Halkla İlişkilerin Uygulama Alanları
Halkla ilişkilerin kapsamına giren bazı kavramlar, halkla ilişkilerin bütünü ile özdeşleştirilmektedir. Dolayısıyla halkla ilişkiler tek bir faaliyete indirgenmektedir. Şüphesiz bu durum doğru bir yaklaşım değildir. Aslında kendi içlerinde de alt başlıklara ayrılabilen aşağıdaki uzmanlık alanlarını kısaca incelemekte yarar vardır.
Danışmanlık; Halkla ilişkiler uygulama alanları içerisinde yer alan bu kavram, kuruluşların üst yöneticilerine stratejik konularda danışmanlık hizmeti verilmesini içerir. Halkla ilişkiler uzmanları kimi zaman kurumlara danışmanlık hizmeti sunarlar. Şüphesiz danışmanlık uzmanlık isteyen bir konudur. Çünkü danışmanlar; kurumu etkileyecek sosyal, ekonomik, politik, teknolojik vb. konuları takip ederler ve bu değişimler karşısında kurumun nasıl etkileneceğini ve yönetimin takip edeceği strateji ve politikaların üretilmesi ile ilgili yönetime önerilerde bulunurlar.
Araştırma; Halkla ilişkiler stratejilerini planlamak için konu ile ilgili tutum ve davranışların belirlemek gerekir. Böyle bir araştırma, ilk olarak karşılıklı anlamayı, ikinci olarak hedef kitleyi etkileme ve ikna etme amacıyla kullanılabilir. Diğer bir deyişle; düzenlenecek kampanyada halkla ilişkiler uzmanı, amaçlarını doğru belirlemek ve hedef kitlesini seçebilmek için bulunulan durumu bütünüyle ve objektif olarak değerlendirmelidir. Böyle araştırma ile oluşturulan halkla ilişkiler kampanyası çok daha iyi planlanacak ve sonuçları etkili olacaktır.
Medya İlişkileri; Halkla ilişkiler uzmanları mesajlarını hedef kitlelerine aktarabilmek için iletişim araçlarına ihtiyaç duyarlar. Öte yandan iletişim araçları da varlıklarını sürdürebilmek için bilgi ve haber gereksinimi içindedirler. İşte bu karşılıklı gereksinim, iyi ilişkilerin geliştirilmesini özellikle halkla ilişkiler adına zorunlu hale getirmektedir. Halkla ilişkiler uzmanları kurumlarını ilgilendiren olaylarla ilgili olarak medya kuruluşlarındaki kişi ve gruplarla mesaj alışverişi ve etkileşim içerisinde bulunurlar. Burada iletişim araçlarından birini diğerine tercih etmenin ana ölçütü, güvenirliliğini ve hedef kitleyi belli bir tavır veya eyleme motive etme amacı taşırlar. İletişim araçlarının belirlenmesinde kurumsal değer ve standartların halkla ilişkiler uzmanı tarafından göz önüne alınması ve mesajın bu durumla uyum içinde olması, doğru mesajın doğru araçta olduğu anlamına gelmektedir. Halkla ilişkiler uzmanı medya çalışanlarıyla iyi iletişim kurabilmek için, öncelikle kendi kuruluşunu iyi tanımak zorundadır. Medya ile ilişkilerinde güvenilir olmalı, muhabir ve editörlerin işini mümkün olduğunca kolaylaştırmalıdır.
Bary medya ile ilişki kurarken “üç altın N” adını verdiği temel konulara uyulduğu taktirde gazetecilerle iyi ilişki kurma ve aynı zamanda da mesajı yayınlatma şansının arttığını ifade etmektedir.
– Neden? Medyaya gönderilen mesaj neden gazetecileri ilgilendirsin? Haber niteliği taşıyor mu? Medyanın okuyucuları/izleyicileri için uygun ve ilgi çekici mi? Örneğin; yeni bir ürün tanıtımı, hizmette yenilik, yeni bir üye, büyüme… Neden basının ilgisi çekilmeye çalışılıyor? Objektif olunduğu taktirde hedefe ulaşmada en can alıcı nokta çözülmüş olur.
– Ne zaman? Yazı veya haberin son teslim tarihi/saati (deadline) nedir? Günlük, haftalık ya da aylık bir yayın mı? Medyaya gönderilen basın bülteni, basın makalesi vs. gazetecinin eline geç ulaşırsa, deadline kaçırılırsa, bültenden belki bir sonraki gün/sayıda yararlanılır belki de hiç yararlanılmaz. Bunun için daha dikkatli olmak, önlem almak gerekir.
