Kaybolmak kolay !
Kaybolmak çok daha kolay !
Fark edilmeden yaşayıp gitmek hatta !
Yaşamın kıyısından geçip gitmek ve bitirmek !
Yaptığımız tam da bu, biliyorsunuz değil mi ?
Günü tüketiyoruz, ama her bir günü !
Birini diğerine kopyalayarak !
Fark yaratmadan !
Öylesine !
Ve buna YAŞAMAK diyoruz !
Ya da içine düştüğümüz bu oyunu seviyoruz !
Ve elimize tutuşturulan tüm o replikleri tekrar etmeyi !
Belki de sorun, umut etmekten korkuyor oluşumuz…
Bir hikaye bile olmadan hem de…
Zordur ama !
Bir hikaye olmak da…
Bir hikaye yazmak da…
Çünkü hayatın kendisi zor…
Yazması da anlatması da çok zor…
Hele ki içinde debelenip dururken KENDİN olabilmek…
İşte o EN ZOR !
Niye mi ?
Bir yazarın dediği gibi… “Hayat, bazen olmayan kapıların açılmasını beklemek gibi… Yoruyor… Ama en çok da umutlandırıyor… Olmayan kapıları VARMIŞ gibi gösteriyor… Ve sen inanıyorsun… Çaresizce inanıyorsun… Oysa kapıların ardı hep DUVAR… Hayat, çok usta bir oyuncu...”
Kendi hikayelerimizi yazmak yerine ellerimize tutuşturulan replikleri tekrar edişlerimiz biraz da bundan… Varmış gibi görünen kapıların ardında ha bire çıkan DUVARLAR’dan… O yüzden vazgeçiyoruz ! Başkalarının oyunları içinde figüran olmayı kabul ediyoruz…
Karşılığında mı?
KENDİMİZDEN vazgeçiyoruz…
O yüzden denilen değişmiyor…
Hem de hiç değişmiyor !
"...başını kaçırdım hayatın,
bu yüzden sonunu da anlayamıyorum..."
ve finale de şunu ekliyoruz…
“içimden neler geçiyor bir bilsen...
bir yağmur tanesi olsam diyorum,
bir kar tanesi olsam ya da,
ve yağsam!
bir dağ başına…
sislerin arasında kaybolsam…”
Siz de bu halde olanlardan mısınız ?
Yaşamda kaybolanlardan mısınız ?
alinti
Kaybolmak çok daha kolay !
Fark edilmeden yaşayıp gitmek hatta !
Yaşamın kıyısından geçip gitmek ve bitirmek !
Yaptığımız tam da bu, biliyorsunuz değil mi ?
Günü tüketiyoruz, ama her bir günü !
Birini diğerine kopyalayarak !
Fark yaratmadan !
Öylesine !
Ve buna YAŞAMAK diyoruz !
Ya da içine düştüğümüz bu oyunu seviyoruz !
Ve elimize tutuşturulan tüm o replikleri tekrar etmeyi !
Belki de sorun, umut etmekten korkuyor oluşumuz…
Bir hikaye bile olmadan hem de…
Zordur ama !
Bir hikaye olmak da…
Bir hikaye yazmak da…
Çünkü hayatın kendisi zor…
Yazması da anlatması da çok zor…
Hele ki içinde debelenip dururken KENDİN olabilmek…
İşte o EN ZOR !
Niye mi ?
Bir yazarın dediği gibi… “Hayat, bazen olmayan kapıların açılmasını beklemek gibi… Yoruyor… Ama en çok da umutlandırıyor… Olmayan kapıları VARMIŞ gibi gösteriyor… Ve sen inanıyorsun… Çaresizce inanıyorsun… Oysa kapıların ardı hep DUVAR… Hayat, çok usta bir oyuncu...”
Kendi hikayelerimizi yazmak yerine ellerimize tutuşturulan replikleri tekrar edişlerimiz biraz da bundan… Varmış gibi görünen kapıların ardında ha bire çıkan DUVARLAR’dan… O yüzden vazgeçiyoruz ! Başkalarının oyunları içinde figüran olmayı kabul ediyoruz…
Karşılığında mı?
KENDİMİZDEN vazgeçiyoruz…
O yüzden denilen değişmiyor…
Hem de hiç değişmiyor !
"...başını kaçırdım hayatın,
bu yüzden sonunu da anlayamıyorum..."
ve finale de şunu ekliyoruz…
“içimden neler geçiyor bir bilsen...
bir yağmur tanesi olsam diyorum,
bir kar tanesi olsam ya da,
ve yağsam!
bir dağ başına…
sislerin arasında kaybolsam…”
Siz de bu halde olanlardan mısınız ?
Yaşamda kaybolanlardan mısınız ?
alinti