Gülüp geçiyorsun, beklide alay ediyorsun, bilmiyorsun…

MustafaCİLASUN

Özel Üye
Özel üye
Bilmiyorsun
Hiç nazar etmeden geçip gidiyorsun
Halin figanını işitmiyorsun,
Her lahzada hasret tohumu ekiyorsun
Titretiyorsun,
Hassasiyet serencamında bekletiyorsun,
Ümitler için şevk vaat etmiyorsun



Gözler görmüştü
Gönül süruru aşk için ömürden geçerdi
Hale nakşeden sevgiden
Nasıl vazgeçilirdi,
Ukdeleşen sır perdeydi
Gönül söz mü dinlerdi,
Yüreğe işleyen sezgiye bir nebze
Nezaket gösterilmez miydi?



Nerden bilirdim
Demek ki bu sevdaya meftun viraneydim
Yalnızlığın ve sessizliğin üşüten
Sokaklarında yıllardır bekledim
Bir tebessüm edebilmek isterdim,
Muhabbetti özlemin,
Dertleşe bilmekti firkatim



Hayallerim vardı
Bir ömür derlediğim
Ve umut beslediğim sırdı
Anlaşılamamak ne kadar garip gelirdi,
Fark edilememek ne büyük dertti
Her zaman susmak mecburiyetti,
Hiç görememek, izini sürememek eleme yeterdi



Bilmezdim, bilemezdim
Kalbime ihsan edilen
İksirden vazgeçemezdim
Ruhumun ve sezgimin talip olduğu
Bu sevdayı yakıp kül edemezdim
Vazgeçerdim, heves, tutku,
Varlık, sıfat adına neler
Ardımdaysa bırakır, giderdim



Bir heyecan var içimde
Ne kadar nezaketli ve sessiz,
Süruru içinde beklemekte
Nasip neredeyse, kader gülecekse,
Murat alınacaksa, kahır etmek niye
Seven, sevdiğine asla kahredemez,
Perişan olmasını isteyemez,
Hatta buğz edemez



Mustafa CİLASUN
 
Geri
Top