Meteoroloji, atmosfer tabakası içinde oluşan tüm olayları ve bunlarla ilgili değişimleri konu edinen bir bilim dalıdır. Atmosfer tabakası içindeki olaylar şöyle sıralanabilir: basınç, sıcaklık, yağış, buharlaşma, bulut ve bulutluluk, güneşlenme ve rüzgarlar.
Teknolojik açıdan yetersizliğin olduğu toplumlarda yüzyıllara dayalı yerel deneyim, görgü ve tahminlerle atmosfer olaylarına ilişkin bilgiler oldukça yüksek doğruluk oranlarına ulaşmıştır. Yaşamın tamamen doğal etkenlere bağlı olduğu geleneksel toplumlarda hava tahminleriyle ilgili bilgiler kültürel bütün içerisinde önemli bir yere sahiptir. Balığa çıkmadan önce, göçe başlamadan önce havanın nasıl olacağını bilmek işin gereği gibi yapılabilmesi için ilk şart olmaktadır.
Doğaya egemen olmak, insanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için en başından beri gerekli olan ilk koşuldur. Doğaya egemen olmak ise onun sırlarının bilinmesiyle mümkündür. Gökyüzü, bu anlamda insanoğlunun dikkatini yönelttiği en büyük gizlerden biri olmuştur. Ay ve yıldızlarla ilgili uzun yıllara dayalı deneyimler tarımsal faaliyetlerde en önemli kılavuz olmuştur. Örneğin halk arasında ülker adı verilen yıldızla ilgili bilgiler sonuçlarının hesaplanması bakımından önemli olmaktadır. Bu yıldız, 22 Haziran’da gökyüzünde görünmekte; hayvanlara ve bitkilere zarar vermektedir. Bu durum halk arasında ülker vurgunu olarak adlandırılmaktadır. Ülkere dair bilgilerle halkın korunmaya yönelik tedbirler aldığı gözlenmektedir.
Tarım toplumunda ayın durumuyla ilgili bilgiler de son derece önem kazanmaktadır. Örneğin, ay hilal biçimindeyse ve açık kısmı yukarı doğru bakıyorsa bu durum kısa süre içinde yağmur yağacağı şeklinde yorumlanır. Tarlaya tohum ekme zamanı da ayın durumuna bağlı olarak belirlenir. Ayın yeni doğmuş ilk haline “ayın aydını”, bir süre sonraki haline de “ayın garangısı” adı verilir. Tohum ekerken ayın yeni çıktığı ilk günlerde ekim yapılmaz, bir süre beklenir.
Kırsal kesim insanı için yaşamsal bir önem taşıyan hava tahmininde insanlar, hayvanlar ve bitkilerin gözlenmesi etkili olmaktadır. Örneğin, kavak ağaçlarının yapraklarını tepeden dökmeye başlaması kışın sert geçeceği anlamına gelir. Aynı şekilde çam kozalakları fazla olursa kış zor ve uzun geçecek demektir. Hayvanların davranışları da havanın nasıl olacağı konusunda ipuçları vermektedir. Örneğin, koyunlar yüzünü kıbleye karşı dönerek yatarsa bu kısa süre içinde yağmurun yağacağı anlamına gelir.
Hava Durumunu Değiştirmeye Yönelik Uygulamalar
Tarım ve hayvancılığın yoğun olduğu toplumlarda hava durumunun zararlı etkilerinden korunmaya çalışma düşüncesi ortaya çıkmıştır. Dolu kesme, güneş duası(açelik) ve yağmurun yağmasını sağlamaya yönelik uygulamalar bu ihtiyaçların etkisiyle kendini göstermiş ve toplumda kabul görerek kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.
Mevsimi geldiği halde yağmayan yağmurlar hayatı olumsuz yönde etkilediği için insanların bunun için bir şeyler yapması gerektiği düşüncesine yol açmıştır. Yağmur yağdırmaya yönelik törenler, halk kültürü zenginliklerimiz arasında yer almaktadır. Yağmurun yeterince yağması halinde “şükür duası”, yağmurun yetersiz olduğu zamanlarda ise yağmur isteğini dile getiren yağmur duası törenleri yapılır. Yağmur yağdırmaya yönelik çok farklı uygulamalar olmasına karşın(belli sayıda taşları toplayarak taşlara dua okumak ve suya bırakmak, çobanları ıslatmak vb.), yağmur duaları en çok başvurulan yoldur.
Yağmur dualarını genel olarak iki grupta toplamak mümkündür:
a.Büyüklerin katıldığı “yağmur duaları” ve bununla ilgili işlemler,
b.Çocukların katılımıyla yapılan oyunumsu törenler.