– Ne? Gönderilecek basın bültenleri, basın makaleleri vb. ne formatta gazetecilerin eline geçmesi tercih ediliyor? Gazetecilerin tercih ettiği bir yöntem vardır. Örneğin; posta, faks veya e-posta… Tercih edilen yöntem uygulanmazsa, bilgi değerlendirmeye alınmaz veya ellerine ulaşmaz. Bütün basına aynı anda basın bülteni yollamak (Medyanın özelliğine uygun biçim, içerik ve formatta göndermek) şüphesiz çok iyi bir yöntemdir (s. 62).
Gazeteciler, halkla ilişkiler çalışanlarının bülteni gönderdikten sonra kendilerini tekrar aramamalarından, yanlış veya kötü yazılmış bülten göndermelerinden, hatta bazen bilgi göndermemelerinden, konularında yeterince bilgi sahibi olmamalarından veya çalıştıkları kurum hakkında bilgisiz olmalarından şikayet ederler. Buna karşılık halkla ilişkiler çalışanları ise, ellerinde güç bulunduğu için kaba ve ters davranan gazetecilerle çalışmak zorunda olmalarından yakınırlar. Bütün bu düşüncelerin yanı sıra her ikisi de birbirine muhtaçtır.
Halkla ilişkilerin gazetecilere muhtaç olmalarının nedeni açıktır. Halkla ilişkiler uzmanı üzerinde çalıştığı konu hakkında basında iyi haberler yayınlanmasını ister. Bu yazıları kaleme alan gazetecilerle işbirliği yapması gerekir. Kuşkusuz gazetecilerde kurumlar ve ürünler hakkında haber verebilmek için halkla ilişkiler uzmanlarına ihtiyaç duyarlar. Gazeteciler, yazılı basında, televizyonda, radyoda veya internette iyi fikirler üreterek boşlukları doldurmak zorundadır. Bu nedenle sürekli bir kaynağa ihtiyaç duyar.
Duyurum; Duyurum, kuruluşla ilgili haberlerin, haber olma değerine bağlı olarak medyada ücretsiz olarak yayınlanmasıdır. İnsanlar yazılı ya da görsel basında çıkan haberlere değer verirler. Halkla ilişkiler mesajları reklam ve benzeri etkinliklerdeki gibi ticari içerikli olarak algılanmamakta, haber olarak görülmektedir. Şüphesiz bu durum inanılırlık ve güvenilirlik açısından duyurumu çekici kılmaktadır. Halkla ilişkiler uzmanları, planlanmış mesajları sistemli bir şekilde medyaya gönderirler. Gönderilen bu mesajların medyada yayınlanma olasılığı haber değeri taşımasıyla ilgilidir.
Halkla ilişkiler uzmanları yazılı basında veya radyo-televizyonda etkili, olumlu bir sunuşla ürünleri, hizmetleri veya firmaları ile ilgili olarak önemli haberlerle (haber değeri olan) firmaya veya ürünlerine olan talebi özendirmeye, firmanın imajına olumlu katkı vb. sağlamaya çalışırlar. Kuşkusuz halkla ilişkiler uzmanları hizmet verdikleri kurumun eylemlerinin haber değeri taşıyıp taşımadığı konusunda objektif davranmalıdır. Çünkü iyi bir halkla ilişkiler uzmanı bir haberi dikkat çekecek şekilde hazırlayarak (yaratarak) hedef kitlesini etkileme başarısını gösterebilmelidir. Halkla ilişkilerde sürekliliği olan ve monoton hale gelen aktiviteleri renklendirerek, sıradanlığın dışına çıkarak basının ve dolayısıyla da hedef kitlenin dikkatini çekebilmek için duyurumdan faydalanır.
Duyurum yaygın olarak; basın bültenleri, basın toplantıları, konuşmalar ve özel haberler olarak kullanılır. Daha farklı bir deyişle, duyurum türlerini basınla ilişkiler bağlamında değerlendirmek gerekir. Örnek 1.1’de kurumların duyurum yoluyla hedef kitleleri ile iletişim kurmalarını sağlayan örnekleri görmek mümkündür.
Çalışanlarla/Üyelerle İletişim; Bir kuruluş ve çalışanları arasında ilişki kurmaya yönelik çalışmalardır. Çalışanlarla iletişim, çalışanları kurumun çalışmalarından, hedeflerinden varsa problemlerinden haberdar ederek, takım ruhunu oluşturmayı, kurum bilincini yerleştirmeyi amaçlar. Bu amaçla yapılan girişimler, çalışanlar arasındaki sorunları azaltmak, memnuniyeti sağlamak, takım ruhunu oluşturmak, motivasyonu arttırmak gibi çalışmaları içerir. Diğer bir deyişle, çalışanlar kendilerine değer verildiğini, ihtiyaçlarının göz önüne alındığını hisseder ve işlerinde gerekli olan her türlü bilgiye ulaşabilirlerse üretkenlikleri ve motivasyonları artar.
