1972 doğumluyum...
Şehidim, 1992''den beri....
Komando er olarak Diyarbakır''in Kulp ilçesinde görev yapıyordum.
Devriyeden dönüyorduk.
Ansızın üzerimize el bombaları fırlattılar; kurşun yağdırdılar. Karşılık verdik...
Teröristler kaçtılar...
Baktım ki teğmenim yaralanmış..
Gittim onu kucağıma aldım ve askeri cipe doğru götürmeye başladım.
Ansızın dünyam karardı...
Bir kurşun, kafamin sağından girip solundan çıktı...
Kucağımda teğmenim, yola devrildim...
Kanım toprağa yayıldı...
Ben ne suç işledim?
Ben Şükrü Eraslan... Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı Büsürüm Beldesi'ndenim...
Ailem ve akrabalarım düğün dernek ederek yolladılar beni askere...
Milletim ve vatanım için...
Diyarbakır'ın kırsalında bir suikast silahı ile beynimi parçaladılar...
Soruyorum şimdi size: Suçum neydi benim?
Soruyorum Başbakanıma, dışişleri bakanıma:
Ben şehit miyim, hain miyim?
Ben şehit isem beni vuranlar neci?
Millet de sorsun bunu …
Güneydoğu'da yolu kesilen, pusuya düşürülen, saldırıya uğrayan ve bu nedenle can veren askerler suçlu mudur?
Onlar, oralara gidip bu ülke uğruna canlarini vermekle hainlik mi etmişlerdir?
Sakın, bu nasıl soru demeyin...
Bakın iki günde beş arkadaşımı daha vurdular...
Vuranlar mı doğru vurulanlar mı?
Cevabını başbakanımız versin...
çünkü, bizi hatırlayan yok...
Bütün övgüler, bütün televizyonlar, bütün gazeteler çetecilere...
Öyle değil mi ey halkım, öyle değil mi?
Bize vuranlara devlet töreni düzenleniyor…
Ben Şükrü Eraslan...
Büsürüm Beldesi''nden...
Taşı sıksam suyunu çıkartırdım.
Bu vatan uğruna bin canım olsa binini de verirdim...
çünkü, biliyordum ki ölürsem şehit olacağım...
Gel gör ki şimdi şaşkınım...
çünkü, beni Kanas tüfeğiyle vurduranlar; devletimizi yönetenler tarafından neredeyse törenle kabul ediliyorlar...
Bütün övgüler onlara...
Suikastçinin akıl hocalarının siyasi hakkı, kültürel hakkı...
Soruyorum başbakanıma:
Ya benim yaşama hakkım...
Bundan büyük hak olur mu?
Neden kimse onu savunmaz?
Neredesin komutanim?
Ben Şükrü Eraslan! Komando er...
Tokatlı...
Isparta'da eğitimde iken bana ne demiştin komutanım?
Siz bu milletin göz bebeğisiniz.
Ölürseniz şehit, yaşarsanız gazi olacaksınız....
Öyle mi komutanim?
Beni vuranlara, şimdi en üst yöneticiler gülücükler yolluyor...
Kanas silahını kullanan, neredeyse kahraman ilan edilecek...
Herkes onların kültürel haklarının peşinde...
Benim yaşama hakkımı düşünen bile yok.
Neden bizi kandırdınız kumandanim?
Ve neredesiniz?
Resmim size yadigar
Ben Tokatlı komando er Şükrü Eraslan!
Bir nisan günü Kulp'ta, pusuda kaldım...
Şu an o kurşun yarasından daha derin bir yaram var.
Kendimi fena halde aldatılmış hissediyorum.
Binlerce arkadaşım adına...
Kanı ile yeri sulayan; arkasından ağıtlar yakılan
Türk bayrağına sarılı tabutları ile giden arkadaşlarım adına...
Diyorum ki resmime bakın, bir karar verin:
Ben Şehit miyim, hain miyim?. Serkan Alper
Şehidim, 1992''den beri....