Büyüklerin katıldığı yağmur duaları, genellikle açık alanda mezarlık ya da türbe olan yerlerde, bir hoca önderliğinde yapılır. Son zamanlarda yağmur dualarının camilerde yapıldığı da görülmektedir. Hoca dua eder, orada bulunan kişiler de bu dualara katıldıktan sonra kurban kesilerek yemekler yenir. Yağmur duasında yapılan yemeklerin başında pilav gelmektedir. Yemek için pirinç veya bulgur pilavı yapılabildiği gibi bazı yerlerde yağmur duası için özel olarak keşkek yapıldığı da bilinmektedir. Bu tür yiyecekler suyla pişerken iyice şişerek iki katına çıkar. Buna benzer şekilde yağmurun yağmasını sağlayarak bereket olması için bu tür yiyecekler hazırlanır.
Yağmur duaları herhangi bir yerleşim yerinde gerek maddi anlamda gerekse manevi anlamda insanları bir araya getiren, geniş katılımlı etkinliklerdir. Genç-yaşlı, büyük-küçük demeden herkes düzenlenen yağmur duasına katılmaya çalışır. Yağmur duasında ne kadar çok insan dua ederse duaların o ölçüde kabul olacağına inanılır. Son zamanlarda yağmur dualarının hıdrellez gününde yapılmaya başlandığı görülmektedir. Bunun sebebi hem daha fazla insanın yağmur duasına katılmasını sağlamak ve aynı zamanda hıdrellez gününün kutsallığından faydalanmaktır.
Kültürümüzde genel olarak küçük çocukların dualarının daha çok kabul olacağı yönünde yaygın bir inanış vardır. Bu sebeple her türlü yağmur duasında çocukların bulundurulmasına özen gösterilir. Bunun yanı sıra bir de sadece çocuklar tarafından yapılan bazı uygulamalar söz konusudur. Bu törenler bölgelere göre, “çömçe gelin”, “kepce gelin”, “kepçecik”, “yağmurcuk”, “yağmur gelini” gibi farklı şekillerde adlandırılmaktadır. Küçüklerin katıldığı yağmur dualarında ise genellikle çocuklar toplanarak bütün evleri dolaşırlar. Bir evin kapısına geldiklerinde çeşitli maniler söyleyerek geliş amaçlarını belli ederler.Evde bulunan kişilerden yağ, un, şeker v.s. toplayarak bunlardan yemek yaparlar. Bu arada kendi aralarında birtakım eğlenceler ve oyunlar düzenlerler.
T.C Kültür ve turizm bakanlığı
Teknolojik açıdan yetersizliğin olduğu toplumlarda yüzyıllara dayalı yerel deneyim, görgü ve tahminlerle atmosfer olaylarına ilişkin bilgiler oldukça yüksek doğruluk oranlarına ulaşmıştır. Yaşamın tamamen doğal etkenlere bağlı olduğu geleneksel toplumlarda hava tahminleriyle ilgili bilgiler kültürel bütün içerisinde önemli bir yere sahiptir. Balığa çıkmadan önce, göçe başlamadan önce havanın nasıl olacağını bilmek işin gereği gibi yapılabilmesi için ilk şart olmaktadır.
Doğaya egemen olmak, insanoğlunun yaşamını sürdürebilmesi için en başından beri gerekli olan ilk koşuldur. Doğaya egemen olmak ise onun sırlarının bilinmesiyle mümkündür. Gökyüzü, bu anlamda insanoğlunun dikkatini yönelttiği en büyük gizlerden biri olmuştur. Ay ve yıldızlarla ilgili uzun yıllara dayalı deneyimler tarımsal faaliyetlerde en önemli kılavuz olmuştur. Örneğin halk arasında ülker adı verilen yıldızla ilgili bilgiler sonuçlarının hesaplanması bakımından önemli olmaktadır. Bu yıldız, 22 Haziran’da gökyüzünde görünmekte; hayvanlara ve bitkilere zarar vermektedir. Bu durum halk arasında ülker vurgunu olarak adlandırılmaktadır. Ülkere dair bilgilerle halkın korunmaya yönelik tedbirler aldığı gözlenmektedir.
Tarım toplumunda ayın durumuyla ilgili bilgiler de son derece önem kazanmaktadır. Örneğin, ay hilal biçimindeyse ve açık kısmı yukarı doğru bakıyorsa bu durum kısa süre içinde yağmur yağacağı şeklinde yorumlanır. Tarlaya tohum ekme zamanı da ayın durumuna bağlı olarak belirlenir. Ayın yeni doğmuş ilk haline “ayın aydını”, bir süre sonraki haline de “ayın garangısı” adı verilir. Tohum ekerken ayın yeni çıktığı ilk günlerde ekim yapılmaz, bir süre beklenir.
Kırsal kesim insanı için yaşamsal bir önem taşıyan hava tahmininde insanlar, hayvanlar ve bitkilerin gözlenmesi etkili olmaktadır. Örneğin, kavak ağaçlarının yapraklarını tepeden dökmeye başlaması kışın sert geçeceği anlamına gelir. Aynı şekilde çam kozalakları fazla olursa kış zor ve uzun geçecek demektir. Hayvanların davranışları da havanın nasıl olacağı konusunda ipuçları vermektedir. Örneğin, koyunlar yüzünü kıbleye karşı dönerek yatarsa bu kısa süre içinde yağmurun yağacağı anlamına gelir.
Hava Durumunu Değiştirmeye Yönelik Uygulamalar
Tarım ve hayvancılığın yoğun olduğu toplumlarda hava durumunun zararlı etkilerinden korunmaya çalışma düşüncesi ortaya çıkmıştır. Dolu kesme, güneş duası(açelik) ve yağmurun yağmasını sağlamaya yönelik uygulamalar bu ihtiyaçların etkisiyle kendini göstermiş ve toplumda kabul görerek kuşaktan kuşağa aktarılmıştır.
Mevsimi geldiği halde yağmayan yağmurlar hayatı olumsuz yönde etkilediği için insanların bunun için bir şeyler yapması gerektiği düşüncesine yol açmıştır. Yağmur yağdırmaya yönelik törenler, halk kültürü zenginliklerimiz arasında yer almaktadır. Yağmurun yeterince yağması halinde “şükür duası”, yağmurun yetersiz olduğu zamanlarda ise yağmur isteğini dile getiren yağmur duası törenleri yapılır. Yağmur yağdırmaya yönelik çok farklı uygulamalar olmasına karşın(belli sayıda taşları toplayarak taşlara dua okumak ve suya bırakmak, çobanları ıslatmak vb.), yağmur duaları en çok başvurulan yoldur.
Yağmur dualarını genel olarak iki grupta toplamak mümkündür:
a.Büyüklerin katıldığı “yağmur duaları” ve bununla ilgili işlemler,
b.Çocukların katılımıyla yapılan oyunumsu törenler.
Büyüklerin katıldığı yağmur duaları, genellikle açık alanda mezarlık ya da türbe olan yerlerde, bir hoca önderliğinde yapılır. Son zamanlarda yağmur dualarının camilerde yapıldığı da görülmektedir. Hoca dua eder, orada bulunan kişiler de bu dualara katıldıktan sonra kurban kesilerek yemekler yenir. Yağmur duasında yapılan yemeklerin başında pilav gelmektedir. Yemek için pirinç veya bulgur pilavı yapılabildiği gibi bazı yerlerde yağmur duası için özel olarak keşkek yapıldığı da bilinmektedir. Bu tür yiyecekler suyla pişerken iyice şişerek iki katına çıkar. Buna benzer şekilde yağmurun yağmasını sağlayarak bereket olması için bu tür yiyecekler hazırlanır.
Yağmur duaları herhangi bir yerleşim yerinde gerek maddi anlamda gerekse manevi anlamda insanları bir araya getiren, geniş katılımlı etkinliklerdir. Genç-yaşlı, büyük-küçük demeden herkes düzenlenen yağmur duasına katılmaya çalışır. Yağmur duasında ne kadar çok insan dua ederse duaların o ölçüde kabul olacağına inanılır. Son zamanlarda yağmur dualarının hıdrellez gününde yapılmaya başlandığı görülmektedir. Bunun sebebi hem daha fazla insanın yağmur duasına katılmasını sağlamak ve aynı zamanda hıdrellez gününün kutsallığından faydalanmaktır.
Kültürümüzde genel olarak küçük çocukların dualarının daha çok kabul olacağı yönünde yaygın bir inanış vardır. Bu sebeple her türlü yağmur duasında çocukların bulundurulmasına özen gösterilir. Bunun yanı sıra bir de sadece çocuklar tarafından yapılan bazı uygulamalar söz konusudur. Bu törenler bölgelere göre, “çömçe gelin”, “kepce gelin”, “kepçecik”, “yağmurcuk”, “yağmur gelini” gibi farklı şekillerde adlandırılmaktadır. Küçüklerin katıldığı yağmur dualarında ise genellikle çocuklar toplanarak bütün evleri dolaşırlar. Bir evin kapısına geldiklerinde çeşitli maniler söyleyerek geliş amaçlarını belli ederler.Evde bulunan kişilerden yağ, un, şeker v.s. toplayarak bunlardan yemek yaparlar. Bu arada kendi aralarında birtakım eğlenceler ve oyunlar düzenlerler.
T.C Kültür ve turizm bakanlığı