Yakın Çevre İlişkileri; Bir kuruluşun bulunduğu bölge içinde yaşayan çevre halkla iletişimi ve onlara yönelik yaptığı halkla ilişkiler etkinlikleridir. Burada halkla ilişkilerin hedefi kurumun bir parçası olduğu, içinde yaşadığı çevreyle, komşularıyla, sivil toplum örgütleriyle olumlu iletişiminin sağlanmasıdır. Bu amaçla kurumu toplumsal sorumluluğu konusunda bilinçlendirir. Toplum için önemli olan eğitim, çevre, işsizlik, sağlık gibi konularda aktif rol almasını sağlar.
Kamu Yararına Faaliyetler; Çoğunlukla halkla ilişkilerin yerine kullanılan bu kavram kamu yararının gözetildiği etkinlikleri içerir. Kamu yararına faaliyetler kurumun içinde yaşadığı toplumun menfaatlerine, refahının yükseltilmesine yönelik yapılan çalışmalardır. Şüphesiz bu faaliyetlerle kurum sadece kendini düşünmediğini, içinde yaşadığı toplumu da düşündüğünü ifade etmeye çalışır. Dolayısıyla toplumun gözünde kurumun imajının arttırılması amaçlanır. Örnek 1.2’de kurumların yaptığı kamu yararına faaliyetlere ilişkin çeşitli örnekler yer almaktadır.
Hükümet İlişkileri; Hükümete yönelik olarak planlanan halkla ilişkilerin hedefi, kurumun hükümetle, parlamenterle, bakanlıklarla, çeşitli kamu kuruluşlarıyla iletişiminin güçlendirilmesine çalışılır. Aynı zamanda kurumu ilgilendiren hükümet kararlarında, kurumun görüşünün de alınması sağlanır. Şüphesiz bu konuda halkla ilişkilerin kullanacağı yöntem, kamuoyu etkisini kullanarak, hükümeti belirli konularda karar almaya yönlendirmektir.
Meclisle doğrudan ilişkili ve kurumların adına düzeni oluşturan ajanslar vardır. Lobicilik bu programın bir parçası olarak sayılabilir. Halkla ilişkilerin öğelerinden birisi olan lobi faaliyetleri, belirli bir siyasi konuda değişim sağlamak ya da böyle bir değişimi engellemek için kamu karar mekanizmasını etkilemeye yönelik planlı çabalardır. Halkla ilişkiler uzmanları bu faaliyetleri yürütürken, konuyla ilgili kamu görevlilerini, parlamenterleri belirli bir görüş çerçevesinde ikna etmek için çeşitli prezantasyonlar yaparak konuya farklı yönleriyle de yaklaşmalarını sağlamayı amaçlamaktadırlar. Kuşkusuz bu açıdan lobi faaliyetlerini gerçekleştiren kişilerin kamu kesiminde yasama ve karar alma süreçlerini ve bunlarla ilgili mevzuatı yakından bilmeleri gerekir. Örnek 1.3’de lobicilik ile ilgili örnekleri görebilirsiniz.
Konu Yönetimi; Sorun yönetimi ya da olay yönetimi olarak da kullanılan bu kavram halkla ilişkiler fonksiyonunun bir parçasıdır. Konu yönetimi, kuruluşu ve o kuruluşun hedef kitlesini etkileyen kamu politikasını tanımlayan, değerlendiren ve aynı zamanda da cevap veren proaktif bir süreçtir. Bu süreçte, kurumlara problem yaratabilecek sorunlar önceden belirlenir ve bunları aşmak için kuruluşlar adına çözümler üretilerek programlar hazırlanır ve yönetilir. Cutlip and Center, konu yönetimi kavramının kuruluş üzerinde potansiyel etkisi olabilecek sorunları erkenden tespit etmenin mümkün olduğunu ve sorunların sonuçlarından kimi zaman faydalanmak kimi zamanda olumsuz yönlerini en aza indirmek için hazırlanan stratejik cevaplar olduğunu ifade etmektedir (1994, 16).
Finansal Halkla İlişkiler; Kuruluşların ortakları ve diğer iş dünyası ile ilişkilerini düzenleyecek iletişim programlarını içerir. Özellikle yatırımcı ve ortaklara yönelik olarak bilinen bu kavram ile kurumun finansal gücü ve ekonomik hedefleri ile ilgili bilgilendirmelerle olumlu bir imaj yaratılmaya çalışılır. Özellikle kurumun halka açılma ya da özelleştirme öncesinde ve sonrasında yatırımcıları, ekonomi basınını, aracı kurumları, finansal analistleri hedef alan çeşitli etkinlikler düzenleyerek kurumla ilgili bilgilerin medyada yer almasını sağlar. Bu doğrultuda Grunig (1984), finansal halkla ilişkiler çalışanının, finansal tanıtımı (genellikle finansal medya için) kullanmakta, şirketin hisse senedi fiyatını etkileyecek önemli buluşlar veya yeni ürünler, kar-zarar raporları, yeni hisse senetlerinin teklifleri gibi konularda basın bültenleri yazmakta; zaman zaman da şirketin finansal durumu hakkında ilgili kişilerle görüşmeler yapmaktadırlar (Aktaran; Okay, 2001, s.347). Şüphesiz buradaki amaç, kurumun finansal durumuyla ilgili olan grupları en kısa sürede bilgilendirmektir.
Endüstri ile İlişkiler; Kurumun kendi etkinlik sahasındaki diğer firmalarla ve ticari birliklerle olan ilişkileridir. Daha açık bir deyişle, endüstri mal ve hizmetleri kullananlarla yani son tüketici olmayanlarla olan ilişkileri içerir. Kuruluşların hizmet verdikleri sanayi içerisinde yer alan diğer firmalarla da iletişim kurmaları gereklidir.
Gelişme ve Kaynak Sağlama; Özellikle kar amacı gütmeyen kuruluşların kendilerine bağış sağlayanlar ya da üyelerle ilişkilerini kurma ve korumaya yönelik çalışmalarıdır. Kar amacı gütmeyen kurumlarda halkla ilişkilerin hedefi, kurumun amaçlarının kamuoyunda bilinmesinin sağlanması, daha fazla kişinin bu amaca destek vermesi, gönüllülerin, üyelerin sayısının arttırılmasıdır. Bunların yanı sıra kurumun amaçları için maddi kaynak bulunması ve toplumda kurumun etkinliğinin artmasıdır.
Çoklu Kültürlerle İlişkiler/Çeşitli Çalışma Alanları; Çeşitli kültürel gruplardan oluşan bireylerle ve gruplarla ilişkilerdir. Günümüzde işletmelerin faaliyet alanları global bir hayat kazanmıştır. İşte böyle bir hayat işletmeleri farklı kültürlerden bireylerle çalışmalarını gerektirmektedir. Bu noktada halkla ilişkiler bu farklı kültürlerden bireylerin iletişiminde bir anahtar rol üstlenmektedir.
Özel Olaylar; Olay, olağandışı, sıra dışı, farklı bir şeylerin olması durumunu çağrıştırır. Bu da sıra dışılığı ve farklılığı ile medyanın dikkatini ve ilgisini çekmede etkili bir fırsat sunar. Hedeflenen etkileşim guruplarına ya da kitlelere ulaşmada ve ilgi çekmede özel olaylardan faydalanılır. Özel olaylar genellikle medyada görünürlük sağlama için uygulanan halkla ilişkiler yöntemlerinden birisidir. Bir etkinlik, örneğin yarışma, kuruluş yıldönümleri, açılışlar gibi olaylarda görünürlük ya da katılım sağlamak için uygulanan halkla ilişkiler yöntemlerindendir. Özel olayları; beklemeden oluşan bir olay ve konunun doğru ve etkin bir şekilde duyurulması (yangın, grev, iş kazası vb. ) ve planlanmış olaylar (piknikler, fabrika turları, devlet adamlarının ziyareti gibi olaylar) olarak iki grup içinde incelemek mümkündür.
Pazarlama İletişimi; Pazarlama iletişimi, ürünün toplam önerisini tüketicilerin amaçlarına ulaşmasına yardımcı olacak hem de kuruluşu kendi amaçlarına yaklaştıracak biçimde, tüketicilerle paylaşmasıdır. Tüketicilerle kuruluş arasında oluşan sürekli bir diyalog olarak da niteleyebiliriz. Bir ürün, hizmet veya fikri satmak için reklam, duyurum, doğrudan pazarlama, promosyon, ticari şovlar ve özel olayları kapsayan tüm etkinliklerdir. Kısacası pazarlama amaçlı her türlü iletişimi içerir. Tutundurma, ürün, fiyat ve dağıtımı içeren bu kavramın amacı hedef kitleyi ikna edici bir iletişimle arzu edilen davranışa yönlendirmektir.