Komando er olarak Diyarbakır''in Kulp ilçesinde görev yapıyordum.
Devriyeden dönüyorduk.
Ansızın üzerimize el bombaları fırlattılar; kurşun yağdırdılar. Karşılık verdik...
Teröristler kaçtılar...
Baktım ki teğmenim yaralanmış..
Gittim onu kucağıma aldım ve askeri cipe doğru götürmeye başladım.
Ansızın dünyam karardı...
Bir kurşun, kafamin sağından girip solundan çıktı...
Kucağımda teğmenim, yola devrildim...
Kanım toprağa yayıldı...
Ben ne suç işledim?
Ben Şükrü Eraslan... Tokat'ın Reşadiye ilçesine bağlı Büsürüm Beldesi'ndenim...
Ailem ve akrabalarım düğün dernek ederek yolladılar beni askere...
Milletim ve vatanım için...
Diyarbakır'ın kırsalında bir suikast silahı ile beynimi parçaladılar...
Soruyorum şimdi size: Suçum neydi benim?
Soruyorum Başbakanıma, dışişleri bakanıma:
Ben şehit miyim, hain miyim?
Ben şehit isem beni vuranlar neci?
Millet de sorsun bunu …
Güneydoğu'da yolu kesilen, pusuya düşürülen, saldırıya uğrayan ve bu nedenle can veren askerler suçlu mudur?
Onlar, oralara gidip bu ülke uğruna canlarini vermekle hainlik mi etmişlerdir?
Sakın, bu nasıl soru demeyin...
Bakın iki günde beş arkadaşımı daha vurdular...
Vuranlar mı doğru vurulanlar mı?
Cevabını başbakanımız versin...
çünkü, bizi hatırlayan yok...
Bütün övgüler, bütün televizyonlar, bütün gazeteler çetecilere...
Öyle değil mi ey halkım, öyle değil mi?
Bize vuranlara devlet töreni düzenleniyor…
Ben Şükrü Eraslan...
Büsürüm Beldesi''nden...
Taşı sıksam suyunu çıkartırdım.
Bu vatan uğruna bin canım olsa binini de verirdim...
çünkü, biliyordum ki ölürsem şehit olacağım...
Gel gör ki şimdi şaşkınım...
çünkü, beni Kanas tüfeğiyle vurduranlar; devletimizi yönetenler tarafından neredeyse törenle kabul ediliyorlar...
Bütün övgüler onlara...
Suikastçinin akıl hocalarının siyasi hakkı, kültürel hakkı...
Soruyorum başbakanıma:
Ya benim yaşama hakkım...
Bundan büyük hak olur mu?
Neden kimse onu savunmaz?
Neredesin komutanim?
Ben Şükrü Eraslan! Komando er...
Tokatlı...
Isparta'da eğitimde iken bana ne demiştin komutanım?
Siz bu milletin göz bebeğisiniz.
Ölürseniz şehit, yaşarsanız gazi olacaksınız....
Öyle mi komutanim?
Beni vuranlara, şimdi en üst yöneticiler gülücükler yolluyor...
Kanas silahını kullanan, neredeyse kahraman ilan edilecek...
Herkes onların kültürel haklarının peşinde...
Benim yaşama hakkımı düşünen bile yok.
Neden bizi kandırdınız kumandanim?
Ve neredesiniz?
Resmim size yadigar
Ben Tokatlı komando er Şükrü Eraslan!
Bir nisan günü Kulp'ta, pusuda kaldım...
Şu an o kurşun yarasından daha derin bir yaram var.
Kendimi fena halde aldatılmış hissediyorum.
Binlerce arkadaşım adına...
Kanı ile yeri sulayan; arkasından ağıtlar yakılan
Türk bayrağına sarılı tabutları ile giden arkadaşlarım adına...
Diyorum ki resmime bakın, bir karar verin:
Ben Şehit miyim, hain miyim?. Serkan Alper