İnsandım, düşünmek zorundaydım
İnsanlık adına ne yapabilirimde ısrarla durmalıydım
Geçip giden zamana söyle ki neler anlatmalıydım, hangi lahzayı okumalıydım
Bahşeden, halk eyleyen Rabbin özellikle hassasiyete işaret ettiği ayetlerde durulmalıydım
Hasta revirde gözlerime bakıyor
Bir umut adına çare bulmaya çalışıyor, ama olmuyor
Nefesi zor güç alan zavallı ne kadar zorlanıyor ve fakat gözleri bakamıyor
Refakatçisi sanki umudu kesmiş, bin kahır içinde nefes nefese anlatıyor, ah yavrun diyor
Hemşireler ne kadar zarif yüksünmüyor
Kimi zaman sabredip, onca sual karşısında sessizliğini koruyor
Yatalak hastaların sancısı hiç bitmiyor, ağrıların şiddetiyle sanki figan eğliyor
Yarabbi sen bilirsin, sen sahip ve hikmetiyle Rahmet eden yegânesin niyazı yükseliyor
Hekimle ne kadar telaş içinde çırpınıyor
Çok genç bir nefes trafik kazası neticesinde içeriye giriyor
Hiçbir ses yok, nabız sayılıyor, kalbine masaj yapılıyor, şok tedavisi uygulanıyor
Zavallının boynu bükük, o kadar masum bir duruşu var ki, insanın yüreği o ana dayanamıyor
Çaresizlik içinde boynunu büken, yutkunuyor
Bir selam versen kırk yıllık ahbap gibi içini döküyor, ne kadar samimi buluyor
Umudu senin gözlerinde arıyor, kalbinin hassasiyetine yatırıyor, vicdanını uyandırıyor
Nasıl tepkisiz kalırsın, hiç umursamadan maksadına nail olmak için insanlıktan çıkarsın, dedirtiyor
Şimdi huzur evleri ne kadar şenlik içindedir
Dilerim Rabbimden ismi gibi gönüllere huzur zerk eden yerlerdir
Sıfatı bir şey sanan zavallıların ellerinde esaret yaşatılan nefesler değillerdir
Onların mağfiret ve rahmet edeni Rabdir, bu hakikatten habersiz olanlar gafillerdir
Mustafa CİLASUN