Halkla ilişkilerin kapsamına giren bazı kavramlar, halkla ilişkilerin bütünü ile özdeşleştirilmektedir. Dolayısıyla halkla ilişkiler tek bir faaliyete indirgenmektedir. Şüphesiz bu durum doğru bir yaklaşım değildir. Aslında kendi içlerinde de alt başlıklara ayrılabilen aşağıdaki uzmanlık alanlarını kısaca incelemekte yarar vardır.
Danışmanlık; Halkla ilişkiler uygulama alanları içerisinde yer alan bu kavram, kuruluşların üst yöneticilerine stratejik konularda danışmanlık hizmeti verilmesini içerir. Halkla ilişkiler uzmanları kimi zaman kurumlara danışmanlık hizmeti sunarlar. Şüphesiz danışmanlık uzmanlık isteyen bir konudur. Çünkü danışmanlar; kurumu etkileyecek sosyal, ekonomik, politik, teknolojik vb. konuları takip ederler ve bu değişimler karşısında kurumun nasıl etkileneceğini ve yönetimin takip edeceği strateji ve politikaların üretilmesi ile ilgili yönetime önerilerde bulunurlar.
Araştırma; Halkla ilişkiler stratejilerini planlamak için konu ile ilgili tutum ve davranışların belirlemek gerekir. Böyle bir araştırma, ilk olarak karşılıklı anlamayı, ikinci olarak hedef kitleyi etkileme ve ikna etme amacıyla kullanılabilir. Diğer bir deyişle; düzenlenecek kampanyada halkla ilişkiler uzmanı, amaçlarını doğru belirlemek ve hedef kitlesini seçebilmek için bulunulan durumu bütünüyle ve objektif olarak değerlendirmelidir. Böyle araştırma ile oluşturulan halkla ilişkiler kampanyası çok daha iyi planlanacak ve sonuçları etkili olacaktır.
Medya İlişkileri; Halkla ilişkiler uzmanları mesajlarını hedef kitlelerine aktarabilmek için iletişim araçlarına ihtiyaç duyarlar. Öte yandan iletişim araçları da varlıklarını sürdürebilmek için bilgi ve haber gereksinimi içindedirler. İşte bu karşılıklı gereksinim, iyi ilişkilerin geliştirilmesini özellikle halkla ilişkiler adına zorunlu hale getirmektedir. Halkla ilişkiler uzmanları kurumlarını ilgilendiren olaylarla ilgili olarak medya kuruluşlarındaki kişi ve gruplarla mesaj alışverişi ve etkileşim içerisinde bulunurlar. Burada iletişim araçlarından birini diğerine tercih etmenin ana ölçütü, güvenirliliğini ve hedef kitleyi belli bir tavır veya eyleme motive etme amacı taşırlar. İletişim araçlarının belirlenmesinde kurumsal değer ve standartların halkla ilişkiler uzmanı tarafından göz önüne alınması ve mesajın bu durumla uyum içinde olması, doğru mesajın doğru araçta olduğu anlamına gelmektedir. Halkla ilişkiler uzmanı medya çalışanlarıyla iyi iletişim kurabilmek için, öncelikle kendi kuruluşunu iyi tanımak zorundadır. Medya ile ilişkilerinde güvenilir olmalı, muhabir ve editörlerin işini mümkün olduğunca kolaylaştırmalıdır.
Bary medya ile ilişki kurarken “üç altın N” adını verdiği temel konulara uyulduğu taktirde gazetecilerle iyi ilişki kurma ve aynı zamanda da mesajı yayınlatma şansının arttığını ifade etmektedir.
– Neden? Medyaya gönderilen mesaj neden gazetecileri ilgilendirsin? Haber niteliği taşıyor mu? Medyanın okuyucuları/izleyicileri için uygun ve ilgi çekici mi? Örneğin; yeni bir ürün tanıtımı, hizmette yenilik, yeni bir üye, büyüme… Neden basının ilgisi çekilmeye çalışılıyor? Objektif olunduğu taktirde hedefe ulaşmada en can alıcı nokta çözülmüş olur.
– Ne zaman? Yazı veya haberin son teslim tarihi/saati (deadline) nedir? Günlük, haftalık ya da aylık bir yayın mı? Medyaya gönderilen basın bülteni, basın makalesi vs. gazetecinin eline geç ulaşırsa, deadline kaçırılırsa, bültenden belki bir sonraki gün/sayıda yararlanılır belki de hiç yararlanılmaz. Bunun için daha dikkatli olmak, önlem almak gerekir.
