Kitapta insanların kötü birer acı olarak gördüğü ama aslında ne kadar öyle gözükse de iyi yanlarının olduğunu farkında olmamızı sağlıyor. Birçok insan ağır sorunlar yüzünden toparlanmak, güç ve cesaret bulabilmek adına adım atmayı yeğlemek istiyor. Bu kitap da bu yolda rehberlik etmesi amacıyla okunuyor. Tabii ki zor şeyler yaşayınca toparlanmak, ayağa kalkmak zor ama, yeni bir umutla kaybettiğini sandığın yerden tekrar daha güçlü bir şekilde başlamak gerektiğini anlatıyor yazar. Mesela kaybetmek. Kaybedilen her ne varsa değerlidir fakat bir zaman sonra kişi yitirdikleri sayesinde tecrübe sahibi olur. Hayatta hiçbir acı sonsuza dek sürmez. İnsanlar sonsuza dek süreceğini sandığı acıların kitabı okuduktan sonra yitirileceğinin farkına varıyor. Bakış açısını değiştiren kişi, bu sıkıntıdan kurtulmak için “bu kadar üzülmeye değer mi” sorusunu kendine sorar ve aslında değmeyeceğini anlar. Ardından kendine gelir ve tüm olumsuzlukları geride bırakır ve kendine de zaman ayırmaya başlar. Bize kötülük yapanlara kötülük yapmaktansa affedip uzaklaşmamız gerektiğini belirterek hafifletmeye yardımcı olur. Ve bunları yaptıkça güçlenip kendimizden başkasına ihtiyacımızın olmadığını farkına vardırır. Yani aslında hayatı kazanmak için bir şey elde etmemizi beklemek yerine, düştüğümüzde çok daha güçlü kalkıp, asıl o zaman kazanabileceğimizi belirtir. İnsan bazen yalnız hisseder kendini içsel olarak da iyi hissetmez tam da o zamanlarda okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ne olursa olsun pes etmemen gerektiğini aşılıyor. Çoğu duygularımıza tercüman olacak bir kitap olmasının yanı sıra da çok fazla dinsel içerik barındırıyor.
Son düzenleme: