolaylaşıyordu.
O öyle hoşgörülüydü ki. Fethettiği yerdeki insanlar isterse oradan uzaklaşıyor, isterlerse bizim yurdumuzu yurt biliyorlardı. Kalanla kendi vatandaşlıklarını sürdürebiliyorlar, sadece haraç vermek şartıyla din ve inanışlarını koruyabiliyorlardı. Bir o kadar da düşünceliydi.
Fethettiği yerlerde yoksul insanların yemek ihtiyacını sağlayacak imaretler yaptırdı. Diğer devletlerin halkına hoşgörülü davranırken kendi milletini de unutmadı. Göçebe Türkmenleri yerleşik hayata geçirerek hem yerleşik halkı, hem göçebe halkı mutlu etmeyi bildi.
Amaçlarını belirleyen ve bu amaçlarında yavaş yavaş ilerleyen Orhan Bey bu konuda çok iyiydi. Bu politikayla hem fetihlerin kalıcılığını, hem de buraların Türkleşmesini sağladı.
Orhan Bey ölümüyle hem oğlu I. Murat'a güçlü bir devlet, hem de Osmanlı Devleti'ne iyi bir politika bıraktı.