– Ne? Gönderilecek basın bültenleri, basın makaleleri vb. ne formatta gazetecilerin eline geçmesi tercih ediliyor? Gazetecilerin tercih ettiği bir yöntem vardır. Örneğin; posta, faks veya e-posta… Tercih edilen yöntem uygulanmazsa, bilgi değerlendirmeye alınmaz veya ellerine ulaşmaz. Bütün basına aynı anda basın bülteni yollamak (Medyanın özelliğine uygun biçim, içerik ve formatta göndermek) şüphesiz çok iyi bir yöntemdir (s. 62).
Gazeteciler, halkla ilişkiler çalışanlarının bülteni gönderdikten sonra kendilerini tekrar aramamalarından, yanlış veya kötü yazılmış bülten göndermelerinden, hatta bazen bilgi göndermemelerinden, konularında yeterince bilgi sahibi olmamalarından veya çalıştıkları kurum hakkında bilgisiz olmalarından şikayet ederler. Buna karşılık halkla ilişkiler çalışanları ise, ellerinde güç bulunduğu için kaba ve ters davranan gazetecilerle çalışmak zorunda olmalarından yakınırlar. Bütün bu düşüncelerin yanı sıra her ikisi de birbirine muhtaçtır.
Halkla ilişkilerin gazetecilere muhtaç olmalarının nedeni açıktır. Halkla ilişkiler uzmanı üzerinde çalıştığı konu hakkında basında iyi haberler yayınlanmasını ister. Bu yazıları kaleme alan gazetecilerle işbirliği yapması gerekir. Kuşkusuz gazetecilerde kurumlar ve ürünler hakkında haber verebilmek için halkla ilişkiler uzmanlarına ihtiyaç duyarlar. Gazeteciler, yazılı basında, televizyonda, radyoda veya internette iyi fikirler üreterek boşlukları doldurmak zorundadır. Bu nedenle sürekli bir kaynağa ihtiyaç duyar.
Duyurum; Duyurum, kuruluşla ilgili haberlerin, haber olma değerine bağlı olarak medyada ücretsiz olarak yayınlanmasıdır. İnsanlar yazılı ya da görsel basında çıkan haberlere değer verirler. Halkla ilişkiler mesajları reklam ve benzeri etkinliklerdeki gibi ticari içerikli olarak algılanmamakta, haber olarak görülmektedir. Şüphesiz bu durum inanılırlık ve güvenilirlik açısından duyurumu çekici kılmaktadır. Halkla ilişkiler uzmanları, planlanmış mesajları sistemli bir şekilde medyaya gönderirler. Gönderilen bu mesajların medyada yayınlanma olasılığı haber değeri taşımasıyla ilgilidir.
Halkla ilişkiler uzmanları yazılı basında veya radyo-televizyonda etkili, olumlu bir sunuşla ürünleri, hizmetleri veya firmaları ile ilgili olarak önemli haberlerle (haber değeri olan) firmaya veya ürünlerine olan talebi özendirmeye, firmanın imajına olumlu katkı vb. sağlamaya çalışırlar. Kuşkusuz halkla ilişkiler uzmanları hizmet verdikleri kurumun eylemlerinin haber değeri taşıyıp taşımadığı konusunda objektif davranmalıdır. Çünkü iyi bir halkla ilişkiler uzmanı bir haberi dikkat çekecek şekilde hazırlayarak (yaratarak) hedef kitlesini etkileme başarısını gösterebilmelidir. Halkla ilişkilerde sürekliliği olan ve monoton hale gelen aktiviteleri renklendirerek, sıradanlığın dışına çıkarak basının ve dolayısıyla da hedef kitlenin dikkatini çekebilmek için duyurumdan faydalanır.
Duyurum yaygın olarak; basın bültenleri, basın toplantıları, konuşmalar ve özel haberler olarak kullanılır. Daha farklı bir deyişle, duyurum türlerini basınla ilişkiler bağlamında değerlendirmek gerekir. Örnek 1.1’de kurumların duyurum yoluyla hedef kitleleri ile iletişim kurmalarını sağlayan örnekleri görmek mümkündür.
Çalışanlarla/Üyelerle İletişim; Bir kuruluş ve çalışanları arasında ilişki kurmaya yönelik çalışmalardır. Çalışanlarla iletişim, çalışanları kurumun çalışmalarından, hedeflerinden varsa problemlerinden haberdar ederek, takım ruhunu oluşturmayı, kurum bilincini yerleştirmeyi amaçlar. Bu amaçla yapılan girişimler, çalışanlar arasındaki sorunları azaltmak, memnuniyeti sağlamak, takım ruhunu oluşturmak, motivasyonu arttırmak gibi çalışmaları içerir. Diğer bir deyişle, çalışanlar kendilerine değer verildiğini, ihtiyaçlarının göz önüne alındığını hisseder ve işlerinde gerekli olan her türlü bilgiye ulaşabilirlerse üretkenlikleri ve motivasyonları artar.
Yakın Çevre İlişkileri; Bir kuruluşun bulunduğu bölge içinde yaşayan çevre halkla iletişimi ve onlara yönelik yaptığı halkla ilişkiler etkinlikleridir. Burada halkla ilişkilerin hedefi kurumun bir parçası olduğu, içinde yaşadığı çevreyle, komşularıyla, sivil toplum örgütleriyle olumlu iletişiminin sağlanmasıdır. Bu amaçla kurumu toplumsal sorumluluğu konusunda bilinçlendirir. Toplum için önemli olan eğitim, çevre, işsizlik, sağlık gibi konularda aktif rol almasını sağlar.
Kamu Yararına Faaliyetler; Çoğunlukla halkla ilişkilerin yerine kullanılan bu kavram kamu yararının gözetildiği etkinlikleri içerir. Kamu yararına faaliyetler kurumun içinde yaşadığı toplumun menfaatlerine, refahının yükseltilmesine yönelik yapılan çalışmalardır. Şüphesiz bu faaliyetlerle kurum sadece kendini düşünmediğini, içinde yaşadığı toplumu da düşündüğünü ifade etmeye çalışır. Dolayısıyla toplumun gözünde kurumun imajının arttırılması amaçlanır. Örnek 1.2’de kurumların yaptığı kamu yararına faaliyetlere ilişkin çeşitli örnekler yer almaktadır.
Hükümet İlişkileri; Hükümete yönelik olarak planlanan halkla ilişkilerin hedefi, kurumun hükümetle, parlamenterle, bakanlıklarla, çeşitli kamu kuruluşlarıyla iletişiminin güçlendirilmesine çalışılır. Aynı zamanda kurumu ilgilendiren hükümet kararlarında, kurumun görüşünün de alınması sağlanır. Şüphesiz bu konuda halkla ilişkilerin kullanacağı yöntem, kamuoyu etkisini kullanarak, hükümeti belirli konularda karar almaya yönlendirmektir.
Meclisle doğrudan ilişkili ve kurumların adına düzeni oluşturan ajanslar vardır. Lobicilik bu programın bir parçası olarak sayılabilir. Halkla ilişkilerin öğelerinden birisi olan lobi faaliyetleri, belirli bir siyasi konuda değişim sağlamak ya da böyle bir değişimi engellemek için kamu karar mekanizmasını etkilemeye yönelik planlı çabalardır. Halkla ilişkiler uzmanları bu faaliyetleri yürütürken, konuyla ilgili kamu görevlilerini, parlamenterleri belirli bir görüş çerçevesinde ikna etmek için çeşitli prezantasyonlar yaparak konuya farklı yönleriyle de yaklaşmalarını sağlamayı amaçlamaktadırlar. Kuşkusuz bu açıdan lobi faaliyetlerini gerçekleştiren kişilerin kamu kesiminde yasama ve karar alma süreçlerini ve bunlarla ilgili mevzuatı yakından bilmeleri gerekir. Örnek 1.3’de lobicilik ile ilgili örnekleri görebilirsiniz.
Konu Yönetimi; Sorun yönetimi ya da olay yönetimi olarak da kullanılan bu kavram halkla ilişkiler fonksiyonunun bir parçasıdır. Konu yönetimi, kuruluşu ve o kuruluşun hedef kitlesini etkileyen kamu politikasını tanımlayan, değerlendiren ve aynı zamanda da cevap veren proaktif bir süreçtir. Bu süreçte, kurumlara problem yaratabilecek sorunlar önceden belirlenir ve bunları aşmak için kuruluşlar adına çözümler üretilerek programlar hazırlanır ve yönetilir. Cutlip and Center, konu yönetimi kavramının kuruluş üzerinde potansiyel etkisi olabilecek sorunları erkenden tespit etmenin mümkün olduğunu ve sorunların sonuçlarından kimi zaman faydalanmak kimi zamanda olumsuz yönlerini en aza indirmek için hazırlanan stratejik cevaplar olduğunu ifade etmektedir (1994, 16).
Finansal Halkla İlişkiler; Kuruluşların ortakları ve diğer iş dünyası ile ilişkilerini düzenleyecek iletişim programlarını içerir. Özellikle yatırımcı ve ortaklara yönelik olarak bilinen bu kavram ile kurumun finansal gücü ve ekonomik hedefleri ile ilgili bilgilendirmelerle olumlu bir imaj yaratılmaya çalışılır. Özellikle kurumun halka açılma ya da özelleştirme öncesinde ve sonrasında yatırımcıları, ekonomi basınını, aracı kurumları, finansal analistleri hedef alan çeşitli etkinlikler düzenleyerek kurumla ilgili bilgilerin medyada yer almasını sağlar. Bu doğrultuda Grunig (1984), finansal halkla ilişkiler çalışanının, finansal tanıtımı (genellikle finansal medya için) kullanmakta, şirketin hisse senedi fiyatını etkileyecek önemli buluşlar veya yeni ürünler, kar-zarar raporları, yeni hisse senetlerinin teklifleri gibi konularda basın bültenleri yazmakta; zaman zaman da şirketin finansal durumu hakkında ilgili kişilerle görüşmeler yapmaktadırlar (Aktaran; Okay, 2001, s.347). Şüphesiz buradaki amaç, kurumun finansal durumuyla ilgili olan grupları en kısa sürede bilgilendirmektir.
Endüstri ile İlişkiler; Kurumun kendi etkinlik sahasındaki diğer firmalarla ve ticari birliklerle olan ilişkileridir. Daha açık bir deyişle, endüstri mal ve hizmetleri kullananlarla yani son tüketici olmayanlarla olan ilişkileri içerir. Kuruluşların hizmet verdikleri sanayi içerisinde yer alan diğer firmalarla da iletişim kurmaları gereklidir.
Gelişme ve Kaynak Sağlama; Özellikle kar amacı gütmeyen kuruluşların kendilerine bağış sağlayanlar ya da üyelerle ilişkilerini kurma ve korumaya yönelik çalışmalarıdır. Kar amacı gütmeyen kurumlarda halkla ilişkilerin hedefi, kurumun amaçlarının kamuoyunda bilinmesinin sağlanması, daha fazla kişinin bu amaca destek vermesi, gönüllülerin, üyelerin sayısının arttırılmasıdır. Bunların yanı sıra kurumun amaçları için maddi kaynak bulunması ve toplumda kurumun etkinliğinin artmasıdır.
Çoklu Kültürlerle İlişkiler/Çeşitli Çalışma Alanları; Çeşitli kültürel gruplardan oluşan bireylerle ve gruplarla ilişkilerdir. Günümüzde işletmelerin faaliyet alanları global bir hayat kazanmıştır. İşte böyle bir hayat işletmeleri farklı kültürlerden bireylerle çalışmalarını gerektirmektedir. Bu noktada halkla ilişkiler bu farklı kültürlerden bireylerin iletişiminde bir anahtar rol üstlenmektedir.
Özel Olaylar; Olay, olağandışı, sıra dışı, farklı bir şeylerin olması durumunu çağrıştırır. Bu da sıra dışılığı ve farklılığı ile medyanın dikkatini ve ilgisini çekmede etkili bir fırsat sunar. Hedeflenen etkileşim guruplarına ya da kitlelere ulaşmada ve ilgi çekmede özel olaylardan faydalanılır. Özel olaylar genellikle medyada görünürlük sağlama için uygulanan halkla ilişkiler yöntemlerinden birisidir. Bir etkinlik, örneğin yarışma, kuruluş yıldönümleri, açılışlar gibi olaylarda görünürlük ya da katılım sağlamak için uygulanan halkla ilişkiler yöntemlerindendir. Özel olayları; beklemeden oluşan bir olay ve konunun doğru ve etkin bir şekilde duyurulması (yangın, grev, iş kazası vb. ) ve planlanmış olaylar (piknikler, fabrika turları, devlet adamlarının ziyareti gibi olaylar) olarak iki grup içinde incelemek mümkündür.
Pazarlama İletişimi; Pazarlama iletişimi, ürünün toplam önerisini tüketicilerin amaçlarına ulaşmasına yardımcı olacak hem de kuruluşu kendi amaçlarına yaklaştıracak biçimde, tüketicilerle paylaşmasıdır. Tüketicilerle kuruluş arasında oluşan sürekli bir diyalog olarak da niteleyebiliriz. Bir ürün, hizmet veya fikri satmak için reklam, duyurum, doğrudan pazarlama, promosyon, ticari şovlar ve özel olayları kapsayan tüm etkinliklerdir. Kısacası pazarlama amaçlı her türlü iletişimi içerir. Tutundurma, ürün, fiyat ve dağıtımı içeren bu kavramın amacı hedef kitleyi ikna edici bir iletişimle arzu edilen davranışa yönlendirmektir.