• ÇTL sistemimiz sıfırlandı ve olumlu değişiklikler yapıldı. Detaylar için: TIKLA

Görme Engellilerin Süper Kahramanları İmrendiren ‘Sesle Görme’ Duyusu

  • Konuyu açan Konuyu açan Enda
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

Enda

Neylersin!!!
V.I.P
Görme engelli insanların geliştirdikleri diğer duyular ve algılar üzerine İngiltere’de yapılan bir araştırma, insan biyolojisinin doğadaki en gizemli şeylerden birisi olduğunu bir kere daha kanıtladı. Gerçek hayatın Batman'i olan görme engellilerin geliştirdiği ‘yarasa’ duyuları hakkında yeni veriler var.

Doğada ‘sesle gören’ pek çok canlı yaşıyor aslında. Bunlardan en çabuk akla geleni ise yarasalar. Hemen ardından ise derin sularda yaşayan bazı iri balık türleri geliyor. Ancak insanlar bu özelliğe doğuştan sahip olmadan, sonradan edinebilen tek canlılar. Çıkartılan seslerden hareketle beyin, çevresinin kısa süreli hafıza üzerinde üç boyutlu haritasını oluşturabiliyor. Evet, yanlış okumadınız. İnsan beyni zor durumda kaldığında bunu sonradan öğreniyor ve geliştiriyor.

Söz konusu teknik, görme engelli insanların kişisel çabaları sonucunda edindikleri bir dizi becerinin kombinasyonu şeklinde hayat buluyor. İngiltere’de konuyla ilgili yapılan yeni bir çalışmada, engelli bireylerin çıkarttıkları daha yüksek seslerin arkalarını bile görmelerine yardımcı olduğu anlaşıldı. Normal şartlarda bir birey görme engelli değilse arkasında neler döndüğünü kolaylıkla hissedemiyor.

giphy.gif

Ekolokasyon üzerine yarasalar için hazırlanmış hareketli grafik

“Ekolokasyon uzmanı” denebilecek söz konusu görme engelli bireylerin bu yeteneği, doğada en çok yarasalara benziyor. İçgüdüsel olarak çıkarttıkları sesler, yarasaların yol tayin etmelerinde önemli bir etken ve geceleri bu şekilde hiçbir yere çarpmadan uçabiliyorlar. Görme engelli insanlarda ise bu sistem, ses tonlarının yüksek ya da alçak olmasıyla, yakınlarındaki ya da uzaklarındaki nesneleri tespit etmeleri olarak ortaya çıkıyor.

Gerçek hayattaki gerçek Batman: Daniel Kish!
Daniel Kishi, görme engelli bir birey ve tıpkı kendisi gibi aynı engeli taşıyan arkadaşlarına ekolokasyon eğitimleri veriyor. Kish “Herkesin çıkarttığı ses farklıdır. Örneğin ben dilimi ağzımın üst kısmında şaklatırım. Keskin bir sestir. Çevrenin gürültüsünü aşıp, size onlarca ya da yüzlerce metre ötesine dair bilgiler getirebilir" diyor.

İngiltere’de düzenlenen araştırmanın bir diğer boyutu, bu seslerle çevredeki nesnelerin şekli, boyutları, uzaklığı ve yapıldıkları malzemeler hakkında bile bilgiler sunuyor.

72300
Ekolokasyon Uzmanı Daniel Kish, görme engeline rağmen bisiklet sürüyor

Durham Üniversitesi'nden Nöroloji Uzmanı Dr. Lore Thaler ve arkadaşlarından kurulan bir araştırma ekibi, şok edici verilere ulaştılar. Denek olarak gönüllü olan engelli bireyleri ses yalıtımı sağlanmış bir odaya koyan araştırmacılar, köpüklerle kaplı duvarların tam ortasında yer aldılar. Parmaklarını kulaklarına götürdüler ve çeşitli sesler çıkartmaya başladılar. Bu arada odanın içinde de yankı yapan disk şeklinde bir nesne bulunuyordu.

Dr. Thaler, devamını şu şekilde anlatıyor: "Daha sonra arkalarına geçtik ve uzun bir çubukla, nazikçe ayaklarının arkasına dokunduk. Sonra mırıldanmayı durdurdular, parmaklarını kulaklarından çektiler ve ağızlarını şaklatmaya başladılar, yankıları kullanarak ortada bir hedef (yankı yapan disk) olup olmadığını söylemeye başladılar."

Deneklerinde dillerini bir ya da iki kez şaklattıkları ve hemen ardından nesneyi belirledikleri anlaşıldı. Ancak nesne yan taraflarında ya da arkalarında yer alıyorsa, dillerini şaklatma sayıları 10 ila 12’ye kadar yükseldi. Aynı zamanda arkalarında bulunan nesneleri algılamak için daha yüksek sesler çıkarttılar.

72301
Daniel Kish, deneyimlerini bir TED konferansında katılımcılarla paylaşıyor

Daniel Kish, ekolokasyon yeteneğinin engelli yaşamına olan etkisini “normal bir görme yetisi kadar etkili” şeklinde değerlendiriyor. Kish, “Yaşamınızı kapalı gözlerle sürdürmekle, yarı açık gözlerle sürdürmek arasındaki fark gibi düşünülebilir. Bu süreci daha iyi anladıkça öğrenmek ve öğretmek için daha etkin yöntemler geliştirebiliriz"diyor.

İnsan beyni, kendini zor hissettiği durumlarda hayatta kalabilmek ve şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun, mücadele etmeye programlanmış bir bilgisayar gibi işliyor.
 
Geri